1.
her nevi sağlık sorunun tedavi sürecini ifade eden tıbbi terim. genellikle psikoterapi yerine kullanılır. pek az kişinin fizyoterapi alacağı gün arkadaşlarına bugün terapim var dediğini zannediyorum.
dün terapim vardı. bugün, bu saatte arayasım var terapistimi, bir seans mı yapsak uygunsanız diye.
dün terapim vardı. bugün, bu saatte arayasım var terapistimi, bir seans mı yapsak uygunsanız diye.
devamını gör...
2.
‘ben şu anda o kadar sıkkın ve materyallerimle tıkkın, odamın içinde stres gebertmekteyim.’ diyerek anımı özetleyen bir sagopa kajmer şarkısıdır. sagopa kajmer terapi
devamını gör...
3.
kendinize yapabileceğiniz bir iyilik.
devamını gör...
4.
hepimizin hak ettiği lazım olan yegane şeydir. yemek, su, tuvalet, uyku, azcık sosyalleşme biraz internet, kitap mitap sonra mutlaka t e r a p i!
devamını gör...
5.
terapi size "kendinizi iyi hissettirecek bir şey" değildir. canı sıkılıp kendini depresyonda zanneden yurdum insanlarının "abi bi, balığa/masaja/maça gittik, terapi gibi geldi" cümlesindeki aktivitelerden herhangi biri değildir. bunları yapabilip düzelebiliyorsanız, depresyon'da değilsinizdir zaten. canınız sıkılmıştır, içiniz bunalmıştır ama ne can eviniz yanıyodur ne kendi içinize hapsolmuş gibi hissediyosunuzdur.
tanımlama ve birseyin anlamini bilme ile o sey hakkinda yüzeysel bilgiye sahip olmak apayri seylerdir.
tanımlama ve birseyin anlamini bilme ile o sey hakkinda yüzeysel bilgiye sahip olmak apayri seylerdir.
devamını gör...
6.
introdaki müziğiyle sağlam etki yapan parça.
devamını gör...
7.
alan birileri bana ulaşabilir mi rica etsem? birazcık sorum olacaktı.
devamını gör...
8.
introsuyla elektrik çarptıran sagopa kajmer şarkısı
sözleri:
beni bırakın kendi halime (bırakın)
çok bitkinim ama direneceğim (bırakın)
terapi ordularınızı geri çekin artık, savaşın galibi bendim
bayraklarınızı dikemeyeceksiniz, hiç daim köle olmadım
ben rap'imle gazi geldim, ardıma şehitlerimi gömdüm kendim
suskun düşen ağlamazcasına realim
neden onca lafla geldin, kulağıma varıverdin ölüm?
beni kırdın iki bacağımdan, gittin
biz seninle kardeş değil miydik?
aynı beşikteki kertmeydik
dün civarda çakılken
şimdi sıradan kum bile değiliz
sen serseri katilin ismi, ben resmini çizdiğin ya kul
savaşın tam ortasında, kurşun yağmurunda, okudum okul
ilk batışını ben gördüm güneşin, gün dönümüne sen yetiştin
kaptanı benim bu geminin, en son ben çıkarım (yo), panik etmeyin
adımı duymayın, kaç yazar?
kalbim tanıdığım en içten yazar
şarkım başladı, manzaram aynı
dinlerken sago yine yapmış diyeceksin
ben şu anda o kadar sıkkın ve materyallerimle tıkkın
odamın içinde stres gebertmekteyim
yalnızlık tanrımın lütfu
nedense işler, karmakarışık işler, kalbim sevdiğim özler
hani var ya bazen özlü sözler, onları düşünüp dolu gözler
beni bırakın kendi hâlime, çok bitkinim ve de yorgunum
terapi ordularınızı geri çekin artık, son günler durgunum
beni bırakın kendi hâlime, çok bitkinim ve de yorgunum
terapi ordularınızı geri çekin artık, son günler durgunum
zaman ellerimde kum gibi dağılır iken
yıllar beni taşa çeviren hokkabaz gibi avaz avaz bağırır
hükümlü kapıda kilit, sigarama kibrit (beyi kontrol edin, beyi kontrol edin)
kollara zincirden bileklik, parmaklıklara sadık yaşamak
artıkları arşivlemek yeni baştan, tantanalara kulak as
karalama defteri silgiye ilgi duyar iken bir diken batar diline
yarıştırılan sidikken, birkaç minik daha gider elden
aslında hayat bayat ekmek
ilk fiil üsluplu düşünmek
buyrulan iki göze itaat etmek
son eylem olmalı kin beslemek
hadi diyelim toz pembe yaşıyorum
koz bende biçimi takılıyorum
bozukluklarımı cebimde taşıyorum
saygım senin or!! pun olsun, kaygım benim aşkım
beni bırakın kendi hâlime, çok bitkinim ve de yorgunum
terapi ordularınızı geri çekin artık, son günler durgunum
beni bırakın kendi hâlime, çok bitkinim ve de yorgunum
terapi ordularınızı geri çekin artık, son günler durgunum
parmakları kırılan bu yazar yılmadı
rap'in oğlu (psikopat herif)
parmakları kırılan bu yazar yılmadı
rap'in oğlu (psikopat herif)
rap'in oğlu (psikopat herif)
parmakları kırılan bu yazar yılmadı
rap'in oğlu (psikopat herif)
parmakları kırılan bu yazar yılmadı
rap'in oğlu (psikopat herif)
rap'in oğlu (psikopat herif)
biraz üşüdüm
hâlâ üşüyorum
ayakta daha az üşüyorum ama hâlâ üşüyorum
biraz yüreyeceğim
biraz daha yürüyeceğim
yürümeliyim
ama hâlâ üşüyorum
sözleri:
beni bırakın kendi halime (bırakın)
çok bitkinim ama direneceğim (bırakın)
terapi ordularınızı geri çekin artık, savaşın galibi bendim
bayraklarınızı dikemeyeceksiniz, hiç daim köle olmadım
ben rap'imle gazi geldim, ardıma şehitlerimi gömdüm kendim
suskun düşen ağlamazcasına realim
neden onca lafla geldin, kulağıma varıverdin ölüm?
beni kırdın iki bacağımdan, gittin
biz seninle kardeş değil miydik?
aynı beşikteki kertmeydik
dün civarda çakılken
şimdi sıradan kum bile değiliz
sen serseri katilin ismi, ben resmini çizdiğin ya kul
savaşın tam ortasında, kurşun yağmurunda, okudum okul
ilk batışını ben gördüm güneşin, gün dönümüne sen yetiştin
kaptanı benim bu geminin, en son ben çıkarım (yo), panik etmeyin
adımı duymayın, kaç yazar?
kalbim tanıdığım en içten yazar
şarkım başladı, manzaram aynı
dinlerken sago yine yapmış diyeceksin
ben şu anda o kadar sıkkın ve materyallerimle tıkkın
odamın içinde stres gebertmekteyim
yalnızlık tanrımın lütfu
nedense işler, karmakarışık işler, kalbim sevdiğim özler
hani var ya bazen özlü sözler, onları düşünüp dolu gözler
beni bırakın kendi hâlime, çok bitkinim ve de yorgunum
terapi ordularınızı geri çekin artık, son günler durgunum
beni bırakın kendi hâlime, çok bitkinim ve de yorgunum
terapi ordularınızı geri çekin artık, son günler durgunum
zaman ellerimde kum gibi dağılır iken
yıllar beni taşa çeviren hokkabaz gibi avaz avaz bağırır
hükümlü kapıda kilit, sigarama kibrit (beyi kontrol edin, beyi kontrol edin)
kollara zincirden bileklik, parmaklıklara sadık yaşamak
artıkları arşivlemek yeni baştan, tantanalara kulak as
karalama defteri silgiye ilgi duyar iken bir diken batar diline
yarıştırılan sidikken, birkaç minik daha gider elden
aslında hayat bayat ekmek
ilk fiil üsluplu düşünmek
buyrulan iki göze itaat etmek
son eylem olmalı kin beslemek
hadi diyelim toz pembe yaşıyorum
koz bende biçimi takılıyorum
bozukluklarımı cebimde taşıyorum
saygım senin or!! pun olsun, kaygım benim aşkım
beni bırakın kendi hâlime, çok bitkinim ve de yorgunum
terapi ordularınızı geri çekin artık, son günler durgunum
beni bırakın kendi hâlime, çok bitkinim ve de yorgunum
terapi ordularınızı geri çekin artık, son günler durgunum
parmakları kırılan bu yazar yılmadı
rap'in oğlu (psikopat herif)
parmakları kırılan bu yazar yılmadı
rap'in oğlu (psikopat herif)
rap'in oğlu (psikopat herif)
parmakları kırılan bu yazar yılmadı
rap'in oğlu (psikopat herif)
parmakları kırılan bu yazar yılmadı
rap'in oğlu (psikopat herif)
rap'in oğlu (psikopat herif)
biraz üşüdüm
hâlâ üşüyorum
ayakta daha az üşüyorum ama hâlâ üşüyorum
biraz yüreyeceğim
biraz daha yürüyeceğim
yürümeliyim
ama hâlâ üşüyorum
devamını gör...
9.
hakkında doğru bilinen birçok yanlışın olduğu iyiliktir. bilinenin aksine terapist sizin sohbet edeceğiniz bir sırdaş değildir. gittiğinizde ne kadar harika bir dost gibi hissettiren kimse terapistiniz olamaz. diğer bir yanılgı ise harika hissederek çıkacağınızdır. terapi seansları sizi sarsmak, tabir-i caizse içinizdeki tüm o isi,pası, kiri dökmek için vardır ve sarsılarak çıkmamanız neredeyse imkansızdır. terapist size akıl vermez, yol göstermez o ışığı bulmanız için yanınızdaki el olur, doğru sorularla gerçeklerle yüzleştirir.
devamını gör...
10.
inanma cebindeki parayı emcükleyecek.
devamını gör...
11.
bireysel olarak hiç gitmedim ama çift olarak gittiğinizde bir işe yaramıyor. her iki tarafın gönlünü eyleyip gönderiyorlar.
devamını gör...
12.
dün terapistimle görüşürken ona öfkeli olduğumu fark ettim. dün bunun sebebini sorgulamadım ve ifade etmek de istemedim. terapi bir hafta içinde bitecek. dünkü seans sondan beşinci görüşmemizdi. bu yüzden de saklamayı tercih ettim. bu arada terapistimi seviyorum. sevdiğiniz insanlardan biraz nefret de edersiniz. bu ara darian leader 'in "depresyon, yas ve melankoli" sini okuyorum. kitabın birinci bölümünde bu durumdan bahsediyor (sf:42). insanların sevdikleri kişiden aynı zamanda nefret de etmeleri durumunu kabullenmekte zorlanıp bu nefreti başka yere yönlendirmelerinden bahsediyor. terapistime olan öfkemi saklarken bu öfkenin nereye gittiğine dair pek fikrim yoktu. işler yoğun olsa da belirgin bir öfke göremiyordum kendimde. kitabın ilgili kısmını okurken kafamda bazı parçalar birleşti:
yedi yıldır diyarbakır 'da yaşıyorum. iş dolayısıyla bölgede diğer şehirlere de sık sık seyahat ediyorum. van görevinden dönerken tatvan 'dan bal aldım. bu tarafta bal sarı, yuvarlak bir teneke kutunun içinde satılıyor genellikle. geçen seyahat de almıştım bu baldan, balı beğendiğim için bir kutu daha aldım. sabah geçen seferden kalan balı yerken çatalı fazla bastırınca teneke çizildi. bu tür konularda fazlaca titiz, bir ölçüde takıntılı olmama rağmen çataldaki balı çatal tertemiz olana kadar emdim. bu çelişkiyi farketmekle birlikte kafamda başka şeyler dönüyordu: çatalda, tenekedeki çizikten kalan boya kalıntısı bedenime ne yapacaktı. sırf bu yüzden acaba kanser olur muydum, yoksa vücut bu kadarını tolere edebilir miydi? sonuçlar ne zaman çıkardı? şimdi anladığım kadarıyla terapistimden sakladığım öfkeyi kendime yöneltmiştim. yoksa normalde o çatalı değiştirir, çizik olan yerden yemez, belki bütün kutuyu atardım.
"bitkinliğin ve hayata karşı ilgisizleşmenin nedeni birçok durumda kesinkes engellenmiş öfkedir. bu bağlantı, bebeklerin genellikle bağırıp ağladıktan hemen sonra derin uykuya dalmasıyla örneklendirilebilir." diyor leader
böyle bir ikilemde ortaya çıkan öfkeyi veya nefreti bastırmayıp bir yerlere ister istemez yöneltiyorsunuz. peki ne yapmalı? bende bunu ifade etmek işe yarıyor, o yüzden yazıyorum. terapi bittiği için artık mecbur yazacağım. spor falan da belki işe yarayabilir. ama en önemlisi durumun farkında olmak.
aslında yazı buraya kadardı ama ilgimi çeken bir şey daha var. edebiyat teorisi, imge, kurgu-gerçek meseleleri çok ilgimi çeker. terapistime öfkelenmem, bunu ondan saklamam, sabah bal yerken kendimi zehirlemeye çalışmam ortaya bir hikaye çıkartıyor. bu hikaye benim hoşuma gidiyor ve bana iyi geliyor. bu çok "saçma" ama böyle. psikanaliz de aslında ortaya bir hikaye çıkartabilmek ve bu hikayeyi analiz edebilmekle ilgili.
yedi yıldır diyarbakır 'da yaşıyorum. iş dolayısıyla bölgede diğer şehirlere de sık sık seyahat ediyorum. van görevinden dönerken tatvan 'dan bal aldım. bu tarafta bal sarı, yuvarlak bir teneke kutunun içinde satılıyor genellikle. geçen seyahat de almıştım bu baldan, balı beğendiğim için bir kutu daha aldım. sabah geçen seferden kalan balı yerken çatalı fazla bastırınca teneke çizildi. bu tür konularda fazlaca titiz, bir ölçüde takıntılı olmama rağmen çataldaki balı çatal tertemiz olana kadar emdim. bu çelişkiyi farketmekle birlikte kafamda başka şeyler dönüyordu: çatalda, tenekedeki çizikten kalan boya kalıntısı bedenime ne yapacaktı. sırf bu yüzden acaba kanser olur muydum, yoksa vücut bu kadarını tolere edebilir miydi? sonuçlar ne zaman çıkardı? şimdi anladığım kadarıyla terapistimden sakladığım öfkeyi kendime yöneltmiştim. yoksa normalde o çatalı değiştirir, çizik olan yerden yemez, belki bütün kutuyu atardım.
"bitkinliğin ve hayata karşı ilgisizleşmenin nedeni birçok durumda kesinkes engellenmiş öfkedir. bu bağlantı, bebeklerin genellikle bağırıp ağladıktan hemen sonra derin uykuya dalmasıyla örneklendirilebilir." diyor leader
böyle bir ikilemde ortaya çıkan öfkeyi veya nefreti bastırmayıp bir yerlere ister istemez yöneltiyorsunuz. peki ne yapmalı? bende bunu ifade etmek işe yarıyor, o yüzden yazıyorum. terapi bittiği için artık mecbur yazacağım. spor falan da belki işe yarayabilir. ama en önemlisi durumun farkında olmak.
aslında yazı buraya kadardı ama ilgimi çeken bir şey daha var. edebiyat teorisi, imge, kurgu-gerçek meseleleri çok ilgimi çeker. terapistime öfkelenmem, bunu ondan saklamam, sabah bal yerken kendimi zehirlemeye çalışmam ortaya bir hikaye çıkartıyor. bu hikaye benim hoşuma gidiyor ve bana iyi geliyor. bu çok "saçma" ama böyle. psikanaliz de aslında ortaya bir hikaye çıkartabilmek ve bu hikayeyi analiz edebilmekle ilgili.
devamını gör...
13.
sagopa'nin tektuk sevdigim sarkilarindandir.
devamını gör...
14.
ben rapimle gazi geldim
ardıma şehitlerimi gömdüm kendim.
ardıma şehitlerimi gömdüm kendim.
devamını gör...
15.
tarabya semtinin isminin kökeni.
devamını gör...
16.
beni bırakın kendi halime çok bitkinim ve de yorgunum terapi ordularınızı geri çekin artık son günler durgunum nakaratı olan bir sagopa kajmer şarkısıdır. şarkı 2005 yapımı romantizma albümündendir. bu şarkıda sagopa kajmer başta ceza'ya olmak üzere rap müzik piyasasına birtakım göndermelerde bulunmaktadır. şarkının beati aynı zamanda mode xl'in erotizma şarkısında sample alınıp ve üzerinde oynamalar yapılıp kullanılmıştır.
devamını gör...
17.
parmakları kırılan bu yazar yılmadı.
rapin oğlu
psikopat herif.
rapin oğlu
psikopat herif.
devamını gör...
18.
sagopa'nin guzel bi sarkisi.
devamını gör...
19.
bazı insanların var olduğunu bilmek
devamını gör...