kaybolan narin'in cansız bedeninin bulunması

diyarbakır'da kaybolan bu küçük kız yalnızca diyarbakır’ın değil, tüm ülkenin yüreklerini saran derin bir ıstırap oldu. bir aydır küçücük kızın izini bulma çabalarında atladığımız bir nokta var ki; bu çabalar acı bir gerçeği gözler önüne seriyor: hükümetin, özellikle çocuklar olmak üzere ülkenin tüm vatandaşları için sokaklarda güvenliğini sağlama hususundaki eksikliği, giderek daha belirgin hâle geliyor.

il jandarma komutanlığı, afad, il emniyet müdürlüğü, il sağlık müdürlüğü, dicle üniversitesi, diyarbakır büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyelerinin itfaiye ekipleriyle aramalar yaptılar güyâ.
sonra da bir kuru hüzünlü açıklama yaparlar. ayağa kalkması ve herkesin yüreğini dizginlemesi gereken hükümetimiz (!)
hükümetin hüzünlerine dair açıklamalar geçici bir teselli sunmaktan öteye gitmiyor, sokakların ve ülkenin güvenliğine dair köklü bir reform ihtiyacını gözler önüne seriyor aksine.
kâğıt üzerindeki beyanatlarla sınırlı kalmayacak adımlar bekliyoruz.

evlatlarımızın, kadınlarımızın ve bütün vatandaşlarımızın can güvenliği temini, sadece güvenlik güçlerinin değil tüm yöneticilerin asli görevlerinden. fakat maalesef mevcut yönetimin bu konuda sergilediği eksiklikler, bir kez daha halkın huzur ve güvenliğine dair büyük bir boşluğu gösterdi. şayet kalıcı çözümler gelmez, önlemler alınmazsa; narin güran gibi küçük yavruların kaybolması, öldürülmesi; toplumun güvenlik zaaflarının ne denli derin olduğunu giderek daha acı şekillerde gösterecek.

hükümetinde bulunduğun bir ülkenin vatandaşlarına güvenlik sağlayamıyor, iyi ekonomik koşullar sağlayamıyor, refah sağlayamıyor, eğitim sağlayamıyor, adalet sağlayamıyorsan; pekâlâ işini yapamıyorsundur ve eleştirilmeye mahkûmsundur.

erbakan hocamızın dediği gibi “vatan ve millet sevgimiz, bunlara aferin demek yerine yanlış politikalarını düzeltmek vazifesini yerine getirmemizi bize bir vecibe kılmaktadır.”

her şey düzelmeden susmayacak, durmayacağız.
a'dan z'ye, en büyük kurumdan en küçük bireye dek tüm bozuklukların düzelmesi için elimizden geleni yapacağız.
ahlak, eğitim, adalet. ülkemizde olmayan üç şey.

keşke sağ salim bulunabileceğine en azından inanç duyabilseydim. o kadar çok benzer olaylar ile karşılaştık ki, biri bir saat ortadan kaybolsa "oynuyordur ya bir yerlerde" gibi iyimser yorumlar yapamayacak kadar kirlendik, zehirlendik.
çok üzgünüm, umarım en azından adalet yerini bulur ve umarım taciz, tecavüz ya da işkenceye maruz kalmamıştır.

hüda par ın iktidar ortağı olması rahatsız etmiyor ama bu çocuğun ölümünden çok rahatsız oldunuz ?
iki yüzlülüğünüzü sileyim.
eskiden bu akape nasıl çıktı ? nasıl iktidar olabiliyor ? diyordum
şimdi bu memleketin akapeden başka bir müstehakkı yok ki diyorum.
eskiden geceleri uyuyamıyordum
şimdi ise hiç bir şey umurumda değil.

diyarbakır

bütün ailesi sorumludur hatta köy halkı da. hepsi her şeyin farkında olduğu halde üç maymunu oynadılar. adalet gereğini yapmayacak allah binbir türlü belasını versin topunun.
el kadar köyde kaç gün sürdü arama ve soruşturma. uzat uzatabildiğin kadar.
bir zavallı yavrucak daha ailesinin kurbanı oldu...

bu tip haberler yüzünden herkes birbirine sübyancı sapıkk şüphesiyle bakıyor.

çocukları sevmek ve güven duygusu elimizden gidiyor.

şimdi, sen bana çocuğunu güvenip sevdirmezsen ezilirim. ben ezilirsem çocuğunun başına böyle bir şey geldiği billene kendimi suçlu görür eyice uzaklaşırım. onun için bu kötülüğü ancak sevgi ve güven yener. benim çocuğunum yanağından makas almama izin vereceksin, ben de o sapkınları gömeceğim.

içim yandı. adalet yok, güven yok, huzur yok. gülüşü güzel narin kuzum yattıgın yer incitmesin seni.

aklım almıyor. minicik çocuğun canına nasıl kıyarlar. nasıl bir sapkınlık, nasıl bir zihniyet? dünya çok kötü bir yere gidiyor.

çok üzgünüm çok. çocuklarimiz sahipsiz

sabahtan beri başlığa denk geldikçe yazıp yazıp siliyorum, yazıp siliyorum. sussan tesiri yok susmasan gönül razı değil. ne denir ki.

b.k çukuru gibi bir yerdeyiz, herkes korkar oldu herkes sakınır oldu evladını. nerede o eskiler diyesim geliyor.
biz köyde sabah ezanına kadar dışarıda gezerdik, ben önümde koyunlar ile tek başıma ışarıda çok geceledim.

küfürsüz sözlük biliyorum ama ö minicik yavruma hangi p.ç kurusu bunu yaptıysa, öldürün beni denilerek işkence yapılmalı. evveliyatından başlanarak ebediyetine kadar sevilmeli.

tahmin ediyordum ama dilim varmıyordu söylemeye. sonunda bu yavruya da kıydılar, geride sadece buruk yürekler ve asla cezasını almayacak zalimler kaldı.

güldünya'yı, medine memi'yi ne öldürdüyse, bu yavrucağı da o öldürdü.

en yakınındakiler yapmış olunca daha bir dumur oluyor insan

son bilgiler ve bulgular bunu gösteriyor maalesef

bu tarz olayların hiçbirini takip etmiyorum sözlük.
olayın "haber" niteliğini kazandığı an benim için işin sonucu belli oluyor çünkü. aslında o küçük canların cesetleri arandığı için bu olaylar haber oluyor çünkü.
benim asıl canımı acıtan; bu ülkede birinin canını almak, misafirlikte dürtüp oynadığın ve şeklini şemalini bozduğun dekor eşyasını ev sahibi görmeden perdenin arkasına saklamak gibi bir şey oldu çıktı.
bir halt yedik, ne yapalım ses çıkmasın başımıza iş çıkmasın diye "öldürerek" sesleri keselim. allah hakka yardım etsin. diyecek başka hiçbir sözüm yok.

olayin arkasinda bolgede etkili bazi dini grup,tarikatlarin oldugunu dusunuyorum.

behzat c. son kitabi okuyan ya da diziyi izleyenler sinekli hoca kismini bilirler.
benzeri bir durum cikarsa sasirmam.

bu şerefsizliği kim yaptıysa yaşattığını yaşamadan ölmesin. küçücük, masum bir kız çocuğuna yapılanlar... dünya'nın çivisi iyice çıkmış, midem bulanıyor. aşşşağılık, pislik heriffler; adı narin olan narin bir kızı katlettiler...

kelimeler düğüm düğüm oluyor boğazımda... çok şey söylemek geliyor, sonra... sonrası sonra işte.
bir çocuk daha işte, bir çocuk daha gitti.
bir şeyler yazmak, konuşmak için geç çünkü biliyorum.
hiçbir yazı, hiçbir söz, hiçbir kavga... onu geri getirmeyecek.
o ölmeden önce neredeydi bu millet diye haykırasım var.
nedenler, nicinler ve kocaman keşkeler işte...
nasıl yapılabilir? nasıl? küçücük bir çocuğa nasıl yapılabilir diye düşünüyorum...
vicdanınızı bu kadar öldüren ne oldu?
ne ara bu kadar vicdani yoksun insanlar yetiştirdi bu toplum!
nerede bu ülkenin merhametli, yardımsever, vicdanlı insanları.
biz bu ülkeye çocukları öldürerek mi sahip çıkıyoruz.
biz bu ülkeye böyle kadına , çocuğa, hayvana, doğaya zarar vererek mi sahip çıkıyoruz?
sizin dedelerimizin emanetine sahip çıkma anlayışınız bu mu?
bir çocuğun gülüşünü söndürmek mı?
çok şey diyesim var ama...
ama işte...
bu olayda kimin parmağı varsa hiçbiri cezasız kalmasın.
öyle şeyler yaşasınlar ki keşke bunları yasacağima ölsem desinler...
umarım bundan sonra bir tebessüm kaybetmeyeceğimiz günler olur.
bir umut işte...

sabah kalktığımda haber başlığının sonunu okumadan allahım dedim nolur yaşıyor olsun. ama maalesef. gün boyu bir şeyler söylemek istedim yazdım yazdım sildim. söylenebilecek o kadar çok şey var ki. bu dünyaya çocuk getirmek ve onu büyütebilmek o kadar zor ki.. rabbim herkesin çocuğunu korusun.
içimden o kadar kötü küfürler geçiyor içim o kadar dolu ki. yarın okula gidecek çocuk mezara girdi ya. belki avukat olmak isticekti belki doktor belki hemşire. bir tek canını almadınız hayallerini çocukluğunu geleceğini de aldınız koydunuz mezara. şu s*ctıgımın dünyasında nasıl bu kadar vicdansız nasıl bu kadar kalpsiz olabiliyorsunuz. yetişkin insanlar öldüğünde de evet üzülüyoruz keşke diyoruz ama çocuklar bebekler ölünce dünya kapkara bi yer oluyor insanın içi almıyor dayanamıyor. işte insan olabilenin içi almıyor kalbi dayanmıyor. ama insanlıktan bir gram nasibini alamamış mahlukiyetler işte böyle dünya karartıyor. çok üzücü ya. söyleyebileceğim haykırabileceğim çok şey var ama neyse.

bir çocuk daha gözlerimizin önünde pisi pisine ve vahşice gitti, biraz daha kirlendi ülke, biraz daha iğrendik ülkeden.

narin'in ilk kaybolma başlığından beri tüm sürece hakim değilim. aklımda kalanlar abisi hayvana tecavüz ederken narin görmüş diye öldürmüş olabileceği haberi vardı, sonra amcasının istismarı muhabbeti. bunlar doğrudur yanlış çıkmıştır bilemem. ama her halükarda koca koca herifler ufacık bir çocuğu biz napıyoruz demeden öldürmüş, gitmiş göle atmış, üstüne taş yığmış. belki hatta muhtemelen cinsel istismar da var. bir de bunlar kan bağı olan insanlar. insan ufacık bir çocuğu hangi gerekçeyle öldürür, ufacık bir çocuğa nasıl hallenir anlamıyorum. hele kardeşinse, kardeşinin çocuğuysa. adını narin koymuş ama verdiği isim gibi davranamamış ebeveynler. belki en başından beri biliyorlardı da sustular, hatta örtbas eden taraftalar. üstte bir yazarın da dediği gibi oralarda bir kadının başına bişey gelince örtbas edilir, kadın suçlanır, fatura kadına kesilir, tecavüze bile uğrasa gene cezasını kadın çeker.

işin en berbat yanı kimbilir kaç narin aynı durumda. narin'i duyduk çünkü bir şekilde tivitler atıldı, rtler yapıldı, entryler girildi, storyler paylaşıldı falan filan işte siz sosyal medyayı benden iyi bilirsiniz. peki sözlükte yazılmasa, takipçisi çok olan biri twitter'da paylaşmasa duyar mıydık. müge anlı bile popüler olunca el attı galiba mevzuya. tiviti atılmamış kaç çocuk kayıp, kaç çocuk kaçırıldı, kaç çocuk tacize tecavüze uğradı, ölüme terk edildi biliyor muyuz.

sevgilisinden yaptığı bebeği doğurup klozete atan kadın haberi görmüştüm bir ara. o gün bugündür daha biseye şaşırmıyorum artık. bırakıp kaçmayı, ölüme terk etmeyi falan geçeli çok olmuştu zaten.