nedir bu kadar zor olan sorusu

insanca yaşamak! neden insanca yaşamak? bu, insan dünyasında her zaman herkesçe istenen bir şeydir. bunda şaşacak bir şey de yoktur. insan adlı canlı için istenecek en öncelikli şeydir bu. insanın başka türden bir varlıkça, örneğin bitkice, hayvanca yaşaması istenemez elbette. peki, nedir insanca yaşamak? insanca yaşamak dendiğinde her şeyden önce, her insanın insana yaraşır koşullar içinde yaşaması gelir akla. aç kalmamak, açlıktan ölmemek, evsiz barksiz kalmamak, soğuktan donmamak, sağlıklı beslenmek gibi haklarının ifade edilmesidir .insanca yaşamak kısaca söylenirse, her insanın temel haklarının sürekli korunabilmesi koşullarının sağlanmasıdır. bu, her insana, insan için olan ortak bir alanda, “insanlık” içinde varolma; insanlığın “ortak mirası”na, kültürüne katılma ve insanlığa katkıda bulunma imkânının sunulmasıdır...

seven bi kalbi layıkıyla sevmek .

ne istediğini tam anlamıyla bilmek.

yatağımdan çıkmak

algı meselesidir. senin bir ömür beklediğin başkası için 5 dakikalı iştir. aslında her şey böyle sadece psikolojik olarak hazır olmak gerek, o zaman zor kalmıyor.

canlıların sürekli birbirleri ile rekabet içinde olduğu, kendini devam ettirebilmek için birbirinin gözünü oyduğu bir sürecin (doğal seçilim, evrim) ürünüsün. zorlukların şekillendirdiği bir sonuçsun. zorluk var oluşunun bir parçası.

doya doya yaşayabilmek.

şu repliği hatırlatan konu

şimdi hayatımda bir şeyleri kökten değiştirmem gereken yerdeyim, biliyorum. ocaktaki patates yemeğine tuz mu atayım? çantamı toplayıp bir yerlere mi kaçayım? bilmiyorum. kalbimin içinde bir yer acıyor. o kadar çok istiyorum ki değişmesini. ağlayarak uyanmayacağım bir yerde olmayı, sabahların güzel olduğu yerler var biliyorum. bilmenin faydası da yok. ağlamak da çözüm değil. bilmiyorum işte. sıkıldım, yoruldum, ağladım. geçmiyor.

bu ulkede yasamak mesela zor arkadasim cidden zor. semeleniyor adam ne orta dogu ulkesisin tam olarak nede avrupa arada bir yerde kalmışsın. bide onu gectim tam olarak kendin de olamamissin yozlasmissin. e hadi salla onu sokaga cik evrimini tamamlayan homo sapiensle homo habilis ve neandartellerin ayni ortamda bulunmasi olayi var. yani vahsi dogadasin. yan baktin diye adam olduruluyor lan düşün! devlet yonetimi çökmüş. beklentileri olan bir toplum ve cevre mahalle baskisi ve daha sayamadigim bir cok sey. boyle bir ulkede yasamak zor kisacasi.

o kadar zor değil aslında * allah kuluna çekebileceğini derdi verirmiş ve bence bu derdi yenmenin tek çaresi de bu derdin allah tarafından geldiğini kabul edip ona sabır gösterip isyan etmemektir

bir tek kendisini sevemeyen ben.
kendine tahammülü ve özeni olmayan ben.
kendini sevmeyeni başkaları da sevmez derler ne kadar doğrudur bilmiyorum ama sevildiğimi düşünüyorum. çevremdekiler tarafından iyi kötü seviliyorum sanırım çünkü bi zararım bi kötülüğüm yok ama kendimi sevmedikten sonra onların ilgisi de içimdeki boşluğu doldurmuyor.
dolamadığı için bu söz söylenmiş olabilir.
onlar seni ne kadar severse sevsin sen kendini sevmedikten sonra onların sevgisi de sana sahte gelebilir, öyle bir şey olmasa bile.

kabullenmemek

yaşamak. aslında yaşadığını sanmak.

kendimiz. her şeyi abartan, her duyguyu dibine kadar yaşamaya çalışan, insanların iyi olacağına inanan kendimiz. evet hayat güzel yaşamak lazım ama merkeze kendimizi koyarak yaşayabilirsek daha mutlu oluruz. mutlu olacağımız mesleği yaparsak, mutlu olacağımız insanlarla görüşürsek, mutlu olacağımız yerlere gidersek ve kendi dünyamızı yaratıp istediğimiz insanları içine alırsak bu kadar zor demeyiz. ama bunu başarmak çok çok zor. başaran da dünyanın en mutlu insanı

ne bileyim ben de anlamadım.

farkındalığı yüksek bir bireyin türkiye'de orta kesim olarak yaşaması . yeşillik gördüğümüz yok . ( rica edicem bana sakın olur mu x şehrine git falan gibi şeyler söylemeyin . greenest countries in the world yazın bakın bakalım türkiye kaçıncı ) denize gidiyoruz plajlar paralı kum paralı kum halk plajına gidiyoruz fazla halk her yer maganda ne ararsan var . beach cluba gidiyoruz sanki portofino'daymışız gibi fiyatlar . e dışarı çıkalım koşalım sabahları bari azıcık yaşadığımızı hissedelim diyoruz yok birde sokak hayvanları çıkıyor karşımıza . hayır arkadaşlar sahipsiz sokak hayvanlarının yerleri sokaklar değil. ( avrupa'da nerde gördünüz ? varsa lütfen yazsın ) evet bu doğa sadece bizim değil ama çözümü bu da değil . ve tabiki insanımızın inanılmaz düşük eğitim seviyesi ve ahlak düzeyi hepsi bir araya geldiğinde yaşamak çok zor oluyor .

sözlükte akışın akmasını beklemek.

vermiyorsa kadın yazarlar kalbini napsın mahmut.

nefes aldığın sürece her kararın her hamlen zor olacak.

birbirini anlamak, yanlis anlasilmamak, iletisim kurabilmek, susarken bile gozlerinden okunan kelimeler. bazen konusurken bile anlasilmayinca bunlar zordan cok imkansiz geliyor da neyse iste....