gece buzdolabını açıp hiçbir şey almadan kapatmak
sadece gece yapılmadığını düşündüğüm eylem.
ben canım sıkıldıkça buzdolabının kapağını açıyorum, genel olarak bir şeyler almadan da kapatmıyorum.
ben canım sıkıldıkça buzdolabının kapağını açıyorum, genel olarak bir şeyler almadan da kapatmıyorum.
devamını gör...
coğrafyacıların çocuklarına isim önerileri
kader
(bkz: çoğrafya kaderdir)
(bkz: çoğrafya kaderdir)
devamını gör...
normal sözlük'e bir daha gelinse alınacak nickler
(bkz: hi my ayran)
devamını gör...
spordan sonra oluşan kas ağrısı
tuhaf bir şekilde haz veren ağrıdır
devamını gör...
yazarların bugüne kadar hissettiği en büyük fiziksel acı
işte benim başlığım.
hangisini anlatsam bilemedim. eşekten çifte yedim tam karnımın ortasına, parmak kadar sivri cam girdi ayağıma, üzerime duvar yıkıldı, ağaçtan düştüm, merdivenden tekerlendim.
evet küçükken biraz yaramazdım.
hangisini anlatsam bilemedim. eşekten çifte yedim tam karnımın ortasına, parmak kadar sivri cam girdi ayağıma, üzerime duvar yıkıldı, ağaçtan düştüm, merdivenden tekerlendim.
evet küçükken biraz yaramazdım.
devamını gör...
binali yıldırım'ın 4 yıl önce yaptığı konuşmayı erdoğan'ın yapması
şey oluyor o zaman, erdoğan ile binali aynı kişi mi? bunlar bizimi trollüyor?*
şaka maka o kadar danışman'a boşu boşuna para veriyolar demek ki.
resmen fiyasko lan bu. tamam liyakat falan aramıyoruz kardeşim ama biraz özgün olun be.
şaka maka o kadar danışman'a boşu boşuna para veriyolar demek ki.
resmen fiyasko lan bu. tamam liyakat falan aramıyoruz kardeşim ama biraz özgün olun be.
devamını gör...
kaba olmayı komik sanmak
akran zorbalığı
recep ivedik türevleri
yontulmamış heriflerin romantize edilmesi
doğallığın b*kunun çıkarılması.
recep ivedik türevleri
yontulmamış heriflerin romantize edilmesi
doğallığın b*kunun çıkarılması.
devamını gör...
nisan
turgut uyar'ın dizelerini hatırlatan aydır.
bir eski şarkı, bir eski bahar, bir bildik deniz
vakit nisan ortasında bir akşam..
tamamı için
bir eski şarkı, bir eski bahar, bir bildik deniz
vakit nisan ortasında bir akşam..
tamamı için
devamını gör...
eraa
şahsımı tenhada kıstırıp üstün dövüş tekniklerini narin bedenimde kullanmakla tehdit edip moderatörlüğü kapmıştır.
aynı zamanda dövüş sporları ile alakalı tanımlar girerek tehdidini diri tutmakta.
şaka şaka.
kendisi eskilerin meşhur bir sözlüğünün efsaneleşmiş moderatörlerindendir.
hoş gelmiştir.
iyi ki gelmiştir.
aynı zamanda dövüş sporları ile alakalı tanımlar girerek tehdidini diri tutmakta.
şaka şaka.
kendisi eskilerin meşhur bir sözlüğünün efsaneleşmiş moderatörlerindendir.
hoş gelmiştir.
iyi ki gelmiştir.
devamını gör...
bir kişiye hem sabah güneşi hem de akşam güneşi vuruyorsa o kişi nedir sorunsalı
dünyalıdır.
devamını gör...
ilişkilerin son zamanlarda hızlı tükenme sebebi
o kadar doğru ki. alışmışız bilinçsiz bir şekilde her şeyi tüketmeye, bazen bunun farkına bile varamamaya. en kötüsü de birbirimizi tüketir olmuşuz. sevgi gibi güzel bir şeyi bile tüketim olarak görmüşüz. bir de tahammülümüz kalmamış artık kimseye. o gelmiş, bu gitmiş ne fark eder.
devamını gör...
bir siyasal islamcı geleneği olarak ağlamak
siyaset yaparken kafayı değil kalbi hedef almaktır. düşünmeyen toplumlarda işe yarar.
devamını gör...
bir yakınını kaybetmek
2003 yılının mart ayında dedemi akciger kanserinden kaybetmiştim. başıma hep kötü bir şey gelse keşke yanımda olsaydı dedem derdim. mart aylarını hiç sevmez, yatağımın hemen karşısındaki alana onunla olan bir fotoğrafımı asarım. o ordaymıs da beni izliyormuş hissini sevdiğim için. sizi her koşulda seven ve sizi her şeyden herkesten koruyan birini kaybetmek belki de başınıza gelebilecek en kötü şey. o aslında senin her şeyin ama bir daha geri gelmeyecek hissiyatı...
devamını gör...
vajinismus
çok ciddi sıkıntılı bir durum. eminim bu dertten muzdarip bir çok kadın, gizli gizli sanki utanılacak bir şeymiş gibi okuyacak, hatta belki bu satırları bile okuyacak. umarım okur ve bunun olağan bir durum olduğunu kabul eder, üzerindeki o yükü birazcık olsun hafifler.
bunun altında tam olarak ne yatıyor bilmiyorum, bir çok değişken sebep olabilir. acı çekeceğim düşüncesi, ya da korkutulmak, utanmak filan değil sadece, emin olabilirsiniz. bunların hiçbiri bende yoktu, ama 8 ay kadar uğraştırdı beni de.
ben nedense bir mahçubiyet, önemsizlik, değersizlik hissine kapılmıştım. korkuyordum, ağlıyordum. eşlere büyük iş düşüyor. eşim ilk zamanlar çok olağan karşılanmıştı. ama sonrasında bazı sızlanmaları oldu, ne kasıyorsun kendini, korkulacak ne var, bir şey mi saklıyorsun, bu kadar tecrübesiz olduğunu tahmin edememiştim, bana da kendimi kötü hissettiriyorsun, aman ne kıymetliymiş, dünya üzerindeki tek kadın sen misin, amma büyüttün yaaa vs vs. kendimi kaybedene kadar içtiğim oldu, hani olsun bitsin bari ben de kendimi kasmamış olurum, fark etmeden biter bu iş diye.. yine olmadı.utancımdan kimseye durumu anlatamadım ama hırs yaptım, eşimin söyledikleri ağır gelmişti. şu iş bi bitsin boşanacağım diye koymuştum kafaya. salaklık işte ne alakası var di mi ama sanki o iş olmadan boşanmam bile mümkün değildi. kime ne anlatabilirim ki diye düşünüyordum. güya canım cicim ayları, işkence çekiyordum resmen. göstermelik olarak mutluydum. kafam allak bullaktı. 6 ay sonra doktora gitmeye karar verdik. muayene sonrası, kasılma durumunun benim irademle olmadığını 'tecavüze bile uğrayamayacağımı' tamamen psikolojik bir durum olduğunu anlattı.
ikimiz de ayrı ayrı psikolojik destek de aldık. inanır mısınız bilmiyorum, hipnoz seanslarına da gittim. hayatımız olağan akışında devam etti. 2 ay sonrasında amaca ulaşmıştık.
anlatmak istediğim, evet küçük denilebilecek bir yaşta evlenmişim, ama evlenmeden önce kısmi tecrübelerim olmuştu, eşimle de olmuştu, ailemden hiç baskı görmedim, bu durumla uğraşırken üniversiteden yeni mezun olmuş, iyi de bir iş bulmuştum. psikolojik olarak bu durumu tetikleyebilecek hiçbir neden bulamıyordum. benim başıma gelmez sanıyordum, herkesin başına gelebiliyor. kendinizi önemsiz, değersiz, beceriksiz hissetmeyin lütfen. herşeyden önemlisi, cinsel birleşmeye büyük bir anlam yüklemeyin, yemek yemek kadar insani bir şey, bunu kabul edin. bir anormallik hissettiğiniz an benim gibi bekleyip, psikolojinizi bozmadan profesyonel destek alın. çok ama çok hızlı çözülecek, inanın.
bunun altında tam olarak ne yatıyor bilmiyorum, bir çok değişken sebep olabilir. acı çekeceğim düşüncesi, ya da korkutulmak, utanmak filan değil sadece, emin olabilirsiniz. bunların hiçbiri bende yoktu, ama 8 ay kadar uğraştırdı beni de.
ben nedense bir mahçubiyet, önemsizlik, değersizlik hissine kapılmıştım. korkuyordum, ağlıyordum. eşlere büyük iş düşüyor. eşim ilk zamanlar çok olağan karşılanmıştı. ama sonrasında bazı sızlanmaları oldu, ne kasıyorsun kendini, korkulacak ne var, bir şey mi saklıyorsun, bu kadar tecrübesiz olduğunu tahmin edememiştim, bana da kendimi kötü hissettiriyorsun, aman ne kıymetliymiş, dünya üzerindeki tek kadın sen misin, amma büyüttün yaaa vs vs. kendimi kaybedene kadar içtiğim oldu, hani olsun bitsin bari ben de kendimi kasmamış olurum, fark etmeden biter bu iş diye.. yine olmadı.utancımdan kimseye durumu anlatamadım ama hırs yaptım, eşimin söyledikleri ağır gelmişti. şu iş bi bitsin boşanacağım diye koymuştum kafaya. salaklık işte ne alakası var di mi ama sanki o iş olmadan boşanmam bile mümkün değildi. kime ne anlatabilirim ki diye düşünüyordum. güya canım cicim ayları, işkence çekiyordum resmen. göstermelik olarak mutluydum. kafam allak bullaktı. 6 ay sonra doktora gitmeye karar verdik. muayene sonrası, kasılma durumunun benim irademle olmadığını 'tecavüze bile uğrayamayacağımı' tamamen psikolojik bir durum olduğunu anlattı.
ikimiz de ayrı ayrı psikolojik destek de aldık. inanır mısınız bilmiyorum, hipnoz seanslarına da gittim. hayatımız olağan akışında devam etti. 2 ay sonrasında amaca ulaşmıştık.
anlatmak istediğim, evet küçük denilebilecek bir yaşta evlenmişim, ama evlenmeden önce kısmi tecrübelerim olmuştu, eşimle de olmuştu, ailemden hiç baskı görmedim, bu durumla uğraşırken üniversiteden yeni mezun olmuş, iyi de bir iş bulmuştum. psikolojik olarak bu durumu tetikleyebilecek hiçbir neden bulamıyordum. benim başıma gelmez sanıyordum, herkesin başına gelebiliyor. kendinizi önemsiz, değersiz, beceriksiz hissetmeyin lütfen. herşeyden önemlisi, cinsel birleşmeye büyük bir anlam yüklemeyin, yemek yemek kadar insani bir şey, bunu kabul edin. bir anormallik hissettiğiniz an benim gibi bekleyip, psikolojinizi bozmadan profesyonel destek alın. çok ama çok hızlı çözülecek, inanın.
devamını gör...
ilkokulun vazgeçilmezleri
kokulu silgi.
devamını gör...
kalp ritmini hızlandıran şeyler
-kendi sacma usengecliginden dolayi nasil olsa yetisirim diye gittigin yerde yollarin kapanmasi veya trafik olması gibi sebeplerle gec kalacagini hissetmek.
-firinda birseyleri pisirdiginde kokusunun gelmesiyle unuttugunu hatirlamak.
-her hangi bir yerden ayrildiktan sonra telefonunu bulamamak.
-ve yine telefonun elinden dusunce anlik sokla yakalamak yerine slow motionda onun yere cakildigini izlemek.
-doktor randevuna gidecekken randevunun baska gecmis bir tarihte oldugunu farketmek.
-firinda birseyleri pisirdiginde kokusunun gelmesiyle unuttugunu hatirlamak.
-her hangi bir yerden ayrildiktan sonra telefonunu bulamamak.
-ve yine telefonun elinden dusunce anlik sokla yakalamak yerine slow motionda onun yere cakildigini izlemek.
-doktor randevuna gidecekken randevunun baska gecmis bir tarihte oldugunu farketmek.
devamını gör...
ssg vs yoldaş benjamin franklin
ssg artık yok kardeş!
ssg sevdiğimiz bir abimizdi
janti adamdı, adabı giyinmeyi çok iyi bilirdi, mesela ben bilmem!
çok gülerdi, ben gülmem!
bu kapıdaki arkadaş abi ifade özgürlüğü dediğinde, sırtını dönerdi. ben dönmem!
agop abi beni yazar yap dediğinde, dalga geçerdi. ben geçmem!
ssg sevdiğimiz bir abimizdi ama sözlükten adam uçurmayı da bir tuhaf yapardı
ne varsa elinde yine döner dolaşır onun kendi fikrinde adamlar elinde kalırdı. benim kalmaz!
bizde entry başlığa konur, herkes ihtiyacı kadarını okur!
ssg silahını kanzuka taşıtırdı, ben silahımı saklamam!
abim bu masaya şöyle fiyakalı ama birazda yamuk otururdu.
ben arkamı arkadaşlara verince şöyle bir yaslanırım geriye!
ssg sevdiğimiz bir abimizdi
janti adamdı, adabı giyinmeyi çok iyi bilirdi, mesela ben bilmem!
çok gülerdi, ben gülmem!
bu kapıdaki arkadaş abi ifade özgürlüğü dediğinde, sırtını dönerdi. ben dönmem!
agop abi beni yazar yap dediğinde, dalga geçerdi. ben geçmem!
ssg sevdiğimiz bir abimizdi ama sözlükten adam uçurmayı da bir tuhaf yapardı
ne varsa elinde yine döner dolaşır onun kendi fikrinde adamlar elinde kalırdı. benim kalmaz!
bizde entry başlığa konur, herkes ihtiyacı kadarını okur!
ssg silahını kanzuka taşıtırdı, ben silahımı saklamam!
abim bu masaya şöyle fiyakalı ama birazda yamuk otururdu.
ben arkamı arkadaşlara verince şöyle bir yaslanırım geriye!
devamını gör...
caligo
sis
uyur tanrılar ben geçerim uykularından
durmuştur saatler
eski bir alışkanlıktır
içimdeki ölüleri toplarım
kalabalıktır kadınlar
bir kurşun,
vazgeçer kendinden bir çiçek
ya bu ellerin elsizliği
bulanık mağaralar
ya bu ibresi bozuk pusulalar
bulutlar ve kuşları göğün
çoğul bir uykudur
organik yaşam
bir türlü geçmeyen geçmiş zaman
pıhtılaşmış felâket
benlik zamanı
uyanır tanrılar
yedinci dem şiiridir. *
uyur tanrılar ben geçerim uykularından
durmuştur saatler
eski bir alışkanlıktır
içimdeki ölüleri toplarım
kalabalıktır kadınlar
bir kurşun,
vazgeçer kendinden bir çiçek
ya bu ellerin elsizliği
bulanık mağaralar
ya bu ibresi bozuk pusulalar
bulutlar ve kuşları göğün
çoğul bir uykudur
organik yaşam
bir türlü geçmeyen geçmiş zaman
pıhtılaşmış felâket
benlik zamanı
uyanır tanrılar
yedinci dem şiiridir. *
devamını gör...
berthe morisot
tam adı berthe marie pauline morisot olan 1841-1895 yılları arasında yaşamış fransız izlenimci ressam. sanat tarihindeki kadınlarda sık sık gördüğümüz gibi, morsiot da varlıklı bir aileye doğmuştur. ailesinde birçok sanatçı olması da kariyerinin başlamasına ve ilerlemesine vesile olmuştur.
ressamın ilk resim öğretmeni joseph guichard, bir kadın olarak ressamlık kariyerine devam etmesinin neredeyse imkansız olduğunu söylese de morisot asla pes etmemiş ve azimle yoluna devam etmiştir.
kariyerine çoğu ressam gibi louvre'daki eserleri kopyalayarak başlamıştır. louvre'da geçirdiği zaman sayesinde de edouard manet ve claude monet gibi sanatçılarla tanışmış ve izlenimcilik akımının önemli bir parçası haline gelmiştir. ilerleyen yıllarda edouard manet'nin kardeşi eugene manet ile evlendi.
kadın bir sanatçı olduğu için morisot'un resimleri, zarafeti ve hafifliği nedeniyle erkek eleştirmenler tarafından sık sık fazla kadınsı olmakla eleştirildi ve sürekli narin gibi sıfatlarla anıldı. oysaki aynı tarzda eser veren erkek meslektaşlarının resimleri çoğunlukla özgün ve çığır açıcı gibi güçlü sıfatlarla nitelendiriliyordu.
1890'da morisot, bir sanatçı olarak ciddiye alınma mücadeleleri hakkında bir deftere şunları yazdı: "tüm istediğim eşitlik iken bir kadına eşit olarak davranan bir erkek olduğunu sanmıyorum. fakat biliyorum ki ben de onlar kadar değerliyim."
morisot, kariyerinin ilk yıllarında diğer izlenimciler gibi resmindeki nesneleri açık havada gerçek halleriyle gözlemleyerek resim yaptı. 1880 civarında, o sırada edouard manet ve eva gonzalès'in de denediği bir teknik olan astarsız tuvaller üzerinde resim yapmaya başladı ve zaten hafif, belli belirsiz olan fırça darbeleri daha da gevşek hale geldi.
morisot'un resimlerinde sık sık yaşadığı zorlukları ve ikilemleri görürüz. ait olduğunu sınıfın ve toplumun kadınlardan bekledikleriyle kendi istekleri, olduğu kişi sürekli çakışıyordu.
aradan onlarca yıl geçmesine rağmen kadınların maruz kaldıkları zorlukların pek de değişmemiş olması morisot'un hayatını okudukça beni daha da derinden sarsıyor.
kız kardeşi ve yeğenini resmettiği the cradle adlı eseri.

woman at her toilette

view of paris from the trocadero: bu eserde morisot korkuluklara dayanmış iki kadını resmetmiş. o yıllarda fransa'daki bir kadının yanında bir erkek olmadan dışarı çıkması bile hoş karşılanmıyordu. bu iki kadının tek başlarına paris manzarasına karşı dayandığı demirler, özgürlüklerinin nasıl kısıtlandığına bir sembol oluşturuyor.
ressamın ilk resim öğretmeni joseph guichard, bir kadın olarak ressamlık kariyerine devam etmesinin neredeyse imkansız olduğunu söylese de morisot asla pes etmemiş ve azimle yoluna devam etmiştir.
kariyerine çoğu ressam gibi louvre'daki eserleri kopyalayarak başlamıştır. louvre'da geçirdiği zaman sayesinde de edouard manet ve claude monet gibi sanatçılarla tanışmış ve izlenimcilik akımının önemli bir parçası haline gelmiştir. ilerleyen yıllarda edouard manet'nin kardeşi eugene manet ile evlendi.
kadın bir sanatçı olduğu için morisot'un resimleri, zarafeti ve hafifliği nedeniyle erkek eleştirmenler tarafından sık sık fazla kadınsı olmakla eleştirildi ve sürekli narin gibi sıfatlarla anıldı. oysaki aynı tarzda eser veren erkek meslektaşlarının resimleri çoğunlukla özgün ve çığır açıcı gibi güçlü sıfatlarla nitelendiriliyordu.
1890'da morisot, bir sanatçı olarak ciddiye alınma mücadeleleri hakkında bir deftere şunları yazdı: "tüm istediğim eşitlik iken bir kadına eşit olarak davranan bir erkek olduğunu sanmıyorum. fakat biliyorum ki ben de onlar kadar değerliyim."
morisot, kariyerinin ilk yıllarında diğer izlenimciler gibi resmindeki nesneleri açık havada gerçek halleriyle gözlemleyerek resim yaptı. 1880 civarında, o sırada edouard manet ve eva gonzalès'in de denediği bir teknik olan astarsız tuvaller üzerinde resim yapmaya başladı ve zaten hafif, belli belirsiz olan fırça darbeleri daha da gevşek hale geldi.
morisot'un resimlerinde sık sık yaşadığı zorlukları ve ikilemleri görürüz. ait olduğunu sınıfın ve toplumun kadınlardan bekledikleriyle kendi istekleri, olduğu kişi sürekli çakışıyordu.
aradan onlarca yıl geçmesine rağmen kadınların maruz kaldıkları zorlukların pek de değişmemiş olması morisot'un hayatını okudukça beni daha da derinden sarsıyor.
kız kardeşi ve yeğenini resmettiği the cradle adlı eseri.

woman at her toilette

view of paris from the trocadero: bu eserde morisot korkuluklara dayanmış iki kadını resmetmiş. o yıllarda fransa'daki bir kadının yanında bir erkek olmadan dışarı çıkması bile hoş karşılanmıyordu. bu iki kadının tek başlarına paris manzarasına karşı dayandığı demirler, özgürlüklerinin nasıl kısıtlandığına bir sembol oluşturuyor.
devamını gör...
normal sözlük iş ağı
20 yaşını aşmamış, tercihen yeni mezun, minimum 10 yıl iş tecrübesi olan, ileri seviyede ingilizce,almanca,fransızca ve rusça bilen, prezentabl, esnek mesai saatlerine uyum sağlayabilecek, analitik düşünme yeteneğine sahip, askerlik hizmetini tamamlamış, vizyon sahibi, uzun soluklu çalışma hedefi olan uçak mühendisliği mezunu satış danışmanı arkadaşlar arıyoruz. asgari ücret+sgk
iletişim:allahtan_korkmaz_kuldan_utanmaz_alaturka_kapitalist_cimri_patron@gmail.com
iletişim:allahtan_korkmaz_kuldan_utanmaz_alaturka_kapitalist_cimri_patron@gmail.com
devamını gör...