161.
sevgili günlük bugünde çok değişen birşey olmadı. ufaklık hastaydı el gibi doktora götürdüm.param zar zor yetti. yine evsizdim. otelden kovulmak yakindir. yüksek tahsilli olmama karşın işimden mutsuzluğum devam etti istifa etmek istiyorum bu kadar emek verdin ne istifası deme. aç kalırsın deme zaten öyleyim. ölmek için güzel bir gün değil diye düşündüm bilmiyorum akşam namazjni kaçırdım . çok yanlızım...
devamını gör...
162.
bugün çok güzel bi gündü.
ömrüm yenilendi sanki.

sizi seviyorum.
hepinizi -ayırmadan- seviyorum.
öyle böyle sevmiyorum, çokça seviyorum.

not: o arabanın arkasına bi gün “mehmet sağ olsun” yazdıracağım.
devamını gör...
163.
bugün de kendim ve geleceğim için hiçbir şey yapmadım.
devamını gör...
164.
hayatımın saçmalığını yaptım.
devamını gör...
165.
yine bir yerlerdeyim günlük.
başka bir şehirdeyim yine. başka insanlarla tanışıp kaynaştım bile. bana kanka, kardeş muhabbeti yapıyorlar.
halı saha maçlarına yazılıyorum, hamam takımına ekleniyorum hatta meyhane kadrosunda bile varım lan! nereden bu kanıya vardılar bilmiyorum ama sağlam bir içici olduğumu düşündüler heralde.
ben içki içmem ki. neyse zararı yok, bozmayayım ortamı. genel olarak herşey yolunda gitse de ben yine evimde değilim.
burası da değil.
ben evimi bulamıyorum.
devamını gör...
166.
sevgili günlük,
allah belanı versin..
poyraz karayel :)
devamını gör...
167.
sevgili günlük, bu sabah yağmur var istanbulda. bu kadar.

t: günlüğe yazarken kullanılan başlangıç cümlesi.
devamını gör...
168.
sevgili günlük!

dün bir duvarda bütün ihtimallere kırgınım yazıyordu.

aklıma iclal aydın'ın gördüğüme sevindim kitabından şu söz geldi;


her insan bazen bir duvarın dibinde geride bıraktığı güzel günlere ağlıyor...


her neyse günlük.
devamını gör...
169.
geriye dönüp baktığımda diyorum keşke arada günlük tutsaydim. sonra onları arada çıkarıp okusaydim. bazı şeyler var ki unutulmus bazı şeyler var ki eskimiş. üzerine kir toz düşmüş.
bazı şeyler belli belirsiz . önemli günler örneğin aklımda . ama git gide eskiyor. git gide anlatırken düşünürken azalıyor. ana hatlar kalıyor geriye.
oysa yaşandığı an güzeldi, kötüydü o his insana ait değerliydi.
diyelim üniversiteye yazılmaya gittiğim gün...
ilk kız arkadaşımla ilk bulustugum gün.
ilk konustugumuz gün.
askere gittiğim ilk gün. askerden döndüğüm gün.
ilk doğum günü kutlamam. ilk seks deneyimi.
ilk aşk acısı. ilk kavga .
ilk kez ahmet kaya dinlediğim günler.
köydeki anılar yaz tatillerinde.
insanın içinden içinden kendisiyle anılarıyla konuşması bakışması unutmaya hatırlamaya çalışması.
bir beyni böyle dizayn etmek . binlerce cd disket disk flaş bellek kaset neyse onu içine alacak şeyi bir beyne koymak. ve bunların sürekli gelip geçmesi bazen orda kalıp anında önüne gelmesi.

ilk şiir yazdığım dönemi hatirliyorum ama ne okudum da başladı ne yaşadım. ilk yazı yazmaya başladığım da ne olmuştu. ne yazmıştım. bir uzay hikayesi yazmıştım onu hatırlıyorum . diziler filmler ve ansiklopedik bilgi vardı içinde. ne çocuksuydu.
nerden çıkmıştı ağaçlara merakım. hatırlamıyorum ama on iki yaşında vardım kavak dikiyordum en kolay o büyüyecek tutacak diye.

bizim geldigimiz yerlerde insan arada kalır. ne köylü olabilirdi ne tam şehirli. kasabali bile değil.
ya birilerine özenecek taklit edecek ya geldiği yerde kalacak daha da mutsuz olacak. ya arada kalıp kendisi olacak ve bu seferde iki kesimde bile olamayacak, olmayacak ve böyle en azından kendi kendine mutluyum en iyisi bu diyecek.
bir o tarafa bir bu tarafa savrulup bir o taraftan bir bu taraftan dostlar arkadaşlar edinip yaşayacak.
yok bu kısmı anlatamadim bence . öyle bir kompleks gibi değil . idare etmek gibi onları kendini. uyumlu olmaya çalışmak gibi.
sırf bu yüzden bile özgürlüğe inanmıyorum.
allah affetsin bir din bile insanı özgür yapmaz. dinsizlik bile özgürlük değildir hatta.
insanın özgür olması diye bir şey de yoktur zaten.
bu düşünceler toplumsal yapı iş okul maddiyat kimi nasıl ne kadar özgür kılabilir.

bütün bunlar olmayınca da zaten çırıl çıplak kalmış gibi olmuyor muyuz.
öleceğini bilen insan ne kadar özgür olabilir.
yaşayacağını yaşadığını bilen insan ne kadar özgürdür.


takdir edilmek onaylanmak isteyen insan, hava atmak isteyen insan. kendisini bir kişiye bağımlı getiren insan. tek bir kişiye bazen köle olmaya çalışan insan ne kadar özgürdür. ben asla onların sevgisine de inanmam örneğin. evet asla inanmam. insan kendisini tek bir şeye adar mi.
bir dine bir insana bir evlada desem. anneleri bazı anneleri es geçmek istiyorum. çünkü gördüğüm çalıştığım işlerde besledigim hayvanlarda bu bambaşka bir şey. ama ailesi içinde tek çocuğa veya tek eşe adanan sevgiye çok inancım yok aslında.
insanın hayatı tek bir şey olabilir mi . tek sadece müzik tek sadece din, ideoloji, kitaplar futbol siyaset vs böyle bir şey mümkün mü. bu nasıl ne kadar sağlıklı bir ruh hali olabilir.
dışarda dünya kadar güzel şey varken hayatta onca anlamlı şey varken. kendisini köle kılmaya bu kadar istekli olmak. üstelik buna vefakar cefakar fedakarlık sevmek deyip.

tek kişiye kişilere endeksli bir hayatın sahteliliğidir.
bir kimlik verirler insana. şu ülkenin vatandaşısın.
böyle mi şimdi bu. bir kara parçası bir toprak bir insanı nereye kadar özgür kilabilir. bir kimlik.

ilaca mahkum vitamine yemeye içmeye. o kadarda değil ha. o kadarı özgürlük taniminin içinde romantik süslü cümleler olarak kalır mı.

yol bir yere giderken çıkmaz sokak içinde kalıp geri dönmek zorunda kalmak.
gittiğin dükkanın kapalı olması. o kadarda acil işin var.
beklediğin otobüsün gelmeyecek olması.
tam internetten bir şey indirmissin yüzde doksan dokuz diyor ve başarısız diyor olmadı.
hayaller ne kadar büyükse hayal kırıkları diyor o kadar büyük olur. yav he he .
biz o hayali kurarken gerçekleştirmek için değil.
kirilmamak için değil. gerçekten öyle olsun diye değil. öyle güzel diye kurduk. o an icin o gerekliydi. ona o yakışırdı. o duruma o ana o kişiye.
şey gibi diyelim küçükken olmak istenilen mesleği olamadık. şimdi bu hayal kırıklığı onun olmamasından mı. bunu kendimiz basaramadigimiz için mi. başkaları bunu biliyor onun mutsuzluğu mu.
kendimizi yetersiz hissettik o mu.
o hayali neden kurduk mu.
keşke başka şey yapsaydik mı.
sorular dolu. ama o an o güzeldi. öyle olsun diye değildi. başka şey kursakta aynısı olabilirdi. bunu bilemeyiz ki.

bu mevsimler gibi öngörülebilir bir şey değil..gece gündüz gibi belirgin değil.
dünyaya kendi istegiyle gelmemiş bir insan ne kadar özgür olabilir.
değişir insan kendisi de değişir fikirleri de .
devamını gör...
170.
sevgili günlük,
neden bu kadar güzel şarkılar var neden neden?
nasıl oluyor nasıl?
nnnnedddeeennn ve nnnaassssıll?

devamını gör...
171.
sevgili günlük,
sansür yasasının onaylanmasiyla karmakarışık hissediyorum dünden beri..içinden çıkılması zor,karanlık yerlere gidiyoruz..sonumuz pek parlak gözükmüyor anlayacağın. gereken tepkiyi de kimsenin göstermemesine ayrıca kızgınım. kimse mi demiyor bu hal nedir bir ekmek 8 lira olur mu bir kahve içmek lüksten sayılır mı diye ya ? cok uzgun,çok ofkeliyim hayatımın en güzel yillarini geleceğimi dusunerek geçirdim, geçiriyorum..zor zamanlar geçiriyoruz allah sonumuzu hayretsin
devamını gör...
172.
güzel bir iş görüşmesinin olumsuz geçmesi nedir bilir misin sevgili günlük. azıcık kalbim yaralı. hayırlısı olsun..
devamını gör...
173.
seninle dertleşmeye geldim sözlük. bu eylemi yapmaktan hep çekinmişimdir. şimdi seninle sevgili sıdıka’nın günlüğüyle dertleştiği gibi biraz laflayalım… önce biraz hayata dair konuşalım. yaşama dair hâlen bazı önemli beklentilerim olsa da bu yaşıma kadar olan süreçte hayattan büyük beklentilerin olmaması gerektiğini öğrendim. beklenti ne kadar büyük olursa gerçekleşmediğinde yaşanan hayâl kırıklığı da o kadar büyük oluyor. bazen hayatı akışına bırakınca pek çok şey düzelecekmiş gibi geliyor. bazen de güzel ülkemizde yaşanacağını umut ettiğim güzel zamanlar sanki hiç gelmeyecekmiş gibi geliyor. şöyle ki son yirmi yıldır ülkemizde yaşanan olumsuzlukları, kötülükleri düşününce çok defa umudumu kaybedecek gibi oluyorum. tıpkı zeki demizkubuz’un, “bu ülkeye ve bu hayata dair hiçbir şeyin, hiçbir zaman benim dilediğim gibi olmayacağını biliyor, artık bundan acı duymuyorum.” sözlerindeki gibi hissediyorum bazen. sonra bi silkeleniyorum. ne oluyorsun, kendine gel diyorum kendi kendime. bu güzel ülkenin ne zorluklardan geçerek kurulduğunu ve atamın, “umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. ben hiçbir zaman umudumu kaybetmedim” sözünün hatırlıyorum. atam en kötü şartlarda dahi hayata ve ülkemize dair umudunu hiçbir zaman yitirmedi, ben mi yitireceğim diyorum. ve bu yüzden bize umutsuzluk yakışmaz diye kendime telkinlerde bulunuyorum. bazen de şu mutluluk mevzusuna takılıyorum. mutluluk denen olgu aslında bir sabun köpüğü gibi değil midir sözlük? bi bakmışın var, bi bakmışın yok. tıpkı masallardaki gibi bir varmış, bir yokmuş… bunu idrak ettiğimden beri uzun vadede mutluluk planları yapmıyorum. her şey gibi mutluluk da anlık değil mi? yaşandı ve bitti… sonra iş hayatı var kafama takılan sözlük. bu konuda da işler şimdiye dek hiç istediğim gibi gitmedi, bundan sonra da gitmeyecek gibi geliyor. kafama takılan bir başka husus ise yalnızlık üzerine. yani artık bana öyle geliyor ki ben bin yıl yaşasam bin yıl da yalnız kalacakmışım gibi hissediyorum. kendimi bazı yerlere bazı değerlere ait hissederken herhangi bir kişiye ait hissetmiyorum, daha doğrusu hissedemiyorum. geçmişte güzel sayılabilecek ilişkilerim olsa da bu evrende benim payıma düşen yalnızlık gibi görünüyor. sanıyorum yalnızlık benim ruhumda var. sonra en çok kafama takılan ve bazen rüyalarıma giren bir şey var sözlük, o da ölüm… ne garip duygu şu ölmek. bir açıklaması vardır elbet. bazen bu mevzuya gereğinden fazla takılıyorum. sen gel dünyaya, doğ, büyü, yetişkin ol, yaşlan ve şu canım dünyayı terk et. hatta bazen bebekken, çocukken terk etmek zorunda kal güzelim dünyayı. bazen düşünüyorum da sonunda ölüm olan bir evrende bu kadar çaba, bu kadar hırs, bu kadar kaygı niye? topu topu yetmiş seksen yıl ya yaşarız ya yaşamayız. bu kadar sınırlı bir zaman için niye bunca kavga? sınırlı olan bir yaşam için bunca sınırsız hırs niye? tüm bunları düşününce sadece anın tadını çıkarmak geliyor içimden ve de mümkün olduğunca öyle yapmaya çalışıyorum. bazen de geçmişe çok takıyorum sözlük. nedendir bilinmez güzel olan her şeyin çok öncede kaldığını düşünüyorum. gelecekte asla eskisi gibi neşeli, sevinçli, huzurlu olamayacağız gibi geliyor. sonra çoğu zaman bu çağa ait olmadığımı da düşünüyorum sözlük. yani bilimin ve teknolojinin bize bu kadar hükmettiği, bizi tek tipleştirdiği bu çağa kendimi ait hissetmiyorum. belki birkaç asır, belki de birkaç bin yıl önce yaşamalıydım kim bilir…

kaygılar, hüzünler, korkular, acılar, stresler… şu kısacık yaşamda bizden çok şey alıp götürüyor sözlük.

bazen ne kadar kötü hissetsek de güneş mutlaka bir gün bizim için de doğacak sözlük. bu yüzden her şeye rağmen umudumu asla kaybetmeyeceğim.

zaman, zamana galip geldi…

takvimden bir yıl daha düştü bugün benim için sözlük. şairin değimiyle ortasındayım ömrün.

şimdi kulaklığımı takacağım, balkona çıkacağım, kendime bir doğum günü şarkısı açacağım gecenin karanlığında ve ayazında. yaşanan iyi ve kötü zamanlara bir sigara yakacağım ve anılarını yad edeceğim sözlük…
devamını gör...
174.
"senin taaaaaaaa..."
devamını gör...
175.
çok sevdiğim bir dostum var,kendisi şehir dışında yaşıyor. aramızdaki dostluktan eminim.fakat ne zaman mesajlaşsak mesajlarıma yaklaşık 5 gün sonra cevap veriyor. bazen umursamadığını düşünüyorum. 5 gün sonra cevap attığında çok yoğundum diyor ve bunu sürekli yapıyor ne yapmam gerek bilmiyorum yalnız bu durumdan sıkıldım. başlarda umursamiyordum ama kabak tadı verdi artık dostum.. ne yapmalıyım bilemedim.
devamını gör...
176.
canım böyle saatlerce hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyor. babamı özlüyorum, istediğim gibi gitmeyince işler sinir oluyorum ve kendimi çok dolmuş hissediyorum. oturup bir ağlasam rahatlayacak gibiyim, şu an ofiste boğazımda düğümlerle oturuyorum ve bir an önce dışarıya çıkmak için anı kolluyorum.
devamını gör...
177.
sevgili günlük
bugün günlerden yine sevgilim
onu her geçen gün daha ne kadar sevebileceğimi aklım almıyor çok yoğun duygularım var ona karşı.
köhne duvarlarımın arasından, duygularımın enkazından beni bulutların üstüne taşımış olan sevdiğime karşı o kadar eksik hissediyorum ki çoğu zaman. insan hiç borçlu hisseder mi verilen sevgi karşısında?
tüm kötülüklerden soyutlayıp sadece ikimize ait bir dünya oluşturmak için elinden geleni yapması... hani yuvayı dişi kuş yapardı dedim kendi kendime asla yapamaz yuvayı dişi kuş bir karşılığı yoksa...
onun bana hissettirdikleri bunlar da ben hiç mi bir şey hissettirmiyor un acaba diyorum bilemiyorum. onu tüm herkese anlatmak istiyorum. bu huyum küçüklüğümden beridir var. hep beğendiğim hoşuma giden bir şeyi tüm herkese anlatırım. bu sefer farklı biraz durum. herkese anlatmak isterim ancak az da kimseye anlatamayacak kadar seviyorum onu. çok büyük bir kıskançlığım olmadı yalnız bir şairin de dediği gibi "saçın yüzüne değse telini kıskanırım..."
öyle işte benim sevdiğim. birkaç kelimeyle anlatılamaz ama her gün yazabilirim günlüğüm sayfalarına onu.
o hayatıma girdiğinden beri tüm menfi duygularımdan uzaklaştım ben. onun gelişiyle ben iyi oldum. o benim yoldaşım, sırdaşım, arkadaşım, mutluluğum, dostum, her zerrem...
beni tamamlayan diğer yarım o...
bir şeyi çok iyi biliyorum ki kimse bana onun baktığı gibi bakamaz. öyle güzel bakıyor ki... insan hiç ister mi bir çift gözde kaybolmak? evim kelimesi dört duvar değilmiş bir yerden sonra anlamaya başladım. evim dendiğinde çatısı bulunan dört duvar değil de sadece biri , o kişi, geliyor ise aklına mutluluğu yakalamışsındır en güzel yerinden.
eğer bir evin varsa ve o evde hayatın varsa hiçbir şeyin önemi yoktur artık. ne bir şeye ihtiyacın olur ne de kimseye, herkes senin için zayidir.

iyi ki yuvam, evimsin...
devamını gör...
178.
sevgili günlük
bu kız artık sevmek sevilmek ve birinin gözlerine aşkla bakmak istiyor. lütfen sesini duy ve ona cevap ver
devamını gör...
179.
yazarın #2516253 gibi tanımlarını her gördüğümde aklımda canlanan o görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
180.
meraba televole sözlük. beni hatırlıyor musun acaba. ankarayla bozuşurken sevişmeye de başladım gibi. bi süre ölme planım yok. (bu her metroda trenin önüne atlama isteğimin olmadıgı anlamına gelmiyor)
bu kadar yeter şimdilik öpt bb.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sevgili günlük" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim