sözlük yazarlarının ölüme bakış açısı
başlık "karadereli panda" tarafından 15.12.2020 03:58 tarihinde açılmıştır.
21.
ahmet kaya'nın tedirgin kasetinde olduğu gibidir asıl sorun ölümden sonrası.
devamını gör...
22.
aşırı zevkli olduğunu düşündüğüm versustur. zaten öldükten sonra hayvanlara yem olacaz bırakın karınlarını doyursunlar. ?
devamını gör...
23.
gelirken kimse sormadı, giderken de sormayacaklar.
devamını gör...
24.
budur:
--- alıntı ---
"karanlıktaymışlar. iki embriyo, bir ana rahminde... her şeyden habersiz bekleşiyorlarmış,
sudan bir beşiğin içinde. sarılıp birbirlerine, karanlıkta uyumuşlar öylece. haftalar geçmiş, ikizler gelişmiş, elleri, ayakları belirginleşmiş. gözleri çıktıkça meydana, ikisi de çevrede olup biteni fark etmiş. ne rahat, ne güvenli bir dünyaymış bu, sıcak, ıslak, sevgi dolu.. "öyle güzel bir dünyada yaşıyoruz ki" demişler, "bize ne mutlu .."
gel zaman git zaman, çevreyi keşfe girişmişler. bu karanlık dünyayı ve hayatın kaynağını deşmişler. onları besleyip büyüten kordonu fark edince, o kordonla kendilerini var eden
anne'lerine şükretmişler. sonra başlamış bir varoluş tartışması:
"buraya nereden geldik, biz nasıl olduk" diye sormuş ikizler.
"annemiz" demiş biri, "o bizi var etti, bize can verdi."
"ne biliyorsun" diye itiraz etmiş öteki, "sen hiç anneni görmedin ki... belki de o sadece zihnimizdedir. anne inancı bizi rahatlattığı için uydurduğumuz bir şeydir."
süredursun ana rahmindeki tartışma, ikizler büyüyüp gelişmişler. rahme sığmaz olup tekmelemişler. artık parmakları ve kulakları varmış kerataların. büyüdükçe anlamışlar ki, yolun sonu yakın... gün gelecek, bu güzelim hayat bitecek; karanlık bir yolculuk, onları bir başka diyara çekecek.
"buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz" diye fısıldamış ikizlerden biri efkarla. "ben gitmek istemiyorum" diye diretmiş öteki; "doyamadım ki daha hayata."
"ama mukadderat alnına yazılandır; dua et, belki doğumdan sonra hayat vardır."
sormuş karamsar olan:
"bir gün bize hayat veren kordon kesilecek. ondan sonra başımıza neler gelecek?"
şiirle cevaplamış iyimser olan:
"birçok giden memnun ki yerinden
çok seneler geçti dönen yok seferinden.."
ve günlerden bir gün, yer sarsılmış, duvarlar kasılmış. dayanılmaz sancılarla ikizler
beklenen günün geldiğini anlamış. buruşuk kollarıyla birbirlerine son kez sarılıp vedalaşmışlar.
ve "ömrümüz bitti" diye çığlık çığlığa ağlaşmışlar. azrail sandıkları bir el kesmiş onları hayata bağlayan kordonu, ağlaya ağlaya karanlık bir koridordan öbür hayata çıkmışlar..."
--- alıntı ---
--- alıntı ---
"karanlıktaymışlar. iki embriyo, bir ana rahminde... her şeyden habersiz bekleşiyorlarmış,
sudan bir beşiğin içinde. sarılıp birbirlerine, karanlıkta uyumuşlar öylece. haftalar geçmiş, ikizler gelişmiş, elleri, ayakları belirginleşmiş. gözleri çıktıkça meydana, ikisi de çevrede olup biteni fark etmiş. ne rahat, ne güvenli bir dünyaymış bu, sıcak, ıslak, sevgi dolu.. "öyle güzel bir dünyada yaşıyoruz ki" demişler, "bize ne mutlu .."
gel zaman git zaman, çevreyi keşfe girişmişler. bu karanlık dünyayı ve hayatın kaynağını deşmişler. onları besleyip büyüten kordonu fark edince, o kordonla kendilerini var eden
anne'lerine şükretmişler. sonra başlamış bir varoluş tartışması:
"buraya nereden geldik, biz nasıl olduk" diye sormuş ikizler.
"annemiz" demiş biri, "o bizi var etti, bize can verdi."
"ne biliyorsun" diye itiraz etmiş öteki, "sen hiç anneni görmedin ki... belki de o sadece zihnimizdedir. anne inancı bizi rahatlattığı için uydurduğumuz bir şeydir."
süredursun ana rahmindeki tartışma, ikizler büyüyüp gelişmişler. rahme sığmaz olup tekmelemişler. artık parmakları ve kulakları varmış kerataların. büyüdükçe anlamışlar ki, yolun sonu yakın... gün gelecek, bu güzelim hayat bitecek; karanlık bir yolculuk, onları bir başka diyara çekecek.
"buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz" diye fısıldamış ikizlerden biri efkarla. "ben gitmek istemiyorum" diye diretmiş öteki; "doyamadım ki daha hayata."
"ama mukadderat alnına yazılandır; dua et, belki doğumdan sonra hayat vardır."
sormuş karamsar olan:
"bir gün bize hayat veren kordon kesilecek. ondan sonra başımıza neler gelecek?"
şiirle cevaplamış iyimser olan:
"birçok giden memnun ki yerinden
çok seneler geçti dönen yok seferinden.."
ve günlerden bir gün, yer sarsılmış, duvarlar kasılmış. dayanılmaz sancılarla ikizler
beklenen günün geldiğini anlamış. buruşuk kollarıyla birbirlerine son kez sarılıp vedalaşmışlar.
ve "ömrümüz bitti" diye çığlık çığlığa ağlaşmışlar. azrail sandıkları bir el kesmiş onları hayata bağlayan kordonu, ağlaya ağlaya karanlık bir koridordan öbür hayata çıkmışlar..."
--- alıntı ---
devamını gör...
25.
ansızın gerçekleşir ve her şey senin dışında yaşamaya devam eder.
devamını gör...
26.
27.
ölememek daha kötü olduğunu düşündüğümdür.
devamını gör...
28.
kendisine olan bakış açımın pek bir öneminin olmadığı kaçınılmaz sondur. üzerinde çok düşünülmüş fakat kimsenin gerçek bir fikre sahip olamadığı olay.
(bkz: bilinmezlik)
(bkz: bilinmezlik)
devamını gör...
29.
kısıtlı bir zamanımız var. bunu doldurunca çekip gideceğiz. doğmadan önce ne biliyorsan öldükten sonra da o bilinçsizlik/ hiçlik olacak. yok olup gideceğiz. benim bakış açım bu.
devamını gör...
30.
yaşamla arasında sadece küçük bir soluk olan, gidenden çok kalanlar için*zor olan şeydir.
devamını gör...
31.
ciddi düşünmüyorum.
devamını gör...
32.
ölümün tezahür ettiği bir bedene yalnızca bir defa şahit oldum. kalabalığın arasından yataya göre 30 derecelik açıyla bakarak beyazlamış bedenini görebiliyor ve hafif açık kalmış ağzından dişlerini seçebiliyordum.
devamını gör...
33.
kafa sözlük'te ben "ölümüne yazıyorum, ölüme inat!"
devamını gör...
34.
elbet bir gün buluşacağız
buradan
buradan
devamını gör...
35.
her son bir başlangıç
devamını gör...
36.
ben varsam ölüm yok, ölüm varsa ben yokum.
devamını gör...
37.
sonsuzluğun başlangıcıdır.
tanım: ölüme bakış açılarımızı paylaştığımız başlıktır.
tanım: ölüme bakış açılarımızı paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...
38.
oldukça doğal, normal olan.
nasıl doğmak yaşamak normal ise, bir gün bu sürecin biteceği de o kadar normaldir.
tek sorun gibi görünen yer, ölümün ne zaman gerçekleştiği.
erken, genç yaşta ölüm ,herkesçe zor kabul edilen, hatta kabul edilemeyen bir durum.
ancak, kime neye göre erken denildiğinde de, cevabını çok da bulamadığım durum.
bundan yüz yıl önce, 1900 yılında ortalama insan ömrü 50 yaşlar civarındayken, 2000 yılına gelindiğinde bu sayı 75-80'lere çıkmış durumda.
gelişen teknojiyle birlikte bunun daha da artacağı kuvvetle muhtemel.
ancak, diğer taraftan teknolojik gelişme, farklı bazı hastalıkların öne çıkmasına ve insanlığı tehdit etmesine de yol açmakta.
halen yaşadığımız covid salgını gibi.
kanser, artık çağın hastalığı olarak herkes tarafından kabul edilmekte.
çünkü genç yaşlı dinlemiyor, her yıl binlerce insanı yaşamdan koparıp alıyor.
ızlediğim bir belgesel kanalında ' ölümün binbir hali ' adlı program geliyor aklıma,
gerçekten artık günümüz dünyasında yaşamak çok zor, ölmek ise bir o kadar kolay...
nasıl doğmak yaşamak normal ise, bir gün bu sürecin biteceği de o kadar normaldir.
tek sorun gibi görünen yer, ölümün ne zaman gerçekleştiği.
erken, genç yaşta ölüm ,herkesçe zor kabul edilen, hatta kabul edilemeyen bir durum.
ancak, kime neye göre erken denildiğinde de, cevabını çok da bulamadığım durum.
bundan yüz yıl önce, 1900 yılında ortalama insan ömrü 50 yaşlar civarındayken, 2000 yılına gelindiğinde bu sayı 75-80'lere çıkmış durumda.
gelişen teknojiyle birlikte bunun daha da artacağı kuvvetle muhtemel.
ancak, diğer taraftan teknolojik gelişme, farklı bazı hastalıkların öne çıkmasına ve insanlığı tehdit etmesine de yol açmakta.
halen yaşadığımız covid salgını gibi.
kanser, artık çağın hastalığı olarak herkes tarafından kabul edilmekte.
çünkü genç yaşlı dinlemiyor, her yıl binlerce insanı yaşamdan koparıp alıyor.
ızlediğim bir belgesel kanalında ' ölümün binbir hali ' adlı program geliyor aklıma,
gerçekten artık günümüz dünyasında yaşamak çok zor, ölmek ise bir o kadar kolay...
devamını gör...
39.
kurtuluş, zafer , sonsuz özgürlük.
devamını gör...
40.
"bence gerçek ölüm,unutulmaktır. eğer yüzyıllar sonra hatırlanabiliyorsan, hala ömemişsindir"
hayatım boyunca mottom bu oldu. bu yüzden bu dünyada ne kadar yaşadığın değil, ne kadar yaşatıldığın önemli. bazı insanlar ise sonsuza kadar yaşamalı...sonsuza kadar yaşatılmasını en çok istediğim kişi ulu önder mustafa kemal atatürk'tür.
hayatım boyunca mottom bu oldu. bu yüzden bu dünyada ne kadar yaşadığın değil, ne kadar yaşatıldığın önemli. bazı insanlar ise sonsuza kadar yaşamalı...sonsuza kadar yaşatılmasını en çok istediğim kişi ulu önder mustafa kemal atatürk'tür.
devamını gör...
"sözlük yazarlarının ölüme bakış açısı" ile benzer başlıklar
bakış açısı
24