laikliğin halka sorulmadan getirilmesi

bazı şeyler halka sorulmadan halk için yapılır. o dönem geç kalınmış bir uygulamaydı.

bu halka daha yeni partili cumhurbaşkanı tek yetkili olsun mu diye sorulmadı mı?
sonuç?

nas suresiyle ekonomi yönetimi.

kemal paşa'nın tek adamlığını gösterir. bir yandan da " halkın kendi kendini yönetmesi yalanı" ile çelişir.

cuntanın ya da komitacının yaptığı devrim halk devrimi değildir. halk, devrimi; kendi değerlerine, örfüne, adetine, inançlarına göre ister.

halkın değerleri, kılık kıyafeti, kültürü ve kutsalları ile çelişik, taban tabana zıt bir devrim asla halka sorulamaz. o gün de sorulmamıştır, 100 yıl sonra da sorulamaz. dahası bu devrim, askeri darbe ve mutıralarla, yargı ile, fikir yasağı ile korunur.

kimden bahsettim ben?

ek:

ulan sırf yapılan dikta operasyonu aklamak için kendi milletinizi de aşağı gördünüz ya!

lan hani türk milliyetçisiydiniz siz?

kemal paşa'nın halka rağmen devrim yaptığı ülke dünyanın 4. ülkesi. osmanlı imparatorluğu.

sizin kemal paşa'nın kurduğu layik cumhuriyet gibi son sırallarda gezmiyor.
ilk 500 üniversitenin içine bile sizi tayyip soktu. ona göre ğındıllar.

okur yazar oranı yüzde 10'un altında. 40 bin köyün 35 bininde okul yok....
yüzyıllarca başındaki padişah ne derse onu yapmış...
kulluktan başka bir şey bilmiyor..
kime soracaksın?
bu halka mı?

aslında cumhuriyetin ilanı da halka sorulmadı. hatta cumhuriyetin ilanı meclise bile sorulmadı. meclis üyelerinin bir kısmı ankara dışındayken yapıldı oylama. ankara'da olan ve oylamanın gidişini engelleyecek olan vekillerin evlerinin kapısına birkaç polis konuldu ve o gün evden çıkmaları engellendi. 334 vekilin 176'sının olmadığı, meclise gelmesi uygun görülen 158 vekilin oylarıyla cumhuriyet ilan edildi, atatürk cumhurbaşkanı yapıldı.
böyle bir iklimde "sözde laikliğin" getirilmesinin halka sorulmamasından şikayet çocukca kalıyor.

hilafet, padişahlık, vergiler haraçlar yoksulluk, saraylardaki şatafat halka sorularak mı getirilmiş peki..

hah işte bak mükemmel bir aptallık bu yobazların içinde bulduğu durum ahahah.
bir eylemin içinde bulunduğu denklemi, alakasız başka bir eylemin içine monte ederek 'ad hominem' önermeler oluşturmak.

1000 yıldır halka sormadan yapılan değişimler bu davarın gözüne batmaz. sadece kendi menfaatini düşünen bir saray asla bir sorun değildir bunun için.
ama 'bu topraklarda müslüman olmayan insanlar var. devletin din açısından tarafsız olması onların da hakkını savunmasını sağlayacaktır' gibi bir matematiği beyni basmaz. yakın geçmişte alnı secdeye değiyor diye devletin içine alınanların devletin başına nasıl bir bela olduğunu göremez.
aslında görür, gördüğü taraf kendi menfaatinin uzanacağı kadardır. o da bu cümlelerdir:
'oh kadrolar neyn boşaldı. bizim amcoğlunu da ünüversteye hoca diye soktuk muydu dadından yenmez'

halka yolda kimlik kontrolü hariç hiçbir şey sorulmamalı aslında. sadece askere gitmeliler ve çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmeliler.

doğrudur.

okuma yazma bilmeyen köylü halka sorulmalıydı.

tabbii lan.. dini yönetimler, halifelik filan son derece demokratik seçimlerle özgür seçimlelerle gelir/geliyor. (sonra ingiliz gemisine yalvar yakar binip gidiyorlar o başka). öyle kolay tutamıyorsun elinde.. mesela el kaide, hizbullah, taliban, hamas, ışid halifeleri filan özel olarak abd.de eğitilip yetiştiriliyor, ihtiyaç halinde ülkede çıkartılan darbe iç kargaşa bahane edilip halka sorularak başa geçirilmeye çalışılıyor ama halk meşgul olduğundan farketmiyor başka..fetöyü hatırlasana.. bak mesela cübbeli özgürce firma değiştirdi halka sormadı mı sanıyorsun..(nası sormadı mı.. bizim yanmaz kefenin firma garantisi gitti mi yani.)
sen osmanlıdaki, arabistan, afganistan, sudandaki yönetimlerin özgürlük anlayışlarını, halka saygılarını norveçte. isveçte görebiliyor musun.. yaa bak kendin yok diyorsun..

osmanlı da 623 yıl halka sormadan sikinin keyfine ülke yönetti. ona bir şey demek yok ama değil mi? eğer bu halka sorulsaydı şu an şeriat ülkelerindeki gibi kırbaçlanıyorduk olurduk. halka bir şey sorulmaz çünkü halklar aptaldır.

o sırada halk:

bu halka hiçbir şey sorulmaması gerek aslında. 20 sene boyunca bunu çok iyi öğrendik. atam öngörülü bir insan olarak ne yaptıysa halka sormadan yapmış.

yunan halka sorarak mı işgal etti, padişah halife ordusunu halka sorarak mı kurup yunanla birleşti, diye sorular da sorulabilir tabii...

padişahçılar, kuvay-ı milliye zamanında da vardı. hala var. ışlerine öyle geliyo. boşver, it ulur kervan yürür.

akla nevzat tandoğan'ın osman yüksel serdengeçti'ye verdiği "ulan öküz anadolulu!.. sizin milliyetçilikle, komünizmle ne işiniz var? biz gerekirse hepsini sırasıyla yaparız." ayarını getirendir. popülizm, halkçılık demek değildir tam tersine bağnaz halka rağmen halkı reformlarla ilerletmektir. popülistler, gerici birer şakşakçıdır.

bu başlığa gelip ağlayan bölücüleri ve şeriatçıları gördükçe, paşamızın ne kadar da doğru kararlar verdiğini bir kez daha anlıyorum.
yaşasın laik cumhuriyet, yaşasın türk milleti!

ey bu günümüzü sağlayan, ulu atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğimize ant içeriz!

günümüzdeki arap aşığı dincilerin yaşadığı en büyük hazımsızlığın başlıca nedenlerinden biri de ulu önder mustafa kemal atatürk'ün din ile devlet işlerini ayıran laiklik devrimidir. dinciler devleti devlet üzerinde etkili olmadığı için laikliği dinsizlik gibi göstererek laikliğe karşı büyük hazımsızlık gösteren davranışlar sergiliyorlar.

bir kural var:
(bkz: 4s kuralı)*

osmanlı devleti şeriatla yönetilmiyordu. örfi hukuk vardı. çok uluslu bir devletti, gayr-i müslimler (müslüman olmayanlar) isterlerse kendi mahkemelerinde yargılanabiliyorlardı. (bkz: ıslahat fermanı 1856).
halka sorulmasına gerek yoktu. halkın umurunda bile değildi.
laiklik: genel ve klasikleşmiş tanımlaması ile din ve dünya işlerini birbirinden ayırmak, toplumu din kuralları ile değil, meclislerin düzenlediği yasalarla yönetmek, dini duyguları, inancı ve ibadeti, halkın özgür vicdanına bırakmaktır.
o zaman ben müslümanım neden laik olayım? laik olup ne yapacağım? devlet laik olsun. doğrusu da, önemli olanı da devletin laik olmasıdır.

dinlerde halka sorularak gelmedi, dil de, eğitimde, kültürde, ahlakda..

laiklik varsa halkın söz hakkı var.
laiklik gelmeden böyle bir hak olmadığı için sorulmadı. (=