ömer hayyam
kendimi bu kadar yakın hissettiğim başka tarihi bir şahsiyet yok sanırım rubailerinde aaa bence de, yaa ne güzel düşünmüş tepkilerini veririm hep. keşke bize daha fazla şey bıraksaydı. kurduğu yıldız evi yıldızların dünyanın etrafında dönmediğini kanıtladığı için yakılmıştır. gazali bunun allah'a küfür olduğunu ileri sürmüştür. rubaileri birçok müzisyene ilham olmuştur. az bilinenlerden hardal'ın şarkısını yaptığı rubai;
gençlik bir kitaptı, okuduk bitti;
canım bahar geçti çoktan, kış şimdi.
hani sevincin, o cıvıl cıvıl kuş?
nasıl, ne zaman geldi, nasıl gitti?
gençlik bir kitaptı, okuduk bitti;
canım bahar geçti çoktan, kış şimdi.
hani sevincin, o cıvıl cıvıl kuş?
nasıl, ne zaman geldi, nasıl gitti?
devamını gör...
karizmatik cevaplar
mehmet akif ersoy'a sormuşlar;
- efendim, siz baytar* mısınız?
o da durur mu, yapıştırmış cevabı;
+ evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
- efendim, siz baytar* mısınız?
o da durur mu, yapıştırmış cevabı;
+ evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
devamını gör...
yetti artık denilen şeyler
"minnoş yazar" * tamlaması ve "var olsun" cümlesi. lafım doğrudan birilerine değil. bunu yazan ya da kendisine bu yorumlar yapılan, çok sevdiğim yazarlar var. yani belirli şahıslara yönelik bir eleştiri değil bu. genel olarak bıkkınlık geldi bu ikisinden.
ha, bir de "yazık, çok yazık..." cümlesi... *
ha, bir de "yazık, çok yazık..." cümlesi... *
devamını gör...
50 yaşında adamın 6 yaşında kız ile nişanlanması
lan tamam kızalım da kime kızalım? nereye kızalım?
bu nasıl başlık, nasıl ilk tanım?
tanım: gerçeklik potansiyeli bulunan ve hatta gerçekleşmiş olmuş olabiliritesi de olan, ama yine de hayali olan bir ürün başlığı. itimat etmeyiniz.
(bkz: başlıkların özensiz açılması)'nda bahsettiğim gibi. lanet olsun yine haklıyım.
bu nasıl başlık, nasıl ilk tanım?
tanım: gerçeklik potansiyeli bulunan ve hatta gerçekleşmiş olmuş olabiliritesi de olan, ama yine de hayali olan bir ürün başlığı. itimat etmeyiniz.
(bkz: başlıkların özensiz açılması)'nda bahsettiğim gibi. lanet olsun yine haklıyım.
devamını gör...
saç dökülmesini önlemek için tavsiyeler
genelde erkeklerin sorunudur. tavsiyelerim,
1-saçınızı adam akıllı şampuanlarla yıkayın.
2-saçınızı tarayın.
ilk ikisi kişisel bakım, yapın bir zahmet.
3- saçınızı çok uzatmayın, vücudundaki vitaminler falan yetemeyebiliyor.
4- saçınızda yaralar veya kepekler varsa, bir doktora görünüp ilaçlı şampuanlar kullanın.
5- sürekli şapka takmayın.
6-saçınızı kurutun.
genel olarak, normal bir insan olun.
genetikse, döküleceği kadar dökülür diyip salmayın, geciktirin.
1-saçınızı adam akıllı şampuanlarla yıkayın.
2-saçınızı tarayın.
ilk ikisi kişisel bakım, yapın bir zahmet.
3- saçınızı çok uzatmayın, vücudundaki vitaminler falan yetemeyebiliyor.
4- saçınızda yaralar veya kepekler varsa, bir doktora görünüp ilaçlı şampuanlar kullanın.
5- sürekli şapka takmayın.
6-saçınızı kurutun.
genel olarak, normal bir insan olun.
genetikse, döküleceği kadar dökülür diyip salmayın, geciktirin.
devamını gör...
ilk buluşmada su içen kadın
olmayandır, en hası bile cimrilik testi yapar adettendir.(bkz: swh)
devamını gör...
bakire kadınla evlenmek isteyen erkek
hymen zarına bu kadar anlam yükleyen insanların cahilliğinden başka bir şey değildir. erkeklerde de hymen zarı tarzı bir şey olsaydı, kadınların da aynı şekilde erkekliğe bu tarz anlamlar yükleseydi hoş olmazdı. yani bakirelik dediğiniz şey toplum baskısındaki yıllardır süre gelen cahilliktir. bu basit bakirelik kavramlarına hapsolmuşuz, bu düşünce asla değişmeyecek. önce insan kendini eğitmelidir.
devamını gör...
evlenilecek kadın değil eğlenilecek kadın diyen erkek
evlendiği kadınla eğlenemiyorsa,
bile bile mutsuzluğu seçiyorsa,
ne istediğini bilmiyor demektir,
eğlendiği kadınla da
mutlu olamayacak erkektir.
bile bile mutsuzluğu seçiyorsa,
ne istediğini bilmiyor demektir,
eğlendiği kadınla da
mutlu olamayacak erkektir.
devamını gör...
hayatta başarılı olma kriterinin maddi durum olduğu gerçeği
aamir khan'ım başrolünde olduğu film (bkz: 3 idiots) da bu konu çok iyi işlenmiştir.
zengin bir çocuğun yerine fakir ve zeki çocuk okumak için gönderiliyor. zeki çocuk o zenginin yerine diploma alıyor.
günümüzde de bu durum böyle. insanlar torpil ile her şeyi çözmeye çalışıyor. devlete para vermek her şeyi çözmeye yetiyor. zengin bir çocuk kolejlerde en iyi eğitimi alırken; durumu iyi olmayan çocuk sıraları kazılmış, duvarları kirli, yaşı geçmiş öğretmenler tarafından ders almak zorunda kalıyor. kimi zaman ise zorbalığa uğruyor.
burslu üniversite kazanan birisinin sınavlardan geçemediği zaman bursu riske girerken, zengin bir çocuk en iyi üniversitede refah düzeyde okuyabiliyor.
durum sadece maddiyat meselesi. özel liselerde not şişirmekten bahsetmiyorum bile. çoğu insanın o notlar sayesinde üniversite sınavında hakkına giriliyor. her lise böyle değildir tabii ki ama sırf sınıf geçmek için özel okula giden arkadaşlarım vardı. takdir belgesi alıp geçtiler de. durum bu kadar basit.
zengin bir çocuğun yerine fakir ve zeki çocuk okumak için gönderiliyor. zeki çocuk o zenginin yerine diploma alıyor.
günümüzde de bu durum böyle. insanlar torpil ile her şeyi çözmeye çalışıyor. devlete para vermek her şeyi çözmeye yetiyor. zengin bir çocuk kolejlerde en iyi eğitimi alırken; durumu iyi olmayan çocuk sıraları kazılmış, duvarları kirli, yaşı geçmiş öğretmenler tarafından ders almak zorunda kalıyor. kimi zaman ise zorbalığa uğruyor.
burslu üniversite kazanan birisinin sınavlardan geçemediği zaman bursu riske girerken, zengin bir çocuk en iyi üniversitede refah düzeyde okuyabiliyor.
durum sadece maddiyat meselesi. özel liselerde not şişirmekten bahsetmiyorum bile. çoğu insanın o notlar sayesinde üniversite sınavında hakkına giriliyor. her lise böyle değildir tabii ki ama sırf sınıf geçmek için özel okula giden arkadaşlarım vardı. takdir belgesi alıp geçtiler de. durum bu kadar basit.
devamını gör...
çakra
santkrikçe kaynaklı bir kelime olup, tekerlek ya da dönüş anlamına da gelmektedir. omurga hizasında ve başın tepesine kadar 7 ana çakra yani enerji giriş çıkış merkezleri vardır. bunlardan farklı olarak bedenimizde birçok önemli çakra olduğu düşünülüyor. örnek verecek olursak avuç içleri, diz kapakları, dirsekler bunlar arasında sayılabilir. 7 ana çakra taç çakrası( sahasrara), üçüncü göz çakrası( ajna), boğaz çakrası ( vishuddha), kalp çakrası( anahata), solar plexus çakrası( manipura), sakral çakra( swadhishthana) ve kök çakrası( muladhara)' ndan oluşmaktadır.
her çakranın rengi, elementi, gezegeni, duyusu, değerli taşı, notası, burcu, etkilediği salgı bezi, sinir ağı kendine özeldir.
her çakranın rengi, elementi, gezegeni, duyusu, değerli taşı, notası, burcu, etkilediği salgı bezi, sinir ağı kendine özeldir.
devamını gör...
karşı cinste en çok değer verilen özellik
zeka.
bir de olmazsa olmazım zeka.
zeki olursa tadından yenmez.
zeka demiş miydim?
bir de olmazsa olmazım zeka.
zeki olursa tadından yenmez.
zeka demiş miydim?
devamını gör...
tutankamonun laneti
kendisini bu kadar geç fark ettiğim için başımı taşlara vurmak istediğim yazardır. bu ne güzel tanım girmektir yahu. hayranlıkla okudum bir süre sonra koşarak nickaltına geldim. umarım musmutlu bir hayat içinde bize bu güzel tanımları girmeye devam eder. var olsun, hep bizimle olsun.
edit: kendisinin kocaman ve iyilikle dolu bir kalbi de var.
edit: kendisinin kocaman ve iyilikle dolu bir kalbi de var.
devamını gör...
aşk evliliği vs mantık evliliği
mantık dahilinde aşk evliliği.
devamını gör...
insanın kendi kendine yetmesi
kişinin olgunlaştığının göstergesidir. ne beklediğini, ne istediğini, ne istemediğini ya da nasılsın sorusuna kesin ve doğru cevaplar verebilmesidir. mutluluğunu da görebiliyordur, yolun sonunun onu üzeceğini de kestirebiliyordur. istediğini yaşıyordur ikili ilişkilerinde. ona yardım edecek tek kişi yine kendidir. diğerleriyle mutluluğunu paylaşır çünkü mutsuzluğunun sebebini kime anlatsa anlamayacağını bilir. bilir ki onu mutsuz eden verdiği yanlış karardır nihayetinde.
kıssadan hisse kendinizle tanışın.
kıssadan hisse kendinizle tanışın.
devamını gör...
dondurma (yazar)
kelime buldurucu, kelime buldurtucu, kelime düşündürücü, yazdırıcı, ince, kimsenin cam kırıklarının sebebi olmayan, alçak duvar sahibesi, gülümseyen, gülümseten, nerdeyse çağ dışı kibar, iyi ki yazar.
devamını gör...
dubaracı
kibar ve nahif bir yazarımız.
devamını gör...
cümlenin sonuna nokta koyunca asabi görünmek
onu bilmiyorumda noktalama işaretlerini ciddiyet göstergesi olarak kullanan insanlar var.
devamını gör...
sözlükten birine ciddi ciddi aşık olmak
bazen oluyor tanımları okurken. şuna bak diyorum ne kadar hoş yazmış hem de esprili bir dille, kimseyi incitmeden yazmış,döşemiş. sanki yıllarca tanışıyormuşuz gibi diyorum. hafiften icimde mahluk kelebekler uçuşuyor. biraz daha okumaya,profilinde aşağılara doğru kaymaya başlıyorum. sonra kendi mahlasımla göz göze geliyorum. "kendi kendinden de etkilenmezsin be whis" diyorum. sonra altta kalır mı canım kendim, "bak dalgana whisper" diyor. bi hikaye daha başlamadan bitiyor.
t: her an ne olacağı hiç belli olmaz. büyük konuşmayın sayın yazarlar. ımkansiz gibi görünür olur, olmaz ama imkansiz da değildir bu işler.
t: her an ne olacağı hiç belli olmaz. büyük konuşmayın sayın yazarlar. ımkansiz gibi görünür olur, olmaz ama imkansiz da değildir bu işler.
devamını gör...
termodinamiğin ikinci yasası
düzensizliğin sürekli artmasıdır. ds/dt>=0 formülüyle gösterilir. burada gösterilen s entropidir. formül birim zamanda üretilen entropinin sıfırdan küçük olamayacağını söylemektedir. verimin hiçbir zaman 1 olamamasının temel sebebidir. termodinamik yasaları sadece termodinamik başlığı altında incelenmek için fazla kapsamlıdır. ikinci yasa en basit tabirle, her şey zaman içinde bozulmaya mahkumdur der, düzensizlik hep artar. yani insanlar yaşlanır, eşyalar eskir, kullanılabilir enerji kullanılamaz hale gelir. bir sistem bir t anında ne durumda olursa olsun +dt'de başka bir durumda olacaktır. o yüzden ds/dt>=0 olmak zorundadır. bana göre bilinen en acı verici yasadır.
kullanılabilir enerjinin kullanılamaz enerjiye dönüşen kısmına entropi denir. kullanılabilir enerjiye de ekserji denir. peki enerjinin kullanılabilir ya da kullanılamaz olduğunu belirleyen nedir? işin gerçekleşeceği ortamdaki ortalama enerji seviyesinden yüksek enerji kullanılabilirdir, bu sadece ısı için değil tüm enerji tipleri için geçerlidir. işin gerçekleşeceği ortamdaki ortalama enerjiye ölü nokta denir. 50 derecede içmek istenen bir bardak çay olduğunu düşünelim. bu çay 30 derece olan bir odada bulunursa sıcaklığı ortamdan 20 derece yüksek olacak ve durum eşitlenene kadar entropi üreterek ekserjisini tüketecek ve sonunda ölü noktaya ulaşarak maksimum düzensizliğe kavuşacak. peki oda 55 derece olsaydı? o zaman da oda çaya göre ekserji sahibi olacak ve çay enerji kazanarak ölü noktaya ulaşacaktı.
entropinin sürekli artmasının en sonunda evrenin sonunu getireceğini öngören bir teori bile mevcuttur: (bkz: büyük donma).
kullanılabilir enerjinin kullanılamaz enerjiye dönüşen kısmına entropi denir. kullanılabilir enerjiye de ekserji denir. peki enerjinin kullanılabilir ya da kullanılamaz olduğunu belirleyen nedir? işin gerçekleşeceği ortamdaki ortalama enerji seviyesinden yüksek enerji kullanılabilirdir, bu sadece ısı için değil tüm enerji tipleri için geçerlidir. işin gerçekleşeceği ortamdaki ortalama enerjiye ölü nokta denir. 50 derecede içmek istenen bir bardak çay olduğunu düşünelim. bu çay 30 derece olan bir odada bulunursa sıcaklığı ortamdan 20 derece yüksek olacak ve durum eşitlenene kadar entropi üreterek ekserjisini tüketecek ve sonunda ölü noktaya ulaşarak maksimum düzensizliğe kavuşacak. peki oda 55 derece olsaydı? o zaman da oda çaya göre ekserji sahibi olacak ve çay enerji kazanarak ölü noktaya ulaşacaktı.
entropinin sürekli artmasının en sonunda evrenin sonunu getireceğini öngören bir teori bile mevcuttur: (bkz: büyük donma).
devamını gör...
kadının adı yok
ulu önder duygu asena nın füzesi kitap
müthiş bir kadındır,
kendisi çocuk gelişimi okumuş ve bu alanda çalıştığı yıllarda, çocuk sahibi olmamaya
"karar vermiş"
bir röportajında diyorki;
"çocuk sahibi olmamak, benim üzerinde düşünüp, değerlendirip, bilinçli olarak karar verdiğim bir konudur..."
kaç kadın çocuk istemediğini anlama, çocuk yapmama, hakkının olduğunun, farkında acaba..
bunun ayıp değil, kendi tercihi olduğunun, oturup bunu düşünebileceğinin, karar verme yetkisinin, hakkının kendisinde olduğunu bilen kadın varmı acaba,
çünkü düşünse çocuk yapmaz birçok kişi,
ama düşünse..
insanların uzun uzun düşünmeye vaktide yok sabrıda, hep kısa süren aktivitelerle meşgul herkes, kısa süren ve kolay şeylerle...
düşünmek cesur insanlara özgü bir şey bence, ve düşünmeye vakit ayırmak, önem vermek, öncelikleri arasına koymak...
çağının, zamanının çok ilerisinde bir insan duygu asena,
"insan yaşamında eksik olanı herşey sanıyor"
diyerek bilinmeyene (x) yüklenen, aslında "herşey" kadar da değerli olmayana, nasıl gereğinden fazla değer yüklediğimizi, hesap edebilecek kadar iyi bir matematiği vardı bence...
ve
"hep verici olmak da doğru değil, hep almak da"
derken de yine hakkaniyetini, matematiğini ve adaletini görüyorum...
iyiki bunları düşünmüş, iyiki bukadar düşünmüş, iyiki yazmış...
müthiş bir kadındır,
kendisi çocuk gelişimi okumuş ve bu alanda çalıştığı yıllarda, çocuk sahibi olmamaya
"karar vermiş"
bir röportajında diyorki;
"çocuk sahibi olmamak, benim üzerinde düşünüp, değerlendirip, bilinçli olarak karar verdiğim bir konudur..."
kaç kadın çocuk istemediğini anlama, çocuk yapmama, hakkının olduğunun, farkında acaba..
bunun ayıp değil, kendi tercihi olduğunun, oturup bunu düşünebileceğinin, karar verme yetkisinin, hakkının kendisinde olduğunu bilen kadın varmı acaba,
çünkü düşünse çocuk yapmaz birçok kişi,
ama düşünse..
insanların uzun uzun düşünmeye vaktide yok sabrıda, hep kısa süren aktivitelerle meşgul herkes, kısa süren ve kolay şeylerle...
düşünmek cesur insanlara özgü bir şey bence, ve düşünmeye vakit ayırmak, önem vermek, öncelikleri arasına koymak...
çağının, zamanının çok ilerisinde bir insan duygu asena,
"insan yaşamında eksik olanı herşey sanıyor"
diyerek bilinmeyene (x) yüklenen, aslında "herşey" kadar da değerli olmayana, nasıl gereğinden fazla değer yüklediğimizi, hesap edebilecek kadar iyi bir matematiği vardı bence...
ve
"hep verici olmak da doğru değil, hep almak da"
derken de yine hakkaniyetini, matematiğini ve adaletini görüyorum...
iyiki bunları düşünmüş, iyiki bukadar düşünmüş, iyiki yazmış...
devamını gör...