günaydın sözlük! ne zaman işten eve gittim, ne zaman uyudum da tekrar işe geldim? morpheus nerede? neo reis yaşıyor mu? trinity evlendi mi? kırmızı hap ı hangi bölüm yazıyor ve sgk karşılıyor mu? kafamda deli sorular dostlar! gününüz güzel geçsin. hala uyumayanlar da yatsın zıbarın artık alüminyum!
devamını gör...

yaklaşık 80 gündür konsolosluk önlerinde "ailem nerede" sloganıyla eylem yapan uygur türkleri'nin sesi ne ana akım medyada duyuldu ne de twitter, instagram gibi sosyal medya araçlarında gündeme gelebildiler.
çin tarafından kültürel ve ırksal soykırıma uğrayan uygur türkleri'nin durumu çoğu devletlerin gündeminde. bazı gelişmiş, büyük devletler çin'in uyguladığı politikaları soykırım olarak nitelendirdi.
fakat işlerine gelince naralar atan türkiye'den bu konu hakkında ses seda yok.
muhalefetin gündeme taşımaya çalıştığı doğu türkistan sorunu iktidar tarafından "dış güçlerin siparişi" olarak nitelendirildi. bu konuda herhangi bir girişimde bulunulmadı.
iade edilen uygur türkleri hakkında yapılan açıklamalarsa komik. sadece komik.
daha önce bu konuda benzer başlıklar açmıştım
(bkz: çin'in kamplarda tuttuğu uygur türklerinin bbc'ye konuşması)

(bkz: eylem yapan uygurlara yapılan muamele)

(bkz: 16 şubat 2021 mhp'yi ziyaret eden uygurların genel merkeze alınmaması)

tarihi camiler ve yapılar çin tarafından tahrip edilip yıkılmakta. çince konuşmak zorunlu hale getirilmekte, çin gelenekleri uygur türkleri'ne dayatılmakta. nazi almanyası'ndan daha vahşice davranılmakta
ve bu konu gündem olmamakla birlikte bazı kişiler bu duruma karşı bir şey yapmamamız gerektiğini aksine ticari olarak çin ile yakınlaşmamız gerektiğini savunmakta. bu dar görüşlü entel feridunlar acaba bu durumun ileride ne gibi yıkımlara yol açacağını görmüyor mu? bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyen insanlar hayatta kalabilmişler mi?

camilerin durumu:
twitter.com/uygur_haber/sta...

kültürel miraslara yapılan muamele:
twitter.com/uygur_haber/sta...

twitter.com/uygur_haber/sta...

etnik ve kültürel soykırıma örnekler:
twitter.com/uygur_haber/sta...

twitter.com/uygur_haber/sta...



edit: yapılan görüşme sonrası doğu türkistan ile alakalı herhangi bir açıklama gelmedi
devamını gör...

kafa radyo sahurda davul çalsın. vatana millete hayırlı olsun.
devamını gör...

#291033 artık gece 03:30 sularında üstüne bı soğuk su içer. trollerin kralı lucifer.
devamını gör...

yunus emre tarafından rehberi şeytan olan insan olarak nitelendirilmiş olan alçak insanlardır.

din ile neredeyse alakaları olmaz ama çok güzel nutuk atarlar.
devamını gör...

altmışlarının başındaki bölüm başkanı profesörümüz oynuyor.

büyütülmemesi gereken meseledir.
devamını gör...

iyi okumuşum dediğim canım kitaplardan biri. ah zeze tüm çocukların masumluğunu yansıtman o kadar güzel ki.
devamını gör...

kalispéra se ólous me tin ekpompi pame.*

pazar güzeli marikaki* büyük bir keyifle dinliyorum. sevgilerle.*
devamını gör...

bir deneyimin öznelliğini ifade eden felsefi terim.

güzel bir manzaraya baktığımızda ya da mesela acıktığımızda, başkalarının da aynı manzaradan keyif alma durumunu veya açlığı (ya da başka duyguları) tecrübe ettiğini bilsek de, bizim hissettiklerimizin aynısını hissettiklerini iddia edebilir miyiz? bizim açlık tanımımızla arkadaşımızınki aynı mıdır örneğin? işte bu tür durumlarda, herhangi bir olay karşısındaki duygusal ya da zihinsel durumumuz bize özeldir. qualia terimi bunu anlatır.

bu zihinsel özelliğimiz nedeniyle, başkalarının yaşadığı olaylara, onların duygularına ve deneyimlerine, kendi bakış açımızla yaklaşıyoruz ve bu nedenle insanların içinde bulunduğu duygu durumlarını her zaman anlamayabiliyoruz. kişi kendisinin hoşlandığı bir şeyden başkalarının da hoşlanacağını düşünebilir ya da tam tersi olabilir. tepkilerini de kendi duygularına göre verdiği için, karşısındakilerle anlaşmazlık yaşayabilir, çelişkiye düşebilir. bazı insanların empati kurmakta yetersiz oluşunu da sanırım bu şekilde açıklayabiliriz.
devamını gör...

ansızın gerçekleşir ve her şey senin dışında yaşamaya devam eder.
devamını gör...

az önce çaylak bir mısır'lı işçi arkadaşımızın ricası üzerine açmak istediğim başlıktır. yalnızca kendisi değil, birçok işçinin yevmiyesi verilmemiş.


merhabalar bu başlığı gündeme taşırsanız çok seviniriz. bizler firavun 2. ramses'in vefat etmesi üzerine nil deltasından apar topar getirtilmiş bir grup duvar işçisiyiz. adı parandes olan ve firavun 2. ramses'in çok yakın bir vassalı olan görevli, bize iki fıçı bira ödemeyi teklif etti, biz de kabul ettik. önce firavun'un ebatlarında alçıdan bir lahit dökmemizi istedi, dediklerini yaptık. ancak daha sonra işimiz olmamasına rağmen "bir zahmet mumyalayın da lütfen" dediler. bunu önce yapamayız, bizim ustalığımız dışında bir durum olduğunu söylediysek de bir fıçı bira daha teklif ettiler. yine kabul etmeyince mızraklı piyadeleri içeri çağırdı ve silah zoruyla yapmak durumunda kaldık. üstün körü mumyaladıktan sonra ücretlerimiz olan üç fıçı birayı istedik ancak oralı olmadılar ve bize resmen dalga geçer gibi "yaptığınız bu saçmalıktan bir de para mı istiyorsunuz! sizi kargılarımızla parçalamadan çıkın gidin buradan!" diyerek zorla piramitten dışarı attılar. bu kadar titiz bir işi neden saray görevlilerine değil de bizim gibi duvar ustalarına yaptırdılar bilmiyoruz. tek bildiğimiz, günlük yevmiyelerimizin verilmemesi. bu konuda hakkımızı arayacağız. sevgili okurlar #piramitişçilerinesesver tagine tweet atarlarsa seviniriz, olayı mahkemeye taşımak istiyoruz, desteklerinize ihtiyacımız var. teşekkürler.
devamını gör...

roman deyince victor hugo öne çıkar lakin balzac da onun gibi dünyanın en büyük romancılarından biridir. nitekim balzac, realizmin kurucularından ve en önemli temsilcilerinden biri sayılmaktadır.

valla adamda yok yok. bir kere yaşadığı dönemin fransa'sının her sınıfındaki insanını ve sosyal durumunu gözler önüne sermekte bir usta. bu insanları yani tipleri anlatırken de müthiş betimlemeleriyle evrensel nitelikte aktarıyor.

vadideki zambak en bilindik eseri lakin goriot baba- le père goriot (kitap), eugenie grandet, köylüler, sönmüş hayaller peşinde gibi eserleri de gayet önemli eserlerinden.
devamını gör...

ben edinin derim. burda çok farklı insanlar tanıyorsunuz bu size bir şeyler katar. ayrıca aynı zevklere ilgi alanlarına sahip olduğunuz insanlarla konuşmak güzel.
devamını gör...

ne kadar saçma insanlarsınız. merak etmeyin her z kuşağı kızlardan nude istemiyo, tiktok çekmiyo, ya da kekoluk yapmıyo.

tanım: benim.

ayrıca, 2000'den sonra doğduk diye neden kendini bilmez olduk lan?
devamını gör...

her dinlediğimde içinde kaybolduğum şarkı.
devamını gör...

kitabı okumayı şimdi bitirdim.

öncelikle bu kitabın öyle sıradan edebiyat kitapları gibi uzun betimlemeler ve psikolojik analizler içermeyeceğini başından beri biliyordum. çünkü kitapta salinger'in yarattığı karakterlerinin kendi dili yani daha doğrusu kendini ifade etme biçimi var. tutup bütün karakterleri tekdüze bir diyalog içerisinde bulamazsınız.

sonunun olmaması beni biraz düşünmeye itti. kendimi salinger'in yerine koydum hemen. kendi ifadesiyle biraz otobiyografik bir eser olduğunu ve çocukluğunun aşağı yukarı böyle geçtiğini biliyordum. bence kendisi de sonunu göremiyordu kitabı yazdığı tarihte. o yüzden hep bahsettiği ''sahtekarlar'' gibi okuyucuyu etkileyecek bir son yazmak yerine kendisi gibi davrandı ve samimi bir itirafla sonlandırdı kitabı. ''sakın kimseye bir şey anlatmayın. herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.''

2. dünya savaşı sırasında yaşadıkları, çarpışmalar, ölümler,kaos ortamı hatta savaş sonrası hastaneye yatıp psikolojik tedavi alması gibi olaylara rağmen 16 yaşındaki o hoyrat yanını yansıtması bana muazzam geldi. ki o dönem ki olaylarla alakalı kızına: ''ne kadar yaşarsan yaşa, yanan etin kokusunu burnundan hiçbir zaman tam olarak sökemiyorsun.'' demiş olmasına rağmen.

genel olarak zevk alarak okuduğum bir kitaptı. altını çizdiğim yer sayısı baya fazla onuda belirtmek isterim. belki de holden karakteriyle aramda çok benzerlikler olduğunu düşündüğüm için bu kadar sevdim. neyse okuyun.
devamını gör...

gün doğumu-gün batımı, yaz-kış, ayın evreleri gibi değişimlere dayanarak yaşamı bir şekilde zamansal ifadeye döktüklerini düşünüyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir martin scorsese filmidir.

martin scorsese ve robert de niro işbirliği tam dokuz film boyunca sürmüştür ve bu filmlerin hepsi de birbirinden güzeldir. birçok oscar adaylığı kazanan bu filmler içinde en özel olanlardan biri taxi driver’dır ama çoğu insanın düşündüğünün aksine bu film de niro’ya en iyi erkek oyuncu oscarı kazandırmamıştır. bu oscarı yine martin scorsese filmi olan the raging bull ile kazanmıştır usta oyuncu.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
travis bickle ruhumun aynasıdır, ruhumuzun aynası. üzerine en çok film yapılmış savaşlardan biri olan vietnam savaşının sağ kalanlara neler yaptığının ustaca bir anlatımıdır.

travis bickle topluma ayna tutar. işe yaramak isteyen, doğru ile yanlış hakkında fikri olan, savaş sonrası sendrom ile savaşmak için insomniayı seçen gececi bir taksi şoförünün hikayesidir.

travis bickle aynadan yansıyandır baktığımız zaman küçük bir kız çocuğunu kurtarmaya çalışan yaralı ve gururu kırılmış bir adamın hikayesidir. pornoya sığınan bu adam bir sapık değildir çünkü aşırı cinsellik insanı düşünmekten alıkoyar. travis bickle düşünmek istemez artık.

filmi izleyin ve aynanın karşısın geçip kendinize sorun: are you talkin’ to me? çünkü burda yalnızca ben varım.
devamını gör...

aklım silinse de tekrar izlesem dediğim filmlerden. billy karakterinde kendimi görmüştüm izlerken.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim