masumiyet karinesi
masumiyet ya da suçsuzluk karinesi (presumption of innocence) olarak bilinen bu ilke kökenini çoğu hukukçuya göre 1215 tarihli ünlü magna carta belgesinin 39. maddesinde tıklayer alan ''adil yargılanma ilkesi''nden(right to due process) almaktadır.
anılan ilke yine 26 ağustos 1789 tarihli ''fransız kişi ve vatandaş hakları bildirgesi''tıklamadde 9'da: ''her insan suçlu olduğuna karar verilinceye kadar masum sayıldığı için...''
avrupa insan hakları sözleşmesi (aihs) madde 6/2'de: tıkla ''bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır.''
ve t.c. anayasası'nın 38. maddesinde tıkla“suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz." şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
hukuk belgelerine girmesi her ne kadar uzun bir süreci gerektirse de bugün modern dünyada geniş uygulama alanı bulan bir ilkeden bahsediyoruz ''masumiyet karinesi'' ile. yukarıda yasa metinlerden alıntıyla ne olduğu zaten ortada olsa da en basit tanımı ''aksi %100 netlikte ispat edilene kadar suçsuzsundur arkadaş''tır. konu hukukun birçok alanında kendine yer bulsa da bugün ülkede en çok tartışıldığı alan ceza hukukudur. ceza hukukunda bir kişinin suçluluğu için kanaat, değerlendirme ya da hissettim oldu şeklinde bir anlayışın yeri yoktur. en azından teoride yoktur. kişinin suçluluğu en ufak bir şüpheye mahal bırakmayacak derecede ortada olması, her türlü akla mantığa uygun hukuki delille (delil serbestisi) ile ispatlanması gerekmektedir. özetle hedef ''maddi gerçeğe'' hukuka uygun şekilde ulaşmaktır. bu ilkenin olmaması durumunda özellikle otoriter yönetimlerde masum insanlar çeşitli araçlarla suçlu gibi yansıtılıp, toplum algısı ve sosyal medya baskısı ile şeytanlaştırılmakta maalesef cüppe giyse de adaleti sağlamakla sürgün edilmek arasında kalan hakimlerin kararıyla hayatlar zindanlarda yok edilmektedir.
konuyu ilerleyen zamanlarda daha çok duyacağımız için kısa kesiyorum.
anılan ilke yine 26 ağustos 1789 tarihli ''fransız kişi ve vatandaş hakları bildirgesi''tıklamadde 9'da: ''her insan suçlu olduğuna karar verilinceye kadar masum sayıldığı için...''
avrupa insan hakları sözleşmesi (aihs) madde 6/2'de: tıkla ''bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır.''
ve t.c. anayasası'nın 38. maddesinde tıkla“suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz." şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
hukuk belgelerine girmesi her ne kadar uzun bir süreci gerektirse de bugün modern dünyada geniş uygulama alanı bulan bir ilkeden bahsediyoruz ''masumiyet karinesi'' ile. yukarıda yasa metinlerden alıntıyla ne olduğu zaten ortada olsa da en basit tanımı ''aksi %100 netlikte ispat edilene kadar suçsuzsundur arkadaş''tır. konu hukukun birçok alanında kendine yer bulsa da bugün ülkede en çok tartışıldığı alan ceza hukukudur. ceza hukukunda bir kişinin suçluluğu için kanaat, değerlendirme ya da hissettim oldu şeklinde bir anlayışın yeri yoktur. en azından teoride yoktur. kişinin suçluluğu en ufak bir şüpheye mahal bırakmayacak derecede ortada olması, her türlü akla mantığa uygun hukuki delille (delil serbestisi) ile ispatlanması gerekmektedir. özetle hedef ''maddi gerçeğe'' hukuka uygun şekilde ulaşmaktır. bu ilkenin olmaması durumunda özellikle otoriter yönetimlerde masum insanlar çeşitli araçlarla suçlu gibi yansıtılıp, toplum algısı ve sosyal medya baskısı ile şeytanlaştırılmakta maalesef cüppe giyse de adaleti sağlamakla sürgün edilmek arasında kalan hakimlerin kararıyla hayatlar zindanlarda yok edilmektedir.
konuyu ilerleyen zamanlarda daha çok duyacağımız için kısa kesiyorum.
devamını gör...
canı sıkılan yazarlar veri tabanı
devamını gör...
giden yazarlar
gitmek isteyeni tutamayız. kırgınlıkları ve kızgınlıkları var ve gidiyorlar. gidenler umarım tekrar geri dönerler. dönmeseler de gidenler gider, kalan sağ yazarlar bizimdir.
devamını gör...
seni sen yapan cümlelerin
ünlü düşünür descartes'in en sevdiğim sözünü feyz alarak hayatımı idame ettirmekteyim.*
"üşeniyorum, öyleyse yarın."
"üşeniyorum, öyleyse yarın."
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://pbs.twimg.com/media/CHIB1RAUAAAAVdB.jpg)
devamını gör...
ucuz kulaklık
belki de ucuz olduğu için bozuluyordur
devamını gör...
yazarların hayatındaki kırılma anları
birden çok kırılma anı var. düz bir telin belirsiz aralıklarla her bükülmede ortaya bir çokgen çıkarması gibi düşünüyorum. çok köşeli, çok kenarlı. son kırılma ile tamamlanacak. işte o zaman bir şey ifade edecek.
devamını gör...
iyi insanların ortak özellikleri
yaptıkları iyiliklerin farkında olmamaları. yani iyilik yapıyorlar ve bunu iyilik yapmak için yapmıyorlar.
onlar için iyilik olması gereken bir şey. iyilik normali o insanların.
onlar için iyilik olması gereken bir şey. iyilik normali o insanların.
devamını gör...
cemil meriç
"paris'e gittiğimde paris evde yoktu." hayatı boyunca görmeyi hayal ettiği şehre, kör olan gözlerinin tedavisi için gittiğinde bu cümleyi zikreden, hatırıma geldikçe de üzüldüğüm yazar, araştırmacı, eğitimci. *
tam olarak bu cümleyi, bu adamı düşündükten biraz sonra, başlık karşıma çıktığından ben de böyle anmak istedim.
*
tam olarak bu cümleyi, bu adamı düşündükten biraz sonra, başlık karşıma çıktığından ben de böyle anmak istedim.
*
devamını gör...
seksten sonra söylenen sözler
normalde bu kadar erken boşalmam aslında.
devamını gör...
iskoçya'da pedlerin bedava olması
bbc'de yayınlanan habere göre, iskoçya mecli'sinin oy birliği ile regl ürünlerinin bedava ulaşılması oy birliği kabul edilme hadisesi.
dünya' da bir ilke imza atan iskoçya vekillerini tebrik ve takdir edilecek işlere imza atması siyasilerin halk için olduklarının bir göstergesi. halklarının yararına almış ş oldukları bu karar dünya ülkelerine örnek olmasını temenni ederim.
kaynak
dünya' da bir ilke imza atan iskoçya vekillerini tebrik ve takdir edilecek işlere imza atması siyasilerin halk için olduklarının bir göstergesi. halklarının yararına almış ş oldukları bu karar dünya ülkelerine örnek olmasını temenni ederim.
kaynak
devamını gör...
kaliteli kadın olmaması
ne instagram kullanıyorum ne de başkasının parası için yaşıyorum, sanırım kadın değilim*.
devamını gör...
türkiye'nin ilk vegan kasabı
"iki kilo mangallık marul alabilirmiyim" tarzında diyalogların olacağı kasap.
devamını gör...
çocukken baba eve getirdiğinde mutlu olunan şeyler
kendisini. mümkün ise sinirini, hırçınlığını, hayata küsmüşlüğünü, coşkusuz hallerini, gülmeyen suratını, paylaşmadığı duygularını dışarıda bırakarak öylece eve gelmesinden daha mutlu edecek bir şey yoktu galiba.
devamını gör...
kadınların eskisi kadar zor olmaması
bir şey yazmayı düşünmüyordum aslında ama bazı yazılan şeyleri görünce yazmaktan alıkoyamadım kendimi. yukarıda biri yazmış 3/10’luk kız talep yoğunluğundan neymiş burnunda kıl aldırmıyormuş. neyiz biz arkadaş mal mıyız? ben çirkinim diye benimle konuşmaya çalışan ama beğenmediğim, hoşlanmadığım kişilerle konuşmak zorunda mıyım? dış görünüşüm standartlara uymuyor diye elimden seçme hakkım alınıyor mu? istersem konuşurum istemezsem de konuşmam. canım istemiyorsa seninle konuşmam 10/10’luk erkeklerle konuşmayı beklerim ömrüm boyunca. sana ne.
devamını gör...
en dalgın anlar
sabah uyandığımdaki ilk yarım saat falan boş boş bakıyorum etrafıma baya dalgın oluyorum. hiçbi şey düşünmüyorum da aklımda olan tek şey uyku ve geri uyuyabilmem için bi mucize. galiba uyanmayı kabullenmem o kadar zaman alıyor*.
devamını gör...
lavanta kokulu köy
ısparta'nın kuyucak köyüne verilen isim. lavanta, köyün geçim kaynağı olmuştur. yerli turistlerin en çok ziyaret ettikleri alanlardan biridir. lavantaların sunduğu görsel şölende insanlar fotoğraf çekilebilmek için yarışmaktadır. ayrıca lavantalı dondurma, lavantalı gazoz, lavantalı kahve gibi başarılı ürünlere de imza atmışlardır.
devamını gör...
normal sözlük'ün artık ekşiden daha beter bir hal alması
(bkz: kafa sözlük'ün bitmesi) başlığının yazarları için alternatif başlık önerileri bırakarak amme hizmetinde bulunacağım başlık.
(bkz: maya takvimine göre kafa sözlük'ün 01.11.2021 tarihinde bitecek olması)
(bkz: kafa sözlük'ün iki çeyrek kalmış olması)
(bkz: kafa sözlük'ün tepesinden odin'in bakması)
(bkz: kafa sözlük kadar tepemize taş düşmesi)
(bkz: maya takvimine göre kafa sözlük'ün 01.11.2021 tarihinde bitecek olması)
(bkz: kafa sözlük'ün iki çeyrek kalmış olması)
(bkz: kafa sözlük'ün tepesinden odin'in bakması)
(bkz: kafa sözlük kadar tepemize taş düşmesi)
devamını gör...
ekim devrimi
13 şubat 1917’de rusya’nın başkenti petrograd’da açlık çeken insanların özellikle de kadınların öncülüğünde “barış ve ekmek” diye başlayan ayaklanma, kısa zamanda ülke geneline yayılmıştır efem... 300 yıllık rus çarlığı, başkentte yoğunlaşan kitle eylemleriyle birkaç gün içerisinde yıkıldı.
şubat devriminden sonra kerenski başkanlığında bolşeviklerin katılmadığı geçici bir hükümet kuruldu. ancak geçici hükümetin kendini iktidar yapan kitlelerle giderek bağını koparması ve düzeni sağlama adına onların karşısınnda yer almasıyla, bolşeviklerin önderliğinde ekim ayındaki ayaklanma ile paris komününden sonra ilk kez bir sosyalist iktidar kuruldu.
ekim devriminden hemen sonra bir dizi ekonomik, sosyal ve idari düzenlemeler getirildi. toprak mülkiyeti kaldırıldı. özel çiftlikler devletleştirildi işçiler 8 saatlik iş gününe kavuştu. ancak savaş sürecinin ülkeyi oldukça yıpratması nedeniyle 1919 başlarında ürünlere devletçe el konulmaya başlandı (savaş komünizmi). lenin’in ölümünden sonra (1924) stalin iktidara geldi. özellikle troçki’nin yurt dışına sürülmesiyle başlayan süreç, gelecek 10 yılda, idam, hapis ve toplama kamplarıyla donatılmış parti içi, kanlı bir iç hesapla başlangıcı oldu. hiçbir devrim kendi evlatlarını bu ölçüde yememişti.
1927-1937 arasındaki on yıl, politik baskının yanında dev boyutlu sosyal ve ekonomik atılımların gerçekleştirildiği bir dönemdir. bu dönemde üç temel kalkınma girişımı görülür; çiftliklerin kolektifleştirilmesi, hızlı sanayileşme ve eğitimde devrim. gelişmiş kapitalist ülkeler 1929 dünya ekonomik bunalımıyla boğuşurken sovyetler birliği bu üç alanda şaşırtıcı bir gelişme sağladı.. 1920’lerin açlık ve yoksulluk altındaki bu köylü ülkesi, 20 yıl içinde abd’den sonra dünyanın ikinci büyük sanayi ülkesi haline gelerek abd ile kıran kırana soğuk savaş'a girdi.
kaynak:tr.wikipedia.org/wiki/Ekim_...
şubat devriminden sonra kerenski başkanlığında bolşeviklerin katılmadığı geçici bir hükümet kuruldu. ancak geçici hükümetin kendini iktidar yapan kitlelerle giderek bağını koparması ve düzeni sağlama adına onların karşısınnda yer almasıyla, bolşeviklerin önderliğinde ekim ayındaki ayaklanma ile paris komününden sonra ilk kez bir sosyalist iktidar kuruldu.
ekim devriminden hemen sonra bir dizi ekonomik, sosyal ve idari düzenlemeler getirildi. toprak mülkiyeti kaldırıldı. özel çiftlikler devletleştirildi işçiler 8 saatlik iş gününe kavuştu. ancak savaş sürecinin ülkeyi oldukça yıpratması nedeniyle 1919 başlarında ürünlere devletçe el konulmaya başlandı (savaş komünizmi). lenin’in ölümünden sonra (1924) stalin iktidara geldi. özellikle troçki’nin yurt dışına sürülmesiyle başlayan süreç, gelecek 10 yılda, idam, hapis ve toplama kamplarıyla donatılmış parti içi, kanlı bir iç hesapla başlangıcı oldu. hiçbir devrim kendi evlatlarını bu ölçüde yememişti.
1927-1937 arasındaki on yıl, politik baskının yanında dev boyutlu sosyal ve ekonomik atılımların gerçekleştirildiği bir dönemdir. bu dönemde üç temel kalkınma girişımı görülür; çiftliklerin kolektifleştirilmesi, hızlı sanayileşme ve eğitimde devrim. gelişmiş kapitalist ülkeler 1929 dünya ekonomik bunalımıyla boğuşurken sovyetler birliği bu üç alanda şaşırtıcı bir gelişme sağladı.. 1920’lerin açlık ve yoksulluk altındaki bu köylü ülkesi, 20 yıl içinde abd’den sonra dünyanın ikinci büyük sanayi ülkesi haline gelerek abd ile kıran kırana soğuk savaş'a girdi.
kaynak:tr.wikipedia.org/wiki/Ekim_...
devamını gör...
beğenileriyle mutlu eden yazar
sevdiğim her tanıma yazarına bakmaksızın beğeni bırakırım. bazen takip ettiğim yazar birçok güzel tanım yazdı ise hepsini de beğenirim. fakat mellisho'nun da belirttiği gibi karşılık beklentisi yahut beğenilerimle tanınmak en korktuğum şeylerden biri.
nickaltı denen yer, yazar hakkında edinilen fikirlerin belirtildiği yer ise beğenilerimle tanınacağıma boş kalmasını tercih ederim.
nickaltı denen yer, yazar hakkında edinilen fikirlerin belirtildiği yer ise beğenilerimle tanınacağıma boş kalmasını tercih ederim.
devamını gör...
pauli dışarlama ilkesi
aynı kuantum durumunda 2 fermiyonun bulunamayacağını söyleyen ve tertemiz çalışan bir ilkedir.
eğer pauli ilkesi çalışmasaydı, evrenin tüm kütlesi 1 noktaya sıkışır kalırdı, genişlik kavramından söz edilemezdi.
eğer pauli ilkesi çalışmasaydı, evrenin tüm kütlesi 1 noktaya sıkışır kalırdı, genişlik kavramından söz edilemezdi.
devamını gör...