yeni antlaşma’da bazı yerlerde hades olarak geçer.

>“for you will not abandon my soul to hades or allow your holy one to experience decay.”
acts 2:27 (elçilerin işleri)

>“and you, capernaum, will you be lifted up to heaven? no, you will be brought down to hades!”
matthew 11:23 (matta)

(bkz: yeni antlaşma)
(bkz: matta)
(bkz: eski antlaşma)
(bkz: zebur)
(bkz: hades)
(bkz: mitoloji)
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
dine göre günahları ağır basan müslümanlar cehenneme gidip günahlarının bedelini ödedikten sonra cennete girebilecekleri rivayet edilir. lakin bu kişileri diğer cennetliklerden ayırmak için enselerine onları belirtmek amaçlı damgalar vurulacağı söylenir. ne kadar doğru tabii bilemiyorum.

dini mizah yapmayayım diyorum ammaaa.. tutamıyorum kendimi.
www.tiktok.com/@mehmetemir6...
devamını gör...
cennetten 80 derece santigrat daha soğuk olan yer. bazı şeyleri tanımlarken ve bu tanımlar üzerinden insanları tehdit ederken fizik bilgisine sahip olmak gerekir. hem bu fizik kurallarını ben yarattım deyip hem de bunların uygulamasını yanlış tanımlarsan, bunları bilenler ağızlarıyla değil başka yerleriyle gülerler.
devamını gör...
herkesin illa ki gideceği yer. önemli olan çıkabilecek miyiz?
devamını gör...
(bkz: türkiye'de yaşamak)

gec kalmis 2022 notu: mutlu yillar, her sey gonlunuzce olsun normal sozluk halki:)
devamını gör...
cehennem denilince akla lavlarla dolu, kızıl bir mekan gelir. aslında olay öyle değil. tanrı cehennem yaratmamıştır, zaten tanrı'nın cehennem yaratması tanrı sıfatı ile uyuşmaz.

insanlar belirli frekanslarda bulunur. ve öldükten sonra enerjileri yani ruhları o frekansın boyutunda kendini gösterir. eğer iyi bir frekansınız varsa iyi şeylerle, kötü frekansınız varsa kötü şeylerle karşılaşırsınız. işte bu yüzden her insan kendi cehennemini yaratır. ayrıca anlatılanlara göre alt boyutlarda gerçekten kızıl, boğucu bir ton hakimdir ve ateş ile yapılan işkencelere şahit olunabilir.
devamını gör...
bazı insanların varlığına inanıp, gitmemek için yaşadığı ve yaşadığı dünyayı çevirdiği olgu.* cehenneme inanmasalardı dünya nasıl bir yer olurdu diye sorgulamadan duramıyorum.*
devamını gör...
bütün semavi dinlerde cehennem olduğu bilgisi yanlıştır. musevilikte cennet veya cehennem kavramları yoktur.
devamını gör...
bazı dinlerde öldükten sonra, kötülük yapıp günah işleyen kişilerin gideceği yer.
devamını gör...
hemen hepsi orada olacak olan japonların, ellerinde kamera "tuts iki koyya ma" diye diye resim çekip dolaşacakları yer.
devamını gör...
üzerine pek düşünülmeden tasvir edilmiş gibi.
tek tip ceza uygulaması var sanki. azap getiren ateş, yanmak vs.

aslında çok daha basitçe anlatılabilirdi.

hiçbir savunma mekanizmanız olmadan, tüm psikolojik rahatsızlıklarınızı tedavi edip sizi vicdanınızla başbaşa bırakacağım. kendinizi gerçekten affedebilirseniz ıslah olmuşsunuzdur.

böylelikle salaklar cehennemden korkup riyakarlık etmezlerdi.
devamını gör...
ankaralı bir abi samimi bir şekilde sorguladığında, "her şeyi anlarım da ceza olarak adam yakmak ne la?" demişti, beni düşündürmüştü.
devamını gör...
sonsuz sevgi gibi vasıfları olduğu iddia edilen bi tanrıya ait olmadığını ve yakışmadığını düşündüğüm bir cezalandırma yöntemi. ben bile en sevmediğim adama bu cezayı layık görmem aw. öyle sonsuz sevgiye falan da sahip değilim, kendime ve sevdiklerime yetecek kadar bir sevgiye sahibim, üstelik günlük hayatta da bencil bir insanımdır ona rağmen yani.. insanız sonuçta bir süre sonra için soğur veya umrunda olmamaya başlar cezalandırdığin insanlar... sonsuz cehennemi hakedecek kadar ne yapabilir ki zaten eylemleri ve ömrü kısıtlı bir canlı? iman gibi kanıta dayalı olmayan bir yolu tercih etmemesi, aklını ve vicdanını kullanması midir suçu?
devamını gör...
tek tanrılı dinlerde özellikle kendine yer bulan ve dünyada kendini fani zevklere kaptıran ve söz dinlemeyen insanların cayır cayır yanacağı müjdelenen bir yerdir.

dante'nin cehennemine hepimiz aşinayız. yanmak için en ideal yer olmayabilir ama en güzel tasvir edilenlerden biridir. ancak dante dışında da birçok insanın kaleminden cehennem tasviri dökülmüş ve kendi içinde bir cazibe merkezi haline gelmiştir cehennem.

jean paul sartre'ın söylediği gibi belki kendi başımıza kalsak cehennem fikrinden az gidip uz giderek uzaklaşacağız ama bizi bir türlü yalnız bırakmıyor diğer insanlar. o yüzden;

cehennem başkalarıdır.

cehennem fikrini yanlış anlamış da olabiliriz. yani aslında hayali bir cehennem fikrine hiç ihtiyacımız yoktur. belki de cehennem bize o kadar uzak değildir. belki korkulacak bir şey yoktur. belki de aldous huxley haklıdır:

belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemidir.

aslında cehennem gerçekten var olan bir yer de olabilir. belki gerçekten cayır cayır yanan öyle bir yer vardır ama yine de korkulacak bir şey yoktur. biz bu dünyada yaşadıktan sonra cehennem bize harika bir yer gibi gelecek. william shakespeare haklı olabilir:

cehennem bomboş, bütün şeytanlar burda.

ya da cehennem tamamen zamanla alakalı bir şeydir. çocukken bize her şey güzel ve eğlenceli gelirken büyüdükçe içimizde bir bulantı duymaktan başka şey hissedemedik yaşamaya karşı. o zaman da h.p. lovecraft haklı çıkar:

yetişkinlik cehennemdir.

yine soyut ama bambaşka boyutta bir şey de olabilir cehennem. bizim için bütün kötülüklerin, en azından en can yalanların kaynağı zihnimizdir. herkes kendi cehennemini zihninde taşır. bu sefer de john calvin'e kulak vereceğiz:

kötü bir bilincin işkencesi yaşayan ruhun cehennemidir.

yine fazla uzattım. o yüzden son bir cümle ile bitireceğim tanımı. modern zaman filozolarından biri olan jim carrey'den bir tasvir alacağım ve belki de en doğrusu bu:

belki de gerçekten cehennem diye bir yer yoktur. belki de cehennem büyükanne ve babamızın sandviç yerken burunlarından soluk alıp verişini dinlemek zorunda kalmaktır sadece.
devamını gör...
herkesin duyunca ödunun şeyine karıştığı yer. halbuki kökenini öğrenince ne kadar basit bir şeyle korkutuldugunuzu fark edeceksiniz buradan
devamını gör...
farklı fizik yasalarına sahip ahiret evrenindedir.

emre1974tr.blogspot.com/201...
devamını gör...
"bence cehennem, sevememekten doğan bir acıdır."
devamını gör...
tıpkı cennet gibi bilincin uydularından biridir.

birer sürgün gezegeni olan cennet ve cehennem gibi gizemli uydulara bizi neyin neden sürdüğünü tartışmalı, yani felsefe yapmalıyız.

var olan ve var olmayan şeyler doğa bilimlerinin konusudur. kavram bir şey değildir. kavram ve kavrayış sürekli yer değiştirerek hareket eden bir denge oluşturur ve buna düşünce diyebiliriz. soyut olan ve şey olmayan şey, beynimizin bilinç yeteneğidir diyebiliriz.

iyi ve kötü kavramlarının etik dışı bir kullanım ile soyut olanı şeylere, yani gerçek olana dönüştürülmesine göz yummayın ve izin vermeyin. hukuk mekanizmasını iyi kullanmak tartışmaları hepimize yol gösterici olacaktır.
devamını gör...
özellikle orta doğu kaynaklı semavi dinlerde görülen konsepttir. küçüklüğümden beri dinler konusunda beni rahatsız eden şeylerin başlarında gelmiştir. bu rahatsızlığımın kaynağı merhamet sahibi tanrının gaddarca betimlenen işkencesi değildi. beni rahatsız eden daha çok cehennem kavramının kendisinden kaynaklıydı.

öncelikle ilahi yargılama kavramı ile dünyevi yargılamanın birbirlerine çok uzak olmadigi iddia edilir. kutsal addedilen kitaplar dahil olmak üzere pek çok kaynak ilahi yargılama konseptinin anlaşılması için dünyevi hukuk terimlerine başvurur. örneğin islamın kutsal kitabı olan kuran, ahirette insanların mahkeme-i kübra'da, yani büyük mahkemede hesap vereceğini iddia ediyor. pek çok din adamı da öte tarafta insanların ateşte yanışlarını dünyevi ceza sistemi üzerinden ussalaştırıyor. peki dünyevi hukuk sistemi ile ilahi yargılama konseptleri o kadar da benzer mi?

birinci olarak dünyevi cezalandırmanın temel dayanak noktasi toplumsal barışı korumaktır. yasama, yurutme ve yargiyi oluşturan tüm kurumlar varlıklarını buna dwyandirirlar. devlet denen şey bu yüzden vardır ve biz tamamen olmasa da temel olarak bu sebepten vergi veririz. halbuki ahirette böyle bi kaygı yoktur. dünya ötesi yaşamda toplum denen şeyi oluşturan temel ögelerin tamami kaybolurken insanlar arasındaki pakt ortadan kalkmış durumdadır.  o halde ilahi cezalandırmanın sebebi nedir?

ancak absürtlük burada bitmez. kanunlar hüküm verirken caydiriciligi esas alır. yani adam öldüren bi kişi 20 yıl boyunca hapiste kaldıktan sonra bir daha aynı cezaya carptirilmaktan kaçınmak için kimseyi öldürmeye yeltenmeyecektir. en azından teorik olarak beklenti budur. buna karşılık öte dünyada kişi bir daha suç işleyemez. onu suç işlemeye salık ve mahal veren her türlü harici unsurlar ortadan kalkmış durumdadır. o halde ilahi cezalandırmanın sebebi nedir?
 
elbette buna karşılık ömür boyu hapse veya idama mahkum edilmiş kişiler örnek verilerek karşı cikilabilir. idama mahkum edilmiş bi kişi cezası infaz edilirse bi daha suç işleyemez. ya da ömür boyu mahkum olan kişinin suç işlemesine karşı caydırıcı bi ceza kalmamıştır. ancak burda şunu söylemek isterim ki cezalandirmalarin tek amacı suç işleyen kişiyi olası yeni suçlardan caydirmak değildir aynı zamanda toplumun geri kalan üyelerine sert bi uyarı da vermektir. toplumun üyeleri adam öldüren kişinin asılarak idam edildiğini gördükleri takdirde bi kişiyi öldürmeden önce iki kere dusuneceklerdir. idamların halka açık ve meydanlarda yapılmasının temel sebebi de budur. halktan gizli yapılan bi idam işlemi meşruiyet sahasını kaybederek idam yerine devlet cinayeti olarak tanimlanmalidir. nitekim dünyanın pek çok yerinde devlet eliyle siyasal cinayetler hukuk kılıfıyla işlemeye devam ediyor. ancak konumuza dönecek olursak ölüm sonrası yaşamda dunyadakinin aksine ortada bi toplum kalmadığı gibi bu toplumu suça teşvik edecek unsurlarda yoktur. o halde ilahi cezalandırmanın sebebi nedir?

3 kere sorduğum soruya geçmeden önce.yeni bi soru sormak istiyorum; bi hakimin kırdığı kalemle kan davası uğruna kanlisini vurduğu tabanca arasında ne fark vardır? söyle söyleyeyim sizin adalatenizle devletinkini farklı kılan nedir? bunun cevabı basittir aslında. idam kararı veren hakim buna yukarıda saydığım meşruiyet alanına sığınarak ve yine yazdığım gerekçelerle varır.  temel gayesi yeni potansiyel suçları önlemek veya en azından azaltarak toplumsal barışı korumaktır. halbuki babasına öldüren adamı vuran kişinin böyle bi kaygısı yoktur (varsa bile temel motivasyon kaynağı degildir). bu kişiyi harekete geçiren toplumsal kaygı değil kişisel hislerdir. onun için katili veya toplumu yeni suçlardan alıkoymak bi mesele değildir. o nefret duygusunu tatmin etmek için harekete geçer.

işte her türlü sebep ve amaçtan yoksun olan ilahi cezalandırma sistemi tıpkı babasının katilini öldüren adamla aynı duruma düşmüş olur. ancak bu adamın aksine ilahi mahkeme kendini her türlü duygudan arındırmis olarak sunar. zira herkes bilirki duygusal olan insanı,  insanı olan ise hataya açıktır.  size hiç bi temyiz hakkı tanımayan tanrı görünüşe göre sizi intikam gibi insanı bi duyguya dayanarak içinde belki de sonsuza kadar kalacağınız cehennemine alıyor?  böylesi bi mahkeme dünyada bile kafanızda onlarca soru işareti birakabilecekken öte dünyada ne kadar makul olabilir?
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"cehennem" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim