itici gelen hitap şekilleri
üşenmedim, bütün entryleri okudum. artık insanlara hitap edemiyorum.
devamını gör...
kadınların mutsuzken saçını kesmesi
dünyanın her köşesi kadınların saçlarının güzel unsuru olduğunu vurgular. bizse onlarsızda güzel ve güçlüyüz demek isteriz. medusa ve yılan saçları. sevgilinin zülfü vs vs
devamını gör...
kaba olmayı komik sanmak
yöresel ağız yaparak konuştuğunda komik olduğunu sanan kişi ile aynı kişidir.
devamını gör...
zengin olsanız kendinize yaşam koçu tutar mısınız sorunsalı
zengin değilim lakin hayatımın bir döneminde yaşam koçum oldu tabii kattıkları şeyler oldu. amma velakin bence psikologla aynı. dolayısıyla psikoloğu tercih ederim ben.
devamını gör...
ankara'da aşık olmak
sadece bir insana aşık olmak değildir.
ankara’da aşık olursanız donduran ankara soğuğuna da aşık olursunuz. o kadar soğuk olur ki ankara sevgilinizin elini bırakmak hain bir donma girişimi olarak yaftalanabilir.
ankara’da aşık olursanız yıkılmış binaların enkazına da aşık olursunuz. artık yerinde olmayan ssk işhanın karşısından geçip sevgilinizin kokusunda ucuz bira ve ayaküstü midye kokusu da bulursunuz.
ankara’da aşık olursanız birçok klişeyi yerle bir eden cümlelere de aşık olursunuz. sevgilinizle ankara’da yürürken içten içe bilirsiniz ki ankara’nın denize ihtiyacı olmadığı için denizi yoktur. denizsiz yaşayamayanlar bir zahmet kendi denizlerini getirsinler.
ankara’da aşık olmak soğuktur, yerle yeksandır, denizsizdir.
ankara’da aşık olursanız donduran ankara soğuğuna da aşık olursunuz. o kadar soğuk olur ki ankara sevgilinizin elini bırakmak hain bir donma girişimi olarak yaftalanabilir.
ankara’da aşık olursanız yıkılmış binaların enkazına da aşık olursunuz. artık yerinde olmayan ssk işhanın karşısından geçip sevgilinizin kokusunda ucuz bira ve ayaküstü midye kokusu da bulursunuz.
ankara’da aşık olursanız birçok klişeyi yerle bir eden cümlelere de aşık olursunuz. sevgilinizle ankara’da yürürken içten içe bilirsiniz ki ankara’nın denize ihtiyacı olmadığı için denizi yoktur. denizsiz yaşayamayanlar bir zahmet kendi denizlerini getirsinler.
ankara’da aşık olmak soğuktur, yerle yeksandır, denizsizdir.
devamını gör...
el fatiha
kuran'ın ilk suresi.
meal;
bismillahirrahmânirrahîm ﴾1﴿
hamd, âlemlerin rabbi, rahmân, rahîm, hesap ve din gününün maliki allah'a mahsustur. ﴾2-4﴿
yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. ﴾5﴿
bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.﴾6-7﴿
meal;
bismillahirrahmânirrahîm ﴾1﴿
hamd, âlemlerin rabbi, rahmân, rahîm, hesap ve din gününün maliki allah'a mahsustur. ﴾2-4﴿
yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. ﴾5﴿
bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.﴾6-7﴿
devamını gör...
tükenmişlik sendromu
zaman zaman iç karartan havalar ve bir türlü yoluna girmeyen işlerin boğulma hissi yaşatması ile bünyemde tetiklendiğini düşündüğüm.
devamını gör...
yapılmış en aptalca dalgınlık
kettleı su doldurup ocağın üzerine koymak ve altını yakmak. sonra o erimiş plastik kokusuyla kendine gelmek.
devamını gör...
rüyada görülen kişiye aşık olmak
20 sene önce yaşadığım durumdur. uyandığımda kalkıp resmini çizmeye başladım ki kızı unutmayayım. birkaç gün etkisinde kaldım sonra uçtu gitti her şey.
devamını gör...
iletişim kurmanın önündeki engeller
1-iletişim kurulmak istenmiyordur. isteyen bir şekilde iletişim kurar. ama isteyen yapar bunu...
2-iki kişinin frekansları uyumlu değildir. eski klasik radyoları düşündüğümüzde, sevdiğimiz radyo kanalını manuel ayarlamaya çalışırken milimlik bir kayma farklı bir kanalın frekansına götürürdü bizi. hava yağmurlu olur frekans bozulurdu tekrar bulmaya çalışırdık sevdiğimiz kanalı. tıpkı bunun gibi aynı frekansta buluşabilirsek karşımızdakiyle iletişim kurabiliyoruz.
3-başta frekanslar tutuyordur kişiler arasında iletişim iyidir, ama sonra birinin frekansı değişir birden. nedenini kişinin kendisi de bilmez... şu sıralar çoğumuzun frekansları bozuluyor ya da değişiyor sürekli. o yüzden iletişim kurabilmek de zor oluyor.
2-iki kişinin frekansları uyumlu değildir. eski klasik radyoları düşündüğümüzde, sevdiğimiz radyo kanalını manuel ayarlamaya çalışırken milimlik bir kayma farklı bir kanalın frekansına götürürdü bizi. hava yağmurlu olur frekans bozulurdu tekrar bulmaya çalışırdık sevdiğimiz kanalı. tıpkı bunun gibi aynı frekansta buluşabilirsek karşımızdakiyle iletişim kurabiliyoruz.
3-başta frekanslar tutuyordur kişiler arasında iletişim iyidir, ama sonra birinin frekansı değişir birden. nedenini kişinin kendisi de bilmez... şu sıralar çoğumuzun frekansları bozuluyor ya da değişiyor sürekli. o yüzden iletişim kurabilmek de zor oluyor.
devamını gör...
gurbet
zordur.
hele ki arkanda birilerini bıraktıysan daha da zordur.
edit: sayın sözlük'ün uyarısı ile "sıla" kelimesini kaldırdım.
sıla, gurbette iken özlenen yer anlamına geliyormuş.
hele ki arkanda birilerini bıraktıysan daha da zordur.
edit: sayın sözlük'ün uyarısı ile "sıla" kelimesini kaldırdım.
sıla, gurbette iken özlenen yer anlamına geliyormuş.
devamını gör...
ağzına kürekle vurulacak insanlar veri tabanı
her ortamda sürekli kendini övenler. bir bitmediniz.
devamını gör...
yazarların iç döküntüsü
sosyal medyanın şekillendirdiği bazı insanların, gözlemleyebildiğimiz kadarıyla, uzaktan şöyle bir baktığımızda yaptığı bütün gülünç ve iğrenç şeylerin sebebi, bilerek ya da istemeyerek olgunlaşmaya olan mukavemetidir. birer aptal olarak kalmanın huzurunu yaşamaktadırlar; farkındalık, olgunluk, sağlamlık hayatın hiçbir döneminde ilgi çekici olmamıştır çünkü ve bugünün insanı ilgi açlığıyla yaşar.
evet, henüz birkaç dakika önce tüm galaksiyi yaratmışçasına çalımla gezen, birilerini rahatça aşağılama yetkisini kendisinde gören insanlarla doludur ortalık. bunu da genellikle gayet bilerek, işine böyle geldiği için yaparlar. falanca siyasi parti destekçilerinin birer eşşoğlueşşek, filanca takım taraftarının kıskanç hamamböcekleri olduğunu düşünür. kendisi gibi düşünmeyenleri linçleme konusunda şakşakçılarına güvenir ve onu mahvetme planlarını da ahmak şakşakçı sayısına bakarak kurar. işin en ironik yanı, birinin eşşoğlueşşek olduğunu ya da hamamböceği olduğunu anlatmak için son derece yetersiz, rezil bir cümle kurmasıdır. bu cümle, uzaktan bakıldığında hedefe gidiyor görünür ama anlamak için çaba gösterdiğinizde beyninizden vurulmuşa dönersiniz.
bunlarla münakaşaya girdiğiniz zaman size verecekleri cevap, alakalı alakasız konunun bir yerini almak ve orayla alakalı, asgari bir zeka seviyesi gerektiren risksiz bir cümle kurmaktır. sözgelimi kırmızı ambalajlı ülker çikolatalı gofret almış annesine dönüp "anneci kan da bu renk ve damarlarımızda gezer" diyen bir çocuk gibi davanırlar. sonra da bu tartışmaya daha fazla beyinlerinin yetmeyeceğini düşünüyor olmalıdırlar ki; "hadi hayırlı traşlar" anlamına gelen bir sözle bitirirler. "eğer o böyleyse, bu da şöyledir, yine haksız çıktın, teşekkürler" gibi bir cümledir genellikle.
bunların öyle milyonlarca takipçisi olan insanlar olduklarını düşünmeyin sakın. çok çok az populerleşmiş, kendi çemberinde popüler insanlar da bunu yapıyor. bizim bu yeni insan tiplerini incelememizin, bunları tanımlamamızın sebebi de hiç ummadığımız insanların, belki bir akrabamızın, belki rastgele tanıştığıöız birinin, bir lise arkadaşımızın da böyle biri olabileceğidir. o yüzden bugünün dünyasında sosyal medya davranışları da insanları değerlendirmekte bir kriter olarak ele alınmalı.
evet, henüz birkaç dakika önce tüm galaksiyi yaratmışçasına çalımla gezen, birilerini rahatça aşağılama yetkisini kendisinde gören insanlarla doludur ortalık. bunu da genellikle gayet bilerek, işine böyle geldiği için yaparlar. falanca siyasi parti destekçilerinin birer eşşoğlueşşek, filanca takım taraftarının kıskanç hamamböcekleri olduğunu düşünür. kendisi gibi düşünmeyenleri linçleme konusunda şakşakçılarına güvenir ve onu mahvetme planlarını da ahmak şakşakçı sayısına bakarak kurar. işin en ironik yanı, birinin eşşoğlueşşek olduğunu ya da hamamböceği olduğunu anlatmak için son derece yetersiz, rezil bir cümle kurmasıdır. bu cümle, uzaktan bakıldığında hedefe gidiyor görünür ama anlamak için çaba gösterdiğinizde beyninizden vurulmuşa dönersiniz.
bunlarla münakaşaya girdiğiniz zaman size verecekleri cevap, alakalı alakasız konunun bir yerini almak ve orayla alakalı, asgari bir zeka seviyesi gerektiren risksiz bir cümle kurmaktır. sözgelimi kırmızı ambalajlı ülker çikolatalı gofret almış annesine dönüp "anneci kan da bu renk ve damarlarımızda gezer" diyen bir çocuk gibi davanırlar. sonra da bu tartışmaya daha fazla beyinlerinin yetmeyeceğini düşünüyor olmalıdırlar ki; "hadi hayırlı traşlar" anlamına gelen bir sözle bitirirler. "eğer o böyleyse, bu da şöyledir, yine haksız çıktın, teşekkürler" gibi bir cümledir genellikle.
bunların öyle milyonlarca takipçisi olan insanlar olduklarını düşünmeyin sakın. çok çok az populerleşmiş, kendi çemberinde popüler insanlar da bunu yapıyor. bizim bu yeni insan tiplerini incelememizin, bunları tanımlamamızın sebebi de hiç ummadığımız insanların, belki bir akrabamızın, belki rastgele tanıştığıöız birinin, bir lise arkadaşımızın da böyle biri olabileceğidir. o yüzden bugünün dünyasında sosyal medya davranışları da insanları değerlendirmekte bir kriter olarak ele alınmalı.
devamını gör...
resim yapan insanların dertleri
yapamamak.*
şaka bir yana; malzemelerin aşırı pahalı olması. malzeme kalitesinin de resim üzerinde çok belirleyici olması. maalesef o kadar kalitesiz tuvaller, fırçalar, boyalar kullandım ki birkaç lira pahalısına bile geçince resim inanılmaz değişiyor.
şaka bir yana; malzemelerin aşırı pahalı olması. malzeme kalitesinin de resim üzerinde çok belirleyici olması. maalesef o kadar kalitesiz tuvaller, fırçalar, boyalar kullandım ki birkaç lira pahalısına bile geçince resim inanılmaz değişiyor.
devamını gör...
girift radyo yayını
bugün saat 20:45'ten sonra herhangi bir anda başlayabilecek olan ve onur haftası kapsamında lgbt+ yazarlarımıza kapılarımızın sonuna kadar açık olduğu radyo yayını.
mesajla iletişime geçip, yayına katılarak derdinizi, yaşadığınız zorlukları ve ne istiyorsanız anlatabilir, farkındalık oluşturabilirsiniz. istediğiniz tüm bilgiler de (nick dahil) gizli kalabilir.
mesajla iletişime geçip, yayına katılarak derdinizi, yaşadığınız zorlukları ve ne istiyorsanız anlatabilir, farkındalık oluşturabilirsiniz. istediğiniz tüm bilgiler de (nick dahil) gizli kalabilir.
devamını gör...
sabah üçte otobüs molasında 4 çeşit yemek yemek
ayrı bir keyiftir.bütün lokmaları boğazina hızlı hızlı dizer,biteremediklerini ekmeğin arasına sarar,otobüsteki çay molasinda yersin.otobüs yolculuklarında ne hikmetse sürekli yersin.
devamını gör...
90'lı yılları hatırlatan şeyler
devamını gör...
nutuk'tan alıntı yap
"biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir."
devamını gör...
hırsızlık
dün çalışırken başıma gelen olay. şöyle ki;
yemeğimi yiyip, son sigaramı içip yeniden mağazaya döndüm ve direkt büroya çağırıldım. acaba neyi yanlış yapmış olabilirim diye düşünüyorum yürürken. içeri girmemle karşımda üç kadın görüyorum. ikisi çalışan, biri de kaşları çatık, dombiş, esmer, başörtülü bir teyze.
- beni çağırdınız, buyrun?
- sen yabancısın sudoku, persçe biliyor musun?
- nope.
- yine de bir iletişim kurmayı dene hanımefendi ile.
- peki.
- - - -
- hallo, türkisch?
teyzem başını sağa sola sallıyor ve kendi dilinde sessizce bir şey söylüyor
bende başımı sallıyorum
çalışanlar mikemmel bir iletişim oldu diyip gönderiyolar beni yeniden.
beş dakika sonra çalışanın birisi yanımdan geçiyor bende soruyorum:
- teyzenin neye ihtiyacı varmış?
- ihtiyacı olanları çantasına koymuş, gidiyormuş. neyseki fark ettik.
- - -
ardından polisler geldi ve büroda kınama seansı gerçekleştirdiler. hep birlikte dışarı çıktılar ve buraya bidaha gelme denilerek gönderildi teyze.
bu olay beni gerdi tabi. iki saat düşüncelerimi meşgul etti teyze. monolog;
yav teyzem niye böyle şeyler yapıyon manyak mısın? zaten dış görünüşün bas bas bağırıyor önyargılanacak tip diye. yapma bunu işte. sonra tüm yabancılara, farklı ten renkli insanlara, baş örtülülere, örtüsüzlere herkese önyargı geliştirip aynı tencereye atıyorlar.
hayır çaldıklarına ihtiyacın olsa bi yerden yakalayacağım empati duygusunu. ne diye düğünde giyilecek şeyler alıyosun? neden ihtiyacın varsa tshirt, etek, pantolon ne bileyim atlet falan çalmıyosun da düğün elbisesi çalıyosun ya?
hayır ayrıca neden çalıyosun teyzem? zaten bu ülkenin devleti yeterince yardımda bulunmuyor mu? işsizlik maaşı, oturum izinsiz yabancı ülke vatandaşına geçim yardımı, çocuk parası, anonim yardımlar da bulunmuyor mu sen aç kalma diye? kendini böyle durumlara sokma diye?
offfff teyzem, senin yüzünden kendimi yedim iki saat.
yemeğimi yiyip, son sigaramı içip yeniden mağazaya döndüm ve direkt büroya çağırıldım. acaba neyi yanlış yapmış olabilirim diye düşünüyorum yürürken. içeri girmemle karşımda üç kadın görüyorum. ikisi çalışan, biri de kaşları çatık, dombiş, esmer, başörtülü bir teyze.
- beni çağırdınız, buyrun?
- sen yabancısın sudoku, persçe biliyor musun?
- nope.
- yine de bir iletişim kurmayı dene hanımefendi ile.
- peki.
- - - -
- hallo, türkisch?
teyzem başını sağa sola sallıyor ve kendi dilinde sessizce bir şey söylüyor
bende başımı sallıyorum
çalışanlar mikemmel bir iletişim oldu diyip gönderiyolar beni yeniden.
beş dakika sonra çalışanın birisi yanımdan geçiyor bende soruyorum:
- teyzenin neye ihtiyacı varmış?
- ihtiyacı olanları çantasına koymuş, gidiyormuş. neyseki fark ettik.
- - -
ardından polisler geldi ve büroda kınama seansı gerçekleştirdiler. hep birlikte dışarı çıktılar ve buraya bidaha gelme denilerek gönderildi teyze.
bu olay beni gerdi tabi. iki saat düşüncelerimi meşgul etti teyze. monolog;
yav teyzem niye böyle şeyler yapıyon manyak mısın? zaten dış görünüşün bas bas bağırıyor önyargılanacak tip diye. yapma bunu işte. sonra tüm yabancılara, farklı ten renkli insanlara, baş örtülülere, örtüsüzlere herkese önyargı geliştirip aynı tencereye atıyorlar.
hayır çaldıklarına ihtiyacın olsa bi yerden yakalayacağım empati duygusunu. ne diye düğünde giyilecek şeyler alıyosun? neden ihtiyacın varsa tshirt, etek, pantolon ne bileyim atlet falan çalmıyosun da düğün elbisesi çalıyosun ya?
hayır ayrıca neden çalıyosun teyzem? zaten bu ülkenin devleti yeterince yardımda bulunmuyor mu? işsizlik maaşı, oturum izinsiz yabancı ülke vatandaşına geçim yardımı, çocuk parası, anonim yardımlar da bulunmuyor mu sen aç kalma diye? kendini böyle durumlara sokma diye?
offfff teyzem, senin yüzünden kendimi yedim iki saat.
devamını gör...
fear of the dark
bir kere fear of the dark iron maiden'cısı diye bir durum vardır. ancak bir şarkının çok bilinmesi onun kötü olduğu anlamına gelmez.
şunu da şuraya bırakayım.
şunu da şuraya bırakayım.
devamını gör...