büyük britanya
britanya adaları'nın en büyüğüdür. irlandanın doğusunda yer alır. ingiltere, galler ve iskoçya bu adadadır.
devamını gör...
aileden para isterken utanmak
babam paran var mı deyince var diyorum göster deyince arkadaşımdan borç alıp gösteriyorum. sonra başım niye boktan kurtulmuyor! allahta benim belamı versin emi.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
gece vakti sözlüklerde gezerim,
başlıklarda kötü niyet sezerim.
troll tayfa usanmadan yazdıkça
"illallah!" der, ben canımdan bezerim.
uludağ'a baktım, çok olay olmuş.
herkes kızgın; birileri pek dolmuş.
densiz biri fotoğrafını koymuş,
"çüş!" deyip de buna bir yuh çekerim.
or'dan vardım eski evim kulzos'a
mesaj atmış, cevap yazdım bir dosta.
sitem ettim, dert anlattım bir posta.
küstürdüler, or'dan da vazgeçerim.
mega'ya da girmezsem hat'rı kalır.
top list'imde ikinci sıradadır.
sözlük gibi sözlüktür, aklım kalır.
kafa gibi, orayı da severim.
ekşi'ye uğradım, ihmal etmedim,
sol frame'e bakış attım, "peh!" dedim.
oldum ola o sözlüğü sevmedim.
çaylak olur, bir gün çeker giderim.
***
pek atışma sayılmaz ama içimden geldi. idare edin *
başlıklarda kötü niyet sezerim.
troll tayfa usanmadan yazdıkça
"illallah!" der, ben canımdan bezerim.
uludağ'a baktım, çok olay olmuş.
herkes kızgın; birileri pek dolmuş.
densiz biri fotoğrafını koymuş,
"çüş!" deyip de buna bir yuh çekerim.
or'dan vardım eski evim kulzos'a
mesaj atmış, cevap yazdım bir dosta.
sitem ettim, dert anlattım bir posta.
küstürdüler, or'dan da vazgeçerim.
mega'ya da girmezsem hat'rı kalır.
top list'imde ikinci sıradadır.
sözlük gibi sözlüktür, aklım kalır.
kafa gibi, orayı da severim.
ekşi'ye uğradım, ihmal etmedim,
sol frame'e bakış attım, "peh!" dedim.
oldum ola o sözlüğü sevmedim.
çaylak olur, bir gün çeker giderim.
***
pek atışma sayılmaz ama içimden geldi. idare edin *
devamını gör...
shinobi naku
üzüntü ve acısını kimseye belli etmeden yaşayan, herkese mutlu görünüp gizlice gözyaşı döken insan anlamına gelen japonca sözcük.
devamını gör...
bardakla çorba içmek
süzme mercimek çorbası ise eğer harika bir eylemdir. hüüp diye indiriyorsun mideye.
devamını gör...
kelimelik
yerli mobil scrabble uygulaması. karşınızdaki kişi hızlı oynarsa; gayet eğlenceli ve zaman geçirmenizi sağlayan bir uygulama. ancak rastgele eşleşmeler tamamen sıkıntı, 10.saniyede mesaj geliyor.
- slm. erkek misin ?
- evet
oyun sonlandırıldı.
- slm. erkek misin ?
- evet
oyun sonlandırıldı.
devamını gör...
ankara
içinde nefes almama bile izin verilmeyen şehir. oysa ben onu çok sevmiştim.
devamını gör...
derinlik sarhoşluğu
dalış esnasında 30 m, sarhoşluk için adeta bir hat gibidir , 30 m nin altına inildiğinde her an oluşabilecek durumdur. kişinin dalış tecrübesi pekte önem arz etmez . halüsinasyon ve kavrama güçlüğü oluşturur .
çok tehlikelidir özellikle satıhtan beslemeli bir sistem yerine scuba ile refakatçi olmadan dalış yapıyorsunuz kendinizi göremediğiniz mavinin derinliklerine gömüp ölme olasılığınız yüksektir.
ayrıca günümüz de bilinen deniz kızı hikayesi sünger dalgıçlarının 30 m nin altında gördükleri halüsinasyonlar sayesinde ortaya çıkmıştır efenim.
ayrıca ekstra bilgi olarak harika bir luc besson filmi de bu isimle türkçeye çevrilmiştir
buradan
çok tehlikelidir özellikle satıhtan beslemeli bir sistem yerine scuba ile refakatçi olmadan dalış yapıyorsunuz kendinizi göremediğiniz mavinin derinliklerine gömüp ölme olasılığınız yüksektir.
ayrıca günümüz de bilinen deniz kızı hikayesi sünger dalgıçlarının 30 m nin altında gördükleri halüsinasyonlar sayesinde ortaya çıkmıştır efenim.
ayrıca ekstra bilgi olarak harika bir luc besson filmi de bu isimle türkçeye çevrilmiştir
buradan
devamını gör...
kulak kıkırdağını deldirmek
bazılarında çok hoş duruyor.
devamını gör...
makinist ile son istasyon radyo yayını
benim gibi köleler için geç olan, ama başarılar diliyorum güzel olacağına eminim. olsun yaa otomatik kapanma yaparım uykuda dinlerim sabah kalkınca makinistte ne kral program yaptı hee derim duvara.(bkz: lol)
devamını gör...
güne ingilizce bir söz bırak
everybody dies but not everybody lives.
herkes ölür ama herkes yaşamaz.
herkes ölür ama herkes yaşamaz.
devamını gör...
gizliden gizliye zevk alınan ufak sapkınlıklar
dudaktaki soyulan küçük deriyi dişlerle çekip koparmak.
devamını gör...
en iyi arkadaş
bazen senden bir parçadır, beyninin diğer yarısıdır, hayata tutunman için bir sebep, ağlanacak bir omuz, her şeyi koşarak ona anlatmak istediğin kimse, fiziksel mesafelerin zerre önemi olmayan ilişki, kız veya erkek kardeştir.
devamını gör...
ağzını şapırdatarak yemek yemek
sinirden kanımın çekilip beynime sıçramasına, şu an yazarken bile elimin ayağımın titremesine neden olan olaydır. ağız şapırdatmak vb seslerden rahatsız olanlar bir de tıbben hasta olarak kabul edilmiş ve bu durum misofoni olarak tanımlanmış. hayır rahatsız edilen, huzuru kaçırılan ben iken neden rahatsız eden kişiye hasta denmiyor da benim gibi insanlar yaftalanıyor. bak yine sinirlendim. son sözüm “lütfen yemek yerken ağzınızı şapırdatmayın, lütfen.”
devamını gör...
şöyle şöyle olsa ne yaparsın şeklindeki sorular
kişiye göre cevabı değişeceği için, anlamsız sorulardır.
belki bir fikir almak için sorulmuş olabilir. gene de sormayın böyle sorular bana biri sorunca geriliyorum.
belki bir fikir almak için sorulmuş olabilir. gene de sormayın böyle sorular bana biri sorunca geriliyorum.
devamını gör...
antalya'da engelli ailenin öldüresiye dövülmesi
ne ölüye,ne diri'ye,ne özürlüye saygımız,sevgimiz,acıma'miz var.
vicdansız nesiller yetişmiş artık, allah korkusu kalmadı.
vicdansız nesiller yetişmiş artık, allah korkusu kalmadı.
devamını gör...
başkalarının mutsuzluğundan mutlu olmak
var öyle tipler. hatta mutsuzluk anında bile utanmasa göbek atacaklar. kendisinin yapmaya bile cesaret edemeyeceği şeylerin denenmiş başarısızlıkları zafer sayılır bünyelerinde.
devamını gör...
yalnızlık
sabahın ilk ışıkları yansırken gözlerini açtı kadın. henüz dinlenemediği bir sabaha daha gözlerini açtı. uyumak istemiyordu ya da uykuya çok ihtiyaç duyan bedenine inat zihni her sabah erkenden tetikliyordu onu. bugün de olmadı, dedi. doğruldu yatağından. odanın kapısını açtı, temiz havayı çekti ciğerlerine. henüz ayılamamış bedenini sürükleyerek kahve makinesinin düğmesine bastı, bir sigara sardı sonra. ithal tütünün ekşimsi kokusu, kahvenin tazeleyeci kokusu ile harmanlanınca günün en güzel zaman dilimini yaşadığını düşündü. çıktı minik balkonuna kahvesini yudumlarken bir yandan günlük işlerini planladı. yapılması gerekenler ve yapmak istediklerini düşündü. sabahı çalışma zamanıydı. öğleden geceye dek olan zamansa onun.
ilk önce işlerini halletti. araya hızlı bir kahvaltı sıkıştırdı. kalan işlerini bitirdi. akşam için uzun zamandır ihmal ettiği keyifli bir yemeği hazırladı bir yandan mirgün cabas ve cem kozanoğlunu dinlerken. sporunu yaptı.
kapıya gelen sucu ile hasbihal ederken kapının önüne birikmiş olan çöpleri fark etti. darmadağın olmuş çöpler, onu bir şekilde huzursuz etti. topladı hepsini, çıktı dışarı. dışarıda gök boşanırcasına yağan bir yağmur vardı. ama canı eve girmeyi hiç istemiyordu. evinin hemen önündeki parka yöneldi. oluklardan hızla akan suyun sesi, debisi yüksek bir ırmağın yanında gibi hissettiriyordu. üzerine düşen yağmur damlaları montunu bile alıp çıkmadan çıktığı için sırılsıklam etmişti; saçlarından, yüzünden yağmur damlaları süzülüyordu. kızarmış yapraklar parkın her yanını kaplamasına rağmen ağaçlar hala çıplaklaşmamıştı. kış bir türlü gelmiyor, doğa da insanlar gibi değişiyordu günden güne. serin hava yağmurla birleşince üşümüştü. içeri girip tekrar sıcak bir duş aldı. telefonunu kontrol etti. birkaç arkadaşından gelen mesaja yanıt verdi.
içten içe görmek istediği bir mesaj vardı. çokça özlediği biri. neden aramıyor ya da yazmıyor, diye düşündü. sonra başladı kendini sorgulamaya "neden ben o kadar özlüyorum ya da o aramanın gelmesi niçin benim için bu kadar önemli?yaşayıp gittiğim iliklerime dek keyfini çıkardığım bu hayatta kimseye ihtiyacım yok. " diye düşündü. bir yanı buna inanıyor bir yanı eksik hissediyordu. kimse vazgeçilmez değildi de gitmeleri de sevmiyordu. ya da kendini kandırıyordu. belki de haklıydı adam" gelmek için de gitmek için de cesur değildi kadın. " ama yapayalnız hissederken bile mutlu olabiliyordu. ayna karşısında iç çamaşırlarınla dans edecek kadar mutluysan kimseye ihtiyacın da yoktu. telefonu çaldı o esnada arkadaşları oyun için arıyordu. biraz imposter olmak, gerçek hayatta da oyunda da neşelendiriyordu onu. oyununu oynadı. güldü, eğlendi çokça. bir bira daha açtı. biraz gerçek biraz hayal bir hayatı döktü kaleminden sonra.
ilk önce işlerini halletti. araya hızlı bir kahvaltı sıkıştırdı. kalan işlerini bitirdi. akşam için uzun zamandır ihmal ettiği keyifli bir yemeği hazırladı bir yandan mirgün cabas ve cem kozanoğlunu dinlerken. sporunu yaptı.
kapıya gelen sucu ile hasbihal ederken kapının önüne birikmiş olan çöpleri fark etti. darmadağın olmuş çöpler, onu bir şekilde huzursuz etti. topladı hepsini, çıktı dışarı. dışarıda gök boşanırcasına yağan bir yağmur vardı. ama canı eve girmeyi hiç istemiyordu. evinin hemen önündeki parka yöneldi. oluklardan hızla akan suyun sesi, debisi yüksek bir ırmağın yanında gibi hissettiriyordu. üzerine düşen yağmur damlaları montunu bile alıp çıkmadan çıktığı için sırılsıklam etmişti; saçlarından, yüzünden yağmur damlaları süzülüyordu. kızarmış yapraklar parkın her yanını kaplamasına rağmen ağaçlar hala çıplaklaşmamıştı. kış bir türlü gelmiyor, doğa da insanlar gibi değişiyordu günden güne. serin hava yağmurla birleşince üşümüştü. içeri girip tekrar sıcak bir duş aldı. telefonunu kontrol etti. birkaç arkadaşından gelen mesaja yanıt verdi.
içten içe görmek istediği bir mesaj vardı. çokça özlediği biri. neden aramıyor ya da yazmıyor, diye düşündü. sonra başladı kendini sorgulamaya "neden ben o kadar özlüyorum ya da o aramanın gelmesi niçin benim için bu kadar önemli?yaşayıp gittiğim iliklerime dek keyfini çıkardığım bu hayatta kimseye ihtiyacım yok. " diye düşündü. bir yanı buna inanıyor bir yanı eksik hissediyordu. kimse vazgeçilmez değildi de gitmeleri de sevmiyordu. ya da kendini kandırıyordu. belki de haklıydı adam" gelmek için de gitmek için de cesur değildi kadın. " ama yapayalnız hissederken bile mutlu olabiliyordu. ayna karşısında iç çamaşırlarınla dans edecek kadar mutluysan kimseye ihtiyacın da yoktu. telefonu çaldı o esnada arkadaşları oyun için arıyordu. biraz imposter olmak, gerçek hayatta da oyunda da neşelendiriyordu onu. oyununu oynadı. güldü, eğlendi çokça. bir bira daha açtı. biraz gerçek biraz hayal bir hayatı döktü kaleminden sonra.
devamını gör...
güzel bar adları
crvena. nerede duyduğumu bilmiyorum ama çok hoşuma gitmişti.
hırvatça kızıl demek.
hırvatça kızıl demek.
devamını gör...