ortaya çıkışını sinan canan'ın kimsenin bilemeyeceği şeyler kitabından öğrendiğim olgudur. kısaca özetlemek gerekirse 1971 yılında lorenz adlı bir meteoroloji uzmanının, hava tahmini yaparken bilgisayara girdiği verilerle keşfettiği şeydir.
lorenz bilgisayarda yaptığı bir analizde analizi bir kere de ortadan başlatmaya karar vermiş ve bilgisayarın verdiği çıktıların bir önceki ile alakasının olmadığını fark etmiş. başlangıç değerleri neredeyse aynı olmasına rağmen bu kadar farklı olması lorenz'i bayağı şaşırtmış ve bilgisayarda sorun olduğunu düşündürtmüş. fakat bir süre sonra ondalık yazımda virgülden sonraki 6 basamağı kısaltıp 3 basamak girdiğini fark etmiş. bu ondalık farklılık da hava olaylarında bir kelebeğin kanat çırpışına eş olduğu için adı kelebek etkisi olmuş.
devamını gör...

övülecek bir şey varsa güzeldir, insanların tanımlarını okuyup farkedilen özellikleri, nitelikleri yazılmalıdır, takdir edilmelidir, övülmelidir de...

ama benim profilime gelip güya nickaltı diye, x yazarın tanımlarını ne kadar hızlı beğendiğimi yazması, "kaç tane" beğendiğimi, saat kaçta beğendiğimi yazması... "benimle ilgili bir şey değildir"
başka bir şey yazmıyorsa özellikle...

gelip benim sayfamda ne kadarda güzel tanımları olduğunun altını çizmektir,
"beni kullanarak"

öncelikle, o kadar beğeni yapmanın farkedileceğini biliyor yazarlar, ve nezaketen, bir zahmet sende onun yazdıklarını oku, bir şey kaybetmezsin, korkma.. oku.. teşekkür etmek istiyorsan, senin yazdıklarını okuduğu için, sende onun yazdıklarını oku, "istiyorsan"

beğenmezsen, neden beğenmediğini yaz neye katılmadığını yaz, eyvallah.. beğenirsende neden beğendiğini yaz ve bir nedeni olsun, var çünkü.. ve onu anla..
okuduğun yazıların, yazarın, sertmi, iyimi, kötümü, komikmi, duygusalmı, objektifmi değilmi.... nasıl yazdığını anla lütfen...

*şu an itibariyle tanımlarımı beğenmiştir, süper yazardır ehe ühe....

*beğeni yağmuruna tutmuştur ehe ühe

*45 tane beğeni yaptı bana.. dikkat dikkat onistanbul bana seri beğeni yaptı ehe ühe..

bunlar nickaltı değildir...

sırf bu yüzden beğeni yapmaya korkuyorum artık, yazar okuyamıyorum...
devamını gör...

hiç gitmediğiniz veya gitmeyeceginiz doğunun ücra köylerinden birindeki minikleri sevindirmek isteyen arkadaşlar olursa bi mesaj uzaginizdayim.kitap,kıyafet,kırtasiye malzemesi vs hepsi olur.
devamını gör...

(bkz: kalbim kırıldı)
devamını gör...

sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
iki başımız var, bir tek bedenimiz.
ne kadar dönersem döneyim çevrende:
er geç baş başa verecek değil miyiz?
devamını gör...

bazı insanların hala anlamakta güçlük çektiği bir şey var: eşcinsellik birilerinin örnek göstermesiyle, yönlendirmesiyle ortaya çıkan bir şey değildir. eşcinsellik doğuştan gelen bir yönelimdir, tercih değildir.

keşke dendiği gibi erkek çocukları onu örnek alsaydı. onun naifliğini, kibarlığını, sanatçı kimliğini örnek alsaydı. o zaman belki çok daha başka bir noktada olurduk.

topluma örnek olan kişileri eleştirecekseniz gündüz kuşağı programlarını, içinde her türlü şiddet bulunan dizileri eleştirin. yıl olmuş 2021 hala homofobiye karşı savaşıyoruz. hala eşcinselliğin normal bir durum olduğunu vurgulamak zorunda kalıyoruz. yazık.
devamını gör...

kütüphane memuru olmak isterdim. tam karakterime uygun bir iş. üniversite bittiği dönemde kpss ye girip lise mezunu olarak memuriyete geçen pek çok arkadaşım olmuştu. ben devletin bize verdiği eğitimin ailemizin bize verdiği emeğin hakkını vermemek yanlistir, başkasının layık olduğu yere geçmek kul hakkına girer diye denememistim. sonra bir baktım ki bizim branş açıköğretim mezunu öğretmen kaynıyor. yaptığım işi çok seviyor olsam da bugün fırsatım olsa geçiş yapabilecek cesaretim olsa yine de kütüphane memuru olmak isteyebilirim.
devamını gör...

bir kadın ismi.*

ayrıca burada ve diğer sosyal platformlarda adını bilmediğim kadınlara tek hitap kelimem. hepsine ayrı ayrı ad takacak halim yok ya, hepiniz ayselsiniz işte. alla alllaa yaaa..
devamını gör...

tanımlarını ilgiyle takip ettiğim değerli bir yazarımız.

ayrıca kendisine şu videoyu hediye etmek isterim.*

devamını gör...

diğer günler alkol almakla aynıdır.
devamını gör...

kaba davranıp dobra olduğunu sanan insanlardan uzak durunuz.
devamını gör...

sözlüğü çok seviyorum ama bu uyarı beni benden alıyor.
devamını gör...

fransız şair jacques prévert tarafından brest şehrinin bombalanması üzerine yazılmış; savaşın yalnızca şehirleri tahribata uğratmayacağını hüzünlü bir tesadüf ile kemiklerimize kazıyan şiir. barbara; yağmurun altındaki bilinmeyen kadın. sevgilisi ile sıkıca sarılıyor, savaş henüz sıyırıp geçmemiş şakaklarından ve uzak düşmemişler birbirlerinden. şiiri okurken orada öylece bu manzarayı izleyen kişiye dönüşüyor insan; bu mutlu manzaranın etkisinde kalmış ve bu tanımadığı iki insanın savaştan sağ çıkıp çıkmadığı hakkında merak ve hüzün duyan o şaire. savaş bizden pek çok şey götürür; doğduğumuz evler yıkılır, caddelerinde yürüdüğümüz şehirler yanar ve kimliksiz cesetlerin kokusu onlarca yıl havada asılı kalır fakat bir de küçük ölümler vardır, ayrı düşmüş insanlar ve brest'te ona ne olduğunu bilmediğimiz kadın; barbara. yunanlılar için barbara ismi 'yabancı' anlamına geliyor, tanışılmamış bir kadın için güzel bir isim seçmiş prévert. şiir, şairin paroles isimli derlemesinde bulunuyor ve çeviri sırasında şiirin ismi değişikliğe uğramamış.

teoman aktürel çevirisi:


anımsa barbara
yağmur yağıyordu o gün brest'te durmadan
yürüyordun gülümseyerek yağmur altında
şaşkın hayran sırılsıklam
anımsa barbara
siam sokağında rastladım sana
yağmur yağıyordu brest'te durmadan
gülümsüyordun
gülümsüyordum
tanımıyordum seni
sen de beni tanımıyordun

anımsa gene de anımsa o günü
unutma
saçağın altına sığınmış bir adam
adını ünledi
barbara
seğirttin ona doğru yağmur altında
şaşkın hayran sırılsıklam
atıldın kollarına
anımsa bunu barbara
sen diyorum diye de bana kızma
sen diyorum bütün sevdiklerime
ancak bir kez görmüşsem bile
sen diyorum bütün sevişenlere
tanımasam bile

anımsa barbara
unutma
o yumuşak mutlu yağmuru
mutlu yüzüne yağan
o mutlu kente yağan
denize yağan
tersaneye yağan
quessant gemisine yağan yağmuru

ah barbara
ne hırboluktur savaş
n'oldun şimdi sen
o demir o çelik o kan yağmuru altında
ya o adam n'oldu seni yürekten
kucaklayan
öldü mü kaldı mı n'oldu

ah barbara
yağmur yağıyor brest'te durmadan
eskiden nasıl yağıyorsa öyle
ama artık bildiğin gibi değil bura yok oldu her şey
yıkık bitik bir yas yağmuru şimdi yağan
demir çelik kan fırtınası bile değil
itler gibi kuyruğunu titreten
bulutlar yalnız bulutlar

brest'te sular boyunca yitip giden itler
çürümek için gidiyor uzaklara
hiçbir şey kalmayan brest'ten
çoook uzaklara



barbara

rappelle-toi barbara
ıl pleuvait sans cesse sur brest ce jour-là
et tu marchais souriante
é panouie ravie ruisselante
sous la pluie
rappelle-toi barbara
ıl pleuvait sans cesse sur brest
et je t'ai croisée rue de siam
tu souriais
et moi je souriais de même
rappelle-toi barbara
toi que je ne connaissais pas
toi qui ne me connaissais pas
rappelle-toi
rappelle-toi quand même ce jour-là
n'oublie pas
un homme sous un porche s'abritait
et il a crié ton nom
barbara
et tu as couru vers lui sous la pluie
ruisselante ravie épanouie
et tu t'es jetée dans ses bras
rappelle-toi cela barbara
et ne m'en veux pas si je te tutoie
je dis tu à tous ceux que j'aime
même si je ne les ai vus qu'une seule fois
je dis tu à tous ceux qui s'aiment
même si je ne les connais pas
rappelle-toi barbara
n'oublie pas
cette pluie sage et heureuse
sur ton visage heureux
sur cette ville heureuse
cette pluie sur la mer
sur l'arsenal
sur le bateau d'ouessant
oh barbara
quelle connerie la guerre
qu'es-tu devenue maintenant
sous cette pluie de fer
de feu d'acier de sang
et celui qui te serrait dans ses bras
amoureusement
est-il mort disparu ou bien encore vivant
oh barbara
ıl pleut sans cesse sur brest
comme il pleuvait avant
mais ce n'est plus pareil et tout est abimé
c'est une pluie de deuil terrible et désolée
ce n'est même plus l'orage
de fer d'acier de sang
tout simplement des nuages
qui crèvent comme des chiens
des chiens qui disparaissent
au fil de l'eau sur brest
et vont pourrir au loin
au loin très loin de brest
dont il ne reste rien.
devamını gör...

kemal sunal ile gül sunal’ın kızı, ali sunal’ın kardeşi, müzisyen ömer öztiyen’in eşi, çocuk ve müzik alanında dersler veren oyuncu. şimdilerde hamile. onur erol ile seslendirdiği ve klibinde oynadığı bir çocuk şarkısıda var da ismi şimdi aklıma gelmedi.
devamını gör...

yerköprü şelalesi, mut-mersin
hizliresim.com/NHTUxI
hizliresim.com/IUKUGY
devamını gör...

henüz yaşayamadığım için birşey diyemem.*
devamını gör...

mesajın ya da mailin sonuna yazılabilecek güzel temenni.
devamını gör...

(bkz: maymunlu lc waikiki poşeti)
devamını gör...

haksızsın.
devamını gör...

bazı iş yerlerinde fiyatı net olarak belirlenmemiş hizmetler için de kullanılan ifadedir.

örneğin bisikletin zincirini yağlattınız ve fiyatını sordunuz diyelim, usta size 'bir sakal at yeter' der genellikle.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim