biriyle aynı kitabı okumak
kitabı bitirdikten sonra kritiğini yapmakla birlikte hoş eylemdir.
kitaba farklı bakış açısından bakmayı sağlar.
kişi sayısı ile alınan keyif doğru orantılıdır.
kitaba farklı bakış açısından bakmayı sağlar.
kişi sayısı ile alınan keyif doğru orantılıdır.
devamını gör...
berserk_gloria
gerçekten çok güzel tanımları olan yazar. keyifle okuyoruz efendim.
takipteyiz, nice güzel tanımlara...
takipteyiz, nice güzel tanımlara...
devamını gör...
kuzene aşık olmak
çok tehlikeli bir başlık.. çok tehlikeli kafalar...resmen görünce beynimden vurulmuşa döndüm. bu durumu normalleştirmek ya da güzelleme yapmak muhtemelen akraba evliliği meyvesi olmanın yarattığı sonuçlardan biri. google'a yazsanız olası riskleri okusanız bile yeter bu sapkınlığın normal olmadığını anlamaya.
sonuç olarak açık bir platform. ifade ve düşünce özgürlüğüne önem veren bir insanım ama yazdıklarımız insan psikolojisini ne ölçüde etkiliyor diye düşünmek lazım. kaldı ki başlığı açan kişi kendi düşüncesi anlatmak yerine karşıt görüşlere saldırmış. ne alakası var lgbt ile?? uslup çirkin.. 4. karı nedir??? bu ne biçim bir saldırganlık, bu ne biçim bir kafa yapısıdır??
sonuç olarak açık bir platform. ifade ve düşünce özgürlüğüne önem veren bir insanım ama yazdıklarımız insan psikolojisini ne ölçüde etkiliyor diye düşünmek lazım. kaldı ki başlığı açan kişi kendi düşüncesi anlatmak yerine karşıt görüşlere saldırmış. ne alakası var lgbt ile?? uslup çirkin.. 4. karı nedir??? bu ne biçim bir saldırganlık, bu ne biçim bir kafa yapısıdır??
devamını gör...
kaltakçı
kaltak imal eden kişilere verilen addır. eyerin üzeri meşin, halı gibi şeylerle kaplanan tahta bölümüne kaltak denir.
kuskunu (atın kuyruğu altından geçirilip eyere bağlanan kayış) bulunmayan eyere de kaltak denir.
yüksek olur arap atın kaltağı
ıssız kalmaz koç yiğidin yatağı (karacaoğlan)
eskiden anadolu’nun bazı yörelerinde çamaşır yıkamak için kullanılan tahtalardan oluşan alet yapan kişilere de kaltakçı denmiştir.
1934 yılında soyadı kanunu çıkınca birçok kişi meslek dalları olan kaltakçı soyadını almıştır. ne var ki zaman içinde yanlış anlaşılmalardan ötürü “kaltakçı” soyadlarını değiştirmişlerdir.
halen bu mesleği icra edenler bulunmaktadır.
kuskunu (atın kuyruğu altından geçirilip eyere bağlanan kayış) bulunmayan eyere de kaltak denir.
yüksek olur arap atın kaltağı
ıssız kalmaz koç yiğidin yatağı (karacaoğlan)
eskiden anadolu’nun bazı yörelerinde çamaşır yıkamak için kullanılan tahtalardan oluşan alet yapan kişilere de kaltakçı denmiştir.
1934 yılında soyadı kanunu çıkınca birçok kişi meslek dalları olan kaltakçı soyadını almıştır. ne var ki zaman içinde yanlış anlaşılmalardan ötürü “kaltakçı” soyadlarını değiştirmişlerdir.
halen bu mesleği icra edenler bulunmaktadır.
devamını gör...
bastian schweinsteiger
pes 13 te orta sahanın az ilerisinden kaleye yolladığı füzelerle aklımda kalmış orta saha pozisyonunda oynayan alman futbolcu.
devamını gör...
kurulu düzen
almanya anayasasının ilk maddesi bununla alakalıdır :
- kurulu düzen bozulamaz, bozulması teklif dahi edilemez.
- kurulu düzen bozulamaz, bozulması teklif dahi edilemez.
devamını gör...
i like to move it
1994 yılında real 2 real grubu tarafından çıkarılan ve madagascar animasyon filmi ile akıllarda kalan şarkı.
devamını gör...
muhsin
'iyilik eden, iyi ve güzel şeyler yapan kişi' anlamına gelen sözcüktür.
devamını gör...
hassas türk aile yapısı (yazar)
çaylağım ya oy veremem, çaylağım ya mesaj atamam. bari bir nickaltı gireyim sayın yazara.
bir çaylağa destek oyları verecek kadar gönlü geniş, bonkör ve sevgili olmalı. teşekkürler.
bir çaylağa destek oyları verecek kadar gönlü geniş, bonkör ve sevgili olmalı. teşekkürler.
devamını gör...
ruh halini anlatan alıntı
vurulmuş, ama ölmemiş bir at gibi.
devamını gör...
narsisizm
yunan mitolojisine göre,ekho adında bir peri kızı narkissos'a aşıktır fakat narkissos onu umursamamaktadır.narkissos bir gün gölün kenarına su içmeye gider fakat yansımasına o kadar aşık olur ki ne su içer ne yemek yer.günlerdir kendi yansımasına baktığı için oracıkta erir ve nergis çiçeğine dönüşür.
bu yüzden yıllardır kendinden başkasını düşünmeyen,empati kuramayan kişilere narsist kelimesi kullanılır.
bu yüzden yıllardır kendinden başkasını düşünmeyen,empati kuramayan kişilere narsist kelimesi kullanılır.
devamını gör...
normal sözlük'e bir daha gelinse alınacak nickler
hoşlanılansivrisineğibaşkasınıemerkenyakalamak
devamını gör...
sevgili edinme konusunda hiçbir şey yapmayan insan
normal kişi.
sevgili edinmek için bir şey yapmak nedir tam olarak? mesela elinize megafon alıp sokakta "bana sevgili lazım" diye mi bağırıyorsunuz? gazetelere ilan mı veriyorsunuz "sevgili aranıyor" diye? ya da mesela uçaklardan kartvizitler mi atıyorsunuz, üzerinde "sevgili istiyorsan beni ara" yazılı?
abartılı mı? tamam. peki ya şunlar: belki hiç tarzınız olmayan kitaplar okuyorsunuz, birinin ilgisini çekmek için. belki normalde kendinize göstermediğiniz özeni gösteriyorsunuz "belki biriyle karşılaşırım, kötü görünmeyeyim" diyerek. belki de bunlara benzer başka şeyler yapıyorsunuz.
esas soru şu: buna gerek var mı?
doğal akışı içinde yaşamın, insanlarla tanışırsınız, konuşursunuz. içlerinden birinden hoşlandınız mı onunla daha fazla konuşursunuz. o iş yavaş yavaş flörte, sevgililiğe döner kendiliğinden. bunun ilk ve en temel koşulu da kendiniz olup ne istediğinizi ya da istemediğinizi açıkça ortaya koymanız. bunun dışında, böyle işler için bir şey yapamazsınız pek. zira bu tür şeylerin olacağı varsa olur, yoksa da kendinizi paraladığınızla kalırsınız.
sevgili edinmek için bir şey yapmak nedir tam olarak? mesela elinize megafon alıp sokakta "bana sevgili lazım" diye mi bağırıyorsunuz? gazetelere ilan mı veriyorsunuz "sevgili aranıyor" diye? ya da mesela uçaklardan kartvizitler mi atıyorsunuz, üzerinde "sevgili istiyorsan beni ara" yazılı?
abartılı mı? tamam. peki ya şunlar: belki hiç tarzınız olmayan kitaplar okuyorsunuz, birinin ilgisini çekmek için. belki normalde kendinize göstermediğiniz özeni gösteriyorsunuz "belki biriyle karşılaşırım, kötü görünmeyeyim" diyerek. belki de bunlara benzer başka şeyler yapıyorsunuz.
esas soru şu: buna gerek var mı?
doğal akışı içinde yaşamın, insanlarla tanışırsınız, konuşursunuz. içlerinden birinden hoşlandınız mı onunla daha fazla konuşursunuz. o iş yavaş yavaş flörte, sevgililiğe döner kendiliğinden. bunun ilk ve en temel koşulu da kendiniz olup ne istediğinizi ya da istemediğinizi açıkça ortaya koymanız. bunun dışında, böyle işler için bir şey yapamazsınız pek. zira bu tür şeylerin olacağı varsa olur, yoksa da kendinizi paraladığınızla kalırsınız.
devamını gör...
ölmeye yatmak
saat 07:22 idi ölmeye yattığında.
08:49 idi başkentin puslu bir nisan sabahına yeniden başladığında.
dündar öğretmenin sınıfındaki ilkokul öğrencileri aysel, ali, aydın ve okul piyesinde yer alan diğer cumhuriyet çocuklarının yüzlerini batıya dönme, atanın izinde çağdaşlaşma çabalarını okuyoruz büyük bir keyifle. çocukların büyümesiyle hayata tutunma ve kimlik arayışları, doğru-yanlış çabaları baş gösteriyor. bir taraftan toplumsal baskılar, diğer yandan özgürleşme, modernleşme ihtiyacı. ikisinin arasında bocalamalar…
aysel’den beklenen, üzerine yüklenen onca rol ile aysel’in çocukluğu ve yetişkinliği ne kadar da farklıdır aslında. kendini aynada modern, çağdaş, yüzünü batıya dönmüş bir türk kadını olarak görürken, aynanın arkası ne durumdaydı peki ?
aydın’ın rahat, kendinden emin, gelecekten umutlu hallerine aysel’i her gördüğünde ya da düşündüğünde ne oluyordu ? çocukluktan başlayıp yetişkin bir adama dönüşene kadarki hırsı ve çabaları hedeflediği noktaya taşıyabilmiş miydi aydın’ı ?
ya ali ? başkentin karışıklığında, büyüklüğünde kaybolup gitmiş miydi yoksa o da dündar öğretmenin öğrettikleri yolunda ilerlemeyi başarabilmiş miydi ?
her çocuğun bireye dönme sürecindeki sancılar, kadın olmanın dönemin içindeki zorluğu, pek çok şeyi kanıtlama çabası, hayallerindeki gelecek ve sahip oldukları mevcut zaman… gerçekten ümit ettikleri geleceği hepsi de avuçlarında tutabiliyorlar mıdır şu an ?
bir devrin romanı ölmeye yatmak. arınmak, küllerinden doğmak, sahip olmak ve hepsine bir o kadar da uzak kalmak.
08:49 idi başkentin puslu bir nisan sabahına yeniden başladığında.
dündar öğretmenin sınıfındaki ilkokul öğrencileri aysel, ali, aydın ve okul piyesinde yer alan diğer cumhuriyet çocuklarının yüzlerini batıya dönme, atanın izinde çağdaşlaşma çabalarını okuyoruz büyük bir keyifle. çocukların büyümesiyle hayata tutunma ve kimlik arayışları, doğru-yanlış çabaları baş gösteriyor. bir taraftan toplumsal baskılar, diğer yandan özgürleşme, modernleşme ihtiyacı. ikisinin arasında bocalamalar…
aysel’den beklenen, üzerine yüklenen onca rol ile aysel’in çocukluğu ve yetişkinliği ne kadar da farklıdır aslında. kendini aynada modern, çağdaş, yüzünü batıya dönmüş bir türk kadını olarak görürken, aynanın arkası ne durumdaydı peki ?
aydın’ın rahat, kendinden emin, gelecekten umutlu hallerine aysel’i her gördüğünde ya da düşündüğünde ne oluyordu ? çocukluktan başlayıp yetişkin bir adama dönüşene kadarki hırsı ve çabaları hedeflediği noktaya taşıyabilmiş miydi aydın’ı ?
ya ali ? başkentin karışıklığında, büyüklüğünde kaybolup gitmiş miydi yoksa o da dündar öğretmenin öğrettikleri yolunda ilerlemeyi başarabilmiş miydi ?
her çocuğun bireye dönme sürecindeki sancılar, kadın olmanın dönemin içindeki zorluğu, pek çok şeyi kanıtlama çabası, hayallerindeki gelecek ve sahip oldukları mevcut zaman… gerçekten ümit ettikleri geleceği hepsi de avuçlarında tutabiliyorlar mıdır şu an ?
bir devrin romanı ölmeye yatmak. arınmak, küllerinden doğmak, sahip olmak ve hepsine bir o kadar da uzak kalmak.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
kendimi yaşıyor saymıyorum. üretmiyor, araştırmıyorum artık. kimselerle görüşmüyorum, eskisi gibi gülmüyorum. kimsenin uğramadığı bi ev gibi hissediyorum. varken yok. orda ayakta ama hayat yok, içinde bir soluk, sıcaklık yok. çabalamaktan ve hep olmamasından hem sıkıldım hem yoruldum. başkasının yükünü taşımaktan, onlar yerine de düşünmek zorunda olmaktan yıldım. benim hayatım varsa sadece ben yaşamak istiyorum. söz sahibi ben olayım. düşüncelerini ifade edebilen, -mış gibi yapmayan ben olmak istiyorum. şimdilerde ben hiç ben gibi değil. tanımadığım birine dönüştüm. tuhaf, garip ve oldukça yabancıyım..
devamını gör...
insanı ağlatan şeyler
kaybetmek.
sevincini umudunu hevesini inancını..
sevincini umudunu hevesini inancını..
devamını gör...
prusya
almanya'dan daha çok sevdiğim bölge. hani prusya ile almanya tamamen farklı yerlerdir. genel olarak prusya'lılar onurlu ve kişilik sahibi insanlardır ; ki bunlara en büyük örnek ; (bkz: otto von bismarc) (bkz: manfred von richthofen) (bkz: erwin rommel) gösterebilir.
prusya şuan litvanya ve polonya arasında kalan bölgede ruslara ait könisberg yada kaliningrad adlı şehirdir.
tarih boyunca prusya bir çok olayda kilit rol oynamıştır. ispanya veraset savaşında fransa krallığı kutsal roma cermen imparatorlugu ittifakında savaşa katılmış savaşın kazanılmasında büyük payları olmuştur.
bu tarihten sonra prusya krallığı ismini almıştır ve başkenti berlin olmuştur.
1806 yılında napolyon önderliğindeki fransız ordusuna yenilmesi ile topraklarının büyük bir bölümünü kaybetmiş, ardından napolyon'un rusya seferinden başarısız dönmesini fırsat bilerek tekrar fransa ile savaşa girişmişledir.
1813 leipzig ve 1815 waterloo savaşlarında fransızları sikip atarlar. 1867 yılında ise otto von bismarc bütün alman krallıklarını bir araya getirerek almanya imparatorluğunu kurmuştur.
prusya şuan litvanya ve polonya arasında kalan bölgede ruslara ait könisberg yada kaliningrad adlı şehirdir.
tarih boyunca prusya bir çok olayda kilit rol oynamıştır. ispanya veraset savaşında fransa krallığı kutsal roma cermen imparatorlugu ittifakında savaşa katılmış savaşın kazanılmasında büyük payları olmuştur.
bu tarihten sonra prusya krallığı ismini almıştır ve başkenti berlin olmuştur.
1806 yılında napolyon önderliğindeki fransız ordusuna yenilmesi ile topraklarının büyük bir bölümünü kaybetmiş, ardından napolyon'un rusya seferinden başarısız dönmesini fırsat bilerek tekrar fransa ile savaşa girişmişledir.
1813 leipzig ve 1815 waterloo savaşlarında fransızları sikip atarlar. 1867 yılında ise otto von bismarc bütün alman krallıklarını bir araya getirerek almanya imparatorluğunu kurmuştur.
devamını gör...
sanıldığı kadar başarı gerektirmeyen şeyler
hayret, kimse de yazmamış; "insan olmak".
sabah sabah beni sinirlendiren bir olay yaşadım ve insan olmanın ne kadar zor olabileceğini düşünürken buldum kendimi.
sokakta kendi halinde kaldırımda yatan bir köpeğe sırf canı öyle istedi diye tekme atan bir gerizekalı kendisini uyarınca "siz görmezken neler yapılıyor bu hayvanlara, anca şov yapın herkes görürken" şeklinde bir savunma yapabiliyor. seninle aynı türde sınıflandırıldığım için utanıyorum .
sabah sabah beni sinirlendiren bir olay yaşadım ve insan olmanın ne kadar zor olabileceğini düşünürken buldum kendimi.
sokakta kendi halinde kaldırımda yatan bir köpeğe sırf canı öyle istedi diye tekme atan bir gerizekalı kendisini uyarınca "siz görmezken neler yapılıyor bu hayvanlara, anca şov yapın herkes görürken" şeklinde bir savunma yapabiliyor. seninle aynı türde sınıflandırıldığım için utanıyorum .
devamını gör...
insanı mutlu eden filmler
shrek serisi. üstüne tanımam.
devamını gör...
