sevilen kişiden vazgeçme eşiği

yüzüme karşı git diyorsun ama gözlerin de git diyor gibi gibi.

sevmediği için değildir. ya umursanmamak ağır geliyordur ya da üzülmekten bıkmıştır.

şu bir gerçek ki insanın gerçekten sevmekten gözü kör olabiliyor. birçok şeye tahammül edebilirsin ya da fedakarlık yapmak sanki normal bir şeymiş gibi gelir. zaman geçtikçe ve tahammülün sınırına yaklaştıkça vazgeçmeye de başlıyorsun. sonra ben bu kadar fedakarlık yaptım deyip karşılığını bekliyorsun ve kapanış. illa kötü bir şey yaşanmasına da gerek yok yani. ilgi, istek, merak, heyecan bitebilir. bazen bitmesi de gerekir çok da şey yapmamak lazım.

aklını aklımdan aşağı görüyorsam.
hayatı ve insanları kavrayış şeklimizde uçurum varsa.
…

çok yakın bir zaman bu başlığa fazla politik, herkese göre geçerli olabilecek ve çoğunluk tarafından onaylanabilecek bir yorum yapmıştım. kendimi kınıyor ve fikrimi güncelliyorum. vazgeçme eşiğim 48 saatten uzun süren iletişimsizlik. sebebi ne olursa olsun. tripler bir yere kadar anlaşılır ama bu nedir ya insanız bizde. napiyim ben akıl okuyamam ya, malum da olmaz bişiler bize. konuşmadan nasıl olcak, pardon?

valla gençler belki başlığın tanımıyla alakasız olabilir ama ister haklı sebeplerle ister o insanın artık bir yabancı olmasıyla bi şekilde vazgeçiliyor asıl olay sonrası her şeyin samimiyetsizlik ve çıkar üzerine olması bi süre sonra bakıyorsun ki fark edilmeyen bir adam olmuşsun senden o kadar çok şey gitmiş ki hayatın bi anlamını bırak yalnızlığın dibine vurmuş kendi başına kalmış bi birey eşiğine bağlamışsın.

ne cabuk vazgectin, sildin, bitti mi ya filan diyorsun. cok pis huy kadınlarda. ben maalesef herseyi yutarım, hic renk vermem. sonra çat diye güle güle derim. ıcimde sıfırlanır o krediler. napayım sizi düzeltebilecez mi, no, eşik işte bazen bir bardagın kaldırılıp mutfağa götürülmemesi gibi alakasız birsey bile olabiliyor. off abarttım o kadar da degil.

sitenin kadınları bu tiple yüksek perdeden sallıyorlar ya çok gülüyorum.

salya sümük ağlatırız sizi. agıllı olun.

aldatması yada bir başkasını tercih etmesi.

benden vazgeçmesidir.

öyle bi eşik yok. yokluğunu hissedersin. belki 1 ay. belki 1 yıl. sonra bi sabah kalkarsın, hiçbir şey hissetmediğini farkedersin. ben hemen unuttum diyen zaten o kadar sevmemiştir.

verildiginden daha az deger almaktir. allahin kizi da olsa, bu kanunu karsilamazsa bos.

elinden gelen her şeyi yaptığında bile ortada bir sonucun olmadığını gördüğün an. bazı şeyler için geri dönüş olmaz.

bağlar koptuktan sonradır tabiki. artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır maalesef.

yüksekliği, gülüşünün güzelliği ile doğru orantılı olan eşiktir. vazgeçmeye çalıştıkça eşiğin doruklarına tırmanırsın ama nafile, her gülüşünde yeni katlar çıkar eşiğe. artık öyle yüksektesindir ki üstelik, mücadeleyi bırakırsan düşer ölürsün. onun gülüşüne bırakırsın kendini, eşik yükseldikçe sen de tırmanırsın zirvelere ve yukarıdan gittikçe güzelleşen eşsiz manzaranın tadını çıkarırsın...

boş muhabbet. frida .r.spusu'nun diego'ya yazdığı bi mektup varmış hani, o da çok boş. kızlar bayılıyor niyeyse. halbuki bayağı malca bi şey. vurucu bi metin olsa gam yemeyeceğim.
"kötü günümde yanımda olmadığında vazgeçtim, kırılacağımı bilsen bile düşüncelerini açıkça söylemediğinde vazgeçtim, düşüncelerime değer verrmediğinde vazgeçtim" cart curt. öf frida. çok kafa s..mişsin ya. ideal ve kaliteli bir ilişki nasıl olmalıdır workshop'ı vermişsin resmen adama. onun da çok s..indeydi.

böyle bir eşik olduğunu düşünmüyorum. "şunu yaptı ve o an olmayacağını anladım" triplerine girmek yersiz. ha teoride illaki bir kopma noktası vardır elbette ama bi şeyler birleşir, birleşir ve yavaş yavaş soğursun. ben söz konusu eşiği görmedim bugüne kadar. fark etmedim, fark etmeye de çalışmadım. kimseden de bi anda soğumadım.
seviyosun, ölüp bitiyosun onun için ama ilk yalanında yol veriyosun gidiyo mesela. ilk bencilliğinde ya da. üf be. biraz daha edebiyata dalalım hatta, seni sevmek için nedenler üretmeyi bıraktığında vazgeçiyosun ha. of diyorum. çok havalı.

aldatılıp buraya "gözlerinde sevgiyi göremediğimde..." yazmayın lan. komikler sizi.

500. yalanı duyduğunuz o an.

"an the oscar goes to ..."

karşıdaki kişi ne yaparsa yapsın ondan vazgeçmek istemiyorsunuz. ama sonra o sizden vazgeçmek istediğine dair farklı ve sizin beklemediğiniz aslında sizin de fark etmeden yorulduğunuz o hamleyi yapınca vazgeçiyorsunuz. bunun illa ayrılık öncesi ya da esnasında olmasına gerek yok sonrasında da olabilir. bir de bence birinin sizi sevmediğini sizin sevginizi kabul edemediğini anladığınızda da o kişiyi sevmekten vazgeçersiniz diye düşünüyorum.

artık onun için biricik olmadığını anladığın an vazgeçersin.

çok ama çok acı bir eşiktir. allah kimseyi mecbur bırakmasın bu eşiğe.