rem uykusu
rem: rapid eye movement'ın kısaltmasıdır.
rem uykusunda gözler, kapalı göz kapaklarının altında kıpırdanır. rem olmayan uykuda ise bu tür göz hareketleri oluşmaz ve uyku daha sessizdir. beyin daha aktif olduğundan rem uykusunda daha yoğun rüyalar görülebilir.
bebekler uykunun %50'sini rem aşamasında geçirebilirken, yetişkinler yaklaşık %20'sini geçirebilir.
rem uykusunda gözler, kapalı göz kapaklarının altında kıpırdanır. rem olmayan uykuda ise bu tür göz hareketleri oluşmaz ve uyku daha sessizdir. beyin daha aktif olduğundan rem uykusunda daha yoğun rüyalar görülebilir.
bebekler uykunun %50'sini rem aşamasında geçirebilirken, yetişkinler yaklaşık %20'sini geçirebilir.
devamını gör...
kopya mahlaslı kullanıcılar
kafadaşlarla paylaşmak istediğim bir durum bu. sistemin bir açığı. kontrol altında tutulması sorgulanması yada müdahale edilebilmesi imkansız.
kafa sözlüğün günden güne büyüyor oluşunun ve pek de etik düşüncelere sahip olmayan bir ülkede yaşıyor olmamızın bulanıklıklarından bir tanesinin yaşanmasına şahit oluyorum/oluyoruz.
başka sözlüklerde meşhurlaşmış, tanınmış kimi kullanıcıların mahlaslarını sırf buraya biraz daha erken geldiği için alan arkadaşlarımız var.
arkadaşlar bu yaptığınız yasak değil evet. ama aynı zamanda etik de değil.
biraz orjinal olun kaliteli olun. en kötü ihtimalle olmaya çalışın/ gelişin.
hadi hiç bir şey olamadın, bari kendin ol.
anonim olabilirsiniz evet. ama lütfen niceleri gibi omurgasız olmayın.
kafa sözlüğün günden güne büyüyor oluşunun ve pek de etik düşüncelere sahip olmayan bir ülkede yaşıyor olmamızın bulanıklıklarından bir tanesinin yaşanmasına şahit oluyorum/oluyoruz.
başka sözlüklerde meşhurlaşmış, tanınmış kimi kullanıcıların mahlaslarını sırf buraya biraz daha erken geldiği için alan arkadaşlarımız var.
arkadaşlar bu yaptığınız yasak değil evet. ama aynı zamanda etik de değil.
biraz orjinal olun kaliteli olun. en kötü ihtimalle olmaya çalışın/ gelişin.
hadi hiç bir şey olamadın, bari kendin ol.
anonim olabilirsiniz evet. ama lütfen niceleri gibi omurgasız olmayın.
devamını gör...
yazarların olmak istediği şiir
can yücel - her şey sende gizli.
devamını gör...
kuzey anadolu fay hattı
karadeniz'e hemen hemen paralel şekilde uzanan, yaklaşık 1100 km uzunlukta, sağ yanal doğrultu atımlı transform fay. ege denizi ve iran arasındaki uzantılarıyla beraber 1600 km'dir.
not: doğrultu atımlı fayların hareket vektörü fayın doğrultusuna paraleldir, ancak eğim yönüne diktir.
hat, tek parça halinde uzanmaz. çok parçalı faylardan oluşur. en az 5-6 milyon yıllık bir faydır. van gölü'nden başlayıp saros körfezi'ne dek devam eder. oldukça aktiftir ve büyük depremler üretme potansiyeline sahiptir.
ilk kez 26 aralık 1939 erzincan depreminden sonra "diri fay" olarak adlandırılmıştır. tarih boyunca bu fay nedeniyle gerçekleşen depremler arasında 7-8 dakika sürenler, artçıları 4 ay boyunca devam edenler var. ne yazık ki çok sayıda ölüme de neden oldu ürettiği depremler.
levha tektoniğinden biliyoruz ki, ülkemizin bulunduğu anadolu plakası, güneyde arap levhası, kuzeyde ise avrasya levhası arasında sıkıştırılmaktadır. tarihsel olarak incelendiğinde faydaki aktivitenin önce fayın orta kısımlarında başladığı, sonra doğu ve batıya ilerlediği görülür. sebep olduğu depremlerin odak derinlikleri genellikle çok fazla değildir.
bugüne dek sebep olduğu en büyük yer değiştirmenin 85-90 km olduğu görülmüştür (birkaç yüz diyen çalışmalar da mevcut). elbette bu, milyonlarca yıl öncesinde denk gelen bir durumdur. günümüzde sebep olacağı yer değiştirmeler bu kadar büyük olmamakla beraber, 7'den büyük depremler oluşturabilme potansiyeli hâlâ devam etmektedir.
fayın farklı bölgeleri, farklı özellikler gösterir. bu nedenle fay boyunca yer alan bölgelerin deprem periyotları da aynı değildir.
kuzey anadolu fay hattı, san andreas fayı ile çok fazla benzerlik gösterir.
düzce valiliği'nin 17 ağustos 1999'da meydana gelen depremle ilgili detaylı bir açıklamasına şuradan ulaşabilirsiniz.
eğer uzun yazı okumaktan sıkılmıyor ve kuzey anadolu fayı ile ilgili ayrıntılı çalışmalara ilişkin bilgiler istiyorsanız bu link tam biçilmiş kaftan!
not: bir başka sitedeki kendi yazımdır.
not: doğrultu atımlı fayların hareket vektörü fayın doğrultusuna paraleldir, ancak eğim yönüne diktir.
hat, tek parça halinde uzanmaz. çok parçalı faylardan oluşur. en az 5-6 milyon yıllık bir faydır. van gölü'nden başlayıp saros körfezi'ne dek devam eder. oldukça aktiftir ve büyük depremler üretme potansiyeline sahiptir.
ilk kez 26 aralık 1939 erzincan depreminden sonra "diri fay" olarak adlandırılmıştır. tarih boyunca bu fay nedeniyle gerçekleşen depremler arasında 7-8 dakika sürenler, artçıları 4 ay boyunca devam edenler var. ne yazık ki çok sayıda ölüme de neden oldu ürettiği depremler.
levha tektoniğinden biliyoruz ki, ülkemizin bulunduğu anadolu plakası, güneyde arap levhası, kuzeyde ise avrasya levhası arasında sıkıştırılmaktadır. tarihsel olarak incelendiğinde faydaki aktivitenin önce fayın orta kısımlarında başladığı, sonra doğu ve batıya ilerlediği görülür. sebep olduğu depremlerin odak derinlikleri genellikle çok fazla değildir.
bugüne dek sebep olduğu en büyük yer değiştirmenin 85-90 km olduğu görülmüştür (birkaç yüz diyen çalışmalar da mevcut). elbette bu, milyonlarca yıl öncesinde denk gelen bir durumdur. günümüzde sebep olacağı yer değiştirmeler bu kadar büyük olmamakla beraber, 7'den büyük depremler oluşturabilme potansiyeli hâlâ devam etmektedir.
fayın farklı bölgeleri, farklı özellikler gösterir. bu nedenle fay boyunca yer alan bölgelerin deprem periyotları da aynı değildir.
kuzey anadolu fay hattı, san andreas fayı ile çok fazla benzerlik gösterir.
düzce valiliği'nin 17 ağustos 1999'da meydana gelen depremle ilgili detaylı bir açıklamasına şuradan ulaşabilirsiniz.
eğer uzun yazı okumaktan sıkılmıyor ve kuzey anadolu fayı ile ilgili ayrıntılı çalışmalara ilişkin bilgiler istiyorsanız bu link tam biçilmiş kaftan!
not: bir başka sitedeki kendi yazımdır.
devamını gör...
şarkılarda sorulan en zor soru
"nereye uçar turnalar, nereye gider gökyüzü?
alıp kanatlarına umutlarını geçmişin."
hüsnü arkan
alıp kanatlarına umutlarını geçmişin."
hüsnü arkan
devamını gör...
kısa şiirler
ama senin- cemal süreya
daha nen olayım isterdin,
onursuzunum senin!
daha nen olayım isterdin,
onursuzunum senin!
devamını gör...
viskiyi sek içmemek
en iyisi viski içmemek hatta komple alkol ürünü tüketmemek dediğim başlık.
devamını gör...
it's always sunny in philadelphia
hiçbir insani değeri, ahlaki kaygısı olmayan, adeta politik doğruculuğa tepki olarak doğmuş 4 gencin gündelik maceralarını anlatan sağlam bir komedi dizisi. gençler paddy’s adında başarısız bir irish pub işletmektedirler ve olaylar gelişir şeklinde özetleyebiliriz.
şimdilik 14 sezon 154 bölüm yayınlandı fakat 4 sezon daha onay aldı. bununla birlikte abd’de animasyon olmayıp en uzun süre yayınlanan sitcom özelliğini kazanmıştır.
bölümler 20’şer dakika, bir çırpıda bitiveriyor. etliye sütlüye karışmayan bir komedi olmadığını belirtmek isterim. friends vb tadında bir şey arıyorsanız size hitap etmez.
şimdilik 14 sezon 154 bölüm yayınlandı fakat 4 sezon daha onay aldı. bununla birlikte abd’de animasyon olmayıp en uzun süre yayınlanan sitcom özelliğini kazanmıştır.
bölümler 20’şer dakika, bir çırpıda bitiveriyor. etliye sütlüye karışmayan bir komedi olmadığını belirtmek isterim. friends vb tadında bir şey arıyorsanız size hitap etmez.
devamını gör...
ülkenin refah seviyesini artırmak için yapılacaklar
seçtiği parti kazanınca tuttuğu takım şampiyon olmuşcasına gururlanan (ki ikisi de eşit derecede saçmadır) vatandaşlar var oldukça zor düzelir.
devamını gör...
yazarların psikolojik durumları
"zindandan hallice kibirli yalnızlığım"
devamını gör...
mustafa kemal atatürk
ulu önder mustafa kemal atatürk. mustafa kemal atatürk'ü sakın küçümsemeyin 'bir devlet kurdu da noldu' demeyin. mustafa kemal atatürk bir devrim yapmış ve başarılı olmuştur. 4 bir yanı hainlerle doluyken silah arkadaşları ve mustafa kemal atatürk 19 mayıs 1919 da samsuna çıkarak resmen osmanlıya bitirici bir darbe indirmiştir. ruhun şad olsun ey atam. bıraktığın bu mirası en iyi şekilde koruyacak ve ömrümün sonuna kadar hainlik yapmiyacağım.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
burada, sevgisizlik hüküm sürer.
bahçelerinde, güller bitmez.
çiçekleri, kan çiçekleridir.
umut mezarlığıdır burası.
topraklarını benlik işler.
insanı, hayvanları dişler.
kendi ruhunu fişler.
umutsuzluk diyarıdır burası.
çitlerini sarmaşıklar sarar.
yağmurları, topraklar yarar.
fikirleri yüreklere zarar.
cehennemin ta dibidir burası.
burası ruh zindanıdır.
sokakları çıkmazdır.
denizleri hayaller boğar
güneşi batıdan doğar
bahçelerinde, güller bitmez.
çiçekleri, kan çiçekleridir.
umut mezarlığıdır burası.
topraklarını benlik işler.
insanı, hayvanları dişler.
kendi ruhunu fişler.
umutsuzluk diyarıdır burası.
çitlerini sarmaşıklar sarar.
yağmurları, topraklar yarar.
fikirleri yüreklere zarar.
cehennemin ta dibidir burası.
burası ruh zindanıdır.
sokakları çıkmazdır.
denizleri hayaller boğar
güneşi batıdan doğar
devamını gör...
18 mart 1915 çanakkale zaferi
minnettarız ; dehanıza,cesaretinize ,vatan sevgisinin ne olduğunu öğrenmemize güzel bir sebep yaratmanıza.. yeriniz ve ruhunuz huzur dolsun
tarihçi sinan meydan, deniz savaşları ile kara savaşlarının birbirinden ayrılamayacağını belirterek mustafa kemal’in askeri dehasıyla damgasını vurduğu çanakkale zaferi’ni şöyle anlatıyor:
“25 nisan 1915’te itilaf devletleri, kumkale’ye, gelibolu yarımadası’nda 6 ayrı noktaya asker çıkardılar. bir diğer çıkarma noktası güneydeki seddülbahir’di. anzak kuvvetlerine karşı sabah saat 10.00 civarında 19. tümen komutanı yarbay mustafa kemal komutasındaki 57. alay ve 27. alay büyük bir savunma başarısı göstererek düşmanın conkbayırı ve kocaçimen tepeyi ele geçirmesini önlemiştir. 6 ağustos’ta anafartalar bölgesine ingiliz kuvvetlerince büyük bir çıkarma gerçekleştirildi. 10 ağustos’ta mustafa kemal taaruzuyla conkbayırı çıkarması etkisiz kılındı. 25 nisan ve 10 ağustos’taki yarbay mustafa kemal’in arıburnu ve anafartalar direnişi olmasaydı 18 mart 1915’in bir anlamı kalmazdı. deniz zaferi de sonuçsuz kalır, bugün böyle bir zafer kutlamazdık. düşman kuvvetleri gelibolu üzerinden istanbul’u işgal ederdi.”
çanakkale geçilmez!!!
tarihçi sinan meydan, deniz savaşları ile kara savaşlarının birbirinden ayrılamayacağını belirterek mustafa kemal’in askeri dehasıyla damgasını vurduğu çanakkale zaferi’ni şöyle anlatıyor:
“25 nisan 1915’te itilaf devletleri, kumkale’ye, gelibolu yarımadası’nda 6 ayrı noktaya asker çıkardılar. bir diğer çıkarma noktası güneydeki seddülbahir’di. anzak kuvvetlerine karşı sabah saat 10.00 civarında 19. tümen komutanı yarbay mustafa kemal komutasındaki 57. alay ve 27. alay büyük bir savunma başarısı göstererek düşmanın conkbayırı ve kocaçimen tepeyi ele geçirmesini önlemiştir. 6 ağustos’ta anafartalar bölgesine ingiliz kuvvetlerince büyük bir çıkarma gerçekleştirildi. 10 ağustos’ta mustafa kemal taaruzuyla conkbayırı çıkarması etkisiz kılındı. 25 nisan ve 10 ağustos’taki yarbay mustafa kemal’in arıburnu ve anafartalar direnişi olmasaydı 18 mart 1915’in bir anlamı kalmazdı. deniz zaferi de sonuçsuz kalır, bugün böyle bir zafer kutlamazdık. düşman kuvvetleri gelibolu üzerinden istanbul’u işgal ederdi.”
çanakkale geçilmez!!!
devamını gör...
1 mayıs işçi ve emekçi bayramı
patron olmayan herkes işçidir. beyaz yakalı, mavi yakalı ayrımı yapmadan tüm emekçilerin 1 mayıs işçi bayramı kutlu olsun.
devamını gör...
martı
çok sesli bayağı da yaramaz bir kuş türü.
yan komşu bu eve taşınırken uyardı. 'pek rahatsız ediyorlar. seslerinden uyunmuyor. bağırmaları bir yana çatıda sürekli sanki çocuklar koşturuyor gibi oluyor. korkma sakın ha' diye.
açıkçası kuşları pek severim. bu zamanlar da hoşuma gidiyor. ilk defa bu kadar içli dışlı oldum. vapurda simit atmam ve evde kalan ekmekleri sahile taşıyıp etrafımı sarmaları dışında. şuan bir sıkıntım yok kendileriyle.
bazen deli gibi odamın balkonuna üşüşüyorlar hatta bir kere korkmama neden oldular. minik çocuğu kaptılar sandım. işte biri bu eve taşınırken kulağıma 'aman dikkat kedileri teraslardan martılar kapıyormuş' dedi diyeli biraz ürküyorum. onun dışında kanka bile oluruz bakarsınız.
kuş yahu işte sevin, öpün, koklayın dikkat edin ağzınızı burnunuzu yemesin. benim mıncırasım var onlar beni mıncırır diye ürküyorum.
yan komşu bu eve taşınırken uyardı. 'pek rahatsız ediyorlar. seslerinden uyunmuyor. bağırmaları bir yana çatıda sürekli sanki çocuklar koşturuyor gibi oluyor. korkma sakın ha' diye.
açıkçası kuşları pek severim. bu zamanlar da hoşuma gidiyor. ilk defa bu kadar içli dışlı oldum. vapurda simit atmam ve evde kalan ekmekleri sahile taşıyıp etrafımı sarmaları dışında. şuan bir sıkıntım yok kendileriyle.
bazen deli gibi odamın balkonuna üşüşüyorlar hatta bir kere korkmama neden oldular. minik çocuğu kaptılar sandım. işte biri bu eve taşınırken kulağıma 'aman dikkat kedileri teraslardan martılar kapıyormuş' dedi diyeli biraz ürküyorum. onun dışında kanka bile oluruz bakarsınız.
kuş yahu işte sevin, öpün, koklayın dikkat edin ağzınızı burnunuzu yemesin. benim mıncırasım var onlar beni mıncırır diye ürküyorum.
devamını gör...
parsek
ışık yılı'nı zaman birimi olarak kullananlar iyi dinleyin, ya da siz dinlemeyin. birazdan atomu parçalayacak düzeyde fizik şeyapıcaz, kafamız sütlaç olcak. siz boşverin en iyisi hehe.
parsek de ışık yılı gibi bir uzaklık birimi, fakat bunu zaman birimi sanmanız imkansız (çünkü içinde yıl geçmiyor hehe). peki parsek gerçekte nedir? parsek, bir milletin kendi kend- ehm. parsek, star wars resmi uzaklık birimidir efenim. bunu biliyoruz zaten hepimiz, neden; çünkü hepimiz burada star wars hayranıyız. hepimiz padme'yiz hepimiz count dooku'nun askerleriyiz. bilmeyenler için amme hizmeti:
önce beyninizi yakayım, sonra şekilli şüküllü anlatım yapıcam. söz.
şimdi efendim parsek nedir tanımlamamız için iki tane doğru hayal etmeniz lazım. biri güneşten, diğeri dünyadan çıkan doğrular. bunlar paralel değiller, ve ileride bir yerlerde kesişecekler. neden güneş ve dünya peki, çünkü biz güneş sistemi'ndeyiz ve dünya'da yaşıyoruz. neden güneş, çünkü sistemin merkezi. burada bir subtopic açıyorum ve parallax nedir onu anlatmaya başlıyorum. bunu bilmeniz lazım.
parallax, siz sağ gözünüzle baktığınızda bir cismin yerini başka, sol gözünüzle baktığınızda başka görmenizin altında yatan hede. türkçesi ıraklık açısı falan gibi bişey(-miş). yani, sağ ve sol gözünüzden baktığınız nesneye doğru birer ışın yollayın, bunların arasında kalan açı parallax.
evde denemeyiniz. şaka şaka, şimdi hepinize deneticem. sağ işaret parmağınızı (solaklar da sağ işaret parmağını. evet. çünkü ben öyle istiyorum hehe.) burnunuzun hizasına kaldırın, yere dik olacak şekilde tutun, sanki karşınızdaki insanı azarlayacak, ona parmak sallaya sallaya "ben sana yapma demedim mi, ha!" diyecekmişsiniz gibi hayal edin kendinizi, ama azarlamayın. öylece durun. şimdi parmağınızın arkasında, uzaklarda bişeylere odaklayın bakışınızı. mesela benim için, odanın karşı duvarındaki priz bu odaklanacağım şey. siz de seçin işte kendinize bişeyler. sshh, mini etekli ablanın bacaklarına odaklananlar, görüyorum.
odaklandıysak bir sonraki adıma geçiyoruz, sağ gözünüzü kapatın. parmak sağa kaydı biraz di mi. şimdi sağı açıp solu kapatın. şimdi de sola mı kaydı ne. hadi şimdi ikisini de kapatın hehe. şaka şaka, aç çocuum gözlerini. dinle burayı, dinle burayı.
parmağınızı hareket ettirmediğiniz ve beni trollemediğinizi varsayıyorum, parmağınız sabitti yani. e niye değişti o zaman yeri. çünküüüüü, bakışaşısı! şey ehm, bakış açısı.
eğer bu gözlerimizi kapattığımızda parmaklarımızın yerinin değişme açısını ölçersek, parmağımızın burnumuza olan mesafesini buluyoruz. parallax bu yüzden önemli. hala mevzuya uyanamayanlar için açıklama devam ediyor. for ingliş, pres nayn.
şimdi bunu parsek için anlatalım. parmak aslında bizim baktığımız yıldızdı. sağ ve sol gözümüz de dünyanın farklı zamanlardaki konumları. mesela biri yaz biri kış mevsiminde iki farklı gün olsun. siz seçin. kış mevsimi 16 mart olsun ama, çünkü doğum günüm. hehe. eğer baktığımız yıldız ebesinin hörekesinde değilse biz bu parallax açısını fark edebiliyoruz. bu da mesafeyi hesaplayabiliyoruz demek. bu daaaaa, kessel run için 12 parsek- ehm bu başka hikaye. e güneş nerde, güneş neremiz oluyor peki? güneş de burnumuz, çünkü iki gözümüzün arasındaki merkez nokta, çünkü dünya'nın yörünge merkezi.
evet şimdi dananın kuyruğunun koptuğu yere geliyoruz. 16 martta dünyanın konumunu işaretliyoruz, bi de yıldızın konumunu işaretliyoruz. dünya'dan yıldıza bir düz çizgi çiziyoruz. bi de yaz günü (hadi o da 1 temmuz olsun. kabotaj bayramı hehe) dünya'nın konumunu tespit edip, yaz gününde yıldızımızı nerede gördüysek oraya yine bir düz çizgi çiziyoruz. tabi bu doğrular paralel olmadığı için bir noktada kesişecekler, "x" harfine benzer bir yapı oluşturacaklar. tabi böyle x gibi kolunu bacağını açmış değil, daha "paralelimsi". aradaki açıyı hesaplayınca parallax açımızı hesaplamış oluyoruz gençler, haydi hayırlı uğurlu olsun.
tabi bunu bilim adamları böyle 2 farklı tarihe göre yapmıyorlar. neden, çünkü 2 gün sonraki konumdan ölçüm almak çok da birşey ifade etmiyor çünkü mesafe devasa, o kadar açı değişimini hesaplayacak göz yok kimsede. onun yerine güneşi kullanıyoruz.
şimdi yukarıdaki çizgileri bi de güneşle çizdiricem. hazır, yerlerinize, başla! güneşimizi, izlediğimiz yıldızın yörünge merkezine hizalayıp bir adet çizgiyle ikisini birleştiriyoruz. sonra da ölçümü aldığımız gün dünyanın konumuyla yıldızın konumunu çizgiyle birleştiriyoruz, ta-daa! yine ortaya kesişen doğrular çıkıyor. aradaki açı da parallax acısı.
peki bu açı nasi bişey, kaç derece, 2pi-45 ile tanjantı var mı, falan fişman soruları geliyor insanın aklına doğal olarak. bu açı mesafeye bağlı olarak o kadar ufak bir değer ki, dereceyle falan ölçemiyoruz. bunu ölçtüğümüz birim arksaniye (bkz: arcsecond). 1 derece=3600 arksaniye demiş birileri, biz de onu kullanaduruyoruz. biz dediğim yani astronomlar falan. yoksa ben, peh, çıplak gözle hesaplıyorum. proxima centauri mesela 1.3 parsek uzaklıkta. heheyt, inanmayan açsın okusun hehehe.
"peki parallax açısı ile parsek arasındaki matematik ne ulan, söyle şunu" diyenler için geliyor şimdi. bir parsek, parallax açısı 1 arksaniye olan objeye olan uzaklıktır. yani yaklaşık 3.26 ışık yılı. yani 31 trilyon kilometre civarı bi uzaklık. açı ne kadar büyürse (mesela 2 arksaniye olursa) baktığımız obje o kadar yakındadır. 2 arksaniye ise açımız, yarım parseklik mesafeye bakıyoruz demektir. 1 arksaniye ise 1 parsek, 1/2 arksaniye ise 2 parsek, 1/3 arksaniye ise 3 parsek diye gidiyor.
şekil şükül nerde diyenler için geliyor: ahanda burda :
parsek de ışık yılı gibi bir uzaklık birimi, fakat bunu zaman birimi sanmanız imkansız (çünkü içinde yıl geçmiyor hehe). peki parsek gerçekte nedir? parsek, bir milletin kendi kend- ehm. parsek, star wars resmi uzaklık birimidir efenim. bunu biliyoruz zaten hepimiz, neden; çünkü hepimiz burada star wars hayranıyız. hepimiz padme'yiz hepimiz count dooku'nun askerleriyiz. bilmeyenler için amme hizmeti:
önce beyninizi yakayım, sonra şekilli şüküllü anlatım yapıcam. söz.
şimdi efendim parsek nedir tanımlamamız için iki tane doğru hayal etmeniz lazım. biri güneşten, diğeri dünyadan çıkan doğrular. bunlar paralel değiller, ve ileride bir yerlerde kesişecekler. neden güneş ve dünya peki, çünkü biz güneş sistemi'ndeyiz ve dünya'da yaşıyoruz. neden güneş, çünkü sistemin merkezi. burada bir subtopic açıyorum ve parallax nedir onu anlatmaya başlıyorum. bunu bilmeniz lazım.
parallax, siz sağ gözünüzle baktığınızda bir cismin yerini başka, sol gözünüzle baktığınızda başka görmenizin altında yatan hede. türkçesi ıraklık açısı falan gibi bişey(-miş). yani, sağ ve sol gözünüzden baktığınız nesneye doğru birer ışın yollayın, bunların arasında kalan açı parallax.
evde denemeyiniz. şaka şaka, şimdi hepinize deneticem. sağ işaret parmağınızı (solaklar da sağ işaret parmağını. evet. çünkü ben öyle istiyorum hehe.) burnunuzun hizasına kaldırın, yere dik olacak şekilde tutun, sanki karşınızdaki insanı azarlayacak, ona parmak sallaya sallaya "ben sana yapma demedim mi, ha!" diyecekmişsiniz gibi hayal edin kendinizi, ama azarlamayın. öylece durun. şimdi parmağınızın arkasında, uzaklarda bişeylere odaklayın bakışınızı. mesela benim için, odanın karşı duvarındaki priz bu odaklanacağım şey. siz de seçin işte kendinize bişeyler. sshh, mini etekli ablanın bacaklarına odaklananlar, görüyorum.
odaklandıysak bir sonraki adıma geçiyoruz, sağ gözünüzü kapatın. parmak sağa kaydı biraz di mi. şimdi sağı açıp solu kapatın. şimdi de sola mı kaydı ne. hadi şimdi ikisini de kapatın hehe. şaka şaka, aç çocuum gözlerini. dinle burayı, dinle burayı.
parmağınızı hareket ettirmediğiniz ve beni trollemediğinizi varsayıyorum, parmağınız sabitti yani. e niye değişti o zaman yeri. çünküüüüü, bakışaşısı! şey ehm, bakış açısı.
eğer bu gözlerimizi kapattığımızda parmaklarımızın yerinin değişme açısını ölçersek, parmağımızın burnumuza olan mesafesini buluyoruz. parallax bu yüzden önemli. hala mevzuya uyanamayanlar için açıklama devam ediyor. for ingliş, pres nayn.
şimdi bunu parsek için anlatalım. parmak aslında bizim baktığımız yıldızdı. sağ ve sol gözümüz de dünyanın farklı zamanlardaki konumları. mesela biri yaz biri kış mevsiminde iki farklı gün olsun. siz seçin. kış mevsimi 16 mart olsun ama, çünkü doğum günüm. hehe. eğer baktığımız yıldız ebesinin hörekesinde değilse biz bu parallax açısını fark edebiliyoruz. bu da mesafeyi hesaplayabiliyoruz demek. bu daaaaa, kessel run için 12 parsek- ehm bu başka hikaye. e güneş nerde, güneş neremiz oluyor peki? güneş de burnumuz, çünkü iki gözümüzün arasındaki merkez nokta, çünkü dünya'nın yörünge merkezi.
evet şimdi dananın kuyruğunun koptuğu yere geliyoruz. 16 martta dünyanın konumunu işaretliyoruz, bi de yıldızın konumunu işaretliyoruz. dünya'dan yıldıza bir düz çizgi çiziyoruz. bi de yaz günü (hadi o da 1 temmuz olsun. kabotaj bayramı hehe) dünya'nın konumunu tespit edip, yaz gününde yıldızımızı nerede gördüysek oraya yine bir düz çizgi çiziyoruz. tabi bu doğrular paralel olmadığı için bir noktada kesişecekler, "x" harfine benzer bir yapı oluşturacaklar. tabi böyle x gibi kolunu bacağını açmış değil, daha "paralelimsi". aradaki açıyı hesaplayınca parallax açımızı hesaplamış oluyoruz gençler, haydi hayırlı uğurlu olsun.
tabi bunu bilim adamları böyle 2 farklı tarihe göre yapmıyorlar. neden, çünkü 2 gün sonraki konumdan ölçüm almak çok da birşey ifade etmiyor çünkü mesafe devasa, o kadar açı değişimini hesaplayacak göz yok kimsede. onun yerine güneşi kullanıyoruz.
şimdi yukarıdaki çizgileri bi de güneşle çizdiricem. hazır, yerlerinize, başla! güneşimizi, izlediğimiz yıldızın yörünge merkezine hizalayıp bir adet çizgiyle ikisini birleştiriyoruz. sonra da ölçümü aldığımız gün dünyanın konumuyla yıldızın konumunu çizgiyle birleştiriyoruz, ta-daa! yine ortaya kesişen doğrular çıkıyor. aradaki açı da parallax acısı.
peki bu açı nasi bişey, kaç derece, 2pi-45 ile tanjantı var mı, falan fişman soruları geliyor insanın aklına doğal olarak. bu açı mesafeye bağlı olarak o kadar ufak bir değer ki, dereceyle falan ölçemiyoruz. bunu ölçtüğümüz birim arksaniye (bkz: arcsecond). 1 derece=3600 arksaniye demiş birileri, biz de onu kullanaduruyoruz. biz dediğim yani astronomlar falan. yoksa ben, peh, çıplak gözle hesaplıyorum. proxima centauri mesela 1.3 parsek uzaklıkta. heheyt, inanmayan açsın okusun hehehe.
"peki parallax açısı ile parsek arasındaki matematik ne ulan, söyle şunu" diyenler için geliyor şimdi. bir parsek, parallax açısı 1 arksaniye olan objeye olan uzaklıktır. yani yaklaşık 3.26 ışık yılı. yani 31 trilyon kilometre civarı bi uzaklık. açı ne kadar büyürse (mesela 2 arksaniye olursa) baktığımız obje o kadar yakındadır. 2 arksaniye ise açımız, yarım parseklik mesafeye bakıyoruz demektir. 1 arksaniye ise 1 parsek, 1/2 arksaniye ise 2 parsek, 1/3 arksaniye ise 3 parsek diye gidiyor.
şekil şükül nerde diyenler için geliyor: ahanda burda :
devamını gör...
yazarların en son okuduğu kitap
yaklaşık yarım saat önce khaled hossaini'nin kitabı ''uçurtma avcısı''nı bitirdim. iyi ki okumuşum dedirtti bana.
tanım: en son okuduğumuz kitapları paylaştığımız başlıktır.
tanım: en son okuduğumuz kitapları paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...
çok fena değer kaybeden şeyler
türk lirası.
devamını gör...