yazarlar hakkında gereksiz bilgiler

ara ara toprak yemeyi severim. kızıl kumdan ziyade humus bakımından yeterli alüvyon topraklari daha çok tercihimdir.

nasıl olsa arada kaynar gider.

çay taşıyamıyorum, denediğimde zangır zangır titriyor elim.

misafirler geldiğinde çaylar bitmeye yakın ortamı terk ediyorum taşımamak için. dışarıda mesela, açık büfeyse ve çay bardağı elimdeyken ayakta durmam gerekiyorsa çok istememe rağmen çay yerine soda gibi soğuk içecek alıyorum. garson bir tepside çay getirdiğinde dudak payı bırakılmamış çay bardağını tepsiden alıp masaya koymaya bile cesaret edemiyorum. masaya kadar benim için çay taşıyan bünyelere hissettiğim minnet duygusunu tarif dahi edemem.

çift cidarlı bardak benden ilham alınarak üretildi bu arada, bilenler bilmeyenlere anlatsın.

bazen enerji patlaması yaşadığımda 3 günlük işleri bir günde bitiriyorum.

yulaf lapasını severim.
çok güzel un helvası yaparım.
yemek yapmaktan hiç hoşlanmam.
çok sulu gözlüyüm. duygusal olmam hep yenilgiye uğrattı beni.

merhaba benim adım cafer
boyum 1 10
gözlerimin rengini bilmiyorum
cuguliyi dinlemeyi severim.
*

ulan şuraya çük boyu * cm yazsam herkes bakar ve gereksiz bilgiye sahip olur.

mbti kişilik tipim intj.

başka insanların yanında ağlayamıyorum ne kadar istesem de, ağlamaya başladıysam bile yanıma bir insan evladı geldiği an kendiliğinden kesiliyor ağlamam. senelerce süren ve her sıkıntımı bilen ilişkimde de, yıllardır aynı evde yaşadığım ailemde de aynı sorunu yaşadım/yaşamaya devam ediyorum. sırf bu sebepten en yakınlarım bile beni aşırı umursamaz ve duygusuz görüyor. evet, duyguları sürekli görmezden gelinmiş bir çocuktum.

her temmuzda elimde egzama çıkıyor

her yaz göbek deliğimdeki pamukları biriktiririm
o pamuklardan iplik yaparım
iplikten kış için kazak örerim kendime.

saat takmayı çok severim. ne giyersem giyeyim muhakkak bir saat takarım

agnostik değilim, korn flakesli de değilim ama perdelerimi kaldırdığımda çok başka bir insana dönüşüyorum.

yılda 3-5 kere hobi olarak zengin olmanın eşiğinden dönüp batıyorum.

karşımda 10 dakikadan fazla konuşan insanların ne dediklerini duymam

bir konu hakkında bilgim varsa ukalalık yapmadan duramam. illa gösterecem bildiğimi, bir kaç ayrıntı verecem. öbür türlüsü içime sinmiyor. tutamıyorum da zaten kendimi.

kadına doymuş adam diye bi tabir vardır bilmem duydunuz mu? ben öyle biri değilim işte. bazen öyle görünürüm ama değilim. bunca yıllık yaşamımda, bilmem kaç yıllık seks hayatımda cinsel anlamda hiç tok olmadım. her zaman açım, fırsatım varsa ve riskleri kabul edebileceğim seviyedeyse (finalde ölmüyorsam) sevişirim her kadın dişi bireyle. psikoloğa gitmekle escorta gitmek arasında kaldığımda keşke psikoloğu seçseydim. gerçi hala seçebilirim ama ben tedavi değil sevişmek istiyorum.

dişlerim ayrık. kardeş payı sezai gibi değilim ama yine de var bi ayrıklık, düzensizlik. bu durum zaman içinde beni rahatsız etmeye başladı. diş teli kullanacağım sanırım yakında.

oyuncuyum,her manada

yemek seçmem. mesela tabldot yemek kuyruğuna girerim. ana yemekler arasında fasulye-pilav, patlıcan yemeği ve patates-köfte var. seçmem işte. kuyruktan çıkıp aç aç otururum.

geyik bi tarafa, cidden yemek seçmem.

aşırı zekadan başım ağrıyor bazen
o yüzden günde en az 9 saat uyuyorum ki anca dinlensin.

yolda yürürken yakınımdan birisi geçerse kokusunu almamak için nefesimi tutarım, yolda gördüğüm hemen hemen her kediye/köpeğe selam veririm ama tanıdık bi insan görünce görmemiş gibi yapmaya çalışırım, bardağa hızlı şekilde foşur foşur konulan kola türevleri ya da birayı içmem, bi kıyafeti çok beğendiysem aynısından birkaç tane alır yedeklerim, imza kokum olmasını severim beğensem bile rastgele parfümleri kullanmamaya çalışırım, koltukta hep aynı köşeye otururum. böyle işte, insanlar çeşit çeşit.

bir yemeğe sardığımda, bir süre boyunca, o yemekten bıkana kadar sadece onu fakat ufak tefek oynamalarla yapıyorum. evet, yine pizza yaptım. ne var?