yıllar önce suadiye feride geçidinin üstündeki demiryoluna geçişin betonla kapatılmadığı zamanlar. kulakta ayı gibi sesi açık metal müzik. sağa sola bakmadan demiryoluna salak gibi adım atmak, 10 santim öteden gümbür gümbür tren geçmesi, donup kalmak da bunun en mal örneklerinden biridir.

geç olm adam gibi alt geçitten işte, ya da bi sağa sola bak, tren geliyor mu diye.

1 adım daha atsam, ya da evden 10 saniye erken çıksam kırmızı et parçalarına dönüşüyordum lan.
devamını gör...
6 yaşındayken denizde simitimle yüzerken her nasılsa simitimle beraber ters dönmüştüm. boğulduğumu gören kuzenim kurtarmıştı.
devamını gör...
iyileşmek için gittiğim hastanede verilen ilaçların alerji yapması sonucu yaşadığım travma. bu arada beyaz ışık gerçekmiş onu öğrendim baya baya beyaz ışığa yürüdüm, doktorun müdahalesiyle uyandım.
bir de yüksek tansiyon yüzünden bi gidip gelmiştim.
otobüsle duvar arasında sıkışıp kalmaktan son saniyede arkadaşımın çekişiyle kurtuldum.
kedi miyim neyim, kaç canım var merak ediyorum doğrusu.
devamını gör...
toplamda 3 trafik kazası geçirdim. ilki babamın sürdüğü arabanın 5 takla atması sonucu karnımın boydan boya yırtılması ve deliler gibi dikiş atılmasıyla sonuçlandı. araba büzüştürülmüş kola tenekesine döndü. darbe almayan yerim kalmadı çünkü arka koltukta uyuyordum ve emniyet kemeri takılı değildi.
diğer ikisi motorsiklet kazası. birinde önümdeki araç aniden durunca çarpmamak için motoru yatırdım, diğerinde bir servis aracı motoruma yandan çarptı. hiçbirinde benim suçum yoktu, yaşamayı seviyorum ben.
devamını gör...
bizim buralarda bir deniz var, çok tehlikeli. her yıl biri ölüyor diyebiliriz. eskiden o bölgede deniz yokmuş, kuru bir bölgeymiş, evler varmış ve koskocaman, akıl almaz derecede büyük bir kuyu varmış. fakat sonra oralarda deniz oluşmuş, bölge sular altında kalmış. denizin içinden hâlâ görebiliyorduk evleri. ve ordaki kuyu, onu kimse görmedi işte. ama kimse oraya yaklaşamaz, ki kuyu denizin altında kalmış gözükmüyor. o denize giden kişi, yüzünce çok uzağa gitmemeli, yoksa o kuyu o kişiyi içine çeker. ve bilin bakalım ben ne yaptım? o denizde yüzüp üstüne üstlük çok uzağa gittim. arkadaşlarla yüzerken, biraz uzaklaştık, tam yanımdaydılar ama bana doğru bakmıyordular, farketmediler ve kuyu beni içine çekti. çok derine inmişim, gözlerimi açmışım, etraf simsiyah. kuyunun içinde olduğumu biliyorum, ama zerre korku yok içimde. aksine bir merak var, burası neresi diye. koskocaman bir merdiven gördüm, yosun tutmuş koskocaman dikenli taşların oluşturduğu bir merdiven. 4 saniye sonrasında, kuyunun üzerinde yüzen bir kadın gördüm, kuyu onu içine çekmemişti, herhalde önlemleri olduğundan öyleydi. simit de takmıştı, simitten tuttum ve böylelikle kuyudan kurtulmayı başardım. kadın arkasında benim olduğumu farketmedi bile.

bu anımdan ilave bu denizle ilgili bir diğer anım da şöyle. akşam vakti bu denizde yüzerken, arkadaşlarım denizden çıktılar, uzaklaştılar. deniz beni kendisine doğru çekiyor, ben yüzme bilmiyorum zaten. ellerimle çırpınıp durdum. en sonunda kurtuldum.

ve şimdi size bu denizle ilgili son anımı anlatacağım ama bu benim hikayem değil. bir çocuğun hikayesi. anneannem birgün oturmuş arkadaşlarıyla bu denizi seyrediyor ve bir çocuk yüzüyor. çocuk boğuldu. ambulans çağırdılar. ambulans geç geldiği için elalem sinirlenip ambulansı taşladı. daha sonra çocuğu kurtardılar, doktor tam denizin önünde durmuş ve kucağında çocuk. denizden bir dalga geldi ve doktorun kucağından çocuğu aldı. çocuk öldü.

işte demem o ki, deniz çok korkunç bir şey.
devamını gör...
ölümden ve hatta arttırıyorum ; öldürmekten de döndüğüm an diye arttırdığım hede.
--
frene bastım mı, yoksa çarpıp mı durdum hatırlamıyorum.

gözlerimi açtım, karşımda az önceki karanlık asfalt değil bir benzin istasyonunun market kısmının parlak ışıkları var. biri geliyor yanıma, "abi naptın?" diyor korku dolu sesle, "tamam lan, öldürdüm ben kesin birilerini, hem onların hem kendi hayatımı ***tim" diye düşünüyorum, adam benim kapımı zor bela açıyor, dışarı kusuyorum.

arabadan indiriyorlar beni, konuşmak istiyorum, kime ne yaptım öğrenmek istiyorum, sesim çıkmıyor, göğsümde direksiyonun ağrısı, kaburgalar kırılmış sonradan öğreniyorum ama o an farkında bile değilim doğru düzgün.

telefonumu uzatıyorum adamlara, son aramalarda en son hatunun adı var, kavga etmişiz, o yüzden bok var gibi içmişim, o yüzden gecenin bir körü urla iskele yoluna girmişim. "kimi arayalım, polis ara lan, ambulans da lazım" sesleri geliyor kulağıma. yerde oturuyorum, az ötemde kusmuğum. "nizam" diyorum zor bela, nizam dostım, nizam kardeşim.
sonra yine karanlık.

sabah, daha önce hiç uyanmadığım bir yatakta uyanıyorum, nizam benzin istasyonundaki yaptığım hasarı karşılamış, yaralı ölü olmadığı için olay polise ulaşmadan arabayı ve beni oradan kaçırmış. hastane filan yasak bize o aralar, "bizden" bir doktora götürmüş, pansuman, ağrı kesici filan yapılmış benim haberim yok. yine kusuyorum, sese nizam geliyor.

"napıyon lan öküz, kendini öldürmeye mi yoksa güzelbahçe'yi havaya uçurmaya mı çalışıyorsun?" diyor. bişi diyemiyorum. çay veriyor, onu bile içemiyorum.

o günden sonra da alkol ve direksiyonu bir daha asla yanyana getirmiyorum, tek yeminim oluyor, o utanç, o tuhaf his, o vicdan azabı da bir daha üstümden silinmiyor.
devamını gör...
ölü doğmuşum.oksijen vermişler,kalp masajı falan yaşıyorum şu anlık.*
devamını gör...
ilkokulda bitlenmiştim annem, anneannem ve bir komşumuz birleşip benim kafamı gaz yağına buladılar. * bitlendiğim ve gaz yağıyla kafamın eridiğini düşündüğüm yanma ve kaşıntı hissi yetmezmiş gibi elektrik gitti birde. ve çok sevgili komşumuz karanlıkta çocuğun gözüne falan gaz yağı kaçırırız şimdi deyip elinde mumla geldi yanımıza. yanıyordum anlayacağınız. o kadar gaz yağını söndürmeleri de muhtemelen mümkün değildi. entry kapanış...
devamını gör...
sol bacağımdan kasığa yakın 2 yerden bıçaklanmıştım kulaklarım uğulduyordu kan kaybından şoka girmiştim kimse ambulans bile aramamıştı o halde taksi tutup hastaneye gitmiştim 10 15 dakika sonra bacağım ağırlaştı bayılma şuur kaybı başladı sonuç 2 gün yürüyemedi dağ gibi adam.
devamını gör...
1996 yılında, 0 km satın aldığım tofaş şahin ile uçurumdan yuvarlandım. emniyet kemeri bahane, yiyecek ekmeğimiz, ak parti'ye verecek oyumuz varmış.
devamını gör...
2015 agustos, istanbuldan didime otobüs ile yolculuk, sofor uyudu tırla carpıstık ve otobüsün ön kısım merdivene kadar girdi.
muavin ve sofor hala sıkıntılıdır tahminim ben en önde oturuyordum ve cam yüzümüze patladı gözümü o içeri giren torpido nun üzerinde actım.
bizi o hurda yıgınından kurtaran gelenbe yakınındaki köylülere selam olsun
devamını gör...
küçükken haylazlığımdan ötürü birkaç defa ölümden döndüğüm olmuş ama en son seneler önce başıma geldi bu tarz bir olay.
eve doğru yürürken bir dairenin penceresinden önüme çiçek saksısı düşmüştü,* aradaki mesafe 50 cm falan anca vardı sanırsam. kafamı kaldırıp baktığımda pencere kapalıydı büyük ihtimal ev sahibi saksıyı dengesiz bir şekilde bırakmıştı.
devamını gör...
konya otogar yolu.. caddeden karşıya geçmeye çalışırken.. iki salak kız olarak araba altın da kalacağımıza.. güllerin içine uçtuk.. belki de o gün olmeliydim.. esincim sen iyi ki olmemissin.. iki evlat bir öküz koca sahibi oldun.. bravo..
devamını gör...
2 yaşımdayken 2. kattan düşmüştüm, evet bilenler o iğrenç espiriyi yapıyor.
devamını gör...
babam şeker hastasıydı. günde üç dört kere insülin vurulması gerekiyordu. oruç tutmaması gerekirken inatla tutardı. ta ki bu olaya kadar.
urla'dan dönüyorduk otobandaydık. annem de babam da oruçluydu. annem hissetmiş gibi " biraz uyuyacağım, babanızla konuşun dalmasın sakın" dedi ve uyudu. biz de hem kendi aramızda hem de babamla sohbet etmeye başladık. ikiz kardeşimin bir anda "oha babama bak kaç basıyo" diye yükselmesiyle savrulmamız bir oldu. otobanda metrelerce savrulduk. az kalsın bariyerlere giriyorduk ki babam bağırışlarımıza uyanıp direksiyonu kırdı. allah'tan otoban boştu da bir süre oradan oraya savrulup kimseye çarpmadan durduk. babam da bir daha oruç tutmadı.
devamını gör...
cumhuriyetin 75. yıl kutlamaları için şiir okuyacaktım, okul birincisi de olmuşuz sevinç göklere yükseliyor, yoldan karşı yola geçerken bir anda gördüm arabayı ama geç kalmıştım, gözümü açtığımda hastanedeydim, çok şükür bir sakatlık olmadı ama şiiri de okuyamadım. ukde kalmıştı içimde.
devamını gör...
15 yaşımda denizdeyken. komşu olmasa benim tanımlarımdan mahrum kalacaktınız. bir de dün gece. vallahi billahi gidiyoruz dedim gözlerim kararınca.
devamını gör...
fethiye belcekız plajında tam kalkmaya çalışırken iki kez alabora olup dalgayı tepeme yediğim an olabilir.
devamını gör...
küçükken hayvanları otlatıyorduk. bayır aşağı koşan öküzün önüne geçtiğim için bana çarptı. sadece bayıldım ve hafıza kaybı yaşadım. üstüme bassa şu an ölüydüm.


yine tarlada bir gün. küçüğüm, hava soğuk ve rüzgarlı. hem mont giymişim hem başımda yazma. montun fermuarı bozuldu ve aşağıdan yukarı doğru ayrıldı. boğazımın altında kilitlendi. yazmada kördüğüm olmuş, ikisi karıştı o arada. baktım boğuluyorum koşa koşa annemin yanına eve gitmiştim. bu günlere kolay gelmedik.
devamını gör...
askerde atışa gittiğimiz yerde yan yana durduğumuz ve arkadaşım demeye utanıyorum dediğim sığırın ben bölük komutanı ile konuşurken silahın namlusu bana dönük şekilde dalgınlıkla tetiğe basması. "tak" sesi eşliğinde komutan ile aramdan merminin geçmesi ve 10 sn boyunca donup kalmamız. allah korumuş.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının ölümden döndüğü anlar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim