81.
çok severim.
devamını gör...
82.
"yolu yok, çekeceksin!" derken hayatın içindedir. sinemaya, yaşamak olgusunu yalın ve olduğu gibi yansıtmayı başarabilen nadir yönetmenlerdendir. varoluşsal sorgulamaları, kendi özgün üslubuyla içimize işler..
devamını gör...
83.
tabi ki sevdigimiz bir yonetmen ama ben onu takip ettigim donemde 20li yaslardaydım, sonra takip etmedim, artık huzunlu seyler izlemiyorum.
izledigim filmleri:
-kader
-masumiyet
"o gece düşündüm... oğlum bekir dedim kendi kendime... yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok. kaderin böyle. yol belli. ey başını usul usul yürü şimdi... o gün bu gün usul usul yürüyorum işte..."
izledigim filmleri:
-kader
-masumiyet
"o gece düşündüm... oğlum bekir dedim kendi kendime... yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok. kaderin böyle. yol belli. ey başını usul usul yürü şimdi... o gün bu gün usul usul yürüyorum işte..."
devamını gör...
84.
kader filminin müziğini neden stalker filminden çaldın yazdım diye beni twitter'dan engellemiş zat. ulan lamer herif, sovyet filmlerine sarıyorum senin gerçek kesitten hallice filmin çıkıyor karşıma ne alaka?
devamını gör...
85.
turkiye'nin en iyi yonetmenlerindrn.
devamını gör...
86.
twitter'da bir kişiyi takip ediyor. o da atiba hutchinson. yalan yok güldürdü. bu tür kişiler sevgilerinde de nefretlerinde de ölçüsüz oluyor. kişiliği bu yüzden biraz da maradona'ya benziyor.
devamını gör...
87.
#3247710
maradona ne alaka awk.
t: film setlerinde herkese ana avrat düz gittiği için çalışılması zor yönetmen.
maradona ne alaka awk.
t: film setlerinde herkese ana avrat düz gittiği için çalışılması zor yönetmen.
devamını gör...
88.
bu tip adamları bişey zannediyolar ya.. işte o koyuyo insana.
devamını gör...
89.
sürekli herkese diklenip, kavga çıkarmaya çalışıyor.
devamını gör...
90.
aniden açılan kapılar,dostoyevski alıntıları,beşiktaş,sorunlu türk toplum kalıplarına göre marjinal sayılabilecek kadın karakterler,ha bu arada casting olayında kafasındaki karaktere örtüşen birini bulamadıgı için kendine rol veren bir yönetmen.bu arada siyasi mahkumluk dönemi de vardır yaşamında.günümüzde ise aklanma geregi duydu galiba.
devamını gör...
91.
3 gün önce bana göre tarihin en iyi yönetmenini cuma günü açıklayacağım diye twit atmıştı bugün açıklamış.
tamamen katılıyorum kendisine ve altına imzamı atıyorum. zeki demirkubuz beye tamamen katılacağım aklımın ucundan geçmezdi.
scorsese gerçekten sinemaya aşık bir adam yaşına rağmen hala film yapmaya çalışıyor hala bir şeyler üretmeye devam ediyor.
tamamen katılıyorum kendisine ve altına imzamı atıyorum. zeki demirkubuz beye tamamen katılacağım aklımın ucundan geçmezdi.
ozu veya bergman da diyebilirdim ama emek, zeka ve dehasını aşamadığım m.scorsese dedim. insanı tanımak, sınırlarını bilmek isteyen kızgın boğa ve taxi driver'ı izlesin. kendini tanımak, bir şeye inanıp bir makam bulmak isteyen, insan nasıl olunur diye merak eden silence’ı...
scorsese gerçekten sinemaya aşık bir adam yaşına rağmen hala film yapmaya çalışıyor hala bir şeyler üretmeye devam ediyor.
devamını gör...
92.
bir röportajında, en sevdiği kitabın suç ve ceza olduğunu söylemişti. çektiği tüm filmleri de suç ve ceza'dan esinlenerek oluşturduğunu belirtmişti. yani dostoyevski bu adamın kutsalı gibi bir şey. sinema sektöründe olma nedeni de dostoyevski.
ama hiç kimseyi boş geçmediği gibi dostoyevski'yi de boş geçmemiş kral. yapıştırmış küfrü.
ama hiç kimseyi boş geçmediği gibi dostoyevski'yi de boş geçmemiş kral. yapıştırmış küfrü.
devamını gör...
93.
nuri bilge ile son kavgalarından sonra, daha allah oldum dese pek de şaapmam kendisini. sıfır ironi. firuzağa günlerinde de sinir küpüydü abimiz. koca rus edebiyatından seve seve suç ve ceza'yı sevmiş olması bilgisini okuyunca da, ayrı kıllandım. kitapta sorun yok tabi, sorun zeki bey'de. show haber muhabiri, karaköy'de balık tutan dayıya, "en sevdiğiniz rus romanı" diye anket yapsa bile, "suç ve ceza yeğenim" der dayı. zeki demirkubuz'sun sen abi, bihter ziyagil'sin sen yaa. azıcık spesifik ol, ekşici misin sen zeki abim bee. utanmasa, hepimiz gogol'un paltosundan çıktık da der.
devamını gör...
94.
yine bir tane adam gibi filmi olmayan tip. yönetmenim diye televizyona çıkıyor arada.
devamını gör...
95.
büyük liderleri, halk kahramanlarını ilk zorbalar tanır. zorbalık bugün e.imamoğlu'nu ülkenin doğal lideri yapmıştır. gerçek lideri olmak için artık tek yapması gereken direnmeye devam etmek ve yaşamı bugünden ibaret sananlara inat zamana saygı göstermektir. buradan
devamını gör...
96.
kendisinden beklemezdim böyle vasat aforizmatik vicdan 31cisi aydın anelizi
devamını gör...
97.
masumiyet filmi ile efsanelesmis bir yonetmen.
devamını gör...
98.
en iyi türk yönetmendir.
devamını gör...
99.
ülkemizin nadide yönetmenlerinden. bir de kültür bakanlığı destekleri için olsa gerek bazen saçmalayan yönetmen. filmini yapıp, susması gereken. çok diyeceği bir şey varsa, onu da film yapsın.
devamını gör...
100.
türkiye sinemasının en overrated yönetmenlerinden biri. evet, karanlık atmosfer yaratmada usta olabilir ama bunun ötesine geçebiliyor mu? hayır. filmlerini izleyince insanın içine bir melankoli çöküyor ama bu, derinlikten mi yoksa sürekli aynı formülü tekrar edip durmasından mı, orası tartışılır.
sanatına gelirsek, nuri bilge ceylan gibi görsel bir estetik kaygısı yok, reha erdem gibi yenilikçi değil, yeşim ustaoğlu gibi insan psikolojisini katmanlı anlatamıyor. ama sürekli “gerçekçilik” diye yırtınıyor. o gerçekçilik, aslında sadece kasvetli mekanlarda, sigara dumanı ve bağıran adamlarla doldurulmuş, iç sıkıcı sahneler demek. bir noktada, sanatsal anlatımı değil, sadece bunalımı satıyor.
siyaset konusunda ise tam bir “kimseyi beğenmeyen, ama aslında hiçbir şey söylemeyen” adam. solcu desen değil, tam anlamıyla muhalif desen değil, entelektüel desen… hadi neyse. sürekli kendini muhalif olarak konumlandırıyor ama iş cidden politik bir duruş göstermeye geldiğinde “ben sanatçıyım” kalkanına saklanıyor. sanırsın ki yönetmen olmak, dünya meselelerinden bihaber olmak için bir mazeret.
ve en kötüsü, bir grup insan gerçekten onun büyük bir dahi olduğunu sanıyor. halbuki yaptığı şey, aynı mutsuz adamları farklı filmlerde izletmekten öteye geçmiyor. bir yerden sonra “yine mi zeki demirkubuz’un suskun, sigara içen, gözlerini kaçıran karakterleri?” diye isyan ediyorsun. sonuç? entel görünümlü, sanatsal kaygısı varmış gibi yapan ama özünde sadece tükenmişlik hissi aşılayan filmler.
ha, seveni çok, orası ayrı. ama birileri de çıkıp “abi bu adam hep aynı filmi çekiyor” demeli.
sanatına gelirsek, nuri bilge ceylan gibi görsel bir estetik kaygısı yok, reha erdem gibi yenilikçi değil, yeşim ustaoğlu gibi insan psikolojisini katmanlı anlatamıyor. ama sürekli “gerçekçilik” diye yırtınıyor. o gerçekçilik, aslında sadece kasvetli mekanlarda, sigara dumanı ve bağıran adamlarla doldurulmuş, iç sıkıcı sahneler demek. bir noktada, sanatsal anlatımı değil, sadece bunalımı satıyor.
siyaset konusunda ise tam bir “kimseyi beğenmeyen, ama aslında hiçbir şey söylemeyen” adam. solcu desen değil, tam anlamıyla muhalif desen değil, entelektüel desen… hadi neyse. sürekli kendini muhalif olarak konumlandırıyor ama iş cidden politik bir duruş göstermeye geldiğinde “ben sanatçıyım” kalkanına saklanıyor. sanırsın ki yönetmen olmak, dünya meselelerinden bihaber olmak için bir mazeret.
ve en kötüsü, bir grup insan gerçekten onun büyük bir dahi olduğunu sanıyor. halbuki yaptığı şey, aynı mutsuz adamları farklı filmlerde izletmekten öteye geçmiyor. bir yerden sonra “yine mi zeki demirkubuz’un suskun, sigara içen, gözlerini kaçıran karakterleri?” diye isyan ediyorsun. sonuç? entel görünümlü, sanatsal kaygısı varmış gibi yapan ama özünde sadece tükenmişlik hissi aşılayan filmler.
ha, seveni çok, orası ayrı. ama birileri de çıkıp “abi bu adam hep aynı filmi çekiyor” demeli.
devamını gör...