liberalizm

devletin sağlık ve eğitim dışında sosyal olmamasını savunan bana uyan sistemdir.

insanlığın kurtuluşu, yükselebilmesine izin verdiğini düşündüğüm ideoloji.

türk tipi liberalizm cem toker hoca dışında tamamen vatan hainliği üzerinden şekillenir.
nerede bir türk ve atatürk düşmanlığı varsa yurdum liboşu anında orada bok böceği gibi biter. fetöcüler tsk'yı ele mi geçiriyor, hemen taraf gazetesi gibi cia aparatı yayın organları kurup anında tsk'ya iftira atmaya başlarlar.
siyasal islamcılar atatürk'ün önderliğinde kurulan cumhuriyet rejimini başkanlık adı altında tüm kurumlarıyla ele mi geçirmek istiyor, bu liboş tayfa yetmez ama evet diyerek hemen siyasal islamcılara karşı hazır ol'a geçerler.
liberal ekonomik modelin gelişmemiş demokrasilerde emperyalist sömürüye yol açtığı, cahil toplumlarda demokrasinin değil meritokrasinin bir gereklilik olduğu, orta doğu ülkelerinde devletçi iktisat kuralları haricindeki tüm modellerin saha pratiğinde tam anlamıyla çuvallaması...
bu liste uzar gider fakat türk liberali bu konulara kafa yormaz. onun en önemli problemi üniter yapı iledir.

türkiye ve minimum orta doğu ülkeleri için liberalizmi savunan insanlar ya art niyetli ya da çok saftırlar. o yüzden onlar konuşurken siz onları konuşturmayın eğer onlar konuşmaya başladıysa da yarın hangi yemeği yapacağınızı düşünmeye başlayın.

fakat en pisi batı'da yaşayıp modernizmin ve demokrasinin bütün faydalarından yararlanan fakat ortadoğu ülkelerindeki insan haklarına aykırı kültürel ögelere gelince "onların kültürü saygılı olmalıyız" diyenlerdir. bu ilk başta anti ırkçı bir şey gibi görünse de özünde son derece ırkçı bir mantık vardır. ırak'da doğmuş 18 yaşında "rızasıyla"(sanki eğitimsiz fatma'ya ortadoğu'da sefalet ve cehaletin ortasında çok seçenek sunulmuş gibi rıza kavramını ortaya atıyorlar.) 60 yaşında birisiyle kuma olarak evlenmiş fatma feminizm, demokrasi ve insan haklarını hak etmeyebilir. çünkü feminizm bu tip liberallere göre sadece batı'da doğmuş siyahi ve beyaz kadınların hakkıdır. ırak'da, suriye'de, afganistan'da doğmuş kadınların kültürleri bu kavramlara müsait değildir ve bu kültürü devlet eliyle değiştirmeye çalışanlar da "diktatör"dür. çünkü halkın özgürlüklerini ve kültürünü gasp etmektedir. oysa sosyal hayattaki diktatörleri ve şeytanları hiç görmezler. halkın özgürlüğü dedikleri şeydeki halk da zengin erkekler. yoksa çölün ortasında çadırda yaşayan hasan ve emine değil.

bu entry feyruz dinlerken yazılmıştır.
ayrıca elhamdülillah kemalizmden ve sosyal demokrasiden razıyız.

ahahjahw.

tanımın asla ama asla bir kalıba sokulamayacağı çünkü kuralları bireylere göre esnetmek demek onun temelinde bulunan olguya büyük zarar verir. özgürlükçük tanımının suistimale açık olması sebebiyle; dünyanın hiçbir yerinde tam olarak uygulanamaz ve uygulanmaması gerektiğini düşünüyorum.

özgürlük; istediğini yapmak değil, istemediğini yapmama seçiminin verilmesidir. o yüzden bu tanımın içine sokulduğu zaman daha anlamlı ve kapsayıcı olacağını düşünüyorum.

örneğin; herkes istediği kadar çocuk yapabilir. bu bir özgürlüktür fakat bir sınır koyulmazsa suistimale açık hale gelir ve kontrolsüz üremenin verdiği kıtlık, para, sosyolojik yıkım, eğitim ve sağlık gibi daha nice hayati kurumların aksamasına neden olur.

suistimal edilmeye bu kadar açık bir olguya, yaslanmak ciddi zararlar verir. bunu aşmanın tek yolu vardır:

eğitim. kalifiyeli eğitim seviyesini en yukarıya çekmek, insanları doğru olana teşvik etmek ve bu alt yapıları herkese eşit şekilde dağıtabilmek gerekir. bu yüzden sancılı ama insanın ne kadar donanımlı olması gerektiğini gösterdiği için de zordur. cahil halkın elinde cehenneme çevirir.

özgürlükten yana olmak demektir.

bireysel özgürlüğü savunur, insanın özgür olması gerektiğini benimser, yani bu yanıyla da hümanisttir diyebiliriz.

ancak kapitalizm ve ömür boyu para için çalışmak gibi bir zorunluluk olduğu müddetçe kişinin tam anlamıyla özgür olması beklenebilir mi, tartışılır.

t/ bireysel özgürlük üzerine kurulu siyaset felsefesi

zenci, müslüman ve rus olmayacaksın,* gerisi alabildiğine özgürlük.


bonus:

bireyin özgürlüğünü savunan düşünce akımı, erkincilik.

günümüzde maalesef iktidarların gölgesinde makyevelizme kaymak ve terör uzantısı partilerin savunuculuğunu yapmak gibi çarpık bir düşünce biçimine uğramıştır.

etimolojik olarak latince'den fransızca'ya geçen liber (fr. liberte) kelimesinden gelir. bu kelime özgür manasına gelir.

gerçek küpürde otlakçılık yazıyor ama olsundu.

erkek adamin savunmayacagi sey.

düşüncede faşizme taban tabana zıt görünür. bireysel özgürlüklerin ancak ekonomik özgürlükle mümkün olduğunu iddia eder ama pratikte dünyanın her yerinde faşizmle, otoriter rejimlerle koyun koyunadır.

matbaanın feodalizmin sonunu getirdiği gibi iletişim teknolojileri de kapitallizmin ve liberalizmin sonunu getirecektir. insaların birbirleriyle rekabet etmediği, dayanışmanın olduğu bir toplum kurulacaktır. dönüşümün hızına bakılırsa bu değişimi bizim neslimiz görecektir. (inşallah)

özde kapitalizmin ortam ve kombine uygun makyajından başka bir şey değil. liberalliği de insanın ya da emeğin özgürlüğü üzre değil, liberal saydıklarının özgürlüğü üstüne..

hakkında konuşanlarin -özellikle solcuların - büyük bir cehalet icerisinde olduğu, liberal teorilere dair hiçbir okuma yapmadan fikirler beyan ettiği siyasi ve felsefi dünya görüşü.