sokak argosunda, sevgiliye hitap etmenin başka bir çeşitidir. bence kulağa hiç hoş gelmiyor. onun yerine hitap edilebilecek birçok kelime varken neden “manita” dedirten başlık.
devamını gör...

şu teoriyi çürütün de siz de biz de rahatlayalım. ama oturduğunuz yerden çürütemezsiniz. zira bilimsel çalışmalar bu şekilde yapılmıyor.
tez-antitez-sentez,ispat, makale, intihal, hakemli dergi...
bu gibi kavramlar sizin için bir şey ifade etmiyor ise ancak elmayı çürütürsünüz.

muhafazakar, islami hassasiyeti olan ve evrim teorisinden hazzetmeyenlere şunu söyleyeyim; varsa bir bilimsel çalışmanız lütfen bizimle de paylaşın. bir de korkmayın bu kadar. bilmediğiniz, bilmediğimiz o kadar çok şey var ki...
hem ne diyor kitapta okuyun, akledin, düşünmez misiniz, ilim çinde de olsa gidin alın. değil mi?

o halde fen bilimleri açısından önce evrim teorisinin ne anlattığını anlamanız ondan sonra da varsa deliliniz ortaya koymanız gerekir. biyoloji, genetik, arkeoloji gibi bilim dalları bu konuda yardımcı olabilir.

islam ilimleri açısından da islam dininin evrenin oluşumu, türlerin kökeni ve gelişimi hakkında ne söylediğini, evrim teorisi ile islam dinin çelişip çelişmediğini ortaya koymanız, bunun için de sarf, nahiv, tefsir, kelam gibi ilimlerde söz sahibi olmanız gerekir.
sonuç olarak fenni ve islami ilimlere hakim olmadan bu konuda bir şey söyleyemezsiniz.
içeriğine vakıf olmadığınız konular hakkında konuşmak zorunda değilsiniz.
saygılar.
devamını gör...

için temiz olmadıktan sonra
hacı hoca olmuşsun, kaç para!
hırka, tespih, post, seccade güzel,
ama tanrı kanar mı bunlara?
ömer hayyam
devamını gör...

buralarda çok genç arkadaşlar var, onlar bilmez ama şöyle 15 yaşındayken cümlelerin altını çizdiğiniz kitap, 40 yaşındayken elinize geçtiğinde "vay benim gençliğim, neleri dert etmiş, neler onun yüreğini delip geçmiş, kitaptaki neleri içselleştirmiş" diye düşünüp bayağı hüzünleniyorsunuz... sanki 15 yaşınızdaki halinizden bugünlere ulaşmış bir mesaj gibi oluyor... tuhaf bir his..
devamını gör...

kafanıza göre milleti terörist ilan etmeyi tahminen ne zaman bırakırsınız?
biri size göre ters bir laf edince laps diye terörist damgası vuruyorsunuz.
tanım:bir şeye karşı çıkmak veya herhangi bir şeyi protesto etmek teröristlik değildir :)))))
devamını gör...

trollük yapıp, büyük önder atatürk ve kurtuluş savaşı ile ilgili boş beleş, aşağılamaya çalışan başlık açanı/ buna destek atanı engeller geçerim. onları okumak için bi sn fazladan ayırmam.
devamını gör...

muhteşem bir cahit sıtkı tarancı şiiridir.


desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır,
rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
sende tattım yemişlerin cümlesini.

desem ki sen benim için,
hava kadar lazım,
ekmek kadar mübarek,
su gibi aziz bir şeysin;
nimettensin, nimettensin!
desem ki...
inan bana sevgilim inan,
evimde şenliksin, bahçemde bahar;
ve soframda en eski şarap.
ben sende yaşıyorum,
sen bende hüküm sürmektesin.
bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
günlerden sonra bir gün,
şayet sesimi farkedemezsen,
rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
bil ki ölmüşüm.
fakat yine üzülme, müsterih ol;
kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
ve neden sonra
tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
hatırla ki mahşer günüdür
ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
devamını gör...

açık adresler ve tc numaraları ile birlikte yazılırsa daha da makbule geçecek olan bilgi.

yeni bir saadet zinciri yahut çiftlik bank olayı için hazırız. "üçgen biçiminde birbirimize takabiliriz" artık.
devamını gör...

bizim mahallenin imamı çalışkan adamdı. kapı kapı dolaşır çocukların kuran kursuna gitmesi için ailelerle görüşürdü. görüşmeyi anneannemin bulunduğu bir zaman dilimine denk getirince doğal olarak başarılı oldu. anneannem; ''dinini öğrensin çocuk. gitsin tabi !'' diyerek, bizim top sahası hayallerimizi, caniggia olma beklentilerimizi moria madenlerinin dibine gömdü. neyse efendim başladık tabi biz kursa. bin bir tembihle evden çıkıp camiye gidiyoruz. yalnız benim bir kusurum var. ben solağım. yani o zamana kadar bunun bir kusur olduğunu pek bilmiyordum tabi. imam efendi sağ olsun benim kusurlu bir yaratık olduğumu o süreçte öğretti bana. adamın gözü sürekli benim üstümde, sol elimi kaldırdığım an kaşları kalkıyor. usulca indiriveriyorum o anarşist kolu ve sağ el ile çeviriyorum sayfaları. öyle böyle derken bir an daldık işte, sol elimizi kullandık. anarşist kolumun bu haltı yemesi yüzünden, imam efendi ''kızılcıklar oldu mu?'' türküsünün girizgahını yapıverdi. bizim kuşak iyi bilir bu türküyü * kızılcık sopası diye bir gerçeklik var o dönemde. ha orada şöyle bir durumda var, sopa kızılcıktan yapılmış olmasa dahi kızılcık sopasıdır o. değişmez adı. etkisi kızılcıktır.

eh hal böyle olunca uzattık elleri. tabi bu işin sistematiği mühim. ellerin parmak uçları yukarı doğru gelecek vaziyette uzatılması gerekiyor. şılak, şılak, şılak... yalnız dikkatimi çeken şu oldu ki imam efendi sol elime daha bir aşkla ve şevkle vuruyor. o gün kan kustuk ama kızılcık şerbeti içtik resmen. gidip de evdekilere durumu falan anlatmadık. kızılcık işi böyledir. sopasını yersin, şerbetini içerisin ondan sonra da çaktırmadan odana gidersin. tabi benim içime dert oldu bu durum. kursa gidiyorum geliyorum, sağ elimi yani efendi ve mümin elimi güzelce kullanıyorum ama durumu bir türlü kabullenemiyorum. başlarım dedim böyle işe, hocanın gözünün içine baka baka kullanmaya başladım solumu. biliyorum ki, fırlayıp gelecek ama ben ondan önce fırladım ve başladım koşmaya. o gün ben johnson gibi koşuyorum. carl lewis gibi üç adım atlıyorum. en sonunda hoca pes etti. ıslık çala çala evin yolunu tuttum. isyanın ve kurtuluşun haklı gururunu yaşıyordum. ama o da ne? bizim sokağa girdiğimde evin önünde beni kim bekliyor dersiniz? bizim çalışkan imam. neyse bu seferde sol kulağı verdik kiraya. güzel güzel çekiştirerek götürdü beni camiye. tabi bana laflar hazırlamış. çekiş gücü ile birlikte dinleyince kulağa farklı bir giriyor söylenenler. *

ceza aldık elbette. camiyi yıkama görevini verdi bana. ''camiyi yıka!'' demişti eliyle avluyu işaret ederek. aslında cami avlusunu kast ettiğini anlamıştım lakin aptala yatmak elzem olmuştu. önce güzelce hortumla avluyu elden geçirdim. sonra etrafı kolaçan ettim ve caminin içini de misler gibi yapmak için gerekli adımı attım. sol elim, lanetli elim hortumu istemsizce (!) ve hunharca kullanıyordu. tabi sonra yine vınnn!

diğer ayrıntılara çok girmeden olayın sonuna gelelim. eve kaçış, mevzuyu anneye babaya anlatış. bu sefer kan kusup kızılcık şerbeti içmemiştim, olayı olanca yalın bir şekilde anlatmıştım. hocanın gelişi, babamın yalandan azarlayışı, kapı kapandıktan sonra da hafif bir göz kırpıp hadi odana git deyişi. böylece kuran kursu maceram saygı duruşu ve istiklal marşı ile bitmiş oluyordu. tüm duaları öğrenmiş bir şekilde caniggia olma hayallerime geri dönebilirdim. ertesi gün ilk işim boş arsada top koşturmak oldu.
devamını gör...

güvenlik nedeniyle daha önce açıklanmamış olan gara'ya kaçırılan 13 vatandaş başından ve omzundan vurularak şehit edilmiştir.

millî savunma bakanı hulusi akar: “kontrol altına alınan mağarada masum ve silahsız vatandaşlarımızdan birinin omzundan, diğer 12 vatandaşımızın başlarından vurularak şehit edildikleri tespit edilmiştir. böylece pkk’nın kalleş ve cani yüzü bir kez daha görülmüştür.”

buradan
devamını gör...

2003 yılında istanbul'da yaşanmış olan bir hadise. daha önce sokakta hayat kadını olarak çalışan 40 yaşındaki bir kadın 50 milyara bir otobüs satın alıp içine kabinler ve duşlar yaptırdı. eski tip bir 302'den müşterilerini duraktan alıp duraklara bırakan mobil bir genelev yarattı. bu olay o yıllarda epey gündem olmuştu. ilgili haberi şöyle bırakalım:www.hurriyet.com.tr/gundem/...
devamını gör...

şu an dünyayı dolaşmak üzere yola çıkmış olmak isterdim.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

evet kamil.
devamını gör...

en uyuz olduğum insandır.
telefon iletişim içindir, naz niyaz için değil.
ben hepsine bakarım, herkes de benim telefonuma bakacak.
müsait değilse ilk fırsatta dönecek.
telefona bakmak benim için insanı tanıma kriteridir. iletişime önem vermeyen insan ile ne iş olabilir ki?
devamını gör...

insan sever bir kere - ezginin günlüğü
devamını gör...

sabahçıyım okula gelmişim serviste
uyukalmışım arkadaşımla gezerken
mis gibi mis gibi kızartma kokuyor
mis gibi mis gibi kızartma kokuyor
oh oh çay da yanında
oh oh çay da yanında
kahvaltı sofrası tamam
ama benim karnım hala aç
eve gitsem de bir güzel kahvaltı yapsam
ding dan don
ahanda ahanda zil çaldı
ahanda ahanda zil çaldı
derse girmem gerek
kızartmayı unutmam gerek
çayı içmemem gerek
gerek gerek
allah allah gereeeeeeek
devamını gör...

eteğin altına çok yakışan ayakkabı.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

susamlı olanı değil de sade(susamsız),hafif sert ve üstünde çörek otlu olanını daha çok sevdiğim, işin püf noktasının mahlep ve sirke de olduğu simittir.

aynı zamanda kandilin olmazsa olmazı.
devamını gör...

tanimlamalarini gizliden gizliye takip ettigim, asiri tatli, sohbeti asiri guzel olan cağnım yazarimdir.yazdiklarini keyifle okumakla beraber kibarligiyla da gonlumu fethetmistir. hep yazsin ben de hep okuyayim, arada bir de ozelden de dürtsun ama! kahveli sohbetlere hep beklerim. ıyi ki var...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim