dizi tarihinin en zeki karakteri
şuanda tekrar izlemeye başladığım dizi karakteridir. sherlock holmes.
devamını gör...
çorbacıda bir tas çorbayla 6 sepet ekmek yemek
özendiğim yemek anlayışı bu işte!
(bkz: karbonhidrat cenneti)
(bkz: karbonhidrat cenneti)
devamını gör...
psg (yazar)
an itibariyle aramızdan sonsuzluğa uğurlanmış yazar.
devamını gör...
bip tüm bilgilerinizi emniyetle paylaşabilir
yeni şafak yazarı ismail kılıçarslan'ın iddiasıdır.
--- alıntı ---
peki ya bip bu meselenin neresinde? bir "operatör reklam platformu" olarak tasarlanan bip, hem kişisel verilerimiz hem de mahremiyet alanımızla ilgili bize koca bir "polis devleti" vadediyor, bir gram fazlası değil. bip'te her kişisel verimiz "reklam optimizasyonu" için, her yazışmamız da "emniyet güçleri için" paylaşılabilir durumda. bip'i kurarken onayladığımız sözleşmede bu hususların tamamı yazılı.
fakat tabii şu: "çiğ yemedik ki karnımız ağrısın" denilerek "emniyet güçlerine açıklık" kısmı kabul edilebilir bir noktada belki. ama "reklam optimizasyonu" meselesi oldukça sıkıntılı.
bu noktada bip'in yapması gereken şey bu krizi fırsata çevirmek olabilirdi ama gördüğüm kadarıyla "kullanıcı dostu" olmayan bir uygulama bip. işin ar-ge kısmına değil de sürekli "yerli ve milli olma" kısmına atıf yapılıyor bu yüzden. oysa bu iş "yerli ve milli" denilerek halledebilecek bir iş değil. rekabetin delirdiği bu piyasada "kullanıcı dostu" olmanız şart. bazen "fotoğraf bile atamadığınız" bir uygulamanın kullanıcı dostu kabul edilemeyeceği çok açık.
--- alıntı ---
yazının tamamı
--- alıntı ---
peki ya bip bu meselenin neresinde? bir "operatör reklam platformu" olarak tasarlanan bip, hem kişisel verilerimiz hem de mahremiyet alanımızla ilgili bize koca bir "polis devleti" vadediyor, bir gram fazlası değil. bip'te her kişisel verimiz "reklam optimizasyonu" için, her yazışmamız da "emniyet güçleri için" paylaşılabilir durumda. bip'i kurarken onayladığımız sözleşmede bu hususların tamamı yazılı.
fakat tabii şu: "çiğ yemedik ki karnımız ağrısın" denilerek "emniyet güçlerine açıklık" kısmı kabul edilebilir bir noktada belki. ama "reklam optimizasyonu" meselesi oldukça sıkıntılı.
bu noktada bip'in yapması gereken şey bu krizi fırsata çevirmek olabilirdi ama gördüğüm kadarıyla "kullanıcı dostu" olmayan bir uygulama bip. işin ar-ge kısmına değil de sürekli "yerli ve milli olma" kısmına atıf yapılıyor bu yüzden. oysa bu iş "yerli ve milli" denilerek halledebilecek bir iş değil. rekabetin delirdiği bu piyasada "kullanıcı dostu" olmanız şart. bazen "fotoğraf bile atamadığınız" bir uygulamanın kullanıcı dostu kabul edilemeyeceği çok açık.
--- alıntı ---
yazının tamamı
devamını gör...
cenk erdem
erdem : "cenk bey, dingil kelimesini bir cümle içerisinde kullanabilir misiniz?"
cenk : "tabi... dün akşam muhitdingillerdeydik"
orantısız zeka.
cenk : "tabi... dün akşam muhitdingillerdeydik"
orantısız zeka.
devamını gör...
bozukpikap
bana nasipmiş diyerek açıyorum nickaltını, aaaçççtım!
tam bir kitap kurdu. yazarların da genel itibariyle okuyan bir kitle olması sebebiyle kitap danışabileceği, öneri alabileceği nadide bir yazardır. her sözlük için kaliteli bir yazar, insanlık için de örnek bir insandır. daima var olsundur.
tam bir kitap kurdu. yazarların da genel itibariyle okuyan bir kitle olması sebebiyle kitap danışabileceği, öneri alabileceği nadide bir yazardır. her sözlük için kaliteli bir yazar, insanlık için de örnek bir insandır. daima var olsundur.
devamını gör...
normal sözlük'ün gececi yazarları
yaz evladım elem.
yıllardır yarasa gibi yaşıyorum. umarım yakında düzelecek.
yıllardır yarasa gibi yaşıyorum. umarım yakında düzelecek.
devamını gör...
yağmur
uğruna yazı yazılabilecek bir doğa olayıdır.
yağmur yağar ve toprak çamura durur.
bir aşk hikâyesinin özetidir yağmurun toprağa kavuşması. hüzünlü bir hikâyedir aslında. toprak, üzerinde gezinen, kendisini bir köle gibi kullanan, bedenine zarar vermekten çekinmeyen milyarlarca varlığın sürekli ve döngüsel tecavüzüyle yorgundur her daim.
başkaldırıları afetlere neden olsa da kalabalık bir yalnızlığın esaretinden kurtulamaz asla. bazen onu anlayanlar çıkar gibi olsa da bir çöl yalnızlığının pençesinde anlaşılmamanın hüznüyle çırpınır. tek arzusudur sevdiğine kavuşmak. kurur ya bazen, çatlar hani; şehvetin, tutkunun son noktasıdır o anlar.
aşka özlemin en dayanılmaz olduğu, birleşme ümidinin kristalleştiği zamanlardır. toprak kendi kendine işkence eder bedenine zarar vererek. onun bedensel acıları yeryüzünün bütün sakinlerinin huzurunu kaçırır. toprağın aşkı huzur kaçırır, huzursuzdur.
bir aşk hikâyesidir toprakla yağmurun buluşması. hüzünlü bir hikâye ama. yağmur ulaşılmazlığın doruklarında dolaşırken pervasızca, toprağa zıt bir yalnızlık yaşar. cansız, fersiz bulutların içinde hapistir yağmur. kendi kendine yetmektedir o. başkasına da can vermelidir tertemiz varlığıyla. aşkla dolaşırken gökyüzünde dilinde hedefsiz bir duadır sevdası. yalvarır bulutlara çarpışsınlar diye bir ana önce. yalvarır esareti son bulsun diye. tek bir sevdiği vardır yağmurun, ona ulaşmak için kendini salar bir boşluktan diğerine mütevekkil bir tavırla. toprağa dokunmadan önce henüz doğmamış sayar kendini yağmur.
en az sevdiği kadar meyyaldir afetlere. gücünü aşkından ve buluşma ümidinden alır sevgilisi gibi ve en az onun kadar. kurumaya yüz tutan sevgilisine bir öpücük sunar ta ki gücü tükenene kadar. ve sonra her şey ilk başladığı haline döner.
işte bu aşkın sonucudur çamur. yağmurla toprağın kucaklaşmasıdır. güneşin ihanetine kadar süren bir aşk saltanatıdır çamur. ıslaklığı ölçüşünde, cıvıklığı ölçüsünde makbuldür insanın hammaddesi. o yüzden paçalarınıza sürülen çamurlara kızmayın, onlar tek şansınız aşka bulaşmak için.
yağmur yağar ve toprak çamura durur.
bir aşk hikâyesinin özetidir yağmurun toprağa kavuşması. hüzünlü bir hikâyedir aslında. toprak, üzerinde gezinen, kendisini bir köle gibi kullanan, bedenine zarar vermekten çekinmeyen milyarlarca varlığın sürekli ve döngüsel tecavüzüyle yorgundur her daim.
başkaldırıları afetlere neden olsa da kalabalık bir yalnızlığın esaretinden kurtulamaz asla. bazen onu anlayanlar çıkar gibi olsa da bir çöl yalnızlığının pençesinde anlaşılmamanın hüznüyle çırpınır. tek arzusudur sevdiğine kavuşmak. kurur ya bazen, çatlar hani; şehvetin, tutkunun son noktasıdır o anlar.
aşka özlemin en dayanılmaz olduğu, birleşme ümidinin kristalleştiği zamanlardır. toprak kendi kendine işkence eder bedenine zarar vererek. onun bedensel acıları yeryüzünün bütün sakinlerinin huzurunu kaçırır. toprağın aşkı huzur kaçırır, huzursuzdur.
bir aşk hikâyesidir toprakla yağmurun buluşması. hüzünlü bir hikâye ama. yağmur ulaşılmazlığın doruklarında dolaşırken pervasızca, toprağa zıt bir yalnızlık yaşar. cansız, fersiz bulutların içinde hapistir yağmur. kendi kendine yetmektedir o. başkasına da can vermelidir tertemiz varlığıyla. aşkla dolaşırken gökyüzünde dilinde hedefsiz bir duadır sevdası. yalvarır bulutlara çarpışsınlar diye bir ana önce. yalvarır esareti son bulsun diye. tek bir sevdiği vardır yağmurun, ona ulaşmak için kendini salar bir boşluktan diğerine mütevekkil bir tavırla. toprağa dokunmadan önce henüz doğmamış sayar kendini yağmur.
en az sevdiği kadar meyyaldir afetlere. gücünü aşkından ve buluşma ümidinden alır sevgilisi gibi ve en az onun kadar. kurumaya yüz tutan sevgilisine bir öpücük sunar ta ki gücü tükenene kadar. ve sonra her şey ilk başladığı haline döner.
işte bu aşkın sonucudur çamur. yağmurla toprağın kucaklaşmasıdır. güneşin ihanetine kadar süren bir aşk saltanatıdır çamur. ıslaklığı ölçüşünde, cıvıklığı ölçüsünde makbuldür insanın hammaddesi. o yüzden paçalarınıza sürülen çamurlara kızmayın, onlar tek şansınız aşka bulaşmak için.
devamını gör...
nizanim (yazar)
ne zengin bir coğrafyayız. ne çok kültür ile doluyuz. ne güzel kelimelerimiz var.
nizanim kelimeside ne güzel bir kelime.*
yazarımın, çok kıvamlı tanımları var, takip ediyorum, okuyorum, beğeniyorum.
oda sağolsun beğenileri ile turunculandırıyor. mis valla.
o vakit, yağmurlu bir ankara sabahında da nick altı gelsin. bereketli olsun cemi cümlemize. *
nizanim kelimeside ne güzel bir kelime.*
yazarımın, çok kıvamlı tanımları var, takip ediyorum, okuyorum, beğeniyorum.
oda sağolsun beğenileri ile turunculandırıyor. mis valla.
o vakit, yağmurlu bir ankara sabahında da nick altı gelsin. bereketli olsun cemi cümlemize. *
devamını gör...
zaman makinesi ile gidilmek istenen zaman dilimi
ben taş devrine gidip 'binlerce yıl sonra pekte bir değişiklik yok üzülmeyin diye haber veremeye geldim' derim.
devamını gör...
kizlarsoruyor.com
google'da moleküler biyoloji labaratuar malzemeleri konusunda dahi arama yapsan ilk beşte bu site öneriliyor.
devamını gör...
tabut
yaşarken girdiğim yer
devamını gör...
normal sözlük’te bilgi içerikli vs forumsal başlıklar
buranın bir sözlük olduğunu hatırlatmak gerekiyor artık, gündemde durması gereken olaylar kaybolup gidiyor, gündemi bile takip edemiyoruz aynı şekilde bilgi içerikli başlıklar içinde geçerli, varsa yoksa goygoy yapmak.
hiç yapmayalım demiyorum en azından bilgi içerikli başlıklar biraz rağbet görsün istiyorum.
hiç yapmayalım demiyorum en azından bilgi içerikli başlıklar biraz rağbet görsün istiyorum.
devamını gör...
inşaat ya resulullah
bir tanıl bora derlemesi olan mükemmel eserdir. içerisinde 14 adet başlık bulunduran, meraklısı için akp dönemi inşaat politikasını anlayabilmeyi sağlayacak güzel bir kaynaktır. benim favorim ise erbatur çavuşoğlu tarafından yazılan ''islamcı neo-liberalizmde inşaat fetişi ve mülkiyet üzerine simgesel hale'' dir.
okumak isteyen arkadaşlar için birikim dergisinin arşivi herkese açıktır. kitabı oluşturan makaleleri okumak isterseniz eğer birikim dergisinin 270. sayısı ''inşaat ya resulullah'' başlığı ile yayınlanmıştır. buna ek olarak; 272. sayıda tuncay bilecen'in ''17 ağustos 1999 izmit depremi'nden 23 ekim 2011 van depremi'ne: kapitalizm ve mülkiyet ruhu'' başlıklı makalesi, kitabın güncel baskısında yer almaktadır.
sevgili tanıl bora, kitap isminin neden ''inşaat ya resulallah'' olarak seçildiğinin açıklamasını vurgularken kitabı şöyle tanımlar;
''şefaat ya resulullah'' niyazından uyarlandığını herkesin anlayacağı bu slogan, islamcı menşeli liberal-muhafazakar siyaset pratiğinin bir hicviyesidir.
okumak isteyen arkadaşlar için birikim dergisinin arşivi herkese açıktır. kitabı oluşturan makaleleri okumak isterseniz eğer birikim dergisinin 270. sayısı ''inşaat ya resulullah'' başlığı ile yayınlanmıştır. buna ek olarak; 272. sayıda tuncay bilecen'in ''17 ağustos 1999 izmit depremi'nden 23 ekim 2011 van depremi'ne: kapitalizm ve mülkiyet ruhu'' başlıklı makalesi, kitabın güncel baskısında yer almaktadır.
sevgili tanıl bora, kitap isminin neden ''inşaat ya resulallah'' olarak seçildiğinin açıklamasını vurgularken kitabı şöyle tanımlar;
''şefaat ya resulullah'' niyazından uyarlandığını herkesin anlayacağı bu slogan, islamcı menşeli liberal-muhafazakar siyaset pratiğinin bir hicviyesidir.
devamını gör...
ölen kişinin ardında bıraktığı yürek burkan şeyler
babamın uzunca sakalı vardı, beyaza yakın, gri, dalgalı hem de. ölümünden çok uzun zaman sonra evin bir yerlerinden çıktı 1 tane. onca temizlik, onca zaman.. nerde nasıl saklandı o bir tane sakal teli.. içim kıyılmıştı.
devamını gör...
10 bin lira tazminatın zenginleşme sebebi sayılması
ankara bölge idare mahkemesi 10. idari dava dairesi (istinaf), 10 bin liralık tazminatı “sebepsiz zenginleşme” gerekçesiyle 3 bin liraya indirmesi vakası.
takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalı ve sebepsiz zenginleşmeye yol açmamalıdır. bu durumda, davacıya takdiren 3 bin tl manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi yoluna gidilmiştir.
gazi üniversitesi’nden prof. dr. meral or mobbing davasında kazanıp 10 bin liralık tazminatı zenginleşme sebebiyle üçte birine indiren ey mahkeme siyasilerin birbirine açtığı 500 bin üzeri ve milyonluk tazmimat davalarında niye üç maymunu oynamaya devam ediyorsunuz ?
gerçi bir 10 bin lira ile günümüz türkiyesin'de zenginleşebilirdi unutmuşum.
kaynak
takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalı ve sebepsiz zenginleşmeye yol açmamalıdır. bu durumda, davacıya takdiren 3 bin tl manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi yoluna gidilmiştir.
gazi üniversitesi’nden prof. dr. meral or mobbing davasında kazanıp 10 bin liralık tazminatı zenginleşme sebebiyle üçte birine indiren ey mahkeme siyasilerin birbirine açtığı 500 bin üzeri ve milyonluk tazmimat davalarında niye üç maymunu oynamaya devam ediyorsunuz ?
gerçi bir 10 bin lira ile günümüz türkiyesin'de zenginleşebilirdi unutmuşum.
kaynak
devamını gör...
yerdeki yıldızlar
hint filmlerini (bkz: bollywood) sevmeme neden olan kişinin (bkz: aamir khan) başrol oynadığı, içinde komedi dram ve hayatın gerçekleriyle karşılaştığımız durumu, öğretici bir seviyeyle izleyiciyle buşturduğu,(bkz: her çocuk özeldir) filmi. aamir khan'ın bütün yapıtlarında olduğu gibi burada da toplumsal bir algıyı yıkmaya çalışarak, izleyiciye duyguyu geçirmiş dünya sinemasının baş yapıt filmlerindendir.
devamını gör...
grafoloji
grafoloji, el yazısından karakter tahlili yapmaya çalışan bilimdir. bu konuda uzman olanlara göre diğer davranış şekilleri gibi, el yazısı da insanın kişiliği hakkında bilgi vermektedir. parmak izi gibi yazı karakterinizde size özgüdür ve ayırt edici özelliğinizdir. hatta grafolojistler el yazısının zamanla ruh halinize göre bile değiştiğine inanırlar.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının aşk hayatları
sözlükte yaşayan güruha dahil olduğumdan merak ettiğim durum. neler dönüyor buralarda anlamak imkansız.
iki gün biriyle 5 gün diğeriyle sonra aynı gün çakıştırmalar falan... benim gibi sadakate ve ilişkide güvene önem veren biri için çok fazla burası.. adeta yalan rüzgarı.
konuşmak var konuşmak var bir de. nasıl oluyor da her gün farklı birinin dm kutusunda eriyip bitiyorsunuz, aşırı midesiz bir olay.
umarım hidayete erersiniz.
iki gün biriyle 5 gün diğeriyle sonra aynı gün çakıştırmalar falan... benim gibi sadakate ve ilişkide güvene önem veren biri için çok fazla burası.. adeta yalan rüzgarı.
konuşmak var konuşmak var bir de. nasıl oluyor da her gün farklı birinin dm kutusunda eriyip bitiyorsunuz, aşırı midesiz bir olay.
umarım hidayete erersiniz.
devamını gör...
köylü yazardan ironiler
bir süreliğine yerine kısa süreliğine yazmasını beklediğim yazardır. umarım sözlüğe dönüşü geç olmaz.
devamını gör...