yazarlar hakkında gereksiz bilgiler

tavla,okey,kağıt oyunları vs. hiçbirini oynamayı bilmiyorum. *

kolay su kaybederim. havanın çok sıcak olmasına gerek yok, kolayca terlerim*. soğuk havada cildim dudağım deli gibi kurur çöle düşmüşe dönerim. karşıdan rüzgâr esiyorsa gözlerim yaşarır.

iki elimin bilegininin ustunde de dogum lekesi var. birisi rengini az bişe yitirdi ama digeri hala rengini koruyor

bir gün içinde 70 bin adım yürüyebiliyor, tabancayla 150 metre uzaklıktaki balonu vurabiliyorum.

birilerini yok etmek icin bahane ariyormus gibi hissediyorum. bu siralar her yerde ve herkeste inanilmaz bir gerginlik ve kendi cikarini dusunmekten baska bir sey yok ve kimse kimsenin umrunda degil aslinda bu dunyada. herkes kendi cikarini dusunup kendi derdine dusmus durumda. ben net soyluyorum saglam bir intikam listem var. herkes diyor ki tanri'ya guven o senin icin caresine bakar tum durumlarin ama hayir, ben beni dusman olarak goren her kim varsa bizzat son anlarinda basinda gozlerinin icine bakarak dikilmek ve gittikleri cehennemin icinde de onlara sonsuz iskenceler yapmak istiyorum. yapabilir miyim? en azindan denemedim demem. cunku hicbir sey unutulmuyor ve bir kere yasanan bir sey geride kalmis gibi gorunse de aslinda gecmis gelecek ve simdi uclusunun tek bir an oldugunun farkindayim. ama nasil bir seyle karsi karsiya olduklarinin hic mi hic farkinda olmayan onlar, karsilarina geldigimde bakalim ayni sekilde konusabilecekler mi daha once soylediklerini. bunu hobi niyetine bile yaparim. eglenceli. blood will be spilled and i won't be the one who bleeds.

hollanda'da günlüğü 50 yuroya bir evi 12 günde balyozla yikmisligim var. ayağınızı denk alın.
hayatımda yaptığım en enteresan işlerden biridir.

kulaklarımı oynatabiliyorum.
solak olmama rağmen sağ elimle yapıyorum bir çok şeyi.

türkçem zamanla paslandı..

yunanca biliyorum

şuan radyo yayını yapıyorum.*

yolda yürürken tanımadığım insanlarla hizalanmaktan nefret ediyorum. bir adım falan beklerim öne geçsin diye.

bunu sanki daha önce bir yere yazmış olabilirim.

sabit parfümüm amor amor.

birinin evine gittiğimde veya biri evime geldiğinde katiyen uyuyamıyorum. bütün günüm zehir oluyor o uykusuzluktan sonra.

korku filmlerinden hem çok korkar hem de izlemeden duramam

şu an gereksiz bilgilerinizi okuyorum.

dünya dışı varlıklarla uzaktan birkaç temasım oldu.

bin derdim var iken, bin daha olunca dertlenmeyenim ben.
gün be gün dertlerin azalmasından ziyade zamanın azalmasına dertlenmekteyim.

nude almadığım kimseye fizik anlatmam. çok soran oluyor yoksa orda burda.
"abi ille de yerçekimsel parçacık akışının parametrelerini anlat", yok efendim "dirac denklemlerinden bahsetsene uzun uzun" .
hadi canım oradan!! yetti kullandığınız benim o güzelim lop lop beynimi. ne kadar nude gelir, o kadar anlatırım. ayağa artık sadece vektörleri anlatıyorum mesela. eskiden elini atana tüm kuantum vakum teorilerini sayardım. ne salaktım öyle, ne açtım öyle yaa! kendimi dövüyorum fight club gibi.

kümeleri anlatırım artık ayağa. iki küme kesişir, kesişim kümesi olur ahan da bu. newton mekaniğine bile dizkapağından yukrı olusa giriyorum. diz altına maksimum tesla'nın doğum efsanesini anlatırım. yok şimşek düşmüş evine de, yok yağmurda erimiş de. yav he. elektik yemiş kablodan, he canım. millet ne sallıyor abicim ya.

"fizik anlatan erkekleri seksi bulurlar" tüyosunu okuduktan sonra, tam 7 sene, gelen anlattırdı giden anlattırdı. çalışamaz olmuştum bir ara anlatmaktan. nude şartını koyunca %99.99 kesildi. o %0.01 de nene gibi bişi.

tanısanız seversiniz bir çoğunuz sevdi.

geceleri uyumuyorum.