121.
aydını tam aydın cahil tam kara cahil olan kitle ortası yok. keskin sınırları var ya umudun ta kendisidir ya da umudun tükenişidir.
devamını gör...
122.
çoğunlukla diğer kuşaklar tarafından dışlanan ülkenin geleceği konumunda olan genç kuşak.
devamını gör...
123.
bana kalırsa her kuşak bir bağımlılığa sahip oluyor, z kuşağınınki internet. aşırı internet. çok çabuk toplandıklarını, her şey için savaştıklarını söylüyorlar ama savaştıkları şeyi doğru olduğu için savaşanların sayısı çok az. çoğu akıntı nereye doğruysa oraya doğru gidiyor...
devamını gör...
124.
travmalarla, mağduriyetlerle içi söküle söküle büyüyen x ve y kuşağına kıyasla gerçekçi, hızı merkeze alan geleceği dönüştürecek ve değiştirecek kuşaktır. ahmet arif, anadolu şiirinde bu kuşağa seslenmiş olabilir.
gözlerinden,
gözlerinden öperim.
bir umudum sende
anlıyor musun?
gözlerinden,
gözlerinden öperim.
bir umudum sende
anlıyor musun?
devamını gör...
125.
2000 ile 2010 arası doğan insanların içinde bulunduğu kuşaktır. genel olarak özgürlüklerine ve teknolojiye daha düşkünler.
devamını gör...
126.
çok sevdiğim ve desteklediğim bir kuşaktır. gerçekten çok farklılar ve bu farklılıkların ileride bir şeyleri güzelleştirebileceğine inanıyorum.
devamını gör...
127.
at gözlüklerinden kendinden öncekilere ve mevcut düzen insanlarına göre kat kat daha fazla kurtulmuş, eğer her şey için çok geç olmazsa düşüncesi altında umut aşılayan kuşaktır
devamını gör...
128.
"kısa hayatımdan çıkardığım derslerden ilki: hayal et! hep ama hep!"
"hayatımdan çıkardığım derslerden ikincisi: kendinizi sevin hem de çok, tüm yanlışlarınızı bağışlayıp kendinize sıkıca sarılın."
#zkuşağı
"hayatımdan çıkardığım derslerden ikincisi: kendinizi sevin hem de çok, tüm yanlışlarınızı bağışlayıp kendinize sıkıca sarılın."
#zkuşağı
devamını gör...
129.
(bkz: üşengenç)
devamını gör...
130.
çok çektik çok
devamını gör...
131.
2000'li yıllarda elinde tablet ve akıllı telefonla doğmuş,online nesil.
devamını gör...
132.
2023 seçimlerinin en etkili kitlesi.
her şey sizin elinizde gençler.
her şey sizin elinizde gençler.
devamını gör...
133.
"merhaba arkadaşlar, tanımıma hoşgeldiniz. tanımımı okuduktan sonra beğenmeyi ve profilimi takibe almayı unutmayın."
z kuşağı yeminimizi yaptığımıza göre başlayabiliriz.
z kuşağı kendisinden önce gelen x ve y kuşağının isimlerine atıfta bulunularak değil, "boomer" kuşağının ismine atıfta bulunularak "zoomer" olarak isimlendirilmiş. internet ve akıllı telefon kullanım miktarları ve yakınlaştırarak bakmaları yani zoom yapmalarından ötürü. bu bile kendilerini diğer kuşaklardan ayıran en önemli özellik.
kevın kelly ; "teknoloji siz doğduktan sonra icat edilenlerdir." demiş ki ben de öyle düşünüyorum bu nedenle z kuşağının zaten içine doğduğu bir teknolojiyi etkin kullanıyor olmasından dolayı bu kadar eleştirilmesi bana tuhaf geliyor.
x ve y kuşağının icat ettiği ürünleri onlardan daha çok ve etkin kullanıyor olmaları aslında x ve y kuşağının başarı ya da başarısızlığı olmalı.
bir diğer nokta kuşak sınıflandırılmalarının neye ya da kime göre yapıldığı ile ilgili. 30 yaşına gelip evlenmeyi erteleyen, korkan, yalnız yaşamayı tercih eden, apolitik bir duruş tercih edip sadece bedensel zevklerine önem veren, sürekli eleştiren, melankolik bir ruh hali ile dolaşan insanlar ne kadar y kuşağı üyesi olamaz ise, 15 temmuz da ya da gezi de ya da başka bir toplumsal olayda kendi politik duruşuna göre tepkisini ortaya koyan, bir sosyal sorumluluk projesinde görev alan, ailesi ile yaşadığı sorunlara ya da günümüz yaşam şartlarına göre oluşan sıkıntılara rağmen kendisine bir amaç belirleyip ona ulaşmaya çalışan gençler de o “akıllı telefon” kuşağı olarak adlandırılmamalıdır.
takip ettiğim bir dergide 3 aylık bir yazı dizisi olarak yayınlan z kuşağı ile ilgili müspet ve menfi yönler oldukça hoşuma gitti.
z neslinin müsbet görülen tarafları
bu kuşak hakkında pek çok araştırma ve makale mevcut. bunları okuyup değerlendirirken hangi niyetle ve bakış açısıyla yazıldıklarına bakmak, yerinde olacaktır. bu araştırmalarla, berbat bir türkiye mesajı mı verilmeye çalışılıyor, yoksa gençlerin dünyasını anlayıp onlara daha yakın olmak, yol gösterici olmak mı hedefleniyor, bunları yerinde değerlendirmek gerekiyor. söz konusu gençlerin hayat biçimleri incelenirken, kuşatıcı bir nazariye ile toplumun her kesiminde yaşayan z nesli gençler ele alınmalıdır.
bu neslin öğrenme usûlleri görselliğe dayalı. bu noktada genel bir kabul hâkim. okumalarını, araştırmalarını, öğrenmelerini çoğunlukla ekran üzerinden yapıyorlar. hızlı öğreniyorlar, bilgiye çabuk ulaşıyorlar. iletişim ve bilişim mânâsında çok iyiler. teknolojiye hâkimiyetleri ileri seviyede…
üretmek, bir şeyler ortaya çıkarmak ve onları sergilemek, onlar için paha biçilemez güzellikler… yerli ve millî pek çok projeye mühim katkı sunmaları bunun bir işareti.
hayvanlara ve çevrenin korunmasına karşı çok hassaslar. adâletsizliğe, ayrımcılığa, başkasına söyleyip de kendisi yapmayan insanlara çok tepkililer.
tek kelime ile “farklı” olmak istiyorlar. bu, onlar için negatif bir unsur değil, onlara artı değer katıyor. nev’i şahsına münhasır olmak ifadesi, tam da onları anlatıyor.
sosyal ve dijital mecraları çok iyi kullandıklarından, hemen organize olup tepki ve ihtiyaçlarını dile getirebiliyorlar. önceki nesillerin sahada ve sokaklarda yaptığı teşkilâtlanmayı internet grupları üzerinden sanal dünyada yürütüyorlar.
politikaya karşı tepkisiz ve duyarsız olmadıklarını, 15 temmuz’da gösterdiler. söz konusu vatan olunca, sahaya da inebiliyorlar.
beyin yapıları ve işleyişi, diğer kuşaklardan farklı… hızlı öğreniyor, çabuk analiz yapıyor, pek çok işi bir arada halledebiliyorlar. senkronize bir biçimde el-göz koordinasyonu ve hareket becerileri dikkat çekiyor.
büyük düşünüyorlar, “herhangi bir işte çalışır, geçinir giderim!” gibi bir dertleri yok. kariyer plânları var. dil öğrenmeye karşı heveskârlar. birkaç dil öğrenebiliyorlar.
âilelerini güvenli bir liman olarak görüyorlar. değerlerine bağlılıkları eleştirilse de âileye bağlılıkları yüksek.
pek çoğu okul öncesi dönemde dînî eğitim veren kurumlarda eğitim almış. kur’ân-ı kerîm’i okumayı bildiğini söyleyenlerin sayısı önceki nesillere göre daha fazla.
önceki nesillere göre kur’ân kursu, imam-hatip ortaokulu ve imam-hatip lisesi’ni tercih edenlerin sayısı yüksek.
menfî görülen/eleştirilen tarafları
geldik, z kuşağı denilince hemen akla gelen özelliklere... insanoğlu yapısı itibariyle menfîyi düşünmeye odaklı olduğundan, bu kuşak da bazı değerlendirmeler üzerinden tanınıyor ve tanıtılıyor. bu değerlendirmelerin bazılarında haklılık payı varken, bazıları bu kuşağın değil, ebeveynlerin ve terbiye usûllerinin eksikliğini gösteriyor.
onlara bizim açımızdan baktığımızda muhafazakârlık ve dindarlık algıları oldukça düşük. yapılan araştırmalar da dînî vecîbeleri daha az uyguladıklarını ve inanç konusunda diğer kuşaklara göre daha sorgulayıcı olduklarını gösteriyor. (dinî vazifeleri uygulayanlar % 15, uygulamayanlar % 55 iken, inançsız olduğunu beyan edenlerin oranı % 28 gibi yüksek bir rakam.)[1]
ebeveynlerinin elinden kayıp giden z neslini, youtuber’lar ve sosyal medya fenomenleri terbiye edip yönetiyor.
toplumda görünen genel tabloya bakarsak, bir dertleri, ülküleri, dâvâları olanların sayısı oldukça az. itiraza ve tepkiye daha çok meyilliler... ekran zamanları fazla olduğundan, dikkat süreleri kısa... neredeyse bir uzuvları gibi gördükleri dijital âletlerden kopamıyorlar.
hayatla yüzleşmeyi, mücadele etmeyi, emek verip kazanmayı bilmiyorlar. bunun altında yatan sebep “helikopter ebeveyn” olarak gösterilen ebeveyn tutumları… “efendisini doğuran câriyeler”[2] hadîsini akla getiren ebeveynler, bu nesille kendini göstermeye başlıyor.
yazının tamamı için link
buradan
yazının üçüncü bölümü henüz dijitale aktarılmamıs. takip edip onu da eklerim.
tanım: 2000 - 2020 arasında doğan insanların dahil olduğu kuşak.
z kuşağı yeminimizi yaptığımıza göre başlayabiliriz.
z kuşağı kendisinden önce gelen x ve y kuşağının isimlerine atıfta bulunularak değil, "boomer" kuşağının ismine atıfta bulunularak "zoomer" olarak isimlendirilmiş. internet ve akıllı telefon kullanım miktarları ve yakınlaştırarak bakmaları yani zoom yapmalarından ötürü. bu bile kendilerini diğer kuşaklardan ayıran en önemli özellik.
kevın kelly ; "teknoloji siz doğduktan sonra icat edilenlerdir." demiş ki ben de öyle düşünüyorum bu nedenle z kuşağının zaten içine doğduğu bir teknolojiyi etkin kullanıyor olmasından dolayı bu kadar eleştirilmesi bana tuhaf geliyor.
x ve y kuşağının icat ettiği ürünleri onlardan daha çok ve etkin kullanıyor olmaları aslında x ve y kuşağının başarı ya da başarısızlığı olmalı.
bir diğer nokta kuşak sınıflandırılmalarının neye ya da kime göre yapıldığı ile ilgili. 30 yaşına gelip evlenmeyi erteleyen, korkan, yalnız yaşamayı tercih eden, apolitik bir duruş tercih edip sadece bedensel zevklerine önem veren, sürekli eleştiren, melankolik bir ruh hali ile dolaşan insanlar ne kadar y kuşağı üyesi olamaz ise, 15 temmuz da ya da gezi de ya da başka bir toplumsal olayda kendi politik duruşuna göre tepkisini ortaya koyan, bir sosyal sorumluluk projesinde görev alan, ailesi ile yaşadığı sorunlara ya da günümüz yaşam şartlarına göre oluşan sıkıntılara rağmen kendisine bir amaç belirleyip ona ulaşmaya çalışan gençler de o “akıllı telefon” kuşağı olarak adlandırılmamalıdır.
takip ettiğim bir dergide 3 aylık bir yazı dizisi olarak yayınlan z kuşağı ile ilgili müspet ve menfi yönler oldukça hoşuma gitti.
z neslinin müsbet görülen tarafları
bu kuşak hakkında pek çok araştırma ve makale mevcut. bunları okuyup değerlendirirken hangi niyetle ve bakış açısıyla yazıldıklarına bakmak, yerinde olacaktır. bu araştırmalarla, berbat bir türkiye mesajı mı verilmeye çalışılıyor, yoksa gençlerin dünyasını anlayıp onlara daha yakın olmak, yol gösterici olmak mı hedefleniyor, bunları yerinde değerlendirmek gerekiyor. söz konusu gençlerin hayat biçimleri incelenirken, kuşatıcı bir nazariye ile toplumun her kesiminde yaşayan z nesli gençler ele alınmalıdır.
bu neslin öğrenme usûlleri görselliğe dayalı. bu noktada genel bir kabul hâkim. okumalarını, araştırmalarını, öğrenmelerini çoğunlukla ekran üzerinden yapıyorlar. hızlı öğreniyorlar, bilgiye çabuk ulaşıyorlar. iletişim ve bilişim mânâsında çok iyiler. teknolojiye hâkimiyetleri ileri seviyede…
üretmek, bir şeyler ortaya çıkarmak ve onları sergilemek, onlar için paha biçilemez güzellikler… yerli ve millî pek çok projeye mühim katkı sunmaları bunun bir işareti.
hayvanlara ve çevrenin korunmasına karşı çok hassaslar. adâletsizliğe, ayrımcılığa, başkasına söyleyip de kendisi yapmayan insanlara çok tepkililer.
tek kelime ile “farklı” olmak istiyorlar. bu, onlar için negatif bir unsur değil, onlara artı değer katıyor. nev’i şahsına münhasır olmak ifadesi, tam da onları anlatıyor.
sosyal ve dijital mecraları çok iyi kullandıklarından, hemen organize olup tepki ve ihtiyaçlarını dile getirebiliyorlar. önceki nesillerin sahada ve sokaklarda yaptığı teşkilâtlanmayı internet grupları üzerinden sanal dünyada yürütüyorlar.
politikaya karşı tepkisiz ve duyarsız olmadıklarını, 15 temmuz’da gösterdiler. söz konusu vatan olunca, sahaya da inebiliyorlar.
beyin yapıları ve işleyişi, diğer kuşaklardan farklı… hızlı öğreniyor, çabuk analiz yapıyor, pek çok işi bir arada halledebiliyorlar. senkronize bir biçimde el-göz koordinasyonu ve hareket becerileri dikkat çekiyor.
büyük düşünüyorlar, “herhangi bir işte çalışır, geçinir giderim!” gibi bir dertleri yok. kariyer plânları var. dil öğrenmeye karşı heveskârlar. birkaç dil öğrenebiliyorlar.
âilelerini güvenli bir liman olarak görüyorlar. değerlerine bağlılıkları eleştirilse de âileye bağlılıkları yüksek.
pek çoğu okul öncesi dönemde dînî eğitim veren kurumlarda eğitim almış. kur’ân-ı kerîm’i okumayı bildiğini söyleyenlerin sayısı önceki nesillere göre daha fazla.
önceki nesillere göre kur’ân kursu, imam-hatip ortaokulu ve imam-hatip lisesi’ni tercih edenlerin sayısı yüksek.
menfî görülen/eleştirilen tarafları
geldik, z kuşağı denilince hemen akla gelen özelliklere... insanoğlu yapısı itibariyle menfîyi düşünmeye odaklı olduğundan, bu kuşak da bazı değerlendirmeler üzerinden tanınıyor ve tanıtılıyor. bu değerlendirmelerin bazılarında haklılık payı varken, bazıları bu kuşağın değil, ebeveynlerin ve terbiye usûllerinin eksikliğini gösteriyor.
onlara bizim açımızdan baktığımızda muhafazakârlık ve dindarlık algıları oldukça düşük. yapılan araştırmalar da dînî vecîbeleri daha az uyguladıklarını ve inanç konusunda diğer kuşaklara göre daha sorgulayıcı olduklarını gösteriyor. (dinî vazifeleri uygulayanlar % 15, uygulamayanlar % 55 iken, inançsız olduğunu beyan edenlerin oranı % 28 gibi yüksek bir rakam.)[1]
ebeveynlerinin elinden kayıp giden z neslini, youtuber’lar ve sosyal medya fenomenleri terbiye edip yönetiyor.
toplumda görünen genel tabloya bakarsak, bir dertleri, ülküleri, dâvâları olanların sayısı oldukça az. itiraza ve tepkiye daha çok meyilliler... ekran zamanları fazla olduğundan, dikkat süreleri kısa... neredeyse bir uzuvları gibi gördükleri dijital âletlerden kopamıyorlar.
hayatla yüzleşmeyi, mücadele etmeyi, emek verip kazanmayı bilmiyorlar. bunun altında yatan sebep “helikopter ebeveyn” olarak gösterilen ebeveyn tutumları… “efendisini doğuran câriyeler”[2] hadîsini akla getiren ebeveynler, bu nesille kendini göstermeye başlıyor.
yazının tamamı için link
buradan
yazının üçüncü bölümü henüz dijitale aktarılmamıs. takip edip onu da eklerim.
tanım: 2000 - 2020 arasında doğan insanların dahil olduğu kuşak.
devamını gör...
134.
talihsiz ve aslında önemsenmeyen ama ama lafa geldiğinde en önemsenen kuşak vah bize vahlar bize...
devamını gör...
135.
z kuşağı; yeni dünya düzeninde çıkarlar üzerine katagorileştirilen denek gruplardan biri
devamını gör...
136.
profil fotoğrafımla selam çaktığım kuşak. ipimle kuşağım…
devamını gör...
137.
gereğinden fazla abartılan kuşaktır. tek farkları kendi zamanlarında sosyal medya'nın çok sık kullanılması ve her şeyden haberlerinin olmasıdır. bunun dışında klasik türk insanı davranışı sergilerler. ülkede öyle bir algı var ki sanki ülkeyi bunlar kurtaracakmış gibi muhabbetler var. çoğu çalışmak bile istemiyor yatarak para kazanma peşindeler. twitter, instagram ve tiktok gibi sitelerde takipçi, beğeni kasma işiyle meşgul olurlar.
devamını gör...
138.
başlıkta yazılan çizilenlere ek olarak şahsi gözlemlerim sonucu kendi içerisinde dahi birden çok fraksiyona ayrılmış olan nesil de diyebiliriz fikrimce. hatta haklarında yazılan tüm genellemeleri boşa çıkaracak kadar ayrı kollara ayrılmışlar.
ben 19 yaşındayım ve şunu fark ettim. benden birkaç yaş büyük veya küçük olanlarla düşüncelerim belli noktalarda paralel ilerliyor fakat 16-17 yaşında bir z nesli bizden çok daha farklı. ilgi alanları, jargonları, olayları ele alış biçimleri daha farklı. geçen 17 yaşında bir çocukla sohbet ettik, gerçekten zekiler. keyif aldım sohbetten ama kendimi biraz da yaşlı hissettim. belki y ve x neslinde aradaki iki yıl pek bir fark yaratmazken bizde bu çok hissedilir bir şekilde fark ediyor.
bahsettiğim yaş aralığındaki hatta daha da küçük olanların yine birçoğu politize olmuş durumda, bu ülkede kaçınılmaz zaten. sağ-sol fark etmeden geleneksel yapılara karşı önyargılılar. sola meyilli olanları ya örgütsüzlükten ya da otonom yapılardan yanayken sağda durum biraz daha radikal. hitler hayranı olanlar bile var. daha önce buna ihtimal bile vermezdim ama kendi gözlerimle şahit oldum.
redditteki alt-right tayfası merkez sağı, ülkücü geleneği falan eskimiş buluyor ve alaycı yaklaşıyorlar fakat kendilerini daha zeki addederlerken beslendikleri ideolojik pınar da tam 30lar faşizmi, nazizm ve bu pınarın aktığı kanal da neo-nazizm. bunlardan gerçekten korkuyorum, hitler'le birlikte mezara gömülmesi gereken düşünceyi nasıl zihinlerinde idealize edebiliyorlar anlaması güç. nihal atsız hayranlarına da bir selam çakalım buradan, yapmayın çocuklar.
liberal tayfa var 2005'li liberaller diye. inanılmaz değil mi? ben başka bir ülkede 15-16 yaşında çocukların örgütlü liberal olabileceğini hiç sanmıyorum. bunlara çok gülüyorum ama bir yandan yaptıklarını değerli buluyorum. konservatif bir duruş sergilemek yerine neoliberal düşünceyi savunmaları çok daha kabul edilebilir tabii ki.
daha muhafazakar ve nispeten daha dindar olanlar işte bu tayfa çok karışık. birçoğu özgürlükçü, aydınlıkçı gibi takılsa da kendini teslim ettiği düşünceyi savunmak için dışlayıcı tutum sergilebiliyorlar. birçoğu da gerçekten 'amaan isteyen istediğine inansın' modunda.
genel olarak bireyselci olduğumuz için de kolay kolay birbirini ölümüne dışlayanını görmedim ama. başörtülü biri daha seküler biriyle gayet rahat arkadaş oluyor ya da inançsız biri inançlı olanlarla takılıyor. kimse birbirinin özgürlüğüne saldıracak kadar ideolojiye teslim olmamış yani. ben bunu diğer nesillerde görmedim. güzel bir özellik.
evet bu tırt gözlemin sonuna geldik, işbu entry benim genellemelerimden oluşur. frontal korteksinize etki edebilecek tüm zararlardan google play sorumludur. hepimize hayatta başarılar. her ne kadar farklı olsak da hepimiz aynı ülkenin politikalarının kurbanlarıyız. içimizden biri düşse yine biz kaldırıp yola hep birlikte devam ederiz. hepinizi öpüyorum, ayaklarınız yere sağlam bassın.
ben 19 yaşındayım ve şunu fark ettim. benden birkaç yaş büyük veya küçük olanlarla düşüncelerim belli noktalarda paralel ilerliyor fakat 16-17 yaşında bir z nesli bizden çok daha farklı. ilgi alanları, jargonları, olayları ele alış biçimleri daha farklı. geçen 17 yaşında bir çocukla sohbet ettik, gerçekten zekiler. keyif aldım sohbetten ama kendimi biraz da yaşlı hissettim. belki y ve x neslinde aradaki iki yıl pek bir fark yaratmazken bizde bu çok hissedilir bir şekilde fark ediyor.
bahsettiğim yaş aralığındaki hatta daha da küçük olanların yine birçoğu politize olmuş durumda, bu ülkede kaçınılmaz zaten. sağ-sol fark etmeden geleneksel yapılara karşı önyargılılar. sola meyilli olanları ya örgütsüzlükten ya da otonom yapılardan yanayken sağda durum biraz daha radikal. hitler hayranı olanlar bile var. daha önce buna ihtimal bile vermezdim ama kendi gözlerimle şahit oldum.
redditteki alt-right tayfası merkez sağı, ülkücü geleneği falan eskimiş buluyor ve alaycı yaklaşıyorlar fakat kendilerini daha zeki addederlerken beslendikleri ideolojik pınar da tam 30lar faşizmi, nazizm ve bu pınarın aktığı kanal da neo-nazizm. bunlardan gerçekten korkuyorum, hitler'le birlikte mezara gömülmesi gereken düşünceyi nasıl zihinlerinde idealize edebiliyorlar anlaması güç. nihal atsız hayranlarına da bir selam çakalım buradan, yapmayın çocuklar.
liberal tayfa var 2005'li liberaller diye. inanılmaz değil mi? ben başka bir ülkede 15-16 yaşında çocukların örgütlü liberal olabileceğini hiç sanmıyorum. bunlara çok gülüyorum ama bir yandan yaptıklarını değerli buluyorum. konservatif bir duruş sergilemek yerine neoliberal düşünceyi savunmaları çok daha kabul edilebilir tabii ki.
daha muhafazakar ve nispeten daha dindar olanlar işte bu tayfa çok karışık. birçoğu özgürlükçü, aydınlıkçı gibi takılsa da kendini teslim ettiği düşünceyi savunmak için dışlayıcı tutum sergilebiliyorlar. birçoğu da gerçekten 'amaan isteyen istediğine inansın' modunda.
genel olarak bireyselci olduğumuz için de kolay kolay birbirini ölümüne dışlayanını görmedim ama. başörtülü biri daha seküler biriyle gayet rahat arkadaş oluyor ya da inançsız biri inançlı olanlarla takılıyor. kimse birbirinin özgürlüğüne saldıracak kadar ideolojiye teslim olmamış yani. ben bunu diğer nesillerde görmedim. güzel bir özellik.
evet bu tırt gözlemin sonuna geldik, işbu entry benim genellemelerimden oluşur. frontal korteksinize etki edebilecek tüm zararlardan google play sorumludur. hepimize hayatta başarılar. her ne kadar farklı olsak da hepimiz aynı ülkenin politikalarının kurbanlarıyız. içimizden biri düşse yine biz kaldırıp yola hep birlikte devam ederiz. hepinizi öpüyorum, ayaklarınız yere sağlam bassın.
devamını gör...
139.
liberal ve seküler türk gençliğinin en büyük potansiyelini atatürk döneminden sonra taşıyan kuşak.
80 dönemi için devlet kapsayıcı ve her şeydi. bu kuşak için ise devlet baskıcı ve tek şey. bunun en büyük kaynağı ise küreselleşen dünya ve internet.
80 dönemi için devlet kapsayıcı ve her şeydi. bu kuşak için ise devlet baskıcı ve tek şey. bunun en büyük kaynağı ise küreselleşen dünya ve internet.
devamını gör...
140.
çoğu kişinin bildiğinin aksine 1997-2012 yılları arasında doğan kişiler z kuşağına dahildir, ve z kuşağının tamamı ellerinde tabletle büyümemiştir. ve sanılanın aksine tiktok’ta z kuşağından insanlar olduğu kadar y kuşağından da insanlar var, hatta nineler, dedeler bile video çekiyor. bir nesli büyüme çağlarında tiktok popüler oldu diye tiktokçu görüp yargılıyorsunuz. ha bir de tiktok çekenlerinin büyük bir kısmının utanç verici davranışlarda bulunduğuna ben de katılıyorum, sadece bu davranışları bir jenerasyon üzerine yıkmak ne kadar doğru olur bilemedim. z kuşağından herkes tiktok çekmiyor bunu hatırlatmak istedim.
devamını gör...
"z kuşağı" ile benzer başlıklar
y kuşağı
110