obsesif kompulsif bozukluk

takıntılı olma hali.

çoğunlukla 8-12 yaş aralığında çocukluk döneminde başlar ve kişinin karakter yapısını şekillendirir. çocukluk dönemi sonrası edinilen obsesyonlarla baş etmek çok daha zor olsa da kişinin bu durumu normalleştirmemiş olması avantajdır aslında. her ikisi de kapıdan 5 kez çıkmanın normal olmadığını bilir ancak çocukluktan gelen okb bununla başetmek yerine 5 kez geri dönmenin daha kolay olduğunu kabullenmiş ve günlük rutinleri de buna göre şekillenmiştir, diğeri ise semptomlarının yol açtığı zaman kaybını önlemek için çaba gösterir, çünkü bununla yaşamayı diğeri kadar iyi öğrenemeyecektir hiçbir zaman.

okb ile yaşamayı öğrenmek ya da endişe/stres halini indirgemenin en önemli detayı kaynağını tespit edebilmekten geçer. kişiler bu durumu çoğunlukla hayatlarının bir döneminde yaşadıkları travmaların mirası olarak kabullenir ancak benzer olayları yaşayan her kişiye okb tanısı konulmuyorsa bu erken çocukluk dönemindeki biliçaltı kayıtları ve genetik altyapının okb'ye " oo biz de seni bekliyorduk" demesinden başka bir durum değil.

okb öyküsü olan anne babaya sahipseniz zamanı geriye alıp o evde büyümemeyi başarsanız bile nöronlarınızın iletişim sağlaması için ürettiği elektrik sinyallerinin haritası ve salgıladığınız nörotransmitter seviyenizin kodu %40 anne babanızdan crtl+p, %60'ı tecrübeyle yazıldığı için "normal" birey olarak hayata devam etmeniz imkansıza yakın.

okb kişisinin ilgili ebeveyni bulup cezalandırma planı varsa bir upucu daha ekleyelim;
beyin fonksiyonlarımızın x kromozomuyla aktarıldığını düşünürsek, okb'nin kız çocuklarına her iki ebeveyninden, erkek çocuklarına ise anneden miras kalması yüksek olasılıktır.

7 nesil okb boyundan gelen bir birey olarak okb'nin tipleri ve kapsama alanlarıyla ilgili detaylara da çaylak'lıktan çıkınca ayrıca değinmeye çalışacağım.

oks obsessif kompülsif sendrom
oks'ler sadece temizlik hastası değildir.
oks bir kişilik bozukluğudur.
bunlar yürürken adımlarını sayarlar.
parke salonlarda parke çizgilerine basmazlar. parkenin içine, ortasına basarlar.
daha bir çok saçma şeyleri vardır.
fakat bu yaptıklarını söyleyerek, kimseyle paylaşmazlar.
kendilerine engel olamadıkları davranışları vardır.
temizlik hastaları ise hastalıklarını gizleyemedikleri için ; hastalıklarını herkesin gözleri önünde yaşarlar.

tam kurtuldum derken kendinizi bir ocağın yanında söndürüp söndürmediğinizi kontrol ederken ya da favori sayınıza kadar sayarken bulursunuz.

hem hasta hem de yakınları için kabus gibi bir hayat doğuran ruhsal rahatsuzlık. tedavisi var mı bilmiyorum.

yaklaşık 6 yıldır başıma bela olan hastalık. hiç hafife alınacak bir şey değil, hayatınızı mahvediyor.

uzun zamandır yaşadığım ama ancak birkaç aydır hastalık olduğunu öğrendiğim durum. insanın kendinden emin olması ne güzel bir durum kıymeti bilinmeli. her an her dakika neyi eksik veya yanlış yaptım diye düşünmek ve yaptığın eylemi tekrar tekrar kontrol etmek tam anlamıyla işkence.

düşünceleri kontrol edememek ve sürekli aynı düşüncelerle kısır döngüye girmek olarak tanımlanabilir.

kafamda her işi; zaman, mekan , fayda ölçekli sıralayıp uygun sırayla yapma gibi bir takıntım var. araya iş girmesi gerekirse bu sıralamayı bozmadan yapamıyorum. elimde değil.

sanırım bende de olan hastalık. yakın zamanda psikiyatriye gitmeyi düşünüyorum

doktora ilk gittiğimde şey demişti " herkesin ufak tefek takıntıları var aslında ama bazılarımızda böyle biraz daha çok oluyor:) "

bu konuşmayı hatırladıkça aklıma "okumuş kadın hayatını s**mişler diyemedi, incinmişsin dedi" diyen dayı geliyor. benimki de "hayatın s**ilmiş" diyemedi de "bazılarımızda biraz daha fazla oluyor" dedi.

takıntı,titizlik,pimpirikli olma gibi sonuçları olan kişilik bozukluğu.

yaşanılan stresin azaltılması için sürekli belirli davranışları yapmak her defasında yaparak stresimizi yok ettiğimizi düşünüyoruz oysa yaptıkça yaşamımız katlanılmaz hale geliyor takıntılı davranış yapılmayınca stres seviyesi yükselir bu stresi hissetmek belirli bir süre çekmek gerekir ki davranışlar durdurulabilsin. deneyimlendi. bir süre strese katlanmayı göze alabilirseniz aşılacak bir durumdur.

uç sayılabilecek bir seviyede değilse kafanıza takıp büyütmeyin diyeceğim de okb birine kafana takma demek ne kadar etkili bir telkin olur ondan emin değilim.

shane larkin'in gençlik yıllarında geçirdiği psikolojik bozukluktur. basketbol oynayarak bu rahatsızlıktan kurtulmuştur.

muzdarip olmayana "abi, takma ya!" dedirten illet. aynen lan aynen, sen dedin ya şimdi takmıyorum artık.
hastalığın birçok farklı türleri var ama temelde hepsi obsesif oluyor. bazılarını pek rahatsız etmez ama bilen biliyor, bazılarının hayatının a*** koyar.
10 yıldır çekiyorum şu illeti. fiziksel bir hastalık değil ki, şu ilacı kullan desin doktor iyi gelsin. yok abi, yemin ediyorum şu illetten kurtulmak için iki bacağımı bir kolumu verirdim, yemin ediyorum lan.
beş yıldır herhangi bir tedaviyle uğraşmıyordum, yuvarlanıp gidiyordum tabiri caizse. kendi ritüellerimle bir şekilde günü tamamlıyordum. şu 1 haftadır tekrar tedaviye başladım, kurtulmak istiyorum attık. bazı ideallerimi gerçekleştirmek için şunu alt etmem gerekiyor. bu bir haftadır obsesyonlarım arttı, paniklerim arttı, vücudum sanki benim değil gibi, sanki uyuşturucu etkisindeyim, her yerim karıncalanıyor, uyuşuyor, uyku zaten haram. ilaçtan önce ara ara olurdu zaten haram geceler ama ilaçların mı etkisi, bilemiyorum bir haftadır hep aynı. faverin 100 mg ve tranko-buskas 10 +10mg ile başladım. bu sefer olacak abi, ya ben yenecem ya o beni yenecek. şans dileyin bana, sağlıcakla kalın. iyi günler.

ilaç tedavisi ile birlikte terapi alınarak üstünden gelinebilecek bir hastalık. takıntı hastalığı olarak da halk arasında bilinir. birçok alt türü olan bu hastalığın en yaygın olanları temizlik takıntısı ve simetri takıntısıdır. obsesyon kişinin kafasina takılan kaygidir. misal ellerim kirli ve yıkamazsam ölebilirim. kompulsuyon ise eylem hali yani bu düşüncenin kafadan gidebilmesi icin elleri yıkar kisi. ve bir sonraki obsesyona kadar.bu döngü devam eder. obsesif kompulsif ismi buradan gelmektedir. bir-çok terapi yöntemi ile bilişsel davranışçı, bilişsel terapi ile bu hastalığa sebebiyet veren bilişsel çarpıtmalar ortadan kaldırılır ve kisi ilacı bırakabilir. bunun disinda kisi bu düşünceyi/kaygıyı kontrol edemez. kompulsuyon olana dek obsesif düşünce kafasında döner durur ve dikkatini baska şeylere veremez. surekli ocak/ musluk kontrol etmek, simetri, temizlik takıntısı, sınav takıntısı , belli geometrik şekillerde yiyecek tüketme, belli renklerde giyinme ya da kombinasyon, düzen takıntısı , el yıkama takıntısı diye uzar.gider bu liste.

(bkz: deliye deli diyememek)

bu psikolojik rahatsızlığın pençesinde olan tüm insanlara kolaylık diliyorum. hastalık başlıklarına denk geldiğimde ne kadar boş dertlerim olduğunu anlıyorum. hayatta en önemli şey sağlıktır. her şey gibi kaybedince değerini anlıyoruz.

yeni aldığım klavyenin ses fonksiyon tuşları sayesinde sahip olmak üzere olduğum durum bozukluğu.

abi dünyanın her yerinde bunun düzeni "mute-ses kısma-ses açma" şeklindedir. bu konuşulmadan kabul edilmiş kuraldır. mute en solda, ses kısma ortada, açma da en sağda olur.

benim klavyede ise tam tersi. açma-kısma-mute şeklinde sıralanmış.

oğlum yemin ediyorum hepinizi öldürürüm. bu klavyeyi de yakarım, fabrikanızı da yakarım, en sonunda da kendimi tabancayla vururum.

delirtecek misiniz lan beni?

uyutmaz, okutmaz, zevk aldırmaz. kısacası hayat ziger*. doktorlar yaş ilerledikçe düzelir diyip teselli etmeye bile çalışabilir. zigilen zigilmiştir nitekim.