kırgınlık ve kızgınlık arasındaki fark
başlık "monika" tarafından 10.03.2021 03:49 tarihinde açılmıştır.
21.
kızgınlıkta intikam vardır. kırgınlıkta ise sadece suskunluk.
devamını gör...
22.
kızgınlık geçiçidir. içinizde yanan ateş bir müddet sonra soğur. yerini nefrete bırakabilir. belki de hakverirsiniz, hatanın kendinizde olduğunu düşünmeye başlarsınız. yıne de kızgın olma hali tehlikelidir. kızgınlık miktarı arttıkça karşıdaki kişiye zarar verme isteği de o derecede artar. genel hali asabi olan insanların kızgınlık duygusunu yaşaması daha sık olur. bu insanlar aynı ölçüde çabuk sakinleşebilir. ancak çabuk sinirlenmeyen, daha yavaş tepki hızına sahip insanların kızgınlıkları daha yoğun olup sakinleşme süresi daha uzundur. kızgınlık ekseriyetle engellenmiş hissi ile birlikte oluşan durumdur.
kırgınlık ise çok daha naif gibi görünen bir duygudur. çoğu zaman yanlış anlaşılmış olma hali ile zuhur eder. sevdiklerimize kızgınlık yerine kırgınlık hissederiz. kırgınlığı ifade etmek daha zordur. kırgınlık yaşanılan durumda ifade etmek karşı tarafı da kırma ihtimalini ya da karşı tarafın kabul etmeme ihtimalini de beraberinde getirir. affetmesi de bir o kadar uzun sürebilir. kırgınlık gerçekten affedilir mi? emin değilim. affetim demek, iletişime kaldığı yerden devam etmekle gerçekten affetmek olmamış gibi görebilmek arasında bayaa fark var cünkü. affetmiş gibi yaptığımızda karşı taraftan her an aynı ya da benzer bir davranış beklenir içten içe. gerçekten affedebilen ve tekrar aynı davranışı beklemeyen insanlar karşı tarafı çok iyi tanımış, zaten yanlışlıkla yapılmış olduğunu hatta belki de hatanın bir kısmını o o davranışa sürükleyen kendisi olduğunu düşünerek affeder.
kendi adıma bir kaç kez kızdığım insana bir süre sonra kızmayı bırakırım. çünkü artık değişmeyeceğine, farklı düşünce ve duygular içinde olduğumuza ikna olurum ve tekrar kızmayacağım bir uzaklığa doğru kendimi çekmeye çalışırım. ilk gençlik yıllarımda çok kızgın bir insandım. özellikle aileme karşı bir anda öfke patlamaları yaşardım. bu durumun ortadan kalkması için gerçekten çok çaba sarfettim.
yine de abime göre ben halen eserikli birisiyim. her kızdığımda sakinleşince sorardı. "lodos geçti mi?" eşim de evliliğimizin ilk yıllarında olaylara çabuk tepki gösterdiğimi, çok çabuk kızdığımı söyler, beni bu konuda çok eleştirirdi. zamanla bu huyumu düzeltmeye başladım.
galiba bugün çevrem tarafından daha sakin bir insan olarak anılmamın sebebi bunu başardığımın göstergesi.
nasıl yapabildiğime gelince; insanları tanırken onların hayatını her yönü ile incelemeye, düşünce ve yetiştirilme tarzlarına dikkat etmeye, onlardan gelecek zararları önceden kestirmeye başladım. bu noktada olaylardan çok ruhsal çözümlemelere yer veren roman ve öykü okumaları ben fark etmeden beni büyük oranda ehlilleştirdi. yine de adımız çıkmış dokuza inmez sekize hesabı eşimin gözünde ben her an patlamaya hazır bir bombayım. oysa ben şimdilerde ona pek az kızıyorum. kızgınlığı bıraktığım dönemlerde sürekli kırılıyor, kırgınlık yaşamak için bahane arıyordum. şimdi kırgınlık da yaşamıyorum. artık onu ve beni çok iyi tanıdım. en azından 14 yıllık bir evliliğe göre amaçlarım ve önceliklerim değişti.
peki eşimin beni halen çabuk kızan bir insan olarak görmesi umrumda mı ?
hayır !
neden ?
çünkü bendeki değişimi fark etmiyor olmak onun sorunu. hem ne demiş mevlana; "sen ne söylersen söyle, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır."
kırgınlık ise öyle değil. insanın celladına aşık olması gibi kırılır kırılır yeniden ona dönerim. hani hayırsız olarak nitelendirilen bir evlattan annesinin hiç umudunu kesemiyor olması gibi.
çok sevdiğim iki gözümün çiçeği iki arkadaşım var. ikisi de düşünce dünyası anlamında, hayatı algılama şekli anlamında benden biraz uzak insanlar. ilk zamanlar onlara çok kırılır hiç bir şey belli etmezdim. sonra sonra anladım ki onlar beni kırmak için yapmıyorlar. ben onlardan yapamayacakları şeyler bekliyorum. zaman zaman kırgınlıklarım yerini "farklılıklarımızla birbirimizi geliştiriyoruz" a bıraktı. şimdi onları çok iyi tanıyorum ve verdikleri tepkiler beni rahatsız etmiyor. aynı süreci onlar da benimle yaşamıs. dostluk dediğimiz duruma da bu kırılmaları tamir ede ede geldik. ne mutlu bize.
tüm bu yazdıklarımın sonucunda kızgınlık ve kırgınlığı en az seviyede yaşamanın benim açımdan en önemli formulü şu; kendini sevmek ve kendine güvenmek.
tanım: kızgınlık ve kırgınlık duygularının özelliklerinin anlatıldığı başlık.
kırgınlık ise çok daha naif gibi görünen bir duygudur. çoğu zaman yanlış anlaşılmış olma hali ile zuhur eder. sevdiklerimize kızgınlık yerine kırgınlık hissederiz. kırgınlığı ifade etmek daha zordur. kırgınlık yaşanılan durumda ifade etmek karşı tarafı da kırma ihtimalini ya da karşı tarafın kabul etmeme ihtimalini de beraberinde getirir. affetmesi de bir o kadar uzun sürebilir. kırgınlık gerçekten affedilir mi? emin değilim. affetim demek, iletişime kaldığı yerden devam etmekle gerçekten affetmek olmamış gibi görebilmek arasında bayaa fark var cünkü. affetmiş gibi yaptığımızda karşı taraftan her an aynı ya da benzer bir davranış beklenir içten içe. gerçekten affedebilen ve tekrar aynı davranışı beklemeyen insanlar karşı tarafı çok iyi tanımış, zaten yanlışlıkla yapılmış olduğunu hatta belki de hatanın bir kısmını o o davranışa sürükleyen kendisi olduğunu düşünerek affeder.
kendi adıma bir kaç kez kızdığım insana bir süre sonra kızmayı bırakırım. çünkü artık değişmeyeceğine, farklı düşünce ve duygular içinde olduğumuza ikna olurum ve tekrar kızmayacağım bir uzaklığa doğru kendimi çekmeye çalışırım. ilk gençlik yıllarımda çok kızgın bir insandım. özellikle aileme karşı bir anda öfke patlamaları yaşardım. bu durumun ortadan kalkması için gerçekten çok çaba sarfettim.
yine de abime göre ben halen eserikli birisiyim. her kızdığımda sakinleşince sorardı. "lodos geçti mi?" eşim de evliliğimizin ilk yıllarında olaylara çabuk tepki gösterdiğimi, çok çabuk kızdığımı söyler, beni bu konuda çok eleştirirdi. zamanla bu huyumu düzeltmeye başladım.
galiba bugün çevrem tarafından daha sakin bir insan olarak anılmamın sebebi bunu başardığımın göstergesi.
nasıl yapabildiğime gelince; insanları tanırken onların hayatını her yönü ile incelemeye, düşünce ve yetiştirilme tarzlarına dikkat etmeye, onlardan gelecek zararları önceden kestirmeye başladım. bu noktada olaylardan çok ruhsal çözümlemelere yer veren roman ve öykü okumaları ben fark etmeden beni büyük oranda ehlilleştirdi. yine de adımız çıkmış dokuza inmez sekize hesabı eşimin gözünde ben her an patlamaya hazır bir bombayım. oysa ben şimdilerde ona pek az kızıyorum. kızgınlığı bıraktığım dönemlerde sürekli kırılıyor, kırgınlık yaşamak için bahane arıyordum. şimdi kırgınlık da yaşamıyorum. artık onu ve beni çok iyi tanıdım. en azından 14 yıllık bir evliliğe göre amaçlarım ve önceliklerim değişti.
peki eşimin beni halen çabuk kızan bir insan olarak görmesi umrumda mı ?
hayır !
neden ?
çünkü bendeki değişimi fark etmiyor olmak onun sorunu. hem ne demiş mevlana; "sen ne söylersen söyle, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır."
kırgınlık ise öyle değil. insanın celladına aşık olması gibi kırılır kırılır yeniden ona dönerim. hani hayırsız olarak nitelendirilen bir evlattan annesinin hiç umudunu kesemiyor olması gibi.
çok sevdiğim iki gözümün çiçeği iki arkadaşım var. ikisi de düşünce dünyası anlamında, hayatı algılama şekli anlamında benden biraz uzak insanlar. ilk zamanlar onlara çok kırılır hiç bir şey belli etmezdim. sonra sonra anladım ki onlar beni kırmak için yapmıyorlar. ben onlardan yapamayacakları şeyler bekliyorum. zaman zaman kırgınlıklarım yerini "farklılıklarımızla birbirimizi geliştiriyoruz" a bıraktı. şimdi onları çok iyi tanıyorum ve verdikleri tepkiler beni rahatsız etmiyor. aynı süreci onlar da benimle yaşamıs. dostluk dediğimiz duruma da bu kırılmaları tamir ede ede geldik. ne mutlu bize.
tüm bu yazdıklarımın sonucunda kızgınlık ve kırgınlığı en az seviyede yaşamanın benim açımdan en önemli formulü şu; kendini sevmek ve kendine güvenmek.
tanım: kızgınlık ve kırgınlık duygularının özelliklerinin anlatıldığı başlık.
devamını gör...
23.
kızgınsam kızarım tartışırım ve belki şans veririm
kırgınsam vazgeçerim..
kırgınsam vazgeçerim..
devamını gör...
24.
kırgınlık kızgınlıktan daha uzun sürer.
devamını gör...
25.
kırgınlık, içe dönük tepkidir.
kızgınlık, dışa dönük tepkidir.
kızgınlık, dışa dönük tepkidir.
devamını gör...
26.
ne olursa olsun sessiz insan, kırılınca kırıldığıyla, kızınca kızgınlığıyla bir başına yalnız kalır.
devamını gör...
27.
bana kalırsa bir insan kızıp, öfkelendiğinde bir zaman sonra ya geçer ya da içten içe kin’e dönüşür ama kırgınlık bambaşka insanın içinde yaşadığı ve her ne kadar zaman geçerse geçsin bir şekilde izi kalan bir şey.
devamını gör...
28.
kızgınlıktan dönersin de kırgınlık zaman alır. kolay değil öyle gönül alma.
devamını gör...
29.
sessizlik ve sinir.
devamını gör...
30.
biri kederlidir, diğeri öfkeli.
devamını gör...
31.
kızgınlık geçer, kırgınlık kalır.
devamını gör...
32.
öhöm.
biri r ile yazılır diğeri z ile.
vallahi bunu yapmasam gece uyuyamazdım.
biri r ile yazılır diğeri z ile.
vallahi bunu yapmasam gece uyuyamazdım.
devamını gör...
33.
kızgınlık bir andır; kırgınlık zamana yayılır.
kızgınlık zamanla azalır; kırgınlık git gide derinleşir, çoğalır.
kızgınlığı telafi edebilirsin; kırgınlığı telafi etmek mümkün değildir.
kızgınlık bir eşiktir; kırgınlık o eşiğin ardı, dönülmez yollar demektir.
kızgınlık "seni seviyorum!"'dur, "hayatında kalmak istiyorum, bu yüzden de mücadele ediyorum!"dur.
kırgınlık "artık sevmiyorum, sevsem de seninle kavgam, mücadelem bitti" demektir.
kızgınlık zamanla azalır; kırgınlık git gide derinleşir, çoğalır.
kızgınlığı telafi edebilirsin; kırgınlığı telafi etmek mümkün değildir.
kızgınlık bir eşiktir; kırgınlık o eşiğin ardı, dönülmez yollar demektir.
kızgınlık "seni seviyorum!"'dur, "hayatında kalmak istiyorum, bu yüzden de mücadele ediyorum!"dur.
kırgınlık "artık sevmiyorum, sevsem de seninle kavgam, mücadelem bitti" demektir.
devamını gör...
34.
sevdiğine kırılır sevmediğine kızarsın. belkide tam tersi.
devamını gör...
35.
ikisi de bir arada bulunur. aralarında da kayda değer bir fark yoktur benim açımdan.
devamını gör...
36.
birinde hala diyalog devam eder, diğerinde silerim.
devamını gör...
37.
kızgınlık yüksek seslidir, kırgınlık ise sessizdir
devamını gör...
38.
kırgınlık sessiz kalıştır, bir kabullenme ve geri çekiliştir. kızgınlıkta ise bir şeyleri düzeltmek için ses yükseltme, bir bağırış vardır. kırgınlıkta çoğu zaman geri dönüş olmaz ama kızgınlıkta her zaman bir geri dönüş vardır. eğer karşınızdaki size karşı sessiz kalıyorsa geçmiş olsundur ama bağırıp çağırıyorsa bir şeyleri düzeltmek için bağırıyordur henüz şansınız varken bu sese kulak verin, gün gelir bağırmalarını bile ararsınız.
devamını gör...
39.
hiçbir farkı yok güzel dilimin eş anlamı.
ne bu her şeyde bir mana arama yok kırgınlık geçer kızgınlık geçmez filn ne alakası var. bırakın bu her şeyde mana aramayı.
ne bu her şeyde bir mana arama yok kırgınlık geçer kızgınlık geçmez filn ne alakası var. bırakın bu her şeyde mana aramayı.
devamını gör...
40.
kızgınlık geçiyor ama kırgınlık baki kalıyor geçmiyor derinleşiyor. artıyor kimseyi kırmayın. geçmiyor sonra.
devamını gör...