bireysel silahlanma

haktır.
yasalara saygısı olmayan insanların istediği gibi silahlandığı bir ortamda bireysel silahlanmayı önlemek ya da aşırı sıkı kurallara bağlamak insanların kendilerini savunma hakkının devlet eliyle engellenmesidir.
bireysel silahlanma aynı zamanda bir zeka turnusoludur. yukarıda açıkladığım basit analojiyi kuramayan ,bireysel silahlanmanın tamamen yasaklanması gerektiğini savunan bir insanın zekası maymun zekasından bile daha az gelişmiştir. çevrenizde böyle insanlar varsa uzaklaşın .
psikolojik muayenesi geçmiş olan her insan istediği silaha erişebilmesi gerekir.
edit:
bu tanımı yazdıktan sonra başlığı okudum. birçok kişinin endişesi " bu kadar sinir hastası millete silah verirsen hergün toplu katliam olur " şeklinde özetlenebilir.
öncelikle zaten bu ülkede hergün toplu katliam oluyor. sarsıcı bir cinayet haberinin olmadığı gün yok gibi bir şey.
ikincisi insanların birbirine karşı bu kadar asabi olması sizde silah olmadığını bitmesinden kaynaklanıyor. karşınızdaki insan sizde silah olduğunu bilse zaten g*t korkusuyla size sesini bile yükseltemez. adeta birer salon beyefendisine döner. siz bile şaşırırsınız.
yakın zamanda bireysel silahlanmanın insanların medenileşmesine olan etkisini gözler önüne seren somut olayları hatırlatmak istiyorum
ilki türkiye'den . türkiye'de polisin karşısında "seni öldürürüm ulan" diye gözünün önünde tehdit edebilecek insanlar var. osmangazi'de kendisini hayvansever olarak adlandırılan bir grup bunu yaptı. ( videosunu şimdi eklemedim. bir ara fırsat bulursam eklerim) halbuki aynı insanlar bir muhtara karşı şu videoda görülebileceği üzere inanılmaz kibar bir şekilde konuşmuşlardır. polise bile ağzından salya saçarak hakaretler eden insanlar muhtara karşı adeta asalet timsali bir hanımefendiye dönmüştür. şüphesiz bunun nedeni muhtarın belindeki yaklaşık 2-3 kg ağırlığındaki demir parçasıdır.
diğer örnek yurtdisindan. bireysel silahlanmanın yasak olduğu ispanya'daki elektrik kesintisinde birçok yağma olayı yaşanırken bireysel silahlanma hakkının anayasal güvence altında olduğu teksas'daki elektrik kesintisi sırasında sıradışı bir olay olmamıştır.
ilk aklıma gelenler bunlar olmakla birlikte basit bir araştırmayla bile bu tür durumlara daha fazla örnek te verilebilir.
bu örnekler bile bireysel silahlanmanın yaygınlaşması durumunda insanların birbirlerine karşı daha medeni olacağını gösterir. bu yüzden yukarıdaki gönderilerde bahsedilen "bu kadar sinirli, gergin insana silah verilmemeli" endişesi yersizdir.
bireysel silahlanma bir hak olmasının yanında aynı zamanda insanların medeniyet seviyesini yükselten bir olgudur.

gerçek anlamda hukuk devleti olmayan ülkelerde bir hak değil felakete giden yoldur.
güçlü bir adalet sistemi olan abd de neredeyse her hafta vuku bulan toplu katliam vakaları bile her türlü silahlanmanın vehametini göstermektedir.

"saldırı tüfeği değil korunma amaçlı tabanca istiyorum"

aynı kapıya çıkar. silahla yaşayan silahla ölür...

ülke zaten maganda kaynıyor bunlara bi de silahlanma hakkı verilirse kim vurduya gider yoluna yürüyen normal vatandaş. akıl ve ruh sağlığı yerinde olmayan kişilerin elinde olmamalı hatta bunu kanıtlasa bile olmamalı. silahla çözülen çözümler çözüm değil daha çok sorun yaratır.

ortada bir devlet yok. övüne övüne söz ettiğiniz 16ncı türk devleti yıkılmış durumda. ne adalet sistemi, ne kolluk güçleri, ne sağlık sistemi, ne eğitim, hiçbir şey çalışmıyor. tüm devlet, yönetici elitin hayatlarını ve geleceklerini kolaylaştrmak için çalışıyor. dünün elitleri, bugünün muhalifleri de biz neden yemiyoruz diye ağlaşıyor ve düzeltmek için hiçbir faaliyette bulunmuyor, kazara ucundan kıyısından bir fırsat bulduklarında onlar da yiyor.
halk kendi kaderine bırakılmış durumda. bileği kuvvetli, gaddar, gözü kara olan, kaybedecek hiçbir şeyi olmayanlar terör estiriyor. az önce twitterde bir video gördüm. motosikletli bir o evladı, çok hızlı gittiğini söyleyen bir kadına bıçak çekti. kadın çekilmese bıçak saplanacaktı da.
böyle bir ortamda bireysel silahlanma haktır. yine ölürsünüz muhtemelen ama hiçbir şey yapmadım demezsiniz.

yapmayın şunu... güzel bir şeymiş, hakmış, olmalıymış gibi lanse etmeyin. silah kötü bir şeydir ve sadece kolluk güçleri taşıyabilmelidir. hiç bir sivil, kim olursa olsun, ruhsatlı bile olsa silah sahibi olmamalı, olamamalı. ortadoğu ülkesine döneriz...ya düşünün avrupayı, hiç fransa'da, almanya'da
silahla gezen birini görüyor musunuz? neden? çünkü adalet var, vatandaşlarında bir güven var, devlet nasıl olsa bana zarar veren birine cezasını verir. ev arkadaşım ingiltere'ye gitti, vatandaş oldu, bir kebapçı açmış, bir müşterisi (arap) laga luga yapmış dükkanda, buda bıçağı eline alıp havaya kaldırmış...bir ton ceza aldı, hapis yattı. şu adalete bir erişsek, her şey çok güzel olacak...

malum halihazırdaki suçlular yetmiyor gibi yakında pkk lı oe leri de affedecekler haliyle terörist ne yapar? mafyalaşır haliyle size tavsiyem ufaktan silahlanmaya bakın.

özellikle sevgi,barış pıtırcıklarını da dinlemeyin.

ufak tefek itişmelerle geçiştirilebilecek her tartışmanın, kavganın ölümle sonuçlanan büyük vakalara dönüşmesine neden olabilecek bir durum.
silahın caydırıcılığı olduğu gibi verdiği gereksiz özgüven de var.
mesela bir kavgada bana silah çekilse; erkeklik yapmaz, ağam da sensin paşam da der yol almaya bakarım. ama bende de silah varsa o zaman kim kimi yiyorsa…
tamam abi allah’a emanet diyip yoluna bakmak varken durduk yere ya öldün ya da öldürüp hapse girdin. al başına belayı.
bireysel silahlanma katiyen durdurulmalı ve ekstra olarak kayıt dışı silahlanmanın da katiyen önüne geçilmelidir.

yüksek seviyede olgunluk gerektiren eylem.

yanınızda bulundurduğunuzda her zamankinden daha ağır başlı, sağduyulu ve sakin olmanız gerekir. çünkü jiroskopik kararlılık kazandırılmış çekirdek namludan çıktı mı gider. geri vitesi yoktur!

şu ortamda kesinlikle haktır.

denyonun birinin ortada hiçbir sebep yokken sizi kılıçla ortadan ikiye bölebileceği bir ortamda yaşıyoruz. e polis mahkeme falan desen onlar zaten iktidarın hedef gösterdiklerinin peşinde dolaşmaktan başka bir iş yapmıyor.

demek ki yalnızız ve hem kendimizi hem de sevdiklerimizi koruyabilmeliyiz.

inşallah kullanmak nasip olmaz ama görüyoruz ki inşallahla maşallahla da olmuyor bu iş.

zira geleceğinin bile büyük risk altına girdiği şu zamanda silaha gerek yok kolluk güçlerine güveniyorum demek dümdüz ahmaklıktan başka bir şey değil.

insan hakları hukukundaki teorik karşılığını, 1789 insan ve yurttaş hakları bildirgesindeki "zulme karşı mukavemet" (la resistance à l'oppression) oluşturmaktadır. madem ki devlet ve vatandaşlar sözleşme yapmışlardır, o halde iki tarafın da bu sözleşmenin ihlali durumunda karşı tarafa uygulayabileceği bir güç olmalıdır. bu güç devlet için asker ve polisle, vatandaşlar için ise bireysel silahlanmayla yani -abd anayasasının tabiriyle- milis ve gerilla kuvvetler kurmakla mümkündür.

ya siz ne ponçik insanlarsınız, ay kıyamam yerim!

ülkenin yarısı ruhsatsız kaçak göçek silahlı zaten, ben 20 yıla yakındır ruhsatlı silah taşıyorum, son 10 yıldır 2 ruhsatlı silah taşıyorum, milli takım kazandı diye balkonda havaya ateş açmadım, düğünde filan asla, trafikte kimseye silah çekmedim, merak eden kimseye göstermedim bile, üzerimde 2 silah olduğu halde belli değildir, kafa koptu kelle gitti çoğu tantanayı bile tatlı dille çözmüşümdür!

ama ortam çok kötü, bana dönmüş bir namlu gördüğüm an meşru müdafaa zemini oluştuğunda zerre tereddüt etmem, gözümü kırpmam, vicdan azabı bile çekmem!

tc devletinin türk halkına silahlanma yetkisi vereceğini sanan ahmaktır. hayatımda iki kere polis çağırdım, birinde 1 saat sonra geldi diğerinde gelmedi bile. ruhsatlı silahlarla işlenecek suçlara müdahale edecek bir polis kuvvetimiz yok, aynı zamanda ruhsatsız silahlarla işlenecek suçları da engelleyemiyorlar. türkiye’ye asla bireysel silahlanma gelmez. siyasi sebepler var. geldiği durumda da ülke texas’a döner.

gelirse: insanlar kendilerini koruyabilir ama kim kime dum duma gibi bir durum olur çünkü polis yetersiz.

gelmezse: kaçak silahlara erişimi olanlar masum vatandaşları kolayca alt eder ancak işlenen suçlar çetelerle sınırlı kalır. mass-shooting gibi olaylar yaşanmaz.

iki türlü de polisi denklemden çıkarın.

it, kopuk, mafya istediği gibi silahlanıp isteğini yaparken bir şey yok. yakalandığı zaman cezası yok, hemen yenisini yaptırsın ama vatandaş ruhsat alacak, yok taşıma ruhsatını ayrı alacak! kullanınca da ceza yiyecek!

yok öyle yağma. silahlanma en doğal haktır.
sen devlet olarak herkese kanunları uygulayacaksın. yanlış kullanana en ağır cezayı vereceksin.

evime hırsızlığa giren, yolda önümü kesen, arabadan inip üzerime yürüyenin de kafasına sıkmak hakkım olacak!

silahlanma en doğal haktır.

o zaman devlet, o zaman devasa ordular, o zaman savunma bütçeleri, o zaman generaller, diktatörler, madalyalar, paktlar füzeler, o zaman vergiler, vergiler, zamlar.. o zaman polisler, coplar gazlar, tomalar.. o zaman kelepçeler niye.. ve o zaman tüm bunlara karşı savunmasız aç çocuklar.. yaşlılar, kadınlar.. insanlık..
o zaman bunca yalan niye.. kime o zaman..
niye bu yalancı dekor, ikiyüzlü vaadler, silah tüccarları. niye..niye bu yalancı tanrılar, dinler..
niye bu sahte bezirgan saltanatı..

haktır.
haktan öte artık şarttır.

kuvayi milliye'nin bireysel silahlı halktan oluşması diye bir gerçek var ortada.

her türlü silaha erişime izin verildiğinde yurdum sathında yaşanabilecek örnek olaylardan bir kaçı,

olay 1 : tayyıbe laf itti çıkardım yini aldığım dızırt igılı alnının catısından furdum,suçsuzum...

olay 2 : ışıklarda önümde durdu.dikiz aynasına doğru el hareketi yaptı...ne bileyim sinek kovaladığını 10 kg deterjan alınınca a101 den indirimli aldığım uzi yi çektim tüm camı taradım...tamamen kaza(!!!)...

olay 3 : kıza haç aydır platonik aşığım...bir gün aynı avm de karşılaştık. dedim bu tesadüf olamaz altı üstü 50 bin kişinin olduğu bir yerde tesadüf olması zor dedim. oda kesin beni takip ediyor yanık bana dedim...giitim kıza merhaba dedim, telefonunu istedim...kız bana güldü geçti...benimde ağrıma gitti çektim doğum günü hediyesi pompalıyı bacağına sıktım...suçsuzum..

olay 4 : bizim bir köylü ile tarla anlaşmazlığımız var...taa dededen kalma bir dava...gel etme eyleme benim tapuda görünen araziyi ben ekeyim dedim dinletemedim...neeyse benim yeğen var ukrayna da ona dedik nasıl hallederiz bu işi.. sağolsun hemen katyuşa roketi ve rampasını göndermiş. bizim köylünün kordinatlarını girip vurduk namussuzu...neyse pişmanım.

bence sorun şu. bizim toplumumuz ilk kuralı unuttu. ilk kural öldürmeyeceksin.

polis dahil kimsenin ca güvenliği reel olarak yok. kötülerin sayısı iyilerin sayısından fazla.

kötüler silahlanıyor ama iyiler ruhsatlı silah alma sürecini yaşıyor.

burası norveç vs olsa derim ki ateşli silah yasak olsun sadece kırsalda ikamet edene av tüfeği ruhsatı verilsin ama burası norveç değil.

ihtiyaç duyduğunuz zamanda bir silahınızın olmaması yerine hiçbir zaman kullanmanız gerekmeyecek bir silaha sahip olmanız gerektiğini düşünüyorum.

benim silahım yok. silah da satın almayı düşünmüyorum çünkü ateş ederken şunu fark ettim ki ben silah satın alırsam birini vurup bir hiç uğruna içeri girerim.

bence bir insanın en büyük laneti sevilmemek veya hayatı boyunca silah taşımak zorunda kalmak olabilir.

arkana bakmadan yürümek bu hayatta en büyük lükslerden biri ve artık istanbul sokaklarında polis bile bu lükse sahip değil.

bireysel silahlanmanın yaratacağı olası kaostan korkup karşı çıkmak belki de türk milletinin insani açıdan ilerlemesine engel oluyordur. belki de önce dibin dibini görmemiz ve özgürlüklerimizin farkına varmak için önce tam anlamıyla bir kaosun hakim olması gerekiyor. zira türk milletinin çoğunluğu cumhuriyetin başarmaya çalıştığı şeyleri öğrenmeye, anlamaya direniyor. belki de akp'nin getirdiği orman kanunlarının bir ileri safhaya geçmesi ve hayatta kalabilenlerin ülkeyi tamamen sahiplenmesi gerekiyordur. belki de türk milleti herkesin silahlı olduğunu görünce en temel medeni kanun olan "sen beni öldürme, ben de seni öldürmeyeyim, böylece çocuklarımız ve torunlarımız da kan davasına düşmesinler" düşüncesini geliştirir ve korkulan kadar büyük bir kaos çıkmaz. zira atatürk'ün dediği gibi türk milleti gerçekten de zeki olabilir. ama zekasını göstereceği bir ortam bulamazsa nasıl öğrenecek? helikopter ebeveyn gibi türk milletini kendisinden korumayı bıraksak sanki daha iyi olacak. önce tökezleriz, sonra ayağa kalkarız gibi geliyor bana. kalkamazsak ve vatanımızı kaybedersek de belki de zaten var olmayı hak etmeyen bir milletizdir.

ateşli silah kullanmıyorum ama bisikletle gece seyahatleri yaptığım için gövde çantasına bir tane bıçak koyuyorum kendimi olağan bir durumda korumak ya da caydırıcılık amaçlı. hafife alınacak bir bıçak da olmadığı için umarım başıma gelmez de bir durum gelirse gayet de etkili olacağını düşünüyorum.

desteklemiyorum.

spor hocam, "üstünde olursa, o an ki sinirle kullanırsın, engel olamazsın kendine" demişti. birkaç olay anlattı, haklı buldum. tabi biz böyle düşünerek boş çıkıyoruz dışarı ama herkes öyle mi?

ben gidip şu krav maga kaydımı yaptırayım...