ayrıca dan brown romandır. kendisini bir solukta okutan harika bir eser
devamını gör...
#1645693
devamını gör...
daha önce de tanım girdiğim başlıktır, okumak için #2446603.

hem yazıyı fazla uzatıp sıkıcı yapmamak hem de birbirlerinden bağımsız okunabilecek iki kısma ayırarak daha anlaşılabilir kılmak için yazımı kısa kestim. bu tanımda ise farklı bi yandan bakmak istiyorum cehennem konseptine.

cehennem konsepti, özgür irade üzerinden rasyonalize edilir. buna göre tanrı yapmakta özgür olan kullarını seçimleri üzerinden yargılar. bi önceki tanımda yargılamanın meşru olmadığını iddia ettiğim için bu sefer o noktaya değinmeyeceğim. burada temel sorun tanrının özgür irade iddiasının pek hakikati yansıtmaması. örneğin modern hukuk, uygulandığı halkın temel adalet duygusu üzerinden şekillenir. kimi ülkelerde kurumsal binalarda peçe yasağı varken kimi ülkelerde ise peçe zorunluluğu vardır. bunlar toplumun genelinin ahlak ve adalet duygusu üzerinden şekillenir. ama az önce de söylediğim gibi mevcut hukuk yasaları konusunda herkes fikir birliği içerisinde olmak zorunda değildir. bu yüzden anayasa değişikliğine gidiyoruz kimi zaman. bunun yanında modern devletler vatandaşlarına mevcut anayasayı beğenmiyorlarsa uyrukluktan çıkma hakkı tanır. yani içine doğduğunuz toplumun yasa ve kurallarına uymak istemiyorsanız pek ala başka bi ülkenin vatandaşlığını alarak artık o ülkenin toplumunun yasalarına göre hayatınıza devam edebilirsiniz. uyruklarına bu tarz haklar tanımayan kuzey kore gibi ülkeleri de bu yüzden tiranlık olarak tanımlıyoruz.

işte yukarıda gösterdiğim özgür irade üzerinden şekillenen saygın modern hukuktur. buna karşın tanrı uyruklarına tabii olmak zorunda olacakları yasaları şart koşarken onlara sormaz. bugün tabii olduğumuz yasalar bizim güvenliğimize karşı özgürlüğümüzden feragat ederek tasdik ettiğimiz toplumsal sözleşmenin bi sonucu olarak vardır. biz yasaların var olmasını istediğimiz için onlar varlar. buna karşın tanrı bizim ondan gelecek kuralları isteyip istemediğimizi sormaz. o halde tanrı bu davranışıyla işgalci bi komutan gibi davranarak irademizi yok sayar.


ikinci faktör ise tanrının yasaların içeriğini bizim arzularımıza göre şekillendirmemesidir. yasalarını insanların farklı kültürel ve çevresel faktörlerini hesap ederek kurmaz. yalnızca dayatma söz konusudur. kuran bunu "size zor geldiği halde savaş üzerinize farz kılındı. hakkınızda hayırlı olduğu halde bir şeyden hoşlanmamış olabilirsiniz. sizin için kötü olduğu halde bir şeyden hoşlanmış da olabilirsiniz. yalnız allah bilir, siz bilmezsiniz." şeklinde açıklayarak bireyin tanrısal hikmeti kavrayamayacağından sessizce biat etmesini salık verir. bugün mevcut modern hukuk uygulandıkları toplumların adalet anlayışlarına göre şekillendirilir. abd'de uygulanan jüri sistemin bu durumun sonucudur. ancak tanrı adeta bi diktatör gibi yasaları ona uymakla yükümlü olanların ekseriyetinin adalet duygusu üzerinden değil kendi arzu ve istekleri doğrultusunda şekillendirir.

üçüncü sorun ise uyrukluktan çıkmakta yatmaktadır. yukarıda değindiğim gibi bugün başka ülkenin yasaları kabul ederse içine doğduğumuz toplumun vatandaşlığından çıkıp başka ülkenin vatandaşlığına geçebiliriz. zira değindiğim ülkelerin yasaları her ne kadar ekseriyetin adalet duygusu üzerinden şekillense dahi her zaman istisnalar, yani içine doğduğu toplumun ahlak ve adalet duygusu ile çatışma yaşayan bireyler var olabilir. ancak tanrısal irade bu cüz-i arzuyu dahi reddetmektedir. her bir kul tanrının yasalarına göre hayatını şekillendirmek zorundadır ve bundan kaçamaz. intiharın bütün dinlerde çok büyük bi günah sayılmasının altında yatan sebeplerden biri de budur. tanrı, tıpkı kuzey kore tiranlığında olduğu gibi uyruklarına zorunluluktan başka bişey sunmuyor.


sonuç olarak tanrı bizim irademiz dışında geliştirdiği kanunları gene irademiz dışında bize dayatır ve bu dayatmadan kurtuluş yolu sunmaz. buna göre tanrı sizi, sizin iradeniz dışında yaratmış, size sizin iradeniz dışında namaz kılmayı şart koşmuş ve size bu namaz kılma zorunluluğuna uymaktan başka hiç bi yol sunmamış. aslında bi yol daha var diyor tanrı o da cehennem. orada da kendi irademiz dışında sonsuza kadar yanacağız. ancak sorarsanız özgür iradenin sonucu olarak dersiniz(!)


not: cennet hakkında yazdıklarımı okumak isterseniz #2451437.
devamını gör...
cennet de cehennem de insanın içindedir.
ayrıca aklıma hep şu gelir,
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
ait olmadığın yerde yaşamaktır.
devamını gör...
varsa kesin gideceğim yerdir. kimsenin tavuğuna kışt demedim can yakmadım ama agnostik olduğum için böyle düşünüyorum
devamını gör...
omuzlarının üzerinde saklı. cennet ise daha farklı bir yerde. belki güneylerde. derinlerde.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
(bkz: constantine)
devamını gör...
diğer dünyaya inancınızı bilemem ama bu dünyada hepimizin cehennemi ne kadar farklı değil mi?
bazen iş, bazen aile hatta bazen sevdiğimiz insan cehennemimiz.
benim hiçbiri değil. benim cehennemim kafamın içi.
devamını gör...
nova norda'dan gelsin:
'belki cehennem böyle bi' yerdi
ruh gibi herkes işine giderdi
dedim, "solup gitmek burda hüner mi ki?'
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
kafirlerin (inkarcıların) son durağı.
"eğer, yapamazsanız -ki hiçbir zaman yapamayacaksınız- o hâlde yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının. o ateş kâfirler için hazırlanmıştır." (bakara-24)
devamını gör...
fakirler ve ruh hastaları için uydurulmuş bir yok yer. dünyada buraya benzer bir yer var aslında: türkiye.
devamını gör...
semavi dinlerin olmazsa olmazlarından birisi olan arapça cehennemin etimolojisi ibranice gehinnom'dan gelir ve bu da türkçe'de ''gözyaşı vadisi'' demektir. hinnom(hennem) vadisi'nde ölülerin ve suçluların yakıldığı yer olan cehennem, semavi dinlere günahkarların ebedi azap içinde kalacağı devasa alevli mekan olarak geçmiştir. yani tanrı, günahkarları pişiren bir kebapçı.. ulan, derilerini değiştire değiştire ve zakkum yedire yedire cehennemde yakmak nedir? bu ne pisikopatlıktır? cehennem, aslında kudüs'ün güneyinde yer alan bir çöplüktür.
öteki tarafı bilmem ama cehennem, insan sevgisinin olmadığı yerdir. cennet de cehennem de bu dünya'da, başka yerde arama.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel semavi dinlerde geçen cehennemin temsili bir resmi
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel cehennem betimlemesinin çeşitli coğrafyalara ve milletlere göre farklılığı.
devamını gör...
bana göre;

cezalandırma mekanı değil, arındırma mekanıdır. insanın ana vatanı cennettir. fakat cennet ruh temizliğini gerektirir. cehennem de dünya hayatıyla kirlenmiş ruhun arındırıldığı, cennete hazırlandığı sondan bir önceki duraktır.

işte bu yüzden kuran'da da belirtildiği gibi cehenneme girmeyecek kimse yoktur!
devamını gör...
"orada tahtlar üzerinde yaslanıp-dayanmışlardır. orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne dondurucu bir soğuk görürler"

insan 13.
cehennem de dondurucu soğuk yok diye bir şey yok; lakin her coğrafya kendi çektiği iklim sıkıntısının aşırılığı ile cehennemde karşılaşmaktan korkar.

misalin: malatya , yazları sıcak, kışları soğuk geçen her mevsimin hakkı ile yaşandığı bir iklime sahip şehirdir. onun için malatyalı, yazın kışı arar; kışın yazı arar.

kutuptaki insan, cehennemin soğuğundan korkar; sıcak kuşaktaki insan cehennemin sıcağından korkar. panikatağı olan insan ,dar yerden korktuğu için kabirden ve cehennem hücrelerinden korkar. bu korkuları hususnda cehennem algısı oluşturur. yani kitapta geçen onlarca cezadan kendisinin etkilendiğini alır ve cehennem azabı tabiri yapar.

hesap gününe inanmayan insan, kur'an ahlakından ve adaletinden ödün verir.
çünkü onun için her şey bu dünya hayatından ibaretttir. yoksulluğa, bekarlığa, iftiraya karşı dayanamaz ve kendini rahatlatmak için zinaya, torpile ve yalana baş vurur; ama allah'ın kendini gördüğünü kabul etmediği için insanlara karşı yalan ve inkarla itibarını korumak ister..tek doğtu yolun kendilerinki olduğuna inanan bu insanmsı varlıklar, muhaliflerine yaşam ve özgürlük hakkı da vermezler. oysa ki inkar ettikleri kur'an , kendi mensuplarını ,karşıya zulüm ve haksızlık etmeme hususunda uyarır. bu ateyist, ibrahym'i dinların yasaklanmasını ve mensuplarının işbaşına getirilmemesini bile istemiştir. oysaki kur'an, dinleri yasaklamaz, adaleti herkes için eşit kılar. işi, kendi mensubuna değil, ehline verir.

" iki özgür insan kendi iradesi ile çiftlrşebilir" layikçi ilkesinden giderek, bir kadının evine yabancı bir erkeği alarak onunla çiftleştiğini düşün ( ki bu durumlar gırla yaşanıyor). bu ilişki de alan ve veren memnun, olayı da imandan yoksun bir şekilde " sevişme, ihtiyaç giderme" olarak değerlendiriyorlar. peki, bu kadının, ekmek için işte olan kocası ve eğitim için okulda olan çocuklarının durumu ne olacak? kadın ve tokmakçısı, vicdanlarında bir cehennem yaşasalar, bundan aldatılan kocaya ve çocuklara fayda ne? ettiğimizden ötürü hesap vermeyeceğimiz inancı ahlaki çürümenin başlangıcı değil midir?
devamını gör...
insan yüreğinde sevginin bittiği yerdir.
devamını gör...
cehennem ya da cennet onun hakkında ne düşünüyorsanız ondan başka bir şeydir. anlatılanlar hep temsilidir. insan konuyu anlasın diye onun dilinde tasvir edilmişlerdir.
devamını gör...
bademcik iltihabı
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"cehennem" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim