sözlük yazarlarının ölüme bakış açısı
başlık "karadereli panda" tarafından 15.12.2020 03:58 tarihinde açılmıştır.
41.
korkuludur.*
devamını gör...
42.
inancın bir anlam kazanması. eğer ölüm olmasaydı inançta olmazdı.
devamını gör...
43.
yem.
devamını gör...
44.
hiçkimse bir yere ait değil, herkes birgün ölecek. çizgi film izleyelim mi ?
devamını gör...
45.
asıl hayatın başlangıç raddesi. level 1 diyebiliriz.
devamını gör...
46.
nötr. korksak da korkmasak da her şekilde vakti geldiğinde göçüp gideceğiz bu dünyadan.
devamını gör...
47.
hayatı anlamlı kılan esas şeyin ölüm olduğunu bilen yazarları ölümden korkutmayacak bakış açısıdır.
devamını gör...
48.
"doğru ve yanlışın ötesinde bir yer var. orada seninle buluşacağım"
devamını gör...
49.
olmak ya da olmamak.
bu kadar basit, arada sadece bir 'ma' kadar fark var...
bu kadar basit, arada sadece bir 'ma' kadar fark var...
devamını gör...
50.
"geliyor, gelmekte olan!"
devamını gör...
51.
devamını gör...
52.
yarın ölecekmiş gibi yaşarım. hayat kadar ölüm de bir gerçek.
devamını gör...
53.
insan ölümü düşündükçe yaşamaktan geri kalır. hiç ölmeyecekmiş gibi yaşa ve her an ölecekmiş gibi sevdiklerine değer ver.
devamını gör...
54.
sevdiği kıymet verdiği insan ölünce hüzünlendiren can yakan hiç alakası olmayan insanın başına gelince farkına bile varılmayan
devamını gör...
55.
bu hayata bir kez geldiğimi hatırlatır bana. hata yapmaktan korkmamak gerektiğini, yenilmenin keyfini çıkarmayı, hata yapmayacağım diye hiçbir şey yapmamanın aptallık olduğunu hatırlatır bana ölüm.
devamını gör...
56.
ısınma hareketleri bitti , maç başlıyor.
devamını gör...
57.
bir hiçlik olması pek muhtemeldir, narkoz sonrası ucundan hissedilen hiçlik, boşluk hissi bir sonranın olmadığının kanıtı gibidir. aksine dair bir kanıtı görmeyi çok ama çok isterdim, ancak maalesef yoktur. hayatın bu kadar anlamsız son bulması insanı üzer ve mevcut korkuları en geri plana atıp ölümü en tepeye koyar. bakış açım maalesef budur, dinlerde bahsedildiği gibi bir ahiret hayatı olsaydı tüm sevdiklerim için cehenneme gitme pahasına ahiretin var olmasını dilerdim. iyi günler
devamını gör...
58.
umut ile ümitsizlik arasinda gidip gelmekmis yasamak, ölüm hic varolmamis gibi hissettirmeyecektir.. onca yasanmisliklar.. belki de yasamak umitsizlik- ölüm umuttur..
devamını gör...
59.
ruhumun kurtuluşu.
devamını gör...
60.
ölüm konusunda ben heraclitus ile aynı felsefeyi paylaşıyorum. heraclitus'un belirttiği gibi ölüm, bir son değil ve yaşam da bir başlangıç değil. tabi ki doğal olarak "nasıl!?" denilebilir, doğal. insanların yarattığı dinler, algıladıkları tanrı formları (tanrı insan tarafından yaratıldı demiyorum, tanrı insan tarafından şekillendi diyorum.) sadece ölümle değil, avcılık, tarım, bilgi, tıp vs. gibi alanlara da sıkıştırılıyordu. devam etmeden önce iki bilgiden bahsetmem gerekiyor. bunlar;
1- hristiyanlar ortaya çıkmadan önce hypsistarianlar adında bir din çıkıyor ortaya. old testament'ın tanrısı yhvh (birden çok tanrı var ama bu konumuz dışında.) ve zeus'u birleştirerek, yeni bir tanrı modeli yaratıyorlar. hypsista diye geçebiliyor bazı yerlerde, "en yüce" ve "yalnız olan" diye geçiyor ortalığa tabi. bu en yücenin yanında, bir trinity şeklinde aynı zaman da ışık/light ve fire/ateş'i de kullanıyorlar tanrıya taparken. bunlara tapmıyorlar ama, sadece araç olarak kullanıyorlar.
2- heraclitus, felsefesinde ruhu bir ateş olarak görüp, bu ateş bütün varlığın gerçeğidir demiştir. zoroastrianism ile benzerlik var tabi ama konumuz dışında. herneyse, bu ateş aynı zaman da "ruh" olarak geçiyor heraclitus'un felsefesinde ve bu ateş sürekli yukarı doğru çıkıyor. heraclitus'a göre, bu dünya "hades"'in kendisi ve vücudlarımız bu ateşin, ruhun, mezarlığı. aynı zamanda, bu hapishaneyi terk etmenin tek yolunun, savaşta ölmek olduğunu düşünüyordu.
bunları ele alarak, hristiyanlıktaki trinity felsefesini birleştirerek, bu üçlemenin bir nevi insan yaşamı için bir nevi harita olduğunu söyleyebiliriz. bana kalırsa, bu üçleme, bir nevi dağılmış ve parçalanmış insanın tekrar ölümsüzlüğe, tanrıya ulaşmasını ortaya sunuyor. bunun için zaten yunanlılar, pagan dinlerinde (hellenism ve öncesi) herhangi bir şekilde tek bir tanrıyı en yukarıda görmedikleri gibi hepsini bu amaç için kullanabiliyorlardı. peki neden? kendi görüşüme göre, insanlar, bu archetypeları şekillendirmeye başladıklarında, farkettiler ki, bunlar sayesinde ölümsüz olabilir. çünkü ruh, ateş, incilde de aynı şekilde "yaşayan kurban" olarak geçiyor. bütün dinlerde, budizm, hinduizm, nordik dinlerde de görülen belli bir ortak nokta var. o da kendini feda etmek. kendi kişiliğini, birey olarak, seçtiğin olgu için yok etmek (bir nevi.) aynı zamanda, arkanızda hiç bir pişmanlık bırakmamak anlamına da geliyor çünkü geriye dönüp bakarsan, heraclitus'un dediği gibi, kader seni geri çekecek! herneyse, bu motifi her dinde görebiliyoruz, çoğu antik felsefede de bulunuyor. peki ne olabilir ki bu? örnek vermek gerekirse, artemis misal, avcılık tanrıçası, bu tanrıçaya tapan insanlar, misal olarak artık x kişi yerine "avcı" olarak anılıyor. bu gayet kendi bireyselliğini feda etmenin bir yolu! aynı zaman da insanların bu düşüncelerini, milliyetçilik ve hümanizm kavramlarında da görebiliyoruz. gruplar, milletler, ülkeler! insanın ölümsüzlüğe ulaşma duygusu, her yerde kendini belli ettiği gibi, bir şeyleri başarıp, kolektif bilincin içerisinde sürekli hatırlanmak bir ölümsüzlük oluyor! tabi ki, bunlar güzel bilgiler olsa da, kişinin kendisi dışında kimse ölüm sonrası ne olacağını söyleyemez. özet olarak, bana kalırsa her şey bir dönüşüm içerisinde olduğu için, en azından kendi ruhumun, bir ateş olarak daha da yukarı çıkacağını düşünüyorum öldükten sonra ve ölümü de, hades'ten kurtulma olarak görüyorum.
1- hristiyanlar ortaya çıkmadan önce hypsistarianlar adında bir din çıkıyor ortaya. old testament'ın tanrısı yhvh (birden çok tanrı var ama bu konumuz dışında.) ve zeus'u birleştirerek, yeni bir tanrı modeli yaratıyorlar. hypsista diye geçebiliyor bazı yerlerde, "en yüce" ve "yalnız olan" diye geçiyor ortalığa tabi. bu en yücenin yanında, bir trinity şeklinde aynı zaman da ışık/light ve fire/ateş'i de kullanıyorlar tanrıya taparken. bunlara tapmıyorlar ama, sadece araç olarak kullanıyorlar.
2- heraclitus, felsefesinde ruhu bir ateş olarak görüp, bu ateş bütün varlığın gerçeğidir demiştir. zoroastrianism ile benzerlik var tabi ama konumuz dışında. herneyse, bu ateş aynı zaman da "ruh" olarak geçiyor heraclitus'un felsefesinde ve bu ateş sürekli yukarı doğru çıkıyor. heraclitus'a göre, bu dünya "hades"'in kendisi ve vücudlarımız bu ateşin, ruhun, mezarlığı. aynı zamanda, bu hapishaneyi terk etmenin tek yolunun, savaşta ölmek olduğunu düşünüyordu.
bunları ele alarak, hristiyanlıktaki trinity felsefesini birleştirerek, bu üçlemenin bir nevi insan yaşamı için bir nevi harita olduğunu söyleyebiliriz. bana kalırsa, bu üçleme, bir nevi dağılmış ve parçalanmış insanın tekrar ölümsüzlüğe, tanrıya ulaşmasını ortaya sunuyor. bunun için zaten yunanlılar, pagan dinlerinde (hellenism ve öncesi) herhangi bir şekilde tek bir tanrıyı en yukarıda görmedikleri gibi hepsini bu amaç için kullanabiliyorlardı. peki neden? kendi görüşüme göre, insanlar, bu archetypeları şekillendirmeye başladıklarında, farkettiler ki, bunlar sayesinde ölümsüz olabilir. çünkü ruh, ateş, incilde de aynı şekilde "yaşayan kurban" olarak geçiyor. bütün dinlerde, budizm, hinduizm, nordik dinlerde de görülen belli bir ortak nokta var. o da kendini feda etmek. kendi kişiliğini, birey olarak, seçtiğin olgu için yok etmek (bir nevi.) aynı zamanda, arkanızda hiç bir pişmanlık bırakmamak anlamına da geliyor çünkü geriye dönüp bakarsan, heraclitus'un dediği gibi, kader seni geri çekecek! herneyse, bu motifi her dinde görebiliyoruz, çoğu antik felsefede de bulunuyor. peki ne olabilir ki bu? örnek vermek gerekirse, artemis misal, avcılık tanrıçası, bu tanrıçaya tapan insanlar, misal olarak artık x kişi yerine "avcı" olarak anılıyor. bu gayet kendi bireyselliğini feda etmenin bir yolu! aynı zaman da insanların bu düşüncelerini, milliyetçilik ve hümanizm kavramlarında da görebiliyoruz. gruplar, milletler, ülkeler! insanın ölümsüzlüğe ulaşma duygusu, her yerde kendini belli ettiği gibi, bir şeyleri başarıp, kolektif bilincin içerisinde sürekli hatırlanmak bir ölümsüzlük oluyor! tabi ki, bunlar güzel bilgiler olsa da, kişinin kendisi dışında kimse ölüm sonrası ne olacağını söyleyemez. özet olarak, bana kalırsa her şey bir dönüşüm içerisinde olduğu için, en azından kendi ruhumun, bir ateş olarak daha da yukarı çıkacağını düşünüyorum öldükten sonra ve ölümü de, hades'ten kurtulma olarak görüyorum.
devamını gör...
"sözlük yazarlarının ölüme bakış açısı" ile benzer başlıklar
bakış açısı
24