14 şubat yalnızlığı
bir garip yalnızlıktır.
yazdırır ve direniyor işte gece. sıkıntılarımızı paylaşamadık sayfalarca yazmamıza rağmen. sözcükler birer hayalet kenarlardan taşan. bu gecenin şerefine birkaç gözyaşı mı lazım? bu gecenin şerefine hep seveceklerimizin ama yanımızda olmayanların kollarında aşkı yaşıyormuş gibi mi yapalım? yalnızlığımıza methiyeler. ezgilerde kaybolmuş. olması gerektiği gibi ezelden beri. sevgisizliğin sürüngen yaşamında haykırsak bulutlara. dağılan bulutlara. dağılan umutlara. oysa sabahı gelecek bu kırmızı gecenin. sonra sığdıramadığımız o balkonların geniş sokaklarında bir sigara tüttüreceğiz kuşlar bizden utanarak öterken. siyahtan tiz maviye dönen gökyüzünün altında derin bir nefes alacağız ve her şey işte yeniden başlayacak saliselerin ve nefes alıp vermenin umuduyla
yazdırır ve direniyor işte gece. sıkıntılarımızı paylaşamadık sayfalarca yazmamıza rağmen. sözcükler birer hayalet kenarlardan taşan. bu gecenin şerefine birkaç gözyaşı mı lazım? bu gecenin şerefine hep seveceklerimizin ama yanımızda olmayanların kollarında aşkı yaşıyormuş gibi mi yapalım? yalnızlığımıza methiyeler. ezgilerde kaybolmuş. olması gerektiği gibi ezelden beri. sevgisizliğin sürüngen yaşamında haykırsak bulutlara. dağılan bulutlara. dağılan umutlara. oysa sabahı gelecek bu kırmızı gecenin. sonra sığdıramadığımız o balkonların geniş sokaklarında bir sigara tüttüreceğiz kuşlar bizden utanarak öterken. siyahtan tiz maviye dönen gökyüzünün altında derin bir nefes alacağız ve her şey işte yeniden başlayacak saliselerin ve nefes alıp vermenin umuduyla
devamını gör...
kitaplardaki en etkileyici giriş cümlesi
“hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.”
masumiyet müzesi, orhan pamuk
“zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana.”
iki şehrin hikayesi, charles dickens
“bugün annem öldü. belki de dün, bilmiyorum.”
yabancı, albert camus
masumiyet müzesi, orhan pamuk
“zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana.”
iki şehrin hikayesi, charles dickens
“bugün annem öldü. belki de dün, bilmiyorum.”
yabancı, albert camus
devamını gör...
dede evi yorganı
ust kismi parlak rengarenk kumaslarla, alt kismi ise duz beyaz kumasla kaplanarak; ust kismina cesitli geometrik sekiller olusturularak dikilen kis ortusu.
icindeki yunlerin agirligi sebebiyle, uzerine ortulen kiside hareketsizlikten kismi felc gozlenebilir*.
icindeki yunlerin agirligi sebebiyle, uzerine ortulen kiside hareketsizlikten kismi felc gozlenebilir*.
devamını gör...
kamil koç
seyahat edeceğim gün uçuş olmadığı için mecburen otobüsü tercih ettim.hareket saatine 45 dakika kala telefonum çaldı.arayan her kimse:
-herkes iftarını yaptı,nerdesiniz?
-20.30 da hareket,taksi bekliyorum.
-acele edelim.
otogara varmak üzereyken tekrar arandım.otobüse binip 10 dakika gidince akaryakıt istasyonunda asıl araca geçtim.
şoförler ve muavin sürekli maskesizdi.sözde 10 dakikalık molalar yarım saat sürdü.
sadece ismi kalmış,kalitesi yerlerde sürünen firma.
web sitesine şikayetlerimi yazdım,ses soluk yok.uzak durulmalı.
-herkes iftarını yaptı,nerdesiniz?
-20.30 da hareket,taksi bekliyorum.
-acele edelim.
otogara varmak üzereyken tekrar arandım.otobüse binip 10 dakika gidince akaryakıt istasyonunda asıl araca geçtim.
şoförler ve muavin sürekli maskesizdi.sözde 10 dakikalık molalar yarım saat sürdü.
sadece ismi kalmış,kalitesi yerlerde sürünen firma.
web sitesine şikayetlerimi yazdım,ses soluk yok.uzak durulmalı.
devamını gör...
kur'an incil ve tevrat'ın sümer'deki kökeni
muazzez ilmiye çığ'ın okuduğum ilk kitabıdır. böyle muhteşem bir kadının diğer kitaplarını da kendime okumayı göre bildim ve hepsini de okudum. eğer birazcık da ilginiz varsa sizi araştırmaya ve öğrenmeye teşvik eden bir kitaptır.
devamını gör...
hi my i run
yıllar önce dünyaya gelişinin bugun seneyi devriyesi olan yazar.
devamını gör...
uzun yola çıkmak
bir saat önce çıktığım yolculuktur. 12 saat yol nasıl geçecek diye düşünmüyor değilim. bulantı ve baş ağrısı şimdiden başladı. kulaklığımı taktım gökyüzüne bakıyorum. hayatı sorgulamaya başladım, ordan oyun havasına bağlayabilirsem süper olacak kesinlikle.
sonunda güzel bir şehir beni bekliyor olacak. sizin için de temiz havayı içime cekmeyi ihmal etmiciiiim tabiki.
sonunda güzel bir şehir beni bekliyor olacak. sizin için de temiz havayı içime cekmeyi ihmal etmiciiiim tabiki.
devamını gör...
michelangelo buonarroti
italyan heykeltıraş, şair, ressam ve mimar.
“bu heykeltıraşları nasıl yapıyorsun?” diye sormuşlar michelangelo’ya;” ben heykel yaratmıyorum ki, o kusursuz eserler zaten taşın içinde duruyor. ben sadece fazlalıklarını alıyorum.” demiş.
hakan mengüç- hiçbir karşılaşma tesadüf değildir
“bu heykeltıraşları nasıl yapıyorsun?” diye sormuşlar michelangelo’ya;” ben heykel yaratmıyorum ki, o kusursuz eserler zaten taşın içinde duruyor. ben sadece fazlalıklarını alıyorum.” demiş.
hakan mengüç- hiçbir karşılaşma tesadüf değildir
devamını gör...
normal sözlük'te takip
hangi arkadaş beni takip ediyor acaba diye düşündüren başlık.
devamını gör...
normal sözlük için öneriler
#444587 şurada bahsedilen önerinin yeniden altını çizmek gerek. zira ben sözlükte kaybolmaya başladım. çoğu zaman yolumu bulamıyorum. o başlık senin bu tanım benim gezerken, harap ve bitap düşüyorum. yan tarafta akan gürül gürül bir dünya var. aksın zaten onunla ilgili herhangi bir sorunumuz yok. geyik başlıklar boynuzlarını daha da sivriltsin, millet eğlensin buna da bir şey demiyoruz. amma velâkin gelin görün ki, o başlıklar yüzünden köstebek oldum iğne ile kuyu kazıp, arkeolojik eser bulur gibi tanım ve başlık buluyorum. istediğim tarz bir tanım/başlık bulunca heyecandan evraka evraka diye bağırıyorum. bunu yaparken harcadığım enerji sonrasında, yazıları okurken gözlerim düşmeye başlıyor. sızıp kalıyorum.
işte bu sıkıntıya bir çözüm bulmak lazım. sözlükte cidden okunası ve okumayı atladığımız yığınla yazı var. ben bu yazılara sayısal loto çekilişi sonrası, ikramiye kazanmış talihli mutluluğunda ulaşmak istemiyorum. dediğim gibi gerekli kazı çalışmaları da ziyadesiyle yorucu oluyor.
artı bazı başlıklar var ki, onlarda da ciddi bir akış var. misal sözlük yazarlarının şiirleri başlığı ya da karalama defteri vesaire. inanılmaz şiirler var mesela, hele bir yazarımızın yazdığı şiirler var ki es geçilmemesi gerek. ama o kalabalığın içerisinde atlıyoruz bunları ve cidden hakkını veremiyoruz, içinde emek ve güzellik barındıran şeylerin. hal böyle olunca şu vitrin önerisini de okuyunca öneri çok mantıklı geldi. geliştirilmeye de açık...
yönetim bu konuda bir adım atarsa çok iyi olur. sağ olsunlar her şeye kulp takma mütehassısı olan bizlerin taleplerini ellerinden geldiğince yerine getirmeye çalışıyorlar. yönetim derken yoldaşı kast etmiyorum elbette. o bir diktatör. o bir kitle imha silahı. onunla hesabımız mahşerde bile kapanmaz (!)
bu son kısım havalı oldu sanki. oldu oldu. son günlerdeki yoldaşa sallama şenliklerine ben de katılayım dedim. sözlükte itibarı arttırıyor vesselam.
alttaki mesaja el cevap: ben dün senin manas destanını okudum. direkt diploma verdiler bana. o derece. ermolettin şahit.
işte bu sıkıntıya bir çözüm bulmak lazım. sözlükte cidden okunası ve okumayı atladığımız yığınla yazı var. ben bu yazılara sayısal loto çekilişi sonrası, ikramiye kazanmış talihli mutluluğunda ulaşmak istemiyorum. dediğim gibi gerekli kazı çalışmaları da ziyadesiyle yorucu oluyor.
artı bazı başlıklar var ki, onlarda da ciddi bir akış var. misal sözlük yazarlarının şiirleri başlığı ya da karalama defteri vesaire. inanılmaz şiirler var mesela, hele bir yazarımızın yazdığı şiirler var ki es geçilmemesi gerek. ama o kalabalığın içerisinde atlıyoruz bunları ve cidden hakkını veremiyoruz, içinde emek ve güzellik barındıran şeylerin. hal böyle olunca şu vitrin önerisini de okuyunca öneri çok mantıklı geldi. geliştirilmeye de açık...
yönetim bu konuda bir adım atarsa çok iyi olur. sağ olsunlar her şeye kulp takma mütehassısı olan bizlerin taleplerini ellerinden geldiğince yerine getirmeye çalışıyorlar. yönetim derken yoldaşı kast etmiyorum elbette. o bir diktatör. o bir kitle imha silahı. onunla hesabımız mahşerde bile kapanmaz (!)
bu son kısım havalı oldu sanki. oldu oldu. son günlerdeki yoldaşa sallama şenliklerine ben de katılayım dedim. sözlükte itibarı arttırıyor vesselam.
alttaki mesaja el cevap: ben dün senin manas destanını okudum. direkt diploma verdiler bana. o derece. ermolettin şahit.
devamını gör...
kızıl veba
jack london’ın bu öyküsü tam da 2020 yılında okunmak üzere yazılmış sanki. büyük jack sanki bu kitabı yazıp çelik bir tüp içine koyup toprağa gömmüş ve üzerine de “ 2020 yılında açılıp okumak üzere” diye bir not düşmüş.
bütün dünya ahalisi olarak 2020 yılını bir salgınla baş etmeye çalışarak geçirdiğimiz için kitap bize çok daha anlamlı gelecek. çünkü bu kitapta london bize kızıl veba isimli bir hastalıktan, bu hastalığın dünya nüfusunu nasıl yerle yeksan ettiğinden ve salgının ardından insanların - hayatta kalan insanların- neye dönüştüklerinden bahsediyor.
bulaştığı insanları en geç iki saat içinde öldüren ve belirtileri çok açık ve net olan bu salgın yayılmaya başladığında tıpkı içinde bulunduğumuz bu senede olduğu gibi bir kaos ortaya çıkıyor ilk olarak. bazı insanlar umutsuzluğa kapılırken bazıları da içlerindeki vahşiyi sokağa salmaya karar verir. kendi menfaatleri için elinden geleni ardında koymayanlarla başkalarının iyiliği için kendini feda etmeye hazır olanlar sokaklarda karşı karşıyadır artık.
salgının hikayesini yaşlı bir adam anlatır torunlarına. ancak torunlar salgın dönemini yaşamamış, salgından sonra kurulan kolonilerde doğmuş ve büyümüş oldukları için bambaşka bir kültüre ya da kültürsüzlüğe sahiptirler. herkes dünyayı içine doğduğu şekliyle tanır ve bilir.
einstein’a üçüncü dünya savaşının nasıl yapılacağını soranlar dehadan şöyle bir yanıt alırlar: “ üçüncüyü bilmem ama dördüncü dünya savaşı taş ve sopalarla yapılacak.” bana bu cümleyi hatırlattı biraz dedenin ve torunları yaşadığı dönem.
2021 yılı bitmeden önce bu kitabı mutlaka okuyun, eğer önceden okuduysanız bu yıl içinde bir kez daha okuyun ve jack london’ın öngörüsü ve dehası önünde saygıyla eğilin.
bütün dünya ahalisi olarak 2020 yılını bir salgınla baş etmeye çalışarak geçirdiğimiz için kitap bize çok daha anlamlı gelecek. çünkü bu kitapta london bize kızıl veba isimli bir hastalıktan, bu hastalığın dünya nüfusunu nasıl yerle yeksan ettiğinden ve salgının ardından insanların - hayatta kalan insanların- neye dönüştüklerinden bahsediyor.
bulaştığı insanları en geç iki saat içinde öldüren ve belirtileri çok açık ve net olan bu salgın yayılmaya başladığında tıpkı içinde bulunduğumuz bu senede olduğu gibi bir kaos ortaya çıkıyor ilk olarak. bazı insanlar umutsuzluğa kapılırken bazıları da içlerindeki vahşiyi sokağa salmaya karar verir. kendi menfaatleri için elinden geleni ardında koymayanlarla başkalarının iyiliği için kendini feda etmeye hazır olanlar sokaklarda karşı karşıyadır artık.
salgının hikayesini yaşlı bir adam anlatır torunlarına. ancak torunlar salgın dönemini yaşamamış, salgından sonra kurulan kolonilerde doğmuş ve büyümüş oldukları için bambaşka bir kültüre ya da kültürsüzlüğe sahiptirler. herkes dünyayı içine doğduğu şekliyle tanır ve bilir.
einstein’a üçüncü dünya savaşının nasıl yapılacağını soranlar dehadan şöyle bir yanıt alırlar: “ üçüncüyü bilmem ama dördüncü dünya savaşı taş ve sopalarla yapılacak.” bana bu cümleyi hatırlattı biraz dedenin ve torunları yaşadığı dönem.
2021 yılı bitmeden önce bu kitabı mutlaka okuyun, eğer önceden okuduysanız bu yıl içinde bir kez daha okuyun ve jack london’ın öngörüsü ve dehası önünde saygıyla eğilin.
devamını gör...
felsefenin amacı soru sormak mı yoksa çözüm bulmak mı sorunsalı
soru ve çözüm konusunu bilmiyorum ama benim kafamı karıştırıyor.
devamını gör...
11 kere üst üste fake hesap açan yazar
selenaya yenilip yenilip yüce honostan sürekli 1 şans daha isteyen hades misin ulen? takdir ettim iradesi yüksek inatçı bir arkadaşmış.
devamını gör...
görevde olmayan bekçinin vatandaşı öldürmesi
ite kopuğa 3 gün dandik bir eğitim verip, eline de silah tutuşturarak sokağa salmanın sonucudur. korkarım bunlar daha iyi günlerimiz. ha birde bekçi demeyin, inciniyorlar sonra.
devamını gör...
ağlamak için sudan sebepler bulmak
hassas ve duyarlı insanlar için, hatta böyle insanları aşağılamak için kullanılan bir tabirdir bu genellikle.
"bedenimizin çevresinde görünmez bir zırh oluşması ergenlik döneminde başlar. bu dönemde aldığımız yaralar ne denli büyük ve derinse, zırh da o denli güçlü ve kalın olur. ama sonra zamanla, çok uzun süre giyilen bir giysi gibi, en çok kullanılan yerlerinden yıpranır. dikişleri atar ve ani bir hareket sonucu yırtılır. başlangıçta hiçbir şey farketmezsin. zırhının hala seni sıkıca sardığını sanırsın. ama birgün, birdenbire, aptalca birşey karşısında, bir çocuk gibi nedenini bilmeden ağlamaya başlarsın. "
siz yine de sudan sebepler nedeniyle ağladığını düşündüğünüz kişiye karşı duyarlı olun. belki de sizin sudan sebepler dediğiniz şey böyle birşeydir.
"bedenimizin çevresinde görünmez bir zırh oluşması ergenlik döneminde başlar. bu dönemde aldığımız yaralar ne denli büyük ve derinse, zırh da o denli güçlü ve kalın olur. ama sonra zamanla, çok uzun süre giyilen bir giysi gibi, en çok kullanılan yerlerinden yıpranır. dikişleri atar ve ani bir hareket sonucu yırtılır. başlangıçta hiçbir şey farketmezsin. zırhının hala seni sıkıca sardığını sanırsın. ama birgün, birdenbire, aptalca birşey karşısında, bir çocuk gibi nedenini bilmeden ağlamaya başlarsın. "
siz yine de sudan sebepler nedeniyle ağladığını düşündüğünüz kişiye karşı duyarlı olun. belki de sizin sudan sebepler dediğiniz şey böyle birşeydir.
devamını gör...
sphallolalia
yunanca kökenli bir sözcüktür. amaçsız kurlaşma diyebiliriz en kısa hali ile. sonuca varmayan, istenen ve beklenen flörtvari sohbetlerin ortada kalması bir üste taşınamaması.
-günümüz ilişkilerinde genellikle sıkça yaşanılan durumdur.
-günümüz ilişkilerinde genellikle sıkça yaşanılan durumdur.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük, bu sabah ağır misafirlerim var.
kafasına abajur takan kediler derneği'nin marmara bölge sorumlusu ve özel dolma kalemi ziyaretime geldi. *
sordum,"oruç musunuz?" diye.
-"sorduğunda soru mu? seferiyiz biz oruç tutmuyoruz." dediler.
heyet yetkilileri
*
kafasına abajur takan kediler derneği'nin marmara bölge sorumlusu ve özel dolma kalemi ziyaretime geldi. *
sordum,"oruç musunuz?" diye.
-"sorduğunda soru mu? seferiyiz biz oruç tutmuyoruz." dediler.
heyet yetkilileri
*
devamını gör...
küçük prens
bugün, hemen her kitapçının raflarında görebileceğiniz kitap. türkçe karşılığı küçük prens. yazarı, 1944 yılında çıktığı keşif uçuşundan dönemeyen fransız antoine de saint exupery olan ve ilk baskısı 1943 yılında yapılmış olan ünlü eser. 1943 yılında yayınlandıktan çok kısa süre sonra dünya çapında en çok okunan kitaplar arasına girmiştir.
fabl ve fantastik içerikli kurgusu olan 96 sayfalık bir kitaptır. 12 kere sinemaya uyarlanmış. fransızca ve ingilizce'den başlayarak yavaş yavaş bütün dillerde yayınlanmıştır. şimdiye dek toplam 450 dil ve lehçeye çevrilmiştir. çocukluktan beri ismini duyduğumuz ve içeriği de en çok merak edilen kitap. çocuk kitabı gibi görünse de büyüklere hitap eden bir eser. küçük prens kitabında , kendi galaksisinde tek bir gül ile yaşayan küçük prensin, başka galaksilerde gezebilmek için tek gülünü yalnız bırakıp tek başına gezmesini konu ediniyor.
yazarın ölümünün üzerinden 70 yıl geçmesi ile telif hakkı gibi bir meselenin bitmesi ve eserlerinin kamuya mal olması ile bizde popüler oldu. kitabı artık her yayınevi, canı istediği kadar basıp çıkarabiliyor.
fabl ve fantastik içerikli kurgusu olan 96 sayfalık bir kitaptır. 12 kere sinemaya uyarlanmış. fransızca ve ingilizce'den başlayarak yavaş yavaş bütün dillerde yayınlanmıştır. şimdiye dek toplam 450 dil ve lehçeye çevrilmiştir. çocukluktan beri ismini duyduğumuz ve içeriği de en çok merak edilen kitap. çocuk kitabı gibi görünse de büyüklere hitap eden bir eser. küçük prens kitabında , kendi galaksisinde tek bir gül ile yaşayan küçük prensin, başka galaksilerde gezebilmek için tek gülünü yalnız bırakıp tek başına gezmesini konu ediniyor.
yazarın ölümünün üzerinden 70 yıl geçmesi ile telif hakkı gibi bir meselenin bitmesi ve eserlerinin kamuya mal olması ile bizde popüler oldu. kitabı artık her yayınevi, canı istediği kadar basıp çıkarabiliyor.
devamını gör...
yazarlara beğeni atarak sevap kasan mümin yazar
cennetten yazıyorum. burası çok iyiiiii.
devamını gör...