ilk buluşmaya at ile gelen erkek
hepimiz atız mottosuna sahip, dünyasının büyük bir çoğunluğu attan ibaret olan gomercan'dan başkası olamayacak erkektir.
(bkz: at mı var arkamda)
(bkz: at mı var arkamda)
devamını gör...
eski sevgilinin evlenmesi
işte sen busun... 5 yıl ayrı kaldık diye evlendin dedirten durum.
devamını gör...
baş ucu eserleri
yapılan düzenleme için öncelikle iko'ya sonrasında yoldaş'a teşekkür ederiz. yoldaşın başını ağrıtma ve sinirlerini bozma şenliklerimizin 3236'ncısı da başarıyla neticelendirmiş olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
kızıl öfke benjamin bu başlıkta dile getirdiğimiz tüm talepleri yerine getirmiş ve bizim için görev şimdilik tamamlanmıştır. sanmasın ki, biz de talepler biter. sakın bizi başından savdığını zannetmesin *
aynı zamanda bu başlığın şöyle de güzel bir yanı var; sözlük ahalisinin başlıklara bakıp, başlık içeriklerini okumadığını net olarak görme fırsatımız oluyor. bildiğiniz turnusol gibi bir başlık bu. o yüzden buralar daha da değerlendi. başlığa bakıp, paldır küldür kendi başucu eserlerini yazan güzide okumaz/yazarlara da sevgilerimizi sunuyoruz *
kızıl öfke benjamin bu başlıkta dile getirdiğimiz tüm talepleri yerine getirmiş ve bizim için görev şimdilik tamamlanmıştır. sanmasın ki, biz de talepler biter. sakın bizi başından savdığını zannetmesin *
aynı zamanda bu başlığın şöyle de güzel bir yanı var; sözlük ahalisinin başlıklara bakıp, başlık içeriklerini okumadığını net olarak görme fırsatımız oluyor. bildiğiniz turnusol gibi bir başlık bu. o yüzden buralar daha da değerlendi. başlığa bakıp, paldır küldür kendi başucu eserlerini yazan güzide okumaz/yazarlara da sevgilerimizi sunuyoruz *
devamını gör...
intihar etmek
yıllar yıllar önce insanlara ve kendime olan inancımı kaybettiğimde gercekleştirdiğim eylemdir.
psikoloğuma 'ama ben bu hayatı yaşayabilecek kadar cesur hissetmiyorum' dediğimde. 'kendini öldürmeye kalkmak daha büyük bir cesaret' demişti. 'yaşarsan ne olacak biliyorsun en en kötülerini yaşadın ama öldüğünde karanlık ne olacak, ne bekliyorsun?'
zihnim, ruhum, duygularım, umutlarım hep karanlıktı zaten benim için makuldu.
sonra bir gün artık dayanamadığımı fark ettim. ve koştum o karanlığa.
sonrası komedidir.
günlerce can çekişmem, insanların sahte vicdan ve merhamet gösterileri, hayatımda olan bir güruh insanın bu eylemi gerçekleştirdiğim için benden dahada uzaklaşması (çünkü mantıklı davranmıyormuşum, mantık?), bana destek olamaya çalışan beni anlamaya çalışan bir iki insan (annem ve babam, hiç unutmam onların tavırlarını. ben beni öldüresiye suçlarlar sanıyorken onlar bana sonsuz merhametlerini bir kez daha hissettirmisti.) bilen duyan insanların garip tavırları falanlar filanlar...
sonrası o kadar berraktır ki.
bir anda bir aydınlanma oldu.
hayata insanlara en önemlisi de kendime bakışım değişti.
kendime saygıda dibi gören ben hayatta ki en kıymetli varlığın en saygı duyulası insanın kendim olduğunu anladım.
şimdi banu sen çok güçlü bir kadınsın diyenler ne yaşadığımı neler atlattığımı bilmiyor. ben bu hayatta en dibi gördüm. kendi öz saygımı, sevgimi kaybettim. o kadar dibe çöktüm ki oradan çıkmanın imkanı yoktu. ama çıktım. öyle ya da böyle o karanlığı geride bıraktım.
şimdi hiç bir şey yıkamaz beni. çünkü ben bu hayatta her şeyin en en zoruna talip oldum ve hep zor olanı yaşadım. savaşmayı gerekirse yenilgiyi kabul etmeyi öğrendim. tek başıma başladığım bu serüveni tek sonlandıracağımı tüm yapı taşlarımla hissettim. kimse için hiçbir şey için kendime olan saygımı ve sevgimi kaybetmemem gerektiğini anladım. ben tektim bu hayatta. ben yoksam ne bir insan vardı nede bu çetrefilli dünya. kimse için yaşamamayı her koşulda sadece kendimi düşünmem gerektiğini de o zamanlar öğrendim. çünkü ben her konuda kendimi ön plana koyarsam kendimi sever kendimi sayar önce kendimi düşünürsem (bu üstün empati gücüyle tabi) hiç kimsenin zarar görmediğine en karlı kendimin çıktığına şahit oldum. her cümlenin zihinde önce benle başlarsa en az bana zarar verdiğini gördüm. şimdi olmuyor mu beni üzen, kıran, sarsan şeyler? tabi ki oluyor ama etkisi en fazla 2 gün sürüyor. bir silkelenmeme bakıyor yeniden kendime gelmem. ben kendimi yangın ya da afet halinde kurtarılacaklar lisetesinde en ön sıraya koydum eskiden 1256. sırada falandım hoş çokta bir fark yokmuş sanki.*
artık şunu çok iyi biliyorum ben bu hayatın iplerini elime almassam o ipler benim ayağıma hatta boğazıma dolanıyor. beni ya deviriyor ya da nefessiz bırakıyor. bu süreçte çok kaybım oldu. ama kazandıklarım hepsinden daha kıymetliydi. ben kendimi kazandım. kendimi sevmeyi saygı duymayı öğrendim. ben beni çok çok çok sevdim.
bu noktalara, bu yılgınlığa, bu karanlığa gelmeden kendinizi fark edip kurtulmanız dileğiyle.
unutma en önce 'ben' bu hayatın ilk kuralıdır.
not: ömrü boyunca bu eşiğe gelmemiş insanların atıp tuttuğu bir başlık olmuş burası. yaşamadığınız bir konuda hüküm ve akıl vermek kolay olur arkadaşlar.
umarım asla o kıyıya vurmazsınız.
saygılar, sevgiler...
psikoloğuma 'ama ben bu hayatı yaşayabilecek kadar cesur hissetmiyorum' dediğimde. 'kendini öldürmeye kalkmak daha büyük bir cesaret' demişti. 'yaşarsan ne olacak biliyorsun en en kötülerini yaşadın ama öldüğünde karanlık ne olacak, ne bekliyorsun?'
zihnim, ruhum, duygularım, umutlarım hep karanlıktı zaten benim için makuldu.
sonra bir gün artık dayanamadığımı fark ettim. ve koştum o karanlığa.
sonrası komedidir.
günlerce can çekişmem, insanların sahte vicdan ve merhamet gösterileri, hayatımda olan bir güruh insanın bu eylemi gerçekleştirdiğim için benden dahada uzaklaşması (çünkü mantıklı davranmıyormuşum, mantık?), bana destek olamaya çalışan beni anlamaya çalışan bir iki insan (annem ve babam, hiç unutmam onların tavırlarını. ben beni öldüresiye suçlarlar sanıyorken onlar bana sonsuz merhametlerini bir kez daha hissettirmisti.) bilen duyan insanların garip tavırları falanlar filanlar...
sonrası o kadar berraktır ki.
bir anda bir aydınlanma oldu.
hayata insanlara en önemlisi de kendime bakışım değişti.
kendime saygıda dibi gören ben hayatta ki en kıymetli varlığın en saygı duyulası insanın kendim olduğunu anladım.
şimdi banu sen çok güçlü bir kadınsın diyenler ne yaşadığımı neler atlattığımı bilmiyor. ben bu hayatta en dibi gördüm. kendi öz saygımı, sevgimi kaybettim. o kadar dibe çöktüm ki oradan çıkmanın imkanı yoktu. ama çıktım. öyle ya da böyle o karanlığı geride bıraktım.
şimdi hiç bir şey yıkamaz beni. çünkü ben bu hayatta her şeyin en en zoruna talip oldum ve hep zor olanı yaşadım. savaşmayı gerekirse yenilgiyi kabul etmeyi öğrendim. tek başıma başladığım bu serüveni tek sonlandıracağımı tüm yapı taşlarımla hissettim. kimse için hiçbir şey için kendime olan saygımı ve sevgimi kaybetmemem gerektiğini anladım. ben tektim bu hayatta. ben yoksam ne bir insan vardı nede bu çetrefilli dünya. kimse için yaşamamayı her koşulda sadece kendimi düşünmem gerektiğini de o zamanlar öğrendim. çünkü ben her konuda kendimi ön plana koyarsam kendimi sever kendimi sayar önce kendimi düşünürsem (bu üstün empati gücüyle tabi) hiç kimsenin zarar görmediğine en karlı kendimin çıktığına şahit oldum. her cümlenin zihinde önce benle başlarsa en az bana zarar verdiğini gördüm. şimdi olmuyor mu beni üzen, kıran, sarsan şeyler? tabi ki oluyor ama etkisi en fazla 2 gün sürüyor. bir silkelenmeme bakıyor yeniden kendime gelmem. ben kendimi yangın ya da afet halinde kurtarılacaklar lisetesinde en ön sıraya koydum eskiden 1256. sırada falandım hoş çokta bir fark yokmuş sanki.*
artık şunu çok iyi biliyorum ben bu hayatın iplerini elime almassam o ipler benim ayağıma hatta boğazıma dolanıyor. beni ya deviriyor ya da nefessiz bırakıyor. bu süreçte çok kaybım oldu. ama kazandıklarım hepsinden daha kıymetliydi. ben kendimi kazandım. kendimi sevmeyi saygı duymayı öğrendim. ben beni çok çok çok sevdim.
bu noktalara, bu yılgınlığa, bu karanlığa gelmeden kendinizi fark edip kurtulmanız dileğiyle.
unutma en önce 'ben' bu hayatın ilk kuralıdır.
not: ömrü boyunca bu eşiğe gelmemiş insanların atıp tuttuğu bir başlık olmuş burası. yaşamadığınız bir konuda hüküm ve akıl vermek kolay olur arkadaşlar.
umarım asla o kıyıya vurmazsınız.
saygılar, sevgiler...
devamını gör...
sevgiyi kaybetmek
kazanmak çok zordur sevgiyi, emek ve yürek ister, bazı şeyleri alttan almayı ve gözardı etmeyi, kusurlarıyla ve olduğu gibi kabullenmeyi ister, ancak bir kere kazanılırsa...
iki taraf için de dünya güzelleşir, hayata daha bir sıkı bağlanırlar, hem kendileri hem sevdikleri için bağlanır insan, o sevgi sadece sevilen de kalmaz, yolda yürürken yanından geçen insanlara sıçrar, çiçeklere ve böceklere sıçrar.
velhâsıl, dünyaya baktığı pencere değişir insanın, demir parmaklıkları olan ve çıkmaz bir sokağa bakan pencereden çiçekli ve deniz manzaralı bir pencereye geçer, baktıkça bakası gelir.
ancak kaybetmesi çok kolaydır sevgiyi, karşılık görmezse kuruyup yavaş yavaş solmaya başlar, susuz kaldığı için sahibine azap verir, en kısa sürede kesip atılması gereklidir o çiçeğin, kesilip atılır atılmasına da, ya sahibine ne olur?
her şey geçtikten sonra bile asla eski penceresine dönemez, o parmaklıklı ve çıkmaza bakan pencere daha da küçülür, insanın içindeki hayat eşini bulma umuduyla birlikte, bir parça daha kaybeder insan ruhundan.
çağımızın en büyük zehiridir sevgi, panzehiri içinde olan bir hastalıktır, bunca insan sevilmeyi istiyorsa neden sevilmez insan? hep mi yanlış insanlar olur? her şey mükemmel giderken nasıl bitebilir o sevgi? nasıl bitirebilir bir insanı? bitiriyormuş işte, ruhumdan bir parçayla birlikte bitti ve gitti işte.
elbet bir gün bizim de yollarımız çiçekler ile kaplanacak, olur da kaplanmazsa öte dünyaya kalacak mutluluğumuz, olsun, alışınca hafifliyor en azından.
iki taraf için de dünya güzelleşir, hayata daha bir sıkı bağlanırlar, hem kendileri hem sevdikleri için bağlanır insan, o sevgi sadece sevilen de kalmaz, yolda yürürken yanından geçen insanlara sıçrar, çiçeklere ve böceklere sıçrar.
velhâsıl, dünyaya baktığı pencere değişir insanın, demir parmaklıkları olan ve çıkmaz bir sokağa bakan pencereden çiçekli ve deniz manzaralı bir pencereye geçer, baktıkça bakası gelir.
ancak kaybetmesi çok kolaydır sevgiyi, karşılık görmezse kuruyup yavaş yavaş solmaya başlar, susuz kaldığı için sahibine azap verir, en kısa sürede kesip atılması gereklidir o çiçeğin, kesilip atılır atılmasına da, ya sahibine ne olur?
her şey geçtikten sonra bile asla eski penceresine dönemez, o parmaklıklı ve çıkmaza bakan pencere daha da küçülür, insanın içindeki hayat eşini bulma umuduyla birlikte, bir parça daha kaybeder insan ruhundan.
çağımızın en büyük zehiridir sevgi, panzehiri içinde olan bir hastalıktır, bunca insan sevilmeyi istiyorsa neden sevilmez insan? hep mi yanlış insanlar olur? her şey mükemmel giderken nasıl bitebilir o sevgi? nasıl bitirebilir bir insanı? bitiriyormuş işte, ruhumdan bir parçayla birlikte bitti ve gitti işte.
elbet bir gün bizim de yollarımız çiçekler ile kaplanacak, olur da kaplanmazsa öte dünyaya kalacak mutluluğumuz, olsun, alışınca hafifliyor en azından.
devamını gör...
urla iskele
devlet grisi her türlü resmi evrak üzerinde iskele mahallesi olarak geçen, izmir ili, urla ilçesine bağlı bir mahalle.
bana ve iskelenin yasal olmayan varislerine göre sadece iskele, az daha yabancı olanlar için urla iskele.
devlet grisi her türlü resmi evrak üzerinde yaklaşık bir senedir adres kaydı bulunmayan ben için yeni ikamet adresi, yuvaya dönüş, sılaya kavuşma.
ağustos demiştim kendime, sözümü tuttum, sayılıdır benim kendime verdiğim sözleri tutmam, bu da onlardan biri. ağustos ortası gibi evim, yuvam artık orası, büyük ihtimalle mezar yerim de?
ufacık, eski bir ev, 2 oda, ufacık bahçe, tam benlik. tam kedilik, tam belki 2 kedilik, bakacağız?

yaklaşık 1920 tarihli hali bu, daha yorgo seferis karşıya geçmemiş, necati cumalı urlaya geldi gelmek üzere, anaksagoras sorgularını bitireli asırlar olmuş, tanju okan daha dünyada yok.
adaşım batis'in kahvesi var, evler var, huzur var.
deniz var, gömülü halde klazomenai var az ötede, bi ben yokum.
tanrılarımın bana dur artık işareti burası, görmezden gelinmez..
beklerim, çıkın çıkın gelin.*
bana ve iskelenin yasal olmayan varislerine göre sadece iskele, az daha yabancı olanlar için urla iskele.
devlet grisi her türlü resmi evrak üzerinde yaklaşık bir senedir adres kaydı bulunmayan ben için yeni ikamet adresi, yuvaya dönüş, sılaya kavuşma.
ağustos demiştim kendime, sözümü tuttum, sayılıdır benim kendime verdiğim sözleri tutmam, bu da onlardan biri. ağustos ortası gibi evim, yuvam artık orası, büyük ihtimalle mezar yerim de?
ufacık, eski bir ev, 2 oda, ufacık bahçe, tam benlik. tam kedilik, tam belki 2 kedilik, bakacağız?

yaklaşık 1920 tarihli hali bu, daha yorgo seferis karşıya geçmemiş, necati cumalı urlaya geldi gelmek üzere, anaksagoras sorgularını bitireli asırlar olmuş, tanju okan daha dünyada yok.
adaşım batis'in kahvesi var, evler var, huzur var.
deniz var, gömülü halde klazomenai var az ötede, bi ben yokum.
tanrılarımın bana dur artık işareti burası, görmezden gelinmez..
beklerim, çıkın çıkın gelin.*
devamını gör...
9 mayıs 2021 sözlük store indirimi
(bkz: millet aç aç)
sözlüğün dar gelirli yazarlarının bayram öncesi sevindirilmesi açısından gayet güzel bir haber. birlik ve beraberliğe en çok böyle günlerde ihtiyacımız var.
yalnız sözlük zenginleri için de bir adım atılmalı. kardeşim bir renkli mahlas alayım dedim param çıkışmadı, rezil oldum golf kulübündeki arkadaşlarıma.
sözlüğün dar gelirli yazarlarının bayram öncesi sevindirilmesi açısından gayet güzel bir haber. birlik ve beraberliğe en çok böyle günlerde ihtiyacımız var.
yalnız sözlük zenginleri için de bir adım atılmalı. kardeşim bir renkli mahlas alayım dedim param çıkışmadı, rezil oldum golf kulübündeki arkadaşlarıma.
devamını gör...
antipas
isa ve yahya zamanında israil kavmine krallık yapmıştır, antipas kavminin sefaletine kayıtsız kaldığı, romalılarla işbirliği yapıp ihanet ettiği, özellikle de kardeşinin karısı herodya ile evlendiği için vaftizci yahya olarak da bilinen hazreti yahya tarafından yoğun eleştirilere maruz kalmış, en sonunda hz.yahyayı hapse attırmış, sonra da öldürtmüştür.
antipas aslında yahudi dini yasalarının çürüdüğü ve değişmesi konusunda yahya ya da isadan farklı düşünmüyor, gençliğinde roma'da kaldığı ve roma kültürüyle büyüdüğü için bunun yolunun romalılaşmak, yani ''modernleşmek'' olduğunu savunuyordu.
antipas'a göre yakuboğulları kavmi ancak ne ancak ''büyük'', ''medeni'' ve ''büyüleyici'' romayı taklit etmekle düzlüğe çıkabilirdi.
bununla birlikte yahya ve isa gibi sıra dışı kişilikler dışında ayrıca bir de kendisini destekler görünseler bile israil ruhbanlarıyla başa çıkabilerek krallığını yaptığı ancak önemli bir kısmının kendisini yoldan çıkmış ve zina kar olarak suçlayan kavmini değiştirip dönüştürebilmesi imkansızdı, keza başaramadı da.
antipas aslında yahudi dini yasalarının çürüdüğü ve değişmesi konusunda yahya ya da isadan farklı düşünmüyor, gençliğinde roma'da kaldığı ve roma kültürüyle büyüdüğü için bunun yolunun romalılaşmak, yani ''modernleşmek'' olduğunu savunuyordu.
antipas'a göre yakuboğulları kavmi ancak ne ancak ''büyük'', ''medeni'' ve ''büyüleyici'' romayı taklit etmekle düzlüğe çıkabilirdi.
bununla birlikte yahya ve isa gibi sıra dışı kişilikler dışında ayrıca bir de kendisini destekler görünseler bile israil ruhbanlarıyla başa çıkabilerek krallığını yaptığı ancak önemli bir kısmının kendisini yoldan çıkmış ve zina kar olarak suçlayan kavmini değiştirip dönüştürebilmesi imkansızdı, keza başaramadı da.
devamını gör...
nazan öncel
gidelim buralardan ve beni hatırla şarkılarını asla dinlemekten vazgeçmeyeceğim şarkıcıdır.
devamını gör...
sabotaj
zarar verici, yıkıcı, baltalayıcı harekette bulunma işidir.
sabotaj kelimesi, sanayi devrimi sonrası işsiz kalan fransız işçilerin sabo denilen ayakkabılarını makinelere sokarak bozmasından dolayı doğmuştur.
sabotaj kelimesi, sanayi devrimi sonrası işsiz kalan fransız işçilerin sabo denilen ayakkabılarını makinelere sokarak bozmasından dolayı doğmuştur.
devamını gör...
merdumgiriz_
öyle süslü püslü laflarım yok maalesef. içimden ne geliyorsa o, iyi ki varsın kızçe.
sana ilk kızçe dediğimde şaşırmıştın. o zaman şaşırması bile tatlı be kızın, demiştim :). düşüncelerim baki güzel insan. şaşırman da güzel, sevinmen de.
hayatı boyunca hep güzelliklerle karşılaşasıca güzel insan; kendine dikkat edesin, meteyi de yerime öpesin*. yeni yaşın da bol sağlıklı, pek bi keyifli, çokça huzurlu; gönlünce olsun.
yeniden diyorum güzel insan, iyi ki varsın be merdumgillerden giriz olan mahlasdaşım.
tarikat notu: kafa sözlük merdumgiriz tarikatı olarak bilerek bu saati bekledim. çünkü en iyi sen biliyorsun ki bizler; umulmadık anlarda var olup şaşırtmayı severiz*.
sana ilk kızçe dediğimde şaşırmıştın. o zaman şaşırması bile tatlı be kızın, demiştim :). düşüncelerim baki güzel insan. şaşırman da güzel, sevinmen de.
hayatı boyunca hep güzelliklerle karşılaşasıca güzel insan; kendine dikkat edesin, meteyi de yerime öpesin*. yeni yaşın da bol sağlıklı, pek bi keyifli, çokça huzurlu; gönlünce olsun.
yeniden diyorum güzel insan, iyi ki varsın be merdumgillerden giriz olan mahlasdaşım.
tarikat notu: kafa sözlük merdumgiriz tarikatı olarak bilerek bu saati bekledim. çünkü en iyi sen biliyorsun ki bizler; umulmadık anlarda var olup şaşırtmayı severiz*.
devamını gör...
kesmeşeker
onu bunu boşver de hakikaten bu tren ne zaman gitti? bitmeyen derslerde mi, kalbi kırıklar bankasındayken mi? tek kişiyim ben hala zaten, e zaten.
derin uyku adamı, azın azı. içten. uçsuz bucaksız değil. mükemmel değil, şehirde. en sevdiğim kum. sonra aşk ve para gelir. karanlıktan korkan bebekler olduğumuz için vahşiyizdir. el mecbur abi.
daha nizami olabilecek çok şey vardır muhakkak, yapılabilir de. kusura bakma, eskiler çok doluydu.
ilk duyduğum, kirazdan küpe, sallanır bize, ayaz ayaz.
cenk taner az insanda çok derin izler bırakmıştır bence, kaç değil kim olanlarda. zaten.
derin uyku adamı, azın azı. içten. uçsuz bucaksız değil. mükemmel değil, şehirde. en sevdiğim kum. sonra aşk ve para gelir. karanlıktan korkan bebekler olduğumuz için vahşiyizdir. el mecbur abi.
daha nizami olabilecek çok şey vardır muhakkak, yapılabilir de. kusura bakma, eskiler çok doluydu.
ilk duyduğum, kirazdan küpe, sallanır bize, ayaz ayaz.
cenk taner az insanda çok derin izler bırakmıştır bence, kaç değil kim olanlarda. zaten.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
"neden kabuk bağlamaz ki bu gizli yara?" *
devamını gör...
kitap önerileri
(bkz: toplumsal cinsiyet yanılsaması)
(bkz: delusions of gender)
(bkz: cordelia fine)
(bkz: neoliberal genetik: evrim psikolojisinin mitleri ve meselleri)
(bkz: kara ölüm: orta çağda veba)
(bkz: akdeniz dünyasında ve osmanlılarda veba)
(bkz: ezilenlerin pedagojisi)
(bkz: insanlarda ve hayvanlarda baskınlık ve saldırganlık)
(bkz: mizojini-jack holland)
(bkz: delusions of gender)
(bkz: cordelia fine)
(bkz: neoliberal genetik: evrim psikolojisinin mitleri ve meselleri)
(bkz: kara ölüm: orta çağda veba)
(bkz: akdeniz dünyasında ve osmanlılarda veba)
(bkz: ezilenlerin pedagojisi)
(bkz: insanlarda ve hayvanlarda baskınlık ve saldırganlık)
(bkz: mizojini-jack holland)
devamını gör...





