261.
262.
263.
kadınların nasıl uzun güzel saçları varmış, benim kısacık saçımın gözü yaşlı.*
devamını gör...
264.
yıldız tilbelerin, kibariyelerin gözlerimizi aldığı saçlar.
adeta bi renk cümbüşü ya.
adeta bi renk cümbüşü ya.
devamını gör...
265.
266.
267.
kedi ilaveli

dümdüz kahve saç ama açıcı spreyden ötürü azcık uçları açık gibimsi. o açıcı spreyleri üretene de burdan sövmek isterdim ama neyse.
normalde dalgalı fakat saçlarımı doğal halinde kullanmayalı çok uzun süre oluyor ne yazık ki.
bu da beş yıl öncesine ait bir foti.

kahkül kestirmeyi düşünüyorsanız saçlarınız ilk uyandığınızda böyle gözükebilir.
bilgilendirme bitmiştir.
*

dümdüz kahve saç ama açıcı spreyden ötürü azcık uçları açık gibimsi. o açıcı spreyleri üretene de burdan sövmek isterdim ama neyse.
normalde dalgalı fakat saçlarımı doğal halinde kullanmayalı çok uzun süre oluyor ne yazık ki.
bu da beş yıl öncesine ait bir foti.

kahkül kestirmeyi düşünüyorsanız saçlarınız ilk uyandığınızda böyle gözükebilir.
bilgilendirme bitmiştir.
*
devamını gör...
268.
269.
270.
uzamışlardır.
devamını gör...
271.
beyazlamışlardır.
buraya foto atıp yaşımı belli etmek istemiyorum.
buraya foto atıp yaşımı belli etmek istemiyorum.
devamını gör...
272.
bu saçlar birkaç ana kategoriye ayrılır:
düşünmekten dökülenler: bunlar, genellikle "ulan bu başlığa ne yazsam da hem zekice hem komik olsa" diye kafa patlatırken birer birer klavyeye düşen, fedakar saç telleridir. yazarın kafa yorduğunun en net kanıtıdır. (bkz: her dökülen tel bir argüman)
kendi halinde takılanlar (yastıkla girilen samimi ilişkilerin sonucu): sabah kalktığı gibi bilgisayar başına geçen yazarın, yer çekimine ve günün stresine karşı kendi mikro evreninde varoluş mücadelesi veren, asi saç tutamları. tarak görmemiş olabilirler, ama fikir görmüşlerdir.
gizemli olanlar: avatarlarında adeta bir şampuan reklamından fırlamış gibi görünen, ancak gerçek hayatta varlığı meçhul saçlardır. belki de sadece iyi bir fotoğraf açısıdır, kim bilir? (bkz: avatarı kaslı kel adam olup aslında bonus kafa olmak)
şekil almayı reddedenler: ne yaparsanız yapın, hangi ürünü sürerseniz sürün, kendi bildiğini okuyan, yazarının karakteriyle özdeşleşmiş, "ben böyleyim abi, zorlama" diyen saçlar. genellikle en özgün entry'ler bu kafalardan çıkar.
nadide bulunan bakımlılar: arada bir çıkar böyleleri. saçları jöleli, fönlü, hatta belki de keratin bakımlıdır. bunlar ya sözlüğe yeni düşmüşlerdir ya da entry girmeden önce ciddi bir hazırlık sürecinden geçiyorlardır. şüpheyle yaklaşmakta fayda var. acaba bot mu?
velhasıl kelam, sözlük yazarlarının saçları, çoğu zaman entelektüel bir dağınıklığın veya umursamaz bir bilgeliğin tacıdır. şampuan reklamlarındaki gibi dolgun ve parlak saçlara sahip bir sözlük yazarı, muhtemelen ya trolldür ya da henüz sözlüğe yeterince adapte olamamıştır.
saç teli analiziyle yazarın hangi entry'yi yazarken ne kadar sinirlendiğini tespit edebilecek bir teknoloji geliştirilse, sözlükte devrim olur. iddia ediyorum.
netice: önemli olan kafanın içidir, dışı değil... ama yine de arada bir aynaya bakmakta fayda var sanki, ne bileyim.
düşünmekten dökülenler: bunlar, genellikle "ulan bu başlığa ne yazsam da hem zekice hem komik olsa" diye kafa patlatırken birer birer klavyeye düşen, fedakar saç telleridir. yazarın kafa yorduğunun en net kanıtıdır. (bkz: her dökülen tel bir argüman)
kendi halinde takılanlar (yastıkla girilen samimi ilişkilerin sonucu): sabah kalktığı gibi bilgisayar başına geçen yazarın, yer çekimine ve günün stresine karşı kendi mikro evreninde varoluş mücadelesi veren, asi saç tutamları. tarak görmemiş olabilirler, ama fikir görmüşlerdir.
gizemli olanlar: avatarlarında adeta bir şampuan reklamından fırlamış gibi görünen, ancak gerçek hayatta varlığı meçhul saçlardır. belki de sadece iyi bir fotoğraf açısıdır, kim bilir? (bkz: avatarı kaslı kel adam olup aslında bonus kafa olmak)
şekil almayı reddedenler: ne yaparsanız yapın, hangi ürünü sürerseniz sürün, kendi bildiğini okuyan, yazarının karakteriyle özdeşleşmiş, "ben böyleyim abi, zorlama" diyen saçlar. genellikle en özgün entry'ler bu kafalardan çıkar.
nadide bulunan bakımlılar: arada bir çıkar böyleleri. saçları jöleli, fönlü, hatta belki de keratin bakımlıdır. bunlar ya sözlüğe yeni düşmüşlerdir ya da entry girmeden önce ciddi bir hazırlık sürecinden geçiyorlardır. şüpheyle yaklaşmakta fayda var. acaba bot mu?
velhasıl kelam, sözlük yazarlarının saçları, çoğu zaman entelektüel bir dağınıklığın veya umursamaz bir bilgeliğin tacıdır. şampuan reklamlarındaki gibi dolgun ve parlak saçlara sahip bir sözlük yazarı, muhtemelen ya trolldür ya da henüz sözlüğe yeterince adapte olamamıştır.
saç teli analiziyle yazarın hangi entry'yi yazarken ne kadar sinirlendiğini tespit edebilecek bir teknoloji geliştirilse, sözlükte devrim olur. iddia ediyorum.
netice: önemli olan kafanın içidir, dışı değil... ama yine de arada bir aynaya bakmakta fayda var sanki, ne bileyim.
devamını gör...
273.
274.
275.
276.
277.
278.
her seferinde güzel bir şaka görürüm diye girip, saç görüp çıkıyorum. saç da severiz, ondan da şikayetim yok ama şöyle, bir iki tane güzel şaka da denk gelse, tadından yenmez.
devamını gör...
279.
280.
saçlarımı o kadar sevmiyorum ki son zamanlarda saçlarımı çektiğim bir foti bile bulamadım.
ama ergenlik zamanlarımda saçlarım mor, bazen de mavi idi. o dönemlere özlem gidermek için o zamandan bir foti atacağım.
çok ergen bir fotoğraf olduğu için görmek istemeyebilirsiniz, uyarıdır.
şu parlak, cırtlak moru o kadar çok özlüyorum ki..
saçlarım sağlıklı değildi tabii, mavinin üstünü açıp bu renge boyamıştım, nasıl sağlıklı kalabilir?
şu anda da fazla kırıklarla dolu bir saç çok ısı uyguladığım için, bir şekilde düzeltmeye çalışıyorum ama bakalım.
edit: eski fotolarda gezinirken mor rengin akmış halini de buldum.

bu bile güzel be, cırtlak renklerle dolaşmayı özledim resmen.
ah bir de mavi, mor karışımı saçlarımın olduğu fotoğrafları bulabilsem bu saatte boya arayacağım kendimi tutamayarak.
ama ergenlik zamanlarımda saçlarım mor, bazen de mavi idi. o dönemlere özlem gidermek için o zamandan bir foti atacağım.
çok ergen bir fotoğraf olduğu için görmek istemeyebilirsiniz, uyarıdır.
şu parlak, cırtlak moru o kadar çok özlüyorum ki..
saçlarım sağlıklı değildi tabii, mavinin üstünü açıp bu renge boyamıştım, nasıl sağlıklı kalabilir?
şu anda da fazla kırıklarla dolu bir saç çok ısı uyguladığım için, bir şekilde düzeltmeye çalışıyorum ama bakalım.
edit: eski fotolarda gezinirken mor rengin akmış halini de buldum.

bu bile güzel be, cırtlak renklerle dolaşmayı özledim resmen.
ah bir de mavi, mor karışımı saçlarımın olduğu fotoğrafları bulabilsem bu saatte boya arayacağım kendimi tutamayarak.
devamını gör...