z kuşağı

yaşıtlarımdan daha olgunum"

özellikle 18-19 yaşlarındaki insanların ağzından düşmüyor bu cümle.birçoğumuz yaşımızdan olgun falan değiliz. olgun insan tevazu sahibi olur zaten. "bn çk olgnm" diye dillendirmez bunu. keza, olgun olmamızı gerektiren bir durum da yok. yaşının gerektirdiği gibi olman yeterli. ayrıca akranlarınıza uyum sağlayamamanız da sizi havalı ve olgun gösteren bir durum değildir, çözmeniz gereken bir sorundur.

henüz iş hayatına tam atılmadığı için haklarındaki analizlerinin her birinin sadece öngörü olduğu, y kuşağından daha cüretkar duran sülalesi rahat ama bir şeyleri değiştirme potansiyeli yüksek görülen hem sempatik hem itici arkadaşlar.

ama eninde sonunda;
"televizyon izleyerek, milyoner, sinema ve rock yıldızı olacağımıza inanarak büyüdük, ama olamayacağız. hepimiz heba oluyoruz. büyük bir çoğunluk benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor, ya da beyaz yakalı köle olmuş. reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşindeyiz. nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler tüketiyoruz."
chuck palahniuk

bütün kuşaklar kaçınılmaz olarak yükeniyordu, sonunculuğu z’ye verdiler kuşağı.

insanları anlamaya çalışın, z kuşağı da 21. yüzyılın insanı. kendi zamanının getirilerine-götürülerine uyuyor. dogmatik fikirleri ya da değişmez kültürel birikimi "dayatmaya çalışmak yerine" empati kurmaya çalışalım. tarihsel olarak bakın olaya. her kuşak kendisiyle gelir. kalıp yargılara eleştirel, anlamaya açık olalım.

canım sıkıldıkça '2 tokatlayıp' bakkala sigara almaya gönderdiğim mahsun yazarlar grubu.

keşke hiç doğmasalardı erkekleri.

kızları allah için ateş gibiler.

maşallah o sütyenler, askılılar, kokunuz yeter, yeriniz ayrı.

yigenimi baz alırsam (14) zeki ve ne istedigini bilen biri. konular hakkinda yorumlarını bakis acisini begeniyorum. bizim o zamanlar aklımız bi karıs havadaydı diyorum.belki cok hareketli enerjik degiller ama akılları ciddi çalışıyor.guveniyorum.

aslında bu tanımı nereye yazacağımı bilemedim ama yazmam gerekiyordu. burası uygundur umarım. az evvel sosyal mecrada dolanırken “biz 04’lüler bilmem nasıl sekilde sınava gireceğiz” gibisinden bir şeyler yazmışlar. benimse ilk kısmı okurken (kısa bir süreliğine) “04’lüler kim ya, ağrılılar mı?” diye bir cümle aklımdan geçti. tabii ki o 04’lülerin 2004’lüler olduğunu anlamam uzun sürmedi. benim saflığımdan ayrı olarak söylüyorum ki; genç dostlarımız doğum yıllarını tam söyleseler daha iyi olabilir sanırım.
not: 2000’liler isterlerse “çift” 0’lıyım diyebilir.(!)

içinde bulunduğum ve istisnalara rağmen ülkemiz için hâlâ ümit beslediğim kuşak. globalleşen dünyada bir şeyleri görüyor ve duyuyoruz buna ses çıkaran, bir şeyleri değiştirmek için çabalayan kuşak biziz. insanları belli kalıplara sokmak yerine insan oldukları için kabul ediyoruz. umudum varsa eğer baş kaldırmayı bildiğimiz için var. gençlere kendini sevdirmeye çalışanlar da bu yüzden yapıyor zaten. bir şeyleri değiştirebileceğimiz için.

yaşam tarzlarına karışan boomer dinazorlarla bazı x zombilerine kulak asmaması gereken kuşak. y'ler olarak tam anlamıyla olmasa da, son gençliği biz yaşadık çocuklar. çoğunuz apolitiksiniz biliyoruz ama geleceğinizi/geleceğimizi kurtarmanın ilk adımı ülkemizi islamofaşist yöneticilerden arındırmaktan geçiyor. yoksa bir zaman sonra şu an kırıntılarıyla idare ettiğimiz yaşam kalitemiz tamamiyle bitecek, cebimizdeki paramızın değeri gazoz kapağı olacak ve ps5, iphone 13 xs max 14, 15 her neyse işte bunların unboxing videolarını vs. internetten izlemeye son gaz devam edeceğiz. bilmem annatabildim mi? hadi öptüm.

içinde bulunmayı birkaç yılla kaçırmış olmama rağmen kendimi ait hissettiğim kuşak. gerek mizah anlayışları olsun gerek olaylara bakış açıları olsun kendimi daha yakın hissediyorum. seviyorum ulen sizi. gelin öpcem.

büyük bir yanılsamadan, aldatmacadan ibaret tanımlanan sözde nesildir.

şöyle ki; bu x,y,z muhabbeti aslında herhangi bir sosyal bilime ait bir tanımlama değil. aklı başında hiçbir bilim insanı da çıkıp, şu şu tarihler arasında doğanlar sosyal/zeka/kavrayış açısından diğerlerinden önde/geride demez, diyemez. zenci, beyaz ayrımı gibi bir şey değil bu iş.

nasıl ki amerikan reklam ajanslarının, gazetelerinin, 1940'lardan sonra yaşanan nüfus artışına hitaben ortaya attığı baby boomers tabiri sanal ise; ki aynı tabiri avrupa'da benimseyerek kullandı lakin yıl yelpazesini daha geniş tutarak; aynı durum harflendirilmiş kuşak tanımı da geçerli. hatta bu sanal gerçeklik o kadar organize ki, dine, teknolojiye ve gündelik yaşama nazireler bağdaştırarak istatistik veriler türetiliyor.

lanse edilen nedir peki? çevrenin ve zamanın etkisi ile oluşan imkanlardan faydalanma becerisi, kabiliyeti diyelim. aslında anormal bir durum yok. teknoloji ilerledi, her yer internet, telefon, ipad; illaki her alana işlemiş bu edevatlar küçük yaştan itibaren ulaşılabilir ve öğrenilebilir olacak. bunun şimdikiler daha bilinçli yahut zeki diye dikte edilmesi yanlış; zira kapitalist sistemin iteklediği bir kavram neticede.

z kuşağının pohpohlanması, toplulukları zaten zaman/mekan olarak yüzleri çevrilmeye müsait tüketim toplumuna montelemekten ibaret.

ne diyor atatürk;

kafayı sosyal medya ile bozmuş asosyal bir kuşaktır.

nihilizmin tavan yaptığı kuşak.

bazen kendilerine yetişemesem de, heyecan verici bir jenerasyon. dünyaya güzel şeyler katacaklarını düşünüyorum.

her şeyi biliyormuş gibi davranan aslında hiç bir şey bilmeyen kuşak.

iktidar partisi olsun, iktidara talip baska bir parti olsun hic fark etmez, eger konustuklari genclere boyle sanki ustten bir tavirla "soyle bakayim ne istiyorsun" gibi bir uslubla, sanki onlara kendi ceplerinden bir sey bahsedeceklermis gibi yaklasiyolarsa, sanki onlara kendilerinden borc istiyormus gibi hissettiriyorlarsa onlara oyunuzu vermeyin.

öncelikleri belli olmayan kuşak.

1998 yılı ve sonrasında doğan bazı insanları kapsayan bir tabirdir. bazılarını diyorum çünkü her doğan z kuşağı bireyi değildir.
z kuşağı bireylerin belirgin fizyolojik özellikleri vardır. mesela gözleri normal bir kişiden daha iri ve daha belirgin aynı zamanda derin ve anlamlı bakarlar.
z kuşağı bireyler genellikle 4 sınıfa ayrılır. bunların adlarını unuttum ama özellik olarak,
1. sınıf fiziksel açıdan gelişmeye açık, saldırgan, çabuk sinirlenen kişilerdir.
2. sınıf mental açıdan gelişmiş, inançları yüksek, paraya önem vermeyen kişilerdir.
3. sınıf doğa ile uyum içinde olan, aşırı hayvan sever, saygılı, dürüst, sanatçı olması muhtemel kişilerdir.
4. sınıf ise analitik düşünen, matematik, fizik gibi sayısal ve mantıksal derslerde çok başarılı, çok zeki, büyüklerine karşı yer yer kibirli ve bazen kendini her şeyden üstün görme eğiliminde olan kişilerdir.

not: bu bireyleri genç yaşta fark edip doğru bir eğitim ile geleceğin einstein'ı
ya da filozofu veya sanatçısı olabilir. bu nedenle çocuklarınızı iyi tanımalı ve iyi gözlemlemelisiniz.

armut piş ağzıma düş kuşağıdır. yok öyle ekmek elden su gölden hayatı çalışıp emek edip kazanacaksınız. eskiden olan kuyrukları görmediler tabii anca konuşuyorlar işte.*

cep telefonsuz bir hayatı olmayan insanlar kümesi.