mitosfer
yazdığı bilgi içerikli tanımlar, şiirler ve güzel hikayelerinden dolayı severek takip ettiğim yazarlardandır. hep öyle kalacak.
ayrıca hakkında yazılanlar için cevap hakkı olmayacak. kimse böyle bir şeyi hak etmez. önceki tanımlarda çok güzel şeyler yazıp sonradan tam tersi bir tavır sergilemek de iki yüzlülük oluyor.
ayrıca hakkında yazılanlar için cevap hakkı olmayacak. kimse böyle bir şeyi hak etmez. önceki tanımlarda çok güzel şeyler yazıp sonradan tam tersi bir tavır sergilemek de iki yüzlülük oluyor.
devamını gör...
kuymak yerken hayatın anlamını düşünmek
yenildiği yere göre aralarında 180 derece fark olabilecek düşüncelere gark olmaktır.
erken köy sabahlarında fındık, çay ya da çayıra gitmeden önce yenen kuymak ise derin derin günün nasıl akşam olacağı düşünülür. evde hitler gibi günü planlayan evim en büyüğünün çizdiği rotadan şaşmadan, ona çatmadan, tad kaçmadan, can çıkmadan o günü bitirmenin yolu aranır.
yenilen kuymak restoranda ya da hafta sonu kahvaltısında ise ey gidi çalışma zamanlarımız diye iç çekip bu güne bolca şükredilir. ardından bir keyif çayı ya da kahvesi içip kuymağın içine katılan tereyağının unun peynirin kalitesi düşünülür.
erken köy sabahlarında fındık, çay ya da çayıra gitmeden önce yenen kuymak ise derin derin günün nasıl akşam olacağı düşünülür. evde hitler gibi günü planlayan evim en büyüğünün çizdiği rotadan şaşmadan, ona çatmadan, tad kaçmadan, can çıkmadan o günü bitirmenin yolu aranır.
yenilen kuymak restoranda ya da hafta sonu kahvaltısında ise ey gidi çalışma zamanlarımız diye iç çekip bu güne bolca şükredilir. ardından bir keyif çayı ya da kahvesi içip kuymağın içine katılan tereyağının unun peynirin kalitesi düşünülür.
devamını gör...
filozofların en sevilen sözleri
hafif acılar konuşabilir ama, derin acılar dilsizdir.
- seneca
- seneca
devamını gör...
baget
hakkında genel bilgiler aşağıdaki gibi olan davul zopaları.
genellikle baget yapımında 3 ağaç kullanılır,
(bkz: akça ağaç)*
görece hafiftir, oldukça esnektir, enerjiyi güzel emer. vuruşların kuvvetini bilek ve ellerinizde daha az hissedersiniz.
(bkz: ceviz)**
maple ile benzer özellikleri taşır, biraz daha yumuşaktır.
(bkz: meşe)*
daha sert bagetlerdir, tuşeleriniz daha net duyulur, ancak enerji emilimi zayıftır. bu nedenle bilek yorabilir. kondisyonunuza bağlı.
en çok kullanılan bagetlerin uçları genel olarak iki tiptir. (caz fırçalarını filan saymıyorum)
(bkz: plastik)
(bkz: tahta)
tahta uçlu bagetler dünyada en sık kullanılan bagetlerdir. çoğu müzik türüne giderler. kötü yanları ise zamanla (özellikle stick controlünüz iyi değilse ya da çok sert müzikler yapıyorsanız) uçlarının yıpranması, çentiklenmesidir.
sert müzik yapıyorsanız yine de tahta uçlu baget seçmenizde farda vardır, tuşeleriniz daha güzel duyulur.
ayrıca elektro davul çalıyorsanız tahta uçlu bagetler pedlerinize zarar verebilir, ağlarsınız sonra.
plastik uçlu bagetler ise daha iyi ribaunda sahiplerdir. zillerinizin sesini öce çıkarırlar, en büyük problemleri zamanla bu uçların düşme ihtimali olmasıdır.
bir konser ortasında bu pek hoş olmaz.
boyut & ağırlık
..
*7a
hafiftir, incedir, bu nedenle tuşeleriniz zayıf duyulur. jazz gibi tarzlarda tercih edilesidir. kişisel olarak 7a bagetleri sevmemekteyim, aşırı hafifler.
*5a
en çok kullanılan baget ağırlığı. orta inceliktedir, dolayısıyla orta ağırlıktadır. rock-grunge-alternatif gibi tarzlara pek güzel uyar.
*2b/5b
ağırlık-kalınlık olarak en büyük değere sahip bagetler. tuşeleriniz oldukça yüksek duyulur.
her türlü metal-rock tarzına iyi gider.
(bkz: ahead)
(bkz: vic firth)
(bkz: zildjian)
genellikle baget yapımında 3 ağaç kullanılır,
(bkz: akça ağaç)*
görece hafiftir, oldukça esnektir, enerjiyi güzel emer. vuruşların kuvvetini bilek ve ellerinizde daha az hissedersiniz.
(bkz: ceviz)**
maple ile benzer özellikleri taşır, biraz daha yumuşaktır.
(bkz: meşe)*
daha sert bagetlerdir, tuşeleriniz daha net duyulur, ancak enerji emilimi zayıftır. bu nedenle bilek yorabilir. kondisyonunuza bağlı.
en çok kullanılan bagetlerin uçları genel olarak iki tiptir. (caz fırçalarını filan saymıyorum)
(bkz: plastik)
(bkz: tahta)
tahta uçlu bagetler dünyada en sık kullanılan bagetlerdir. çoğu müzik türüne giderler. kötü yanları ise zamanla (özellikle stick controlünüz iyi değilse ya da çok sert müzikler yapıyorsanız) uçlarının yıpranması, çentiklenmesidir.
sert müzik yapıyorsanız yine de tahta uçlu baget seçmenizde farda vardır, tuşeleriniz daha güzel duyulur.
ayrıca elektro davul çalıyorsanız tahta uçlu bagetler pedlerinize zarar verebilir, ağlarsınız sonra.
plastik uçlu bagetler ise daha iyi ribaunda sahiplerdir. zillerinizin sesini öce çıkarırlar, en büyük problemleri zamanla bu uçların düşme ihtimali olmasıdır.
bir konser ortasında bu pek hoş olmaz.
boyut & ağırlık
..
*7a
hafiftir, incedir, bu nedenle tuşeleriniz zayıf duyulur. jazz gibi tarzlarda tercih edilesidir. kişisel olarak 7a bagetleri sevmemekteyim, aşırı hafifler.
*5a
en çok kullanılan baget ağırlığı. orta inceliktedir, dolayısıyla orta ağırlıktadır. rock-grunge-alternatif gibi tarzlara pek güzel uyar.
*2b/5b
ağırlık-kalınlık olarak en büyük değere sahip bagetler. tuşeleriniz oldukça yüksek duyulur.
her türlü metal-rock tarzına iyi gider.
(bkz: ahead)
(bkz: vic firth)
(bkz: zildjian)
devamını gör...
heves kırmak için yaratılmış insan
bulunduğu ortamda her şeyi bildiğini düşünen, kibrinden dünyayı döndürdüğünü düşünen, gamsız, hayatı ciddiye alma yeteneği olmayan, duygusuz insan vasfındakiler bence.
devamını gör...
normal sözlük'ün yavaşlaması
bir ara bilgisayarımdan şüphe duymama sebep olan yavaşlama. teknoloji katili olmama ramak kalmıştı ki sözlüğün yavaşladığını anladım.
devamını gör...
satranç oynamak
kendimce notlar alarak sıfırdan öğrenmeye başladığım zekaa oyunu. "zekaliyim ama okumayı seçmedim"*
uygulama bittikten sonra matrix 1 de neo nun bilgisayara bağlanıp 24 saat boyunca dövüş sanatları yüklenmesi gibi kalktığımda ben de "i know how to play chess" diyeceğim.*
uygulama bittikten sonra matrix 1 de neo nun bilgisayara bağlanıp 24 saat boyunca dövüş sanatları yüklenmesi gibi kalktığımda ben de "i know how to play chess" diyeceğim.*
devamını gör...
sosyal fobi belirtileri
sosyal fobinin belirtileri fiziksel belirtiler, duygusal belirtiler, bilişsel belirtiler ve davranışsal belirtiler olarak 4 gruba ayrılır. tüm diğer kaygı bozukluklarında olduğu gibi aynı kökenli ve aynı türden belirtiler gözlenirken, sosyal fobiye özgü belirtiler de vardır. şurada birkaç örnek.
baş, çene ve göğüs ağrıları
kalabalıklardan kaçınma
kendisi ve olası durum hakkında olumsuz düşünceler
korku, utanç, kaygı ve öfke hissetme
kızarmak
terlemek
göz teması kurmaktan kaçınmak
kalp çarpıntısı
titremek
baş dönmesi, bayılacakmış gibi olma hissi
gözü hiçbir şeyi görmemek, sadece olumsuza odaklanmak
karın ağrısı ve mide bulantısı
çişinin geldiğini hissetmek
ses kısılması ve ses titremesi
göz seğirmesi...
(bkz: kim korkar sosyal fobiden)
baş, çene ve göğüs ağrıları
kalabalıklardan kaçınma
kendisi ve olası durum hakkında olumsuz düşünceler
korku, utanç, kaygı ve öfke hissetme
kızarmak
terlemek
göz teması kurmaktan kaçınmak
kalp çarpıntısı
titremek
baş dönmesi, bayılacakmış gibi olma hissi
gözü hiçbir şeyi görmemek, sadece olumsuza odaklanmak
karın ağrısı ve mide bulantısı
çişinin geldiğini hissetmek
ses kısılması ve ses titremesi
göz seğirmesi...
(bkz: kim korkar sosyal fobiden)
devamını gör...
20 mart 2021 türkiye'nin istanbul sözleşmesi'nden ayrılması
sinsi sinsi gece çekilmesi. kadınlar olarak kendimizi sağlama alalım. açıkça söyleyeyim pamuk bana gireceğine, tecavüzcüye, tacizciye girsin modunda yaşarım bundan sonra.
devamını gör...
paddington
londra bölgesindeki meşhur istasyon duraklarından biri olan paddington'ı meşhur kılan önemli faktörlerden biri istasyonun adını verdiği paddington ayısıdır. tabii yine daha meşhur ve işlek olan duraklar hayri pıtırlı kings cross, jubilee line yani iş hattına ve pek çok hatta bağlanmasıyla waterloo ve bunun dışında euston denilebilinir.
benim bu başlığı açma sebebim tabii ki zaten tren hattı değil michael bond'un paddingtonudur. marmelat seven ayımız paddington'un hikayesi peruda başlar ve teyzesi lucy'nin etkisiyle beraber birleşik krallığa kayar. paddington paddington ismini zaten varış noktasında alır (orijinal ismi pastuso muymuş). bu arada michael bond bu ayı arkadaşımızı esasen afrika menşeili istemiş ancak orada ayı olmadığından peruya değiştirmiş çünkü orası gözlüklü ayıların memleketiymiş.
paddington'un açılış hikayesi a bear called paddington'la başlar.yayım tarihi 1958 yıllına rastlayan bu eserimizin ilham kaynağının noel arifesinde paddington istasyonunda rastlanılan bir peluş ayı ya da ikinci dünya savaşındaki yahudi göçmenler ve şehirden kırsal alanlara göç eden (savaş esnasında londra sürekli saldırı aldığı ve tarihi siyası önemi nedeniyle çocuklar kırsal alanlara yollanmıştır) çocuklar olunabileceği düşünülmektedir.
neyse artık vikipedi bilgilerini geçiyor ve ana konuya geliyorum. bu padington efendinin kitapları çocuklar için yazılmış olsa da aslında mizah yönünden kuvvetli romanlardır. her kitap genelde bir ana hikayeden başlığını alır ve minik hikayelere bölünürler. ana tema paddington'un insanları anlaması ve sakarlıkları üzerine kuruludur. zaten düşününce dünyadan bihaber paddington'un dünyayı öğrenmesi yeni okumaya başlayan bir çocuğun dünyasıyla da kısmi benzerlikler gösterir. bu anlamda paddington eserinde yine pek çok idioma yani deyişlere de rastlarsınız. dolayısıyla çocuk yetişkin herkesin paddington serisine şans vermesini tavsiye ederim.
benim bu başlığı açma sebebim tabii ki zaten tren hattı değil michael bond'un paddingtonudur. marmelat seven ayımız paddington'un hikayesi peruda başlar ve teyzesi lucy'nin etkisiyle beraber birleşik krallığa kayar. paddington paddington ismini zaten varış noktasında alır (orijinal ismi pastuso muymuş). bu arada michael bond bu ayı arkadaşımızı esasen afrika menşeili istemiş ancak orada ayı olmadığından peruya değiştirmiş çünkü orası gözlüklü ayıların memleketiymiş.
paddington'un açılış hikayesi a bear called paddington'la başlar.yayım tarihi 1958 yıllına rastlayan bu eserimizin ilham kaynağının noel arifesinde paddington istasyonunda rastlanılan bir peluş ayı ya da ikinci dünya savaşındaki yahudi göçmenler ve şehirden kırsal alanlara göç eden (savaş esnasında londra sürekli saldırı aldığı ve tarihi siyası önemi nedeniyle çocuklar kırsal alanlara yollanmıştır) çocuklar olunabileceği düşünülmektedir.
neyse artık vikipedi bilgilerini geçiyor ve ana konuya geliyorum. bu padington efendinin kitapları çocuklar için yazılmış olsa da aslında mizah yönünden kuvvetli romanlardır. her kitap genelde bir ana hikayeden başlığını alır ve minik hikayelere bölünürler. ana tema paddington'un insanları anlaması ve sakarlıkları üzerine kuruludur. zaten düşününce dünyadan bihaber paddington'un dünyayı öğrenmesi yeni okumaya başlayan bir çocuğun dünyasıyla da kısmi benzerlikler gösterir. bu anlamda paddington eserinde yine pek çok idioma yani deyişlere de rastlarsınız. dolayısıyla çocuk yetişkin herkesin paddington serisine şans vermesini tavsiye ederim.

devamını gör...
ertesi gün yağlanan saç
kıskanılacak bir şey değildir efendim. hele kafanızda bir de benim gibi beş dikiş varsa daha da beter bir hal alan durumdur hatta.
saçlarım uzun. on gün saçımı yıkamam yasak. ertesi gün yağlanan ince telli bir saça sahibim ve üstelik saç derim de baticon ve kan ile kaplı. kurtlanıcam.
saçlarım uzun. on gün saçımı yıkamam yasak. ertesi gün yağlanan ince telli bir saça sahibim ve üstelik saç derim de baticon ve kan ile kaplı. kurtlanıcam.
devamını gör...
dinlemekten bıkmayacağınız şarkılar
doyulur mu sana.
devamını gör...
hoşça kal
bir veda sözüdür.
sözcüklerle aram hep iyi olmuştur. belki susam sokağı izlediğim yıllardan beri bu böyle. okumak benim için insan ırkının en büyük ve en görkemli icadıdır.
bu görkemin gölgesinde göz gözü görmez bir halde dolanırken bazı sözcüklerin diğerlerinden daha farklı duygular yaşattığını fark ettim bana.
sanırım bana söylendiğinde en olumsuz etkilendiğim sözlerden biri hoşça kal. evet, güzel bir veda sözü ama geri dönüşü yokmuş gibi geliyor her zaman.
birinden bu sözü duyunca son kez benimle konuşmuş, onu son kez görmüş, bu her neyse o sonmuş gibi hissediyorum. devamı olmayan bir söz sanki. burada her şey bitti demek. sen kendine hoşça bak, ben artık yokum demek gibi.
bir de hoş değil de hoşça kal. sanki o kadar da hoş olmana gerek yok, ben gidince. biraz hoş kalsan yeter demek gibi. içinde hem yersiz merhamet hem de sadist bir acı çektirme isteği varmış gibi.
çok uzattım yine. özetle; bana hoşça kal demeyin ama siz hoşça bakın zatınıza.
sözcüklerle aram hep iyi olmuştur. belki susam sokağı izlediğim yıllardan beri bu böyle. okumak benim için insan ırkının en büyük ve en görkemli icadıdır.
bu görkemin gölgesinde göz gözü görmez bir halde dolanırken bazı sözcüklerin diğerlerinden daha farklı duygular yaşattığını fark ettim bana.
sanırım bana söylendiğinde en olumsuz etkilendiğim sözlerden biri hoşça kal. evet, güzel bir veda sözü ama geri dönüşü yokmuş gibi geliyor her zaman.
birinden bu sözü duyunca son kez benimle konuşmuş, onu son kez görmüş, bu her neyse o sonmuş gibi hissediyorum. devamı olmayan bir söz sanki. burada her şey bitti demek. sen kendine hoşça bak, ben artık yokum demek gibi.
bir de hoş değil de hoşça kal. sanki o kadar da hoş olmana gerek yok, ben gidince. biraz hoş kalsan yeter demek gibi. içinde hem yersiz merhamet hem de sadist bir acı çektirme isteği varmış gibi.
çok uzattım yine. özetle; bana hoşça kal demeyin ama siz hoşça bakın zatınıza.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının meslekleri
doktora peşinde koşan bir bilişsel psikolog... işsiz de denebilir.
devamını gör...
istanbulya


yunanistan'a bağlı, türkiye'ye de çok yakın, küçük bir ege adası. yunanca adı astypalaia olan bu ada, venediklilerden osmanlıya geçtiği için italyanca ismi stampalia'dan türkçeye istanbulya olarak geçmiştir. etimolojik olarak benzer gibi duran istanbul ve istanköy yer isimleriyle bağlantısı yok gibi. olsa olsa yakıştırma olabilir.
internetteki fotoğraflarından gördüğüm kadarıyla adanın her yeri betonlarla bezenmiş durumda. yunan kardeşlerimiz de beton konusunda biz türk kardeşlerinin gerisinde kalmamışlar. tabii yine de türkiye'deki beton bitki örtüsünden daha estetik duruyor, orası ayrı.
devamını gör...
normal sözlük erkeklerinin aşırı kaba ve kırıcı olmaları
tüm genellemeler gibi yanlış olan genelleme. kadınlar için yapılan genellemelere ne kadar kızıyorsam, erkekler için olanlara da o kadar kızıyorum. başlığın açılış maksadı trollük olsa da, yazmak istedim.
1 tanesine denk geldim sadece öyle hadsiz ve terbiyesiz olan. onun dışında herhangi bir nedenle mesaj atan, soru soran insanların hiçbiri bir kabalık ya da saygısızlık yapmadı. kendi adıma teşekkür ediyorum hepsine.
1 tanesine denk geldim sadece öyle hadsiz ve terbiyesiz olan. onun dışında herhangi bir nedenle mesaj atan, soru soran insanların hiçbiri bir kabalık ya da saygısızlık yapmadı. kendi adıma teşekkür ediyorum hepsine.
devamını gör...
mülteci
biz gitsek bizi de bi alan olur mu? diye merak ettiren şey.
devamını gör...
bir kadının kendine yapabileceği en iyi şey
kendi parasını kazanması ve öğrenmekten asla vazgeçmemesidir.
devamını gör...