nickaltına gelen tanımı hemen oylamamak
çalan kapıyı,çalan telefonu açmamak gibi bir şey.
hiç benlik değil.
görünce oylar,ardından favoriye alır, hızımı alamaz ardından dmden teşekkür mesajı yazarım çiçekli böcekli.
bizde böle.
hiç benlik değil.
görünce oylar,ardından favoriye alır, hızımı alamaz ardından dmden teşekkür mesajı yazarım çiçekli böcekli.
bizde böle.
devamını gör...
harbinger
müjdeci anlamına gelen harbinger, z kuşağı tarafından sevilen bir kelime harbincır olarak sanal dünyada yerini almıştır.
“kuzguncuk şirin yerdir ve gayet nefis yapar gül reçelini pansiyoncu madam” ile nazım hikmet
“vişne bahçeleriyle dolu, neşeli bir şehre benzerdi senin sesin” ile didem madak
“kuzguncuktaki vişne, bak şu dünyanın işine!” ile can yücel harbinger’i daha iyi açıklar müjdeli mısralarında.
tubular bells adlı albümüyle dünya çapında tanınan mike oldfield’in "music of the spheres" albümünün açılış parçası olarak da bilinir harbinger.
superman, batman, wonder woman, green lantern, supergirl, flash, aquaman karakterlerini yaratan dc comics'in harbinger isimli bir kadın kahramanı da vardır.
zaman içinde oyunlarda harbinger bir savaşçı kadın karakter olarak epey tutulmuştur.
trolleri geldiklerine pişman eden, ateş kılıçları ile ünlü hi my i run karakteri de harbinger’i anımsatmaktadır.

amerikalıların yavru kedilerine sıkça verdikleri bir isimdir harbincır…malum mart ayında kedilerimiz gece gündüz çalışıyor, yakında yavruları olur, isim koyarız. *
#519314 ice ve kontes… yanına harbincır kıymetlimis gelebilir belki.
simurg olarak da bilinen zümrüd-ü anka her uçuşa kalktığında, bitkiler tohumlarını döker ve insanların tüm hastalıklarını tedavi eden yeni bitkiler kök salar...bu kuşu mahlas olarak seçen favori yazarlarımıza ne mutlu.
“gel davam ol
gel deva'm ol
bir müjdeci anka gibi
o'na (c.c.) yar ol, bana yaren ol” - beyzade serdengeçti.
çiçekler baharın müjdecisidir, dostlarınız çiçek gibi harbinger olsun.
“kuzguncuk şirin yerdir ve gayet nefis yapar gül reçelini pansiyoncu madam” ile nazım hikmet
“vişne bahçeleriyle dolu, neşeli bir şehre benzerdi senin sesin” ile didem madak
“kuzguncuktaki vişne, bak şu dünyanın işine!” ile can yücel harbinger’i daha iyi açıklar müjdeli mısralarında.
tubular bells adlı albümüyle dünya çapında tanınan mike oldfield’in "music of the spheres" albümünün açılış parçası olarak da bilinir harbinger.
superman, batman, wonder woman, green lantern, supergirl, flash, aquaman karakterlerini yaratan dc comics'in harbinger isimli bir kadın kahramanı da vardır.
zaman içinde oyunlarda harbinger bir savaşçı kadın karakter olarak epey tutulmuştur.
trolleri geldiklerine pişman eden, ateş kılıçları ile ünlü hi my i run karakteri de harbinger’i anımsatmaktadır.

amerikalıların yavru kedilerine sıkça verdikleri bir isimdir harbincır…malum mart ayında kedilerimiz gece gündüz çalışıyor, yakında yavruları olur, isim koyarız. *
#519314 ice ve kontes… yanına harbincır kıymetlimis gelebilir belki.
simurg olarak da bilinen zümrüd-ü anka her uçuşa kalktığında, bitkiler tohumlarını döker ve insanların tüm hastalıklarını tedavi eden yeni bitkiler kök salar...bu kuşu mahlas olarak seçen favori yazarlarımıza ne mutlu.
“gel davam ol
gel deva'm ol
bir müjdeci anka gibi
o'na (c.c.) yar ol, bana yaren ol” - beyzade serdengeçti.
çiçekler baharın müjdecisidir, dostlarınız çiçek gibi harbinger olsun.
devamını gör...
24 ağustos 2021 türkiye hollanda voleybol maçı
şiir gibi maç olmuş, milli takımımızın cânım kadınlarının 3-0 galibiyetiyle sonuçlanmıştır. helal olsun, gönülden tebrikler.
devamını gör...
türkçenin katledilmesi
"türkçenin" kelimesinin kesme işareti ile ayrılmadığını bilmeyen kişinin isyanıdır.
devamını gör...
ülkede soğuktan ve açlıktan insanlar ölürken kedi mamasını dert eden tip
duyar kasıcam derken saçmalayan yazar beyanıdır. benim gözümde bir insanın canıyla bir hayvanın canının birbirinden farkı yoktur. ikisi de candır çünkü,acı çeker,aç kalır,üşür. ama hayvanlar kendini ifade edemez işte sorun burda. bir insanın sokakta donarak aç bir şekilde ölmesi maalesef ki hepimizin ayıbı belki de ama insan kendini ifade edebilir belki birinin kapısını çalsa yardım alabilir ama hayvanlar kendini ifade edemiyor işte. onların söyleyemediği sözcükler olmak zorundayız biz o yüzden düşünüyoruz sürekli kedi maması osu busu. söylememiz tartışmamız sorgulamamız gereken şey bir ''canın'' sokakta donarak ,açlıktan ölmesi. kedi veya insan fark etmez. bunu anladığımızda belki hiçbir can bir daha donarak ölmeyecek.
devamını gör...
kereviz seven yazarlar derneği
..
devamını gör...
ölürüm sana
tarkan'ın aynı isimli albümünün aynı isimli üçüncü şarkısı. sadomazo eğilimli ilginç senaryoya sahip bir klibi vardı, klibin sonu ise sürprizli bitiyor.
devamını gör...
can yücel
şiirin bir kısmını koyayım şuraya dedim; yetmedi. *
özledim seni…
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin…
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
yokluğun,
hatırladıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
sabahları seni okşayarak başlamaları
akşamları her işi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü…
nasıl da serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
”git artık” demek
”beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa”
demek sana ne de zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karşılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden…
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek….
can yücel
özledim seni…
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin…
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
yokluğun,
hatırladıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
sabahları seni okşayarak başlamaları
akşamları her işi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü…
nasıl da serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
”git artık” demek
”beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa”
demek sana ne de zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karşılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden…
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek….
can yücel
devamını gör...
yunan alfabesi
çocukluğumdan beri kiril okuyabildiğim için lise yıllarımdayken elime fono yayınlarının yunanca sözlüğünü almamla yarım saat içerisinde okumayı söktüğüm alfabedir. ama dili bilmeyip sadece okumanın hiçbir esprisi yok.
(bkz: okuyabiliyorum ama bilmiyorum)
ama şöyle güzel bir tarafı da olmuştu. 2012 yılında amasya müzesini gezerken rehberimiz ''yunanca olduğunu'' iddia ettiği lahitlerin önüne geçip ''işte bu zeus'un, bu afrodit'in'' gibisinden poz kesiyordu. ben de lahitlerin üzerindeki yazıtlara şöyle bir göz gezdirdim, hiç afrodit mafrodit değil yani. bildiğin maşallah, allah filan yazıyor. sonra daha dikkatli bakınca, adının daha sonrasında karamanlıca olduğunu öğreneceğim, türkçe ile yazılmış olduğunu fark ettim. sonrasında da ''sen kimi yiyon, burada türkçe yazıyor. al bak burada maşallah yazıyor, şurada şu yazıyor'' gibisinden adamı herkesin ortasında rezil kepaze etmiştim. şu alfabeyi bilmesek mezar taşlarını zeus diye yutturacaktı.
(bkz: dedemizin mezar taşını okuyamıyoruz)
(bkz: okuyabiliyorum ama bilmiyorum)
ama şöyle güzel bir tarafı da olmuştu. 2012 yılında amasya müzesini gezerken rehberimiz ''yunanca olduğunu'' iddia ettiği lahitlerin önüne geçip ''işte bu zeus'un, bu afrodit'in'' gibisinden poz kesiyordu. ben de lahitlerin üzerindeki yazıtlara şöyle bir göz gezdirdim, hiç afrodit mafrodit değil yani. bildiğin maşallah, allah filan yazıyor. sonra daha dikkatli bakınca, adının daha sonrasında karamanlıca olduğunu öğreneceğim, türkçe ile yazılmış olduğunu fark ettim. sonrasında da ''sen kimi yiyon, burada türkçe yazıyor. al bak burada maşallah yazıyor, şurada şu yazıyor'' gibisinden adamı herkesin ortasında rezil kepaze etmiştim. şu alfabeyi bilmesek mezar taşlarını zeus diye yutturacaktı.
(bkz: dedemizin mezar taşını okuyamıyoruz)
devamını gör...
yoldaş bakkal rozet önerileri
(bkz: barney stinson) lütfen iko duy sesimizi. karması hiç önemli değil, yap şöyle afili bir şey alalım yahu.*
devamını gör...
safra bastırmak
sadece açlığını bastıracak kadar beslenen insanları anlatmak için kullanılan bir deyim.
devamını gör...
kafa sözlük
an itibariyle akışında bir tane bile bilgi içerikli tanım olmayan sözlük. sağlık olsun. zaten wikipedia mı burası. neyse ben geldim buralardayım. herkese selam. *
devamını gör...
kitap alıntıları
"dindarlığınızı tanrı’ya gösterin, bana insanlığınız lazım!”
böyle buyurdu zerdüşt-friedrich nietzsche
böyle buyurdu zerdüşt-friedrich nietzsche
devamını gör...
kitap okuyan insanı belli eden detaylar
bilemezsin ki. kendini size hangi maskesiyle takdim ediyorsa o şekilde tanırsınız. kendini saf gibi çok birşey bilmez gibi tanıtıyorsa? ama haftada bir kaç kitap okuyorsa? bu yüzden akıcı konuşmaya katılmıyorum. hala akıcı konuşamayan ve telaffuzunda, çok kitap okumasına rağmen, bozukluk olan kişiler var. biri ben.
devamını gör...
lichess
sadece online satranç oynama fırsatıyla değil sade arayüzü, reklam içermiyor oluşu ve sayısız pratik yapma imkanıyla da gözdem olan site ve uygulama. stratejik hamleler ve bakış açısı geliştirmek için harika. dar vakitlerde birkaç hamlelik pratiklerini bayıla bayıla oynuyorum.
oyuncu performansını istatiksel olarak sunan bir sekmesi de mevcut. tabii bu kısmı yalnız hesap sahibi görebiliyor. pratikler sonunda yanlış ve doğru hamleleri açıklayan bir metin beliriyor, tespit açısından büyük kolaylık. insan bazen ne yapsa kendi kendine göremiyor çünkü. bu yönleriyle de oldukça kullanışlı bir uygulama benim için.
oyuncu performansını istatiksel olarak sunan bir sekmesi de mevcut. tabii bu kısmı yalnız hesap sahibi görebiliyor. pratikler sonunda yanlış ve doğru hamleleri açıklayan bir metin beliriyor, tespit açısından büyük kolaylık. insan bazen ne yapsa kendi kendine göremiyor çünkü. bu yönleriyle de oldukça kullanışlı bir uygulama benim için.
devamını gör...
kendime not
ben kitaptan anlamam. o kadar çok şey yazılmış ki, okumaya nereden başlayacağımı bilemem. kafam karışır.
güneşin doğuşunu izleyip, yağmurda ıslanmaktan da anlamam. yağmur yağdığında sokağa salmazdı annem, hasta olursun derdi.
o nedenle böyle şeyler romantik gelmez bana. arabalar geçiyor, su sıçratıyor zaten. leş gibi oluyorsun. nasıl romantikliktir ki bu.
ama, sen istersen değil güneşin doğuşunu izlemek, senin için gider şu doğan güneşi balçıkla sıvamaya çalışırım. haa yapabilir miyim ? hayır..
yine de en azından sen istedin diye denedim derim...
güneşin doğuşunu izleyip, yağmurda ıslanmaktan da anlamam. yağmur yağdığında sokağa salmazdı annem, hasta olursun derdi.
o nedenle böyle şeyler romantik gelmez bana. arabalar geçiyor, su sıçratıyor zaten. leş gibi oluyorsun. nasıl romantikliktir ki bu.
ama, sen istersen değil güneşin doğuşunu izlemek, senin için gider şu doğan güneşi balçıkla sıvamaya çalışırım. haa yapabilir miyim ? hayır..
yine de en azından sen istedin diye denedim derim...
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
ben aşk hayatımda iflah olmaz bir kaos bağımlısıyım. buhranlı, kaotik, depresif, varoluş bunalımı hiç geçmeyen adamları hayatıma alıp kendi buhranlarımı da onlara katıp sürekli felaket ötesi ilişkiler yaşamaktan içten içe keyif alıyorum.
çok yazdırıyor çünkü, tutku, hasret, buhran, mutsuzluk bunlar çok yazdırıyor insana... mutlu aşkların şiiri olur mu ki?
belki de şiire olan tutkum yüzünden toksik ilişkilere bu kadar tutkunum bilmiyorum.
aslında hayatta bir eşik var, bir yol ayrımı var. sanki bir kere insan yanlış yola girince bir daha dönemiyor. belki de bende çok uzun zamandır yanlış yoldayımdır. zamanında sağlıklı, düzgün ve mükemmel ilişkimi yarı deli ve oldukça bencil bir deha için heba ettikten sonra bir daha dikiş tutmadı aşk hayatım. aslında dikiş tutsun da istedim mi bilmiyorum...
sonuç olarak artık mutlu bir ilişkim olacağına da pek inanmıyorum.
çok yazdırıyor çünkü, tutku, hasret, buhran, mutsuzluk bunlar çok yazdırıyor insana... mutlu aşkların şiiri olur mu ki?
belki de şiire olan tutkum yüzünden toksik ilişkilere bu kadar tutkunum bilmiyorum.
aslında hayatta bir eşik var, bir yol ayrımı var. sanki bir kere insan yanlış yola girince bir daha dönemiyor. belki de bende çok uzun zamandır yanlış yoldayımdır. zamanında sağlıklı, düzgün ve mükemmel ilişkimi yarı deli ve oldukça bencil bir deha için heba ettikten sonra bir daha dikiş tutmadı aşk hayatım. aslında dikiş tutsun da istedim mi bilmiyorum...
sonuç olarak artık mutlu bir ilişkim olacağına da pek inanmıyorum.
devamını gör...
üç frenk havası radyo yayını
merakla beklediğim yayın.
dinliyor olacağım.
dinliyor olacağım.
devamını gör...
cinsel ilişki olmadan ilişki yürür mü sorunsalı
cinsellik olmadan ilişkinin kat edeceği mesafenin tartışıldığı başlık.
evet, yürür gider.
o kadar uzaklaşır ki gözden kaybolur. bir daha ulaşamayabilirsiniz.
evet, yürür gider.
o kadar uzaklaşır ki gözden kaybolur. bir daha ulaşamayabilirsiniz.
devamını gör...