eğer telefonda konuşuyoken ağlıyorsam “yok bi şey yaa telefondan dolayı öyle gelmiştir” ya da “hoparlöre almıştım da ondan tuhaf gelmiştir belki sesim” derim genelde . yüz yüzeyse eğer bahsedilen durum genelde “gözüme bi şey kaçtı ya” ve “çok ovalamışım gözümü ya sulandı heralde” derim .*
devamını gör...

girince alışıyorsun, korkma.
devamını gör...
(tematik)

bakır, demir ve çinko ile şelat oluşturabilir ve sodyum kaybına ve b6 vitamini yetersizliğine neden olabilir.
devamını gör...

günaydın arkadaşlar, yine bir hafta sonu ve yine çişe kalktıktan sonra uyuyamayan ben.
anladım ki ben artık erken kalkma mecburiyetim olmayan günlerde bile uyuyamam. çünkü rahat batıyor, kurtluyum ben.
devamını gör...

kafa sözlükle organik bir bağı bulunup bulunmadığını merak ettiğim, aylık edebiyat dergisi.
devamını gör...

kendisiyle az konuşmuş olmama rağmen çok naif, kibar, samimi bir yazarımız olduğunu düşünüyorum. kafa sözlük’ e hoş gelmiş. kalemine kuvvet diliyorum swh.
devamını gör...

bir pazar günü öğleden sonra beşte kahvaltı yapmak için domates, salata ve ekmek aldığım marketten çıkarken kasiyerin “iyi akşamlar” demesi olarak örnekleyebileceğim olaylardır.* eve gidince hayatımı sorgulamıştım.
devamını gör...

estonya, rusya'dan bağımsızlığını ilan etti.

(bkz: 1918)
devamını gör...

birbirlerinden fiziksel olarak uzaklaşan eş parçacıkların, birbirlerinden ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar, birinin kuantum durumunda olan değişikliğin diğerini anında etkilemesi durumu. bazı kaynaklarda kuantum dolaşıklık olarak da anılır. zamanında albert einstein gibi önemli isimlerin tepkisini çekmiş ama günümüzde kabul görmüştür.

örneğin 1 tane foton alalım. bunu, bilinen birkaç yöntemden herhangi birini kullanarak 2 eş foton haline getirelim. sonra bu fotonlardan birini dünyada bırakıp diğerini mesela andromeda galaksisi'ne gönderelim. sonra dünyada kalan parçacığın, ekseni etrafındaki dönüş hareketini, yani spinini değiştirelim. bunu yaptığımız anda, aradaki onca mesafeye rağmen, eşzamanlı olarak diğer parçacığın dönüş hareketi de etkilenir.

bu durum her ne kadar ışıktan hızlı bilgi iletebilir miyiz sorusunu akla getirse de, bunu imkânsız yapan 2 şey vardır:
1- bu parçacıkların durumunu değiştirip elde edeceğiniz bilgi rastgeledir. istediğiniz bilgiyi iletemezsiniz.

2- eğer istediğiniz bilgiyi iletebilecek bir yol olsaydı, bu kez bilgiyi karşı tarafın deşifre etmesi için gerekecek olan makineler, ışıktan hızlı çalışmadığı için, bilgiyi deşifre edebilmek için geçecek süre yine ışıktan hızlı iletime izin vermeyecekti.
devamını gör...

yarın sabah önce okula ardından işe gidecek, saat 20.00'e kadar evde olmayacak olmama ve uykusuz kalacağımı bilememe rağmen şu sohbeti bırakamıyorum. arkadaşım yatakta ben ise yerde kahvelerimizi içiyoruz. hastasıyız bu sohbetin...
devamını gör...

tam adı joy elizabeth akther crookes olan, bangladeş-irlanda genetik mirasına sahip londra doğumlu neo soul müzik tarzında şarkılar üreten bir sanatçıdır. pek bilinmiyor ama çok güzel şarkıları vardır. favorimi sizinle paylaşmak istedim.

london mine
devamını gör...

david hume eseridir. pinhan yayıncılık tarafından basılmıştır. banu karakaş tarafından çevrilmiştir, çevirinin oldukça iyi olduğunu düşünüyorum. hume, meşhur eseri an enquiry concerning human understanding(insanın anlama yetisi üzerine bir soruşturma) ile bilinir daha çok. denemeleri genelde pek bilinmez veya göz ardı edilir. ben denemelerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. her şeyden önce hume okuması nispeten "kolay" filozoflardan biridir. olabildiğince basit ve anlaşılır bir dili vardır. kendine has duru ve iyi işlenmiş bir üsluba sahiptir. ingilizcesinden de soruşturma'yı okuduğum için bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. hume zaten soyut ve "derin" filozoflara sıkça sataşır. toplum yaşamında ve gündelik yaşamda bir karşılığı olmayan derin tefekkürlerin soyut fikirlerini eleştirir. bu bağlamda genel olarak rasyonalistleri eleştirir. hume denemelerinde pek çok meseleyi ele alır. ciddi bir entelektüel, karizmatik bir filozof ve iyi bir yazar bir araya gelmiştir bu yazılarda. öncelikle deneme yazımını ele alır. burada insanlığın kibar ve latif kısmını âlimler ve hoşsohbetler olarak ayırır. âlimler zihnin daha soyut meselelerine gömülmüşken hoşsohbetler daha basit şeylerle ilgilenip haz almak isterler. hoşsohbetler sosyal insanlardır, sohbet severler. âlimler derin âlemlere dalıp hoşsohbetlerden biraz uzak dururlar. hume bunu çağının kötülüklerinden biri olarak değerlendirir. âlimlerin sohbete yaklaşmaları gerektiğini söyler; fildişi kulelerinden inmelerinin daha iyi olacağını düşünür gibidir.
bir başka denemesi "orta halli yaşam üzerine"dir. burada aristoteles'in "altın orta" sına benzer bir şeyler vardır. orta halli yaşayan insanların daha mutlu olacaklarını ve erdeme daha yakın durduklarını söyler genel olarak. orta halli insan doğayla ve insanla da üst ve alt tabadaki insanlardan daha fazla ilgilenir. kitabın en uzun denemesi ise 85 sayfalık "antik çağ uluslarının nüfus kalabalığı üzerine"adlı yazısıdır. sadece en uzun değil bence kitabın en etkileyici kısmı da burasıdır. çünkü bu yazıda hume âdeta yetkin bir tarihçi gibidir. antik çağ uluslarının nüfus yapılarını ve bu konudaki bazı efsaneleri ele alır. hem antik kaynaklardan faydalanır hem de modern kaynaklardan. beslenme, iklim, savaş anlatıları, üreme koşulları, yaşam standartları gibi unsurları dikkate alarak antik çağ nüfus yapısına dair kapsamlı çıkarımlar yapar. çoğu rakamın şişirildiğini söyler. yazıda onlarca antik kaynak zikredilir.
meşhur "intihar üzerine"adlı yazısı da önemlidir. özet olarak burada dine ve tanrıya dair çok etkili sorgulamalar vardır. hume intiharın insanlar için bir hak olduğunu düşünür. daha doğrusu kendi yaşamı üzerinde insanların tasarrufta bulunabileceğini söyler. intihar da buna dâhildir. intihar tanrı iradesini çiğnemek değildir hume'a göre.
devamını gör...

kısacası gezegenimizde pek de önemli olmayan bir toz tanesiyim.
devamını gör...

sözlüğün vişnecisi.
sağol var ol.
pozitif, ufuk açan
huzur veren kadın.
o vakit bize her gün 8 mart
bu gün börek yerine kek var. *
fırından yeni çıkmış.
hayal edin piliz.
devamını gör...

yüzümde bir tebessümle okuyorum işte...
okuyorum, okudukça gülüşüm yüzüme oturuyor. aptalca bir sırıtmaya kadar vardıran bir hal...
domestic hıyar bu tanımı hala o tebessümle girdiğimi düşünürsek sahiden ne güzel kalemin var senin?*
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlık benim gitmemi gerektiriyor.
devamını gör...

14 nisan 1912 tarihinde rms titanic nam-ı diğer "titanik"te başçarkçı olarak görev yaparken karşılaştığım teyzedir.

herkes canhıraş koşturuyordu. görenlerde korkuyla karışık bir şaşkınlık hali bırakacak denli bir keşmekeş vardı güvertede. tıpkı dante'nin cehennem tasvirindeki gibi korkunç bir kalabalık görmüştüm doğrusu... alt katlar iyice su bastığı için, boğulmamak için sancak tarafına doğru yönelmiştik. kemancılar bir yandan rachmaninoff'tan keman konçertosu çalarken gözüm yaşlı bir hanımefendiye ilişmişti. kadınlar için öncelikli olarak ayrılmış filikaya kadınlar panikle çığlık atarak atlıyorken, kendisi soğukkanlılıkla "bismilll" diye bindi. sanırım bu bir nevi kutsama sözcüğüydü. tanrı onu da kutsasın. kendisini şapkamla selamladığımda "napıverem ben gari, şu başımıza gelen örüğe bak" dedi, umarım o teyze hayattadır.
devamını gör...

yöre ayırt etmeksizin türküleri çok sevmek, saz çalmak.
devamını gör...

(bkz: pandeminin pozitif yönleri)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim