121.
anlayamayacağım ve insanın doğası gereği korktuğu bir kavram hakkında çok düşünmüyorum. çünkü insanın bilincinin kaybolacağını kavraması, evrendeki yerini anlayabilmesi bence kolay işler değil. dünyaya kaç insan gelmiş kaç insan gitmiş ve kimse de çözememiş. ondan olabildiğince carpe diem.
devamını gör...
122.
"her zaman güzel öten kuğular, ölümlerinin yaklaştığını hissettiklerinde, belki de hizmetinde bulundukları tanrının yanına gideceklerini sevindiklerinden, daha çok ve daha güzel ötmeye başlarlar. ama insanlar ölümden korktukları için kuğulara iftira atarak, üzüntüden öttüklerini, yaklaşan ölümleri için ağıt yaktıklarını söylerler. oysa genel inanışa göre kederlerinden öttükleri varsayıan bülbül, kırlangıç, ibibik gibi kuşlar da dahil olmak üzere, hiçbir kuşun aç olduğunda, üşüdüğünde ya da başka herhangi bir sıkıntı yaşadığında ötmediğini hiç akıllarına getirmezler. "*
devamını gör...
123.
keşkesiz bir hayat yaşadım. sevdiklerime onları sevdiğimi söylediğim, en öfkeli anımda bile kimseyi kırmadan kendimi ifade ettiğim, ağlarken kimsenin görmediği, keşkesiz bir hayat...

mesela diyelim ki, olmadı yapamadım, yoğum bakıma götürüldükten üç gün sonra da öldüm. muhtemelen gülerek karşılarım.

yarım kalan hayallerimi ölünce gerçekleştirmek, hatta sevdiğine sarılmak öyleyken belki daha kolaydır.

belki kuş gibi uçarım.

ciddiyim, korkmuyorum. korkacak bir hayatım olmadı. buraya kadar iyi getirdim. aferin be bana.
devamını gör...
124.
bahtı benden kara toprak,
hadi al akla beni.
bu senden de kara geceden,
hadi al sakla beni.

hatırla ki biz seninle kandaşız karındaşız
bilirim senin şefkatini,
bilirim senin mertliğini
unutma ki biz seninle candaşız gönüldaşız
devamını gör...
125.
ölümden çekinmem. acaba bir gün ansızın biri gelip kafama sıkar mı arkadan ? diye düşünmeden edemiyorum. bu düşünceler yüzünden ve ölüme olan ağır merakım yüzünden her daim ölüme hazır bir vaziyette yaşıyorum. herkes bir gün ölümü tadacaktır ve ölüme hazırlıksız bir şekilde yaşama veda etmek istemiyorum. 30'lu yaşlarımı görmeye pek istekli değilim açıkçası. şu anda 19 yaşındayım ve 19 yıllık bir ömür , adam olana fazla bile. eğer ki bir sevabı fazla olan bir mümin olarak öldüyseniz artık sizin için dert tasa bitmiştir. uğruna haftalarını harcadığın olaylar veya 1 yıla yakın süre uyuyamamana sebebiyet veren pişmanlıkların artık kabirdeyken aklına dahi gelmez. mahşer gününün gelmesini sabırsızlıkla beklersiniz. çünkü cennete girecek olursunuz.
devamını gör...
126.
ölüm güzel şey, budur perde ardından haber...
hiç güzel olmasaydı, ölür müydü peygamber?
necip fazıl kısakürek
devamını gör...
127.
buyrun, oturun dostlar,
hoş gelip sefalar getirdiniz.
biliyorum, ben uyurken
hücreme pencereden girdiniz.
ne ince boyunlu ilâç şişesini
ne kırmızı kutuyu devirdiniz.
yüzünüzde yıldızların aydınlığı
başucumda durup el ele verdiniz.
buyrun, oturun dostlar
hoş gelip sefalar getirdiniz.

neden öyle yüzüme bir tuhaf bakılıyor?
osman oğlu hâşim.
ne tuhaf şey,
hani siz ölmüştünüz kardeşim.
istanbul limanında
kömür yüklerken bir ingiliz şilebine,
kömür küfesiyle beraber
ambarın dibine...

şilebin vinci çıkartmıştı nâşınızı
ve paydostan önce yıkamıştı kıpkırmızı kanınız
simsiyah başınızı.
kim bilir nasıl yanmıştır canınız...
ayakta durmayın, oturun,
ben sizi ölmüş zannediyordum,
hücreme pencereden girdiniz.
yüzünüzde yıldızların aydınlığı
hoş gelip sefalar getirdiniz...

yayalar-köylü yakup,
iki gözüm,
merhaba.
siz de ölmediniz miydi?
çocuklara sıtmayı ve açlığı bırakıp
çok sıcak bir yaz günü
yapraksız kabristana gömülmediniz miydi?
demek ölmemişsiniz?

ya siz?
muharrir ahmet cemil?
gözümle gördüm
tabutunuzun
toprağa indiğini.

hem galiba
tabut biraz kısaydı boyunuzdan.
onu bırakın ahmet cemil,
vazgeçmemişsiniz eski huyunuzdan,
o ilâç şişesidir
rakı şişesi değil.
günde elli kuruşu tutabilmek için,
yapyalnız
dünyayı unutabilmek için
ne kadar çok içerdiniz...
ben sizi ölmüş zannediyordum.
başucumda durup el ele verdiniz,
buyrun, oturun dostlar,
hoş gelip sefalar getirdiniz...

bir eski acem şairi :
«ölüm âdildir» - diyor,-
«aynı haşmetle vurur şahı fakiri.»

hâşim,
neden şaşıyorsunuz?
hiç duymadınız mıydı kardeşim,
herhangi bir şahın bir gemi ambarında
bir kömür küfesiyle öldüğünü?...

bir eski acem şairi :
«ölüm âdildir» - diyor.
yakup,
ne güzel güldünüz, iki gözüm.
yaşarken bir kerre olsun böyle gülmemişsinizdir...
fakat bekleyin, bitsin sözüm.
bir eski acem şairi :
«ölüm âdil...»
şişeyi bırakın ahmet cemil.
boşuna hiddet ediyorsunuz.
biliyorum,
ölümün âdil olması için
hayatın âdil olması lâzım, diyorsunuz...

bir eski acem şairi...
dostlar beni bırakıp,
dostlar, böyle hışımla
nereye gidiyorsunuz
devamını gör...
128.
yahu daha yaşayamadık ne ölümü şimdi
devamını gör...
129.
garip olan şu ki her gün sonu ölmeyi can-ı gönülden istesem de bir yerim ağrıdığında hemen kurtulmak istiyorum o ağrıdan. bir yerim yara olsa hemen iyileşsin istiyorum. peki ben ölümden mi korkuyorum? hayır. ben acıdan korkuyorum. ölmek istiyorum ama acı çekerek ölmek istemiyorum. şimdi biri dese ki kafana sıkacağız ve acısız öleceksin olur. yok ateşte yanacaksın, yok denizde boğulacaksın korkutuyor beni. ben ölümü hissetmek istemiyorum arkadaşım.

bir de hayatımın bu dönemi ölmek için pek müsait değilim. bir kızım bir eşim var. üzülsünler istemem. ben hayatı hiç kimsenin ölümüme üzülmeyeceği zaman da yaşadım. o zaman yapmadığım şeyi şimdi yapamam.
devamını gör...
130.
ya ebedi kurtuluş ya sonsuz yok oluş; kesinlikle ortası yok.
devamını gör...
131.
başka bir boyuta, yaşama geçmek. ölüm diye bir şey olmadığı kanısındayım inancımdan ötürü, sonra ki yaşam düşüncesi hakim. ölmüyoruz ki, şekil ve mekan değiştiriyoruz yalnızca. bir daha göreceğim tüm tanıdıklarım ve sevdiklerimi. inançların bu yönü bize umut veriyor. ölmek değil, göç etmek.
devamını gör...
132.
bitse de gitsek.
devamını gör...
133.
ölümün dışında kalan zamanlarda yaşadıklarımın bana getirisi götürdüklerinin yarısı bile değil. o yüzden susmak istediğim başlıktır.
devamını gör...
134.
yeniden doğuş
devamını gör...
135.
ölüm beni korkutuyor ya. ölüm değil de sonrasındaki belirsizlik... ama ne kadar korksam da çok yaşamayı planlamıyorum. 35-40 yaşlarımı görmesem de olur. hayat çok güzel diye ortalıkta gezinsem de yaşanmaya değer bir yanı da yok hani. hayırlısı..
devamını gör...
136.
benim için biraz korkutucudur.
devamını gör...
137.
yaşamın bir gerçeğidir ölüm. güneşin her gün doğması ayın her ayın dördü nde en parlak görünüme kavuşması kadar doğaldır. ölüme bakış açısına gelecek olursak. ölümden korkmak hem iyidir hem kötüdür. ölümden korkan yok olacağını düşündüğü için korkar. korkmayan da bunun bir yok oluş değil yeni bir hayata başlangıç olduğunu bildiğinden korkmaz. kelimelerime oscar wilde dan alıntı yaparak bitirmek istiyorum. "birşeyleri değiştirebilecek yalnızca iki şey vardır; aşk ve ölüm."
devamını gör...
138.
gerçekliktir.gerçek olanın doruklarına eriştiğim vakit içimden akacak olan kanın birkaç damlasında saklıyorum kendimi.çok geçmeden bedenimde çözülecek olan yoğun bir kıvam.dilimden dökülen tek hakiki cümleydi ölüme bürünmek.oysa ben ölümsüzdüm öldüğümden beri.
devamını gör...
139.
ölümle yaşam birbirinden ayrılamaz bir bütündür. insan birden ölmez. her aldığı nefes onu bir adım daha yaklaştırır ölüme.
devamını gör...
140.
bundan kötüsü gelemez başımıza.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının ölüme bakış açısı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim