hiçlik
hepimiz bir hiçiz. hiçlikte usulca süzülüp duruyoruz. her şey eninde sonunda bir hiçe dönüşüyor. çok da gözümüzde büyütmemeliyiz her şeyi kısaca..
ben gideyim de kaldığım yerden devam edeyim varoluşsal sancılarıma.*
ben gideyim de kaldığım yerden devam edeyim varoluşsal sancılarıma.*
devamını gör...
kişinin 17 yaşındaki haline vereceği öğüt
"otur da üniversite sınavına çalış."
demek için gelmiştim ama şöyle bir düşününce neden isteyeyim ki? şuan bulunduğum yer mevcut koşullarda olabileceğim en iyi yer.
sanırım hayatımda ilk defa, istediğim sonuca ulaşamamak benim yararıma oldu.
tanımlamak gerekirse: düşününce, vermemenin daha akıllıca gibi göründüğü öğüt.
demek için gelmiştim ama şöyle bir düşününce neden isteyeyim ki? şuan bulunduğum yer mevcut koşullarda olabileceğim en iyi yer.
sanırım hayatımda ilk defa, istediğim sonuca ulaşamamak benim yararıma oldu.
tanımlamak gerekirse: düşününce, vermemenin daha akıllıca gibi göründüğü öğüt.
devamını gör...
yazarların ruh hallerini anlatan bir söz
sen beni gönlümce mutlu mu sandın?
ömrümü boş yere çalan dünyada...
neşet ertaş
ömrümü boş yere çalan dünyada...
neşet ertaş
devamını gör...
ilişkiyi yöneten taraf
bir ilişkiyi az seven yönetir. çünkü çok seven kaybetme korkusundan her şeye amenna diyecektir. *
devamını gör...
james
yanılmıyorsam, "takipçi" ve "destekleyici" gibi anlamlara gelen ibranice kökenli bir erkek ismi. jacob isminin ingilizce karşılığıdır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının almış olduğu en güzel iltifat
" sürpriz at"*
fen lisesindeki 6"lı ganyan hastası matematik öğretmenimizin iltifatıdır. bizi aynı zamanda tübitak matematik olimpiyatlarına hazırlıyordu. sınıfımızda türkiye derecesi yapması beklenen arkadaşlarımız vardı.onların çözemediği soruyu ben çözmüştüm. daha doğrusu onlar soruyu çözmeye çalışırken ben sorunun çözümsüz olduğunu söylemiştim.
fen lisesindeki 6"lı ganyan hastası matematik öğretmenimizin iltifatıdır. bizi aynı zamanda tübitak matematik olimpiyatlarına hazırlıyordu. sınıfımızda türkiye derecesi yapması beklenen arkadaşlarımız vardı.onların çözemediği soruyu ben çözmüştüm. daha doğrusu onlar soruyu çözmeye çalışırken ben sorunun çözümsüz olduğunu söylemiştim.
devamını gör...
hayvanların mesleği olsaydı kim ne olurdu sorusu
papağan - avukat,
karınca - akademisyen,
fil - yönetici,
at - joker,
sürüngen hayvanlar - müteahhitçi.
t: hayvanların mesleği olsaydı kim ne olurdu sorusuna cevap verilen başlık.
karınca - akademisyen,
fil - yönetici,
at - joker,
sürüngen hayvanlar - müteahhitçi.
t: hayvanların mesleği olsaydı kim ne olurdu sorusuna cevap verilen başlık.
devamını gör...
uwuwewewe onyetenwewe ugweuhem osas
yeni zelanda'daki taumatawhakatangihangakoauauotamateaturipukakapikimaungahoronukupokaiwhenuakitanatahu tepesi civarında oturmakla kombo yapabilecek kişinin adı.
resmi bir işlem esnasında:
- adınız?
- uvuvwevwevwe onyetenyevwe ugwemuhwem osas
- doğum yeriniz?
- eyjafjallajökull
- yaşadığınız yer?
- taumatawhakatangihangakoauauotamateaturipukakapikimaungahoronukupokaiwhenuakitanatahu
- alın bunu buradan!
resmi bir işlem esnasında:
- adınız?
- uvuvwevwevwe onyetenyevwe ugwemuhwem osas
- doğum yeriniz?
- eyjafjallajökull
- yaşadığınız yer?
- taumatawhakatangihangakoauauotamateaturipukakapikimaungahoronukupokaiwhenuakitanatahu
- alın bunu buradan!
devamını gör...
brothers düğüm salonu radyo yayını
ilgilendiğim cinse ki kendisi erkek olur,* tek bir önerim var;
bir vals etsek her şey tamam...
bir vals etsek her şey tamam...
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en büyük fobisi
elbise ya da etek giydiğim bir gün tuvaletten çıkarken eteğin arkasının külotlu çorabın içinde kalması ve bunu farketmemem.
devamını gör...
senden bir bok olmaz diyen eski sevgilinin haklı çıkması
bu ileri görüşlülüğünü belki de ilişkimiz için kullansa eski sevgilim olarak kalmayacak sevdicektir.
herkese yalan söylerim sana söylemem niye anlamıyorsun anestezici bey?
yav birak allah aşkına whis inanmiyoruuuum sana, senden bi b*k olmaz. gidiyorum ben.
arkasından ibrahim tatlises gibi bağırttırır "nereye gidiyorsuuuun! la bi gelir misin lütfeen"
herkese yalan söylerim sana söylemem niye anlamıyorsun anestezici bey?
yav birak allah aşkına whis inanmiyoruuuum sana, senden bi b*k olmaz. gidiyorum ben.
arkasından ibrahim tatlises gibi bağırttırır "nereye gidiyorsuuuun! la bi gelir misin lütfeen"
devamını gör...
yuri balashov
sicilian ve ruy lopez açılışının üstadı rus büyükusta. 1195 oyunda ortalama olarak -hesaplayan adamlar- %29 sicilian ve %23,59 oranında ruy lopez op. tercih etmiştir ki bu oldukça yüksek bir oran. aslında agresif bir oyuncu izlenimi vermese bile gerçek bir dahi olan balashov gizli afresif bir oyun tarzı sergiliyordu bana kalırsa çünkü teknik anlamda pasif kalarak bile oyunu rahatlıkla kazanilecek kadar yeterli olsa bile pasif kalamayacak kadar kendi oyun stiline hakimdi ve riskleri ölçüp maçı yönlendirme becerisi epey yüksek bir oyuncuydu, bunu açıktan yapmıyor oluşu da ayrı bir beceri ürünü. sicilian tercih ettiği maçlardan en efsanesi* 72'deki ussr championship'de roman dzindzichashvili'yi rekor sürede parçalara ayırmasıdır ki eğer 71 yılındaki ussr champ.'de vladimir tukmakov'a karşı aynı performansı göstermiş olsa ve maç beraberlik değil galibiyetle bitseydi dzindzichashvili'yi yendiği maçtan daha efsane olma potansiyeli de vardı. keza october revolution 60th anniversary'de yani 77 yıllarında anatoly karpov ile yapmış olduğu ve berabere biten bir maç vardır ki notasyon kağıdı orgazmik bir etki bırakıyor insanda. temiz oyunların adamı balashov, oyunsonu hamlelerine pal benko kadar hakimiyet sağlamış olsaydı %59 oranında -ki gayet ideal bir kazanma oranı- bir kazanma oranından çok daha iyi bir yüzde elde edebilecek potansiyeli de vardı. 74 yılındaki ussr champ.'de karen grigorian ile olan maçı da yine epik bir maçtır ki balashov sanırım dutch defense, rubinstein varyasyonu tercih etmiş üstüne temiz bir oyun çıkarıp harika bir oyunsonu ile galibiyeti yakalamıştır.
edit: ismini vermek istemeyen bir yazar uyardı, kendisinin 1195 değil 1850'den biraz daha fazla kayıtlı oyunu varmış bundan ötürü oranlar da değişiyor. sicilian - %19,13 ve ruy lopez - 15,24 oranında oynanmış durumda ki yine de oldukça yüksek bir yüzde.
edit: ismini vermek istemeyen bir yazar uyardı, kendisinin 1195 değil 1850'den biraz daha fazla kayıtlı oyunu varmış bundan ötürü oranlar da değişiyor. sicilian - %19,13 ve ruy lopez - 15,24 oranında oynanmış durumda ki yine de oldukça yüksek bir yüzde.
devamını gör...
imha etmek
"kökünü kurutmak" anlamında da kullanılan bir deyimdir.
devamını gör...
yazarların ölmek istediği zamanlar
7/24 her zaman hazır şekilde bekliyorum.vız gelir.
devamını gör...
ebabil
sağangiller familyasından, latince ismi apus apus olan ebabil kuşu, genellikle kırlangıç kuşlarıyla karıştırılsa da daha uzun ve kavisli kanatları ve anatomik yapısı ile onlardan ayrılır. genellikleri sadece üremek için yere iner, bunun dışında sürekli havada olan bir kuş türüdür. omurgaları eğri olduğu için dik duramaz ve yere indiklerinde kolay kolay havalanamazlar. genellikle yalnızca yüksek binaların çatılarına ya da kayalıklara asılı kalarak durabilir, rüzgarın yardımıyla veya kendilerini yüksek bir yerden boşluğa bırakarak havalanıp günler boyu durmaksızın uçabilirler.
tek eşlidirler. sürüler halinde, tiz çığlıklar atarak uçarlar.
ağırlıkları yaklaşık 55 gr, boyları ise 16 cm civarındadır. kanatlarını açtıklarında kanat boyları 45 cm'i bulabilir.
uçarken uyuyabilen nadir kuş türlerinden biridir. genelde yere inmedikleri için beslenmeleri de uçuş sırasında avladıkları sinek ve böceklerdir.
bir ebabil kuşu yılda ortalama 200.000 km yol kateder. bu yolculuk süresince neredeyse hiç durmaz havada dinlenir, beslenir ve uyurlar.
20-25 yıl yaşadıklarına dair bilgiler mevcuttur.
ebabil kuşu ile ilgili kuran'da fil suresinde geçen bir hikaye vardır;
ebrehe ve ordusu kabe'yi yıkmak için mekke'ye geldiğinde binlerce ebabil kuşu gagalarındaki taşları ebrehe'nin ordusunun üstüne bırakarak kabe'yi korumuştur.
eğer yerde bir ebabil kuşu görürseniz önce yaralı olup olmadığından emin olup, yaralı değilse onu yüksek bir binadan ya da tepeden havaya doğru bırakırsanız havalanacak ve yoluna devam edecektir.
benim ebabil hikayem ise canımın içi tostos'umdur.
ona 2 yıl önce sıcak bir temmuz günü rastladım. minicikti, köşede öylece duruyordu, serçe sandım. çekine çekine bir peçete yardımıyla elime aldım, serçe değildi. tüyleri daha tam olarak çıkmamış hiç görmediğim, bilmediğim bir kuş, yakındaki veterinere götürdüm hemen ama kuşlarla ilgili bilgisi olan veteriner o anda orada olmadığı için başka bir kliniğe yönlendirdiler. oradaki veteriner yavru bir ebabil olduğunu söyledi bana. bir yarası vs yoktu ama bebekti, uçamıyordu daha ve bakım istiyordu. muhtemelen civardaki yüksek binalardan birisinden düşmüş öylece kalmıştı orada. protein oranı yüksek kaliteli bir mama verdiler ve bir de şırınga. o mamadan her gün sabah-akşam ıslatarak ağzını kendi ellerimle açıp yedirmemi ve suyu ağzından vermek zor olduğundan burun deliklerinden yavaş yavaş şırınga ile vermemi söylediler. ve bir koliye delikler açarak onu asılı şekilde bırakmamı. ilk zamanlar çok zorlandım, daha çok güçsüz olduğundan asılı duramıyor, düşüyordu çok incecik bir sesi vardı zaten ama ben geceleri düşünce o hemen uyanıp tekrar asıyordum onu ya da kıyamıyor bazen eğim vererek kolinin içinde bırakıyordum (bu arada benim ayrıca sultan papağanım var evde, allah'tan o çok fazla kıskanmadı). ama tostos çok azimliydi. çabuk öğreniyordu. mama zamanlarını anlayıp artık beni yormadan iştahla açıyordu ağzını. o dönem chernobyl dizisi yeniydi, oradaki sesle çok benzer bir sesi vardı bazen ona çernobil diyorduk. sanırım 1,5 ay kadar ona bu şekilde baktım. hiçbir yere gitmedim, işe gittiğimde acıkmış mıdır, susamış mıdır diye aklım sürekli ondaydı çünkü önüne koysanız da yiyemiyor öyle bir yetisi yok. bazen göğsümde asılı beraber uyuduk, bir çok kez üstüme pisledi sıpa ama aramızda öyle bir bağ oldu ki onunla kelime olarak karşılığını hala bulamıyorum. sanırım gerçekten anne olmadan anne olmayı bana ucundan hissettiren küçük bir mucizeydi o.
zamanla büyüdü tostos ve artık uçmak istiyordu, koliden kendini dışarı atmaya başladı. tekrar veterinerin yolunu tuttuk bir sorun mu var acaba diye. doğru düşünmüştük tostos artık gitmek istiyordu, özgür olmak. ama bu o kadar kolay değildi. açık bir alanda denedik uçuramadık, kahrolduk. sonra doğa koruma ve milli parklar genel müdürlüğü istanbul bölge ile iletişme geçtik. gelip aldılar.
o gün o kadar çok ağladım ki ondan ayrılırken halime üzülüp bana cep telefonu verdiler "yarın bizi arayın size bilgi verelim" dediler.
o gün nasıl sabah oldu, nasıl bekledim bilmiyorum. çok erken olmasın diye saatin 09:00 olmasını bekledim ama o ruh halim çok çok fenaydı. sonra aradım. dediler ki "sizin kuşunuzun kontrolleri yapıldı çok sağlıklıydı biz uçurduk. size video atalım."
defalarca sordum "ben çok üzüldüğüm için beni kandırmıyorsunuz değil mi o uçurduğunuz benim tostos'um?"
mutluluktan ağlamak tam olarak buydu benim için. videoyu da gönderdiler. uçurmuşlardı benim canımı.
ardından günlerce ağladım, yataklara düştüm neredeyse, çok özledim onu ama çok da mutlu oldum uçabildiği için. hala mama kabı durur arada gider koklarım, onun kokusu kalmadı ama burnumun diğeri sızlar özlemle.
benim tostos'um umarım çok mutlu şekilde havada uçuyor, uçmaya devam edecek. seni çok sevdim (böyle güzel bir şey sevilmez mi hiç) ben hayatıma giren en minik şey, hep de çok seveceğim. çok duygusal oldu ben de ağlıyorum zaten...
ilk gün

20 gün sonraki hali
tek eşlidirler. sürüler halinde, tiz çığlıklar atarak uçarlar.
ağırlıkları yaklaşık 55 gr, boyları ise 16 cm civarındadır. kanatlarını açtıklarında kanat boyları 45 cm'i bulabilir.
uçarken uyuyabilen nadir kuş türlerinden biridir. genelde yere inmedikleri için beslenmeleri de uçuş sırasında avladıkları sinek ve böceklerdir.
bir ebabil kuşu yılda ortalama 200.000 km yol kateder. bu yolculuk süresince neredeyse hiç durmaz havada dinlenir, beslenir ve uyurlar.
20-25 yıl yaşadıklarına dair bilgiler mevcuttur.
ebabil kuşu ile ilgili kuran'da fil suresinde geçen bir hikaye vardır;
ebrehe ve ordusu kabe'yi yıkmak için mekke'ye geldiğinde binlerce ebabil kuşu gagalarındaki taşları ebrehe'nin ordusunun üstüne bırakarak kabe'yi korumuştur.
eğer yerde bir ebabil kuşu görürseniz önce yaralı olup olmadığından emin olup, yaralı değilse onu yüksek bir binadan ya da tepeden havaya doğru bırakırsanız havalanacak ve yoluna devam edecektir.
benim ebabil hikayem ise canımın içi tostos'umdur.
ona 2 yıl önce sıcak bir temmuz günü rastladım. minicikti, köşede öylece duruyordu, serçe sandım. çekine çekine bir peçete yardımıyla elime aldım, serçe değildi. tüyleri daha tam olarak çıkmamış hiç görmediğim, bilmediğim bir kuş, yakındaki veterinere götürdüm hemen ama kuşlarla ilgili bilgisi olan veteriner o anda orada olmadığı için başka bir kliniğe yönlendirdiler. oradaki veteriner yavru bir ebabil olduğunu söyledi bana. bir yarası vs yoktu ama bebekti, uçamıyordu daha ve bakım istiyordu. muhtemelen civardaki yüksek binalardan birisinden düşmüş öylece kalmıştı orada. protein oranı yüksek kaliteli bir mama verdiler ve bir de şırınga. o mamadan her gün sabah-akşam ıslatarak ağzını kendi ellerimle açıp yedirmemi ve suyu ağzından vermek zor olduğundan burun deliklerinden yavaş yavaş şırınga ile vermemi söylediler. ve bir koliye delikler açarak onu asılı şekilde bırakmamı. ilk zamanlar çok zorlandım, daha çok güçsüz olduğundan asılı duramıyor, düşüyordu çok incecik bir sesi vardı zaten ama ben geceleri düşünce o hemen uyanıp tekrar asıyordum onu ya da kıyamıyor bazen eğim vererek kolinin içinde bırakıyordum (bu arada benim ayrıca sultan papağanım var evde, allah'tan o çok fazla kıskanmadı). ama tostos çok azimliydi. çabuk öğreniyordu. mama zamanlarını anlayıp artık beni yormadan iştahla açıyordu ağzını. o dönem chernobyl dizisi yeniydi, oradaki sesle çok benzer bir sesi vardı bazen ona çernobil diyorduk. sanırım 1,5 ay kadar ona bu şekilde baktım. hiçbir yere gitmedim, işe gittiğimde acıkmış mıdır, susamış mıdır diye aklım sürekli ondaydı çünkü önüne koysanız da yiyemiyor öyle bir yetisi yok. bazen göğsümde asılı beraber uyuduk, bir çok kez üstüme pisledi sıpa ama aramızda öyle bir bağ oldu ki onunla kelime olarak karşılığını hala bulamıyorum. sanırım gerçekten anne olmadan anne olmayı bana ucundan hissettiren küçük bir mucizeydi o.
zamanla büyüdü tostos ve artık uçmak istiyordu, koliden kendini dışarı atmaya başladı. tekrar veterinerin yolunu tuttuk bir sorun mu var acaba diye. doğru düşünmüştük tostos artık gitmek istiyordu, özgür olmak. ama bu o kadar kolay değildi. açık bir alanda denedik uçuramadık, kahrolduk. sonra doğa koruma ve milli parklar genel müdürlüğü istanbul bölge ile iletişme geçtik. gelip aldılar.
o gün o kadar çok ağladım ki ondan ayrılırken halime üzülüp bana cep telefonu verdiler "yarın bizi arayın size bilgi verelim" dediler.
o gün nasıl sabah oldu, nasıl bekledim bilmiyorum. çok erken olmasın diye saatin 09:00 olmasını bekledim ama o ruh halim çok çok fenaydı. sonra aradım. dediler ki "sizin kuşunuzun kontrolleri yapıldı çok sağlıklıydı biz uçurduk. size video atalım."
defalarca sordum "ben çok üzüldüğüm için beni kandırmıyorsunuz değil mi o uçurduğunuz benim tostos'um?"
mutluluktan ağlamak tam olarak buydu benim için. videoyu da gönderdiler. uçurmuşlardı benim canımı.
ardından günlerce ağladım, yataklara düştüm neredeyse, çok özledim onu ama çok da mutlu oldum uçabildiği için. hala mama kabı durur arada gider koklarım, onun kokusu kalmadı ama burnumun diğeri sızlar özlemle.
benim tostos'um umarım çok mutlu şekilde havada uçuyor, uçmaya devam edecek. seni çok sevdim (böyle güzel bir şey sevilmez mi hiç) ben hayatıma giren en minik şey, hep de çok seveceğim. çok duygusal oldu ben de ağlıyorum zaten...
ilk gün

20 gün sonraki hali
devamını gör...
182
ulaşılması rahat ve hızlı olan, çalışanları oldukça kibar olan ; sağlık bakanlığına bağlı olarak işleyen hastanelerden randevu alma sistemidir.
mhrs yani merkezi hasta randevu sistemi olarak geçer.
mhrs yani merkezi hasta randevu sistemi olarak geçer.
devamını gör...
sol frame ağlıyor
emziğini verin sussun dediğim durumdur. ağlar da güler de. düşe kalka büyüyecek.
devamını gör...
japon milyarderin ay'a yolculuk edecek 8 kişi araması
ilginç olay, eğer sizde aya gitmek istiyorsanız bu linkten başvurabilirsiniz.
son başvuru tarihi:
14 mart 2021
istenen bilgiler:
isim
soyad
gmail
yaşanan ülke
profil fotoğrafı
ayrıntılar:
elon musk tarafından kurulan ve uzaya turist götürmeyi planlayan spacex, uzunca bir süredir bu görevlerin icra edilebilmesi için gerekli olan koşulları sağlamaya çalışıyor. bu bağlamda bir yandan roket testlerine devam eden spacex, diğer yandan da uzay yolculukları ile ilgili çeşitli görüşmelerde bulunuyor. şirket, testler planlandığı gibi giderse 2023 yılında da yaklaşık 6 gün sürecek olan bir gezi düzenleyecek. ay'a yapılacak bu gezide ise sıradan insanlar yer alacak.
spacex'in ay'a yapacağı yolculuk için anlaşmaya vardığı isim, yusaku maezawa isimli bir japon. yaklaşık 2 milyar dolarlık servete sahip olan milyarder, elon musk'la gerçekleştirdiği bir görüşmeden sonra, ay'a gidecek ilk sivillerden biri olma unvanına sahip olacağını duyurdu. elbette bu tür bir yolculuğun bugüne kadarki en pahalı seyahat olacağı aşikar. konuyla ilgili açıklamalarda bulunan elon musk ise maezawa'nın kendisine "çok fazla para" ödediğini söylemişti. şimdiyse bu milyarder, ay yolculuğunda beraberinde götüreceği kişileri aramaya başladı.
konuyla ilgili bir video yayınlayan japon milyarder, yolculuğun 10 ila 12 kişiyle gerçekleşeceğini, kendisininse yanında 8 kişiyi götüreceğini açıkladı. bunun için çevrimiçi başvuru formu oluşturan maezawa, dileyen herkesin başvuru yapabileceğini söylüyor. dileyenler, 14 mart'a kadar başvuru yapabilecekler. mayıs ayının sonlarına doğru ise süreç tamamlanacak ve yusaku maezawa'nın yanında götüreceği 8 kişi, belirlenmiş olacak.
maezawa, geçtiğimiz yıl "dearmoon" isimli bir proje başlatmış ve bu proje kapsamında da yanında götürmek için 6 ila 8 kadar sanatçıyı belirlemeye çalışmıştı. ancak karar değiştiren milyarder, aslında herkesin bir sanatçı olabileceğini ifade ederek, başvuru kapsamını genişletti. işte bu sayede dileyen herkesin başvuru yapabilmesine imkan tanınmış olacak.
kaynak:
www.webtekno.com/aya-yolcul...
japon milyarder:
son başvuru tarihi:
14 mart 2021
istenen bilgiler:
isim
soyad
gmail
yaşanan ülke
profil fotoğrafı
ayrıntılar:
elon musk tarafından kurulan ve uzaya turist götürmeyi planlayan spacex, uzunca bir süredir bu görevlerin icra edilebilmesi için gerekli olan koşulları sağlamaya çalışıyor. bu bağlamda bir yandan roket testlerine devam eden spacex, diğer yandan da uzay yolculukları ile ilgili çeşitli görüşmelerde bulunuyor. şirket, testler planlandığı gibi giderse 2023 yılında da yaklaşık 6 gün sürecek olan bir gezi düzenleyecek. ay'a yapılacak bu gezide ise sıradan insanlar yer alacak.
spacex'in ay'a yapacağı yolculuk için anlaşmaya vardığı isim, yusaku maezawa isimli bir japon. yaklaşık 2 milyar dolarlık servete sahip olan milyarder, elon musk'la gerçekleştirdiği bir görüşmeden sonra, ay'a gidecek ilk sivillerden biri olma unvanına sahip olacağını duyurdu. elbette bu tür bir yolculuğun bugüne kadarki en pahalı seyahat olacağı aşikar. konuyla ilgili açıklamalarda bulunan elon musk ise maezawa'nın kendisine "çok fazla para" ödediğini söylemişti. şimdiyse bu milyarder, ay yolculuğunda beraberinde götüreceği kişileri aramaya başladı.
konuyla ilgili bir video yayınlayan japon milyarder, yolculuğun 10 ila 12 kişiyle gerçekleşeceğini, kendisininse yanında 8 kişiyi götüreceğini açıkladı. bunun için çevrimiçi başvuru formu oluşturan maezawa, dileyen herkesin başvuru yapabileceğini söylüyor. dileyenler, 14 mart'a kadar başvuru yapabilecekler. mayıs ayının sonlarına doğru ise süreç tamamlanacak ve yusaku maezawa'nın yanında götüreceği 8 kişi, belirlenmiş olacak.
maezawa, geçtiğimiz yıl "dearmoon" isimli bir proje başlatmış ve bu proje kapsamında da yanında götürmek için 6 ila 8 kadar sanatçıyı belirlemeye çalışmıştı. ancak karar değiştiren milyarder, aslında herkesin bir sanatçı olabileceğini ifade ederek, başvuru kapsamını genişletti. işte bu sayede dileyen herkesin başvuru yapabilmesine imkan tanınmış olacak.
kaynak:
www.webtekno.com/aya-yolcul...
japon milyarder:
devamını gör...
koç burcu erkeği
başak için çok zor burç.
denenmiş tescillenmiş bir gerçek.
denenmiş tescillenmiş bir gerçek.
devamını gör...
normal sözlük’te vaktin nasıl geçtiğini anlamayan insan
akışa dalmış gitmiş kişidir.
devamını gör...