bir şehri sevmemek için sebepler

kalbini kıran herkesin o şehirde olması.

bir kent, (orada yaşayanlarından bağımsız olarak) kendisini sevdirebilecek özellikler taşımalı.. (bunları şu şu diye sayamayız belki ama hissederiz o kent kimliğini.. çok net! oldu dimi farkındayım evet ama: işte öyle bir şey.)
hah işte bunların olmadığını hissettiğin kenti de sevemezsin zaten.

huzur vermemesi
kalabalık
düzensizlik.

çarşaf ve sarıklıların çoğunluğu.

apartmanlar.
her yer apartman...
apartman dairelerinden nefret ediyorum.
kişisel alanımın ihlal edilmesinden nefret ediyorum.
kentlerdeki beton yığınlarından içim daralıyor.
bence herkesin müstakil evi olsun.
küçük olsun, benim olsun.

sebepler diye sıralamaktan önce, bana göre en önemli sebep şudur ki, bizi güncellikten alıkoyup koymama durumu. nedir güncellikten alıkoymak hali, gayet açılabilir bir durum.

bizi yaşadığımız dönemden geride bırakıyor mu, eğitim alma durumumuzu ne denli etkiliyor, kendimizi farklı alanlara yönlendirmeye teşvik ediyor mu vs şeklinde sıralanabilir, arttırılabilir.

hani diyebilirsiniz ki, her şey yine insanda bitiyor. elbette ki öyle fakat genel olarak yine de elbette ki bir şehrin size sunduğu imkanlar kadar kendinizi daha çok geliştirebiliyorsunuz. size en basit sebep sunayım, bir şehirde sinema olmaması, sizi güncel filmleri zamanında izlemekten alıkoyabilir, hele ki bir de filmi izleyebileceğiniz yakın bir il de size uzaksa. sinema da netice olarak bir kültürlenme faaliyeti, filmine göre değiştirmekle birlikte.

bunun yanında ne bileyim sosyal faaliyetlerde bulunabileceğimiz kurum ve kuruluşların olup olmaması durumu. örnek vereyim, eskişehirde mis gibi haller gençlik merkezi vardı, alelade şekilde tanımadığınız bir insanla tanışıp kaynaşmanıza olanak sağlıyordu, bu eskişehir için güzel artılardan biridir. elbette ki sosyalleşmek de bizi güncel tutacak şeylerdendir.

başta da dediğim gibi bunların hepsini tek bir çatı altında, güncellenmek adı altında toplayabiliriz. bizi güncelleştirmeyen şehir daima bize zarar veren şehir olacaktır aslında. böyle şehirlerden mümkün oldukça uzaklaşabilmek arzusuyla.

o şehri sevdirenin artık çok uzaklardahahahahssdkdgf

trafik lan trafik. eve robocop gibi geliyorum kasılmaktan.

anılar

kalabalik olmasi bana yeter de artar bile.

havasının pis olması.

sıralı tam liste:
- şehirdeki göçmen sayısının fazlalığı
- altyapı sorunları
-ulaşım sorunları
-şehirdeki araç kullanımının felaket derecede yanlış oluşu.
daha yazardım da yazarken bir fenalık geldi.

oraya ait hissetmemek.. gerisi he yav he

insanları. başka hiçbir şeyin önemi yok

ahlaksız insanların yaşıyor olması.

kentlerde insanlar gibidir.. kimilerini aslında görmemişsinizdir bile, hakkında yazılan söylenenlerle seversiniz ya da sevmezsiniz. gördüğünüzde ise yanıldığınızı farkedersiniz belki.. kimileri bazılarıyla özdeşleşmiştir kafanızda, o kişi gibi düşünürsünüz o kenti de.. oysa kent, bambaşka bir kişiliktedir. kimileri görselliği harika ama kişiliksizdir mesela; ya da tam aksi.. kısaca: evet kentler de insanlar gibidir.
bir insanı sevmemek için nedenleriniz neyse kentler içinde benzerdir..

her yerde anılarının olması ve o anıların yerine yenisini ekleyemeyecek olman.

sehir olmasi.

ustteki yazara katiliyorum, kirli havasi da cabasi. goblinden bozma insanlari da hani...