nasıl bir çağa denk geldik? her gün farklı ve çok daha iğrenç bir haberle karşılaşıyoruz. el kadar çocuktan ne istediniz?
devamını gör...

geçmiş olsun. umarım bir an önce toparlarsınız ve yeniden yazmaya başlarsınız. ataol behramoğlu'nun şu dizelerini hatırlatmak isterim size;

çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana


her şeyin gönlünüzce olmasını temenni ederim.
devamını gör...

bir insanı unutabilmek kolay olmayacaktır, ama unutulamaz diye bir şey yoktur. unutabilirsiniz tabii canınız tahmin edemeyeceğiniz kadar acıyacaktır, incineceksiniz, kırılacaksınız. duygularınız körelecektir ve tüm insanlardan nefret etmeye başlayacaksınız. sorgulayacaksınız her şeyi, herkesi, kendinizi sorgulayacaksınız, karakterinizi sorgulayacaksınız ve son olarak sizi neden sevmediğini sorgulayacaksınız. tüm bu sorgulamalarınız bittiğinde ona karşı nefret beslemeye başlayacaksınız. onu sevdiğiniz için kendinizden, sizi sevmediği için ondan tiksineceksiniz. yüzünü dahi görmek istemeyeceksiniz, ama ismi her geçtiğinde gözleriniz dolacaktır, yaşadığınız duygularınız aklınıza gelecektir, geçirdiğiniz günleriniz aklınıza gelecektir. ve ondan bir kez daha nefret edeceksiniz, nefret ettikçe sevginiz azalacaktır. o kişi unutulabilir, hatta seneler geçtikçe ismini bile unutabilirsiniz. ama o kişinin size yaşattığı duygularınızı unutamayacaksınız. ne yaparsanız yapın bunu başaramayacaksınız.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
hdp merkez yürütme kurulunun 14 şubat 2021 13 vatandaşımızın şehit edilmesi olayıyla ilgili parti web sitesi üzerinen gerçekleştirdiği açıklamadır.


merkez yürütme kurulumuzun açıklaması:

10 şubat 2021’de tsk’nın kürdistan bölgesel yönetimi toprakları içinde yer alan gare bölgesi’ne yönelik yürüttüğü operasyonlara ilişkin olarak milli savunma bakanı hulusi akar’ın gece yarısı yaptığı açıklamada 13 vatandaşın naaşına ulaşıldığı ifade edilmiştir. operasyon sırasında bu kişilerden ayrı olarak birçok insanın hayatını kaybettiği de verilen bilgiler arasındadır.

basına yansıyan bilgi ve yorumlara göre söz konusu 13 vatandaşın uzun süredir pkk’nin elinde tutulduğu bilinen asker, polis ve devlet görevlileri olduğu anlaşılıyor.

halkların demokratik partisi olarak, bu sınır ötesi operasyon sonucunda, uzun süredir pkk’nin elinde tutulan ve kendilerini silahlı bir saldırıdan koruma imkanından mahrum olan 13 kişi ve hayatını kaybeden herkes için derin üzüntülerimizi, kayıpların ailelerine ve sevenlerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

40 yıldır süregelen ve on binlerce yaşama mal olan çatışma boyunca, daha önce de pkk tarafından asker, polis ve devlet görevlileri alıkonmuş, ancak alıkonanların canlarına bir zarar gelmemesi ve en kısa zamanda serbest bırakılmaları için başlatılan diplomatik çabalar her zaman olumlu sonuç vermişti. insan hakları örgütleri ve barış aktivistlerinin oluşturdukları inisiyatiflerin yürüttükleri görüşmeler sonucunda alıkonanların tümü eksiksiz ve sağ salim evlerine dönmüşlerdi.

halkların demokratik partisi, barışa ve çatışmasızlık gayretlerine katkı verme sorumluluğuyla alıkondukları günden itibaren asker, polis ve devlet görevlilerinin aileleriyle temas halinde oldu. yakınları ve evlatlarının serbest bırakılması için çare arayan aileler insan hakları derneği (ihd) yöneticileriyle birlikte 2015, 2016 ve 2019’da 4 kez meclis grubumuzu ziyaret ederek yakınlarının özgürlüğüne kavuşması için gayret göstermemiz dileğinde bulundular. hem bu görüşmelerimizde hem de basın toplantılarında ve meclis genel kurulu’nda yaptığımız açıklamalarda, iktidarın ve diğer partilerin de bu çabalara katılması halinde, payımıza düşen her tür görev ve sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğumuzu açıkça ifade ettik.

halkların demokratik partisi, ailelerin ve kamuoyunun soru ve taleplerini tbmm gündemine taşımasına karşın, bu çabalarımız yanıtsız bırakıldı. iktidar, ailelerin çırpınışlarına olumlu veya olumsuz hiçbir yanıt vermediği gibi, kimi aileleri de diyarbakır il binamız önünde süregiden oturmaya dahil etti.

oysa iktidarın alıkonulanların serbest bırakılması için gösterilen çabaları cesaretlendirerek, sivil toplum örgütleri, barış aktivistleri ve etkin politik şahsiyetlerden bir heyet oluşturarak, onların ailelerine kavuşması için yolu açması, önceki örneklerin de gösterdiği gibi pekala mümkündü. ne yazık ki, görevlilerinin yaşam ve özgürlüğü için üzerine düşen diplomatik ve insani sorumlulukları üstlenmekten kaçınan iktidar, maksadı ve hedefi belirsiz bir askeri operasyon ile yaşamlarını riske attığı ve sonunda ailelerine naaşlarını teslim ettiği kayıpların sorumluluğunu, bu süreçte daima ailelerin yanında durmuş olan partimize yükleme çabasına girişmektedir. bunu hiçbir vicdan kabul etmez.

iktidar, partimizden hesap sorma değil, kayıpların ailelerine ve topluma hesap verme konumundadır. aynı şekilde pkk de hayatları kendilerine emanet olan tutsakların nasıl can verdiklerine, bu ölümlerdeki kendi sorumluluklarının ne olduğuna ilişkin olarak türkiye ve dünya kamuoyunu bilgilendirmelidir.

ankara, hewler ve bağdat hükümetleri ulusal ve uluslararası basının kayıpların gerçekleştiği bölgede gözlem yapmasının önünü açmalıdır. ulusal ve uluslararası insan hakları örgütlerini de bu olayı araştırmak üzere harekete geçmeye çağırıyoruz. bu ölümler, tüm ayrıntılarıyla araştırılmalıdır.

alıkonanların yaşamları rastlantılara ve çatışma ortamının insafına bırakılmamalı, ailelerin ve kamuoyunun talebine karşılık, pkk elinde tutmaya devam ettiği kişileri salıvermelidir.

bu vesileyle, hayat kayıplarının önüne geçilmesinin temelli ve sonuç alıcı tek yolunun çatışma politikalarına son verilmesi, kürt sorununun çözümsüzlüğünün demokratik ve barışçıl yollarla aşılması olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz.

bir kez daha hayatını kaybedenlere rahmet, aile ve yakınlarına başsağlığı dileklerimizi bildiriyoruz.

halkların demokratik partisi
merkez yürütme kurulu

14 şubat 2021


kaynak: hdp.org.tr/tr/merkez-yurutm...
devamını gör...

ikinci dünya savaşı'nda naziler, fransa'yı istila ettiklerinde zıpkın gibi sarışın alman subayları karşısında fransız kadınlarının ayakları yerden kesilirmiş.
devamını gör...

yılmadan, yorulmadan, sabırla, mücadeleye devam ediyor olmaları.
devamını gör...

insana yılgınlık veren ilişki durumudur.
devamını gör...

tebdili mekanda ferahlık vardır demiş atalarımız. o yüzden birinden birini seçmek yerine belirli aralıklarla ikisinden de faydalanmak gerekir. hep evde çalışıyorsanız haftada bir-iki gün kütüphaneye gidin mesela. uzun süre çalışanları (bkz: sınav ögrencileri) hep aynı mekan bunaltacaktır bir yerden sonra.
devamını gör...

"ben seni 9 ay karnımda taşıdım"
bunu kullanarak yaptıramayacakları şey yoktur.
devamını gör...

tartışmadaki amaç eğer " öğrenmek" ise ,ister istemez çok faydalı, gayet nezih bir konuşma içinde gerçekleşiyor.

ancak amaç savaşta gibi karşıısındakini alt etmek, bundan keyif alıp, böbürlenmek ise maalesef yol açtığı örneklerini çokca görüyoruz.
devamını gör...

kırk yılda bir eline geçirdiğin antep fıstığının kabuğu kaya gibi sert ve aralıksızdır.

(bkz: yanımdasın ,dokunamıyorum çok saçma...)
devamını gör...

şıllık tatlısı(bkz: urfa)
devamını gör...

bir ömre bedel olsa gerek.
sanki tüm kara bulutların çekilip yerini gökkuşaği gibi bir doğa olayına bırakması gibi..
ya da pasparlak altından güneş ışığının yüzüme geldiğinde hissettiğim rahatlama gibi..
dude ondan başkasına bakmak istmezsin.
gönül bağı mı kalp bağı mı ne o kuruldu işte vay be..
devamını gör...

öncelikle işin anatomik yapısını açıklayalım efendim. boyun omurlarında birinci omur(bkz: atlas) ve ikinci omur(bkz: axis) birbiriyle eklem yüzü oluşturur bu ekleme de anatomide atlantoaksiyal eklem denir. bu eklem şöyle bir şekilde birbirine bağlıdır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görüldüğü üzere axiste dişe benzer bir yapı vardır ve bu yapı atlas ile eklem yüzü oluşturmaktadır. bu eklemin hemen arkasından ise omurilik geçmektedir. şimdi ben bunları neden anlattım ? sebebiyle beraber bu koltuk başlığının neden olduğunu algılayabilmemiz için. sizler arabada iken varsayalım ki arkadan bir araç süratli bir şekilde size çarptı. çok aşırı şiddetli çarpmalarda kafanız adeta bir kırbaç misali önce geriye sonra ise öne doğru sallanır. bu aşırı şekilde oluşan sallantıdan dolayı axis'te bulunan diş benzeri çıkıntı sizin omuriliğinize zarar verebilir hatta boyundan aşağısının felç kalmasına neden olabilir. sizi bu tür yaralanmalardan koruyabilmek için araçlarınızdaki koltuk başlıklarınız vardır. eğer aracınızda koltuk başlığınız yoksa mutlaka taktırmanızı öneririm.
devamını gör...

butonlarin hgs ile alakasi oldugunu dusunen yazar davranisidir, biz para kesmiyoruz, rahat olun demek istedigimdir*.

anadolu kapisina dayanan turklerin yaptigi gibi, bozguna ugratilmasi gereken butonlarin; yeni gelin ceyizi gibi kenarda beklemesi cok uzucu be.
devamını gör...

kendini sevmek, kendinin ne sevdiğini öğrenmek, kendinin nasıl öğrendiğini öğrenmek. akışa direnmemek.
devamını gör...

bülent ersoy, oya aydoğan ve nur yerlitaş üçlüsünün muhteşem yüzyıl eşliğinde 10 kilo kalkan balığı yiyip hastanelik olmaları. o günden beri bu ayarda bir arkadaş grubu arıyorum.
devamını gör...

üste yapışan bir türlü kurtulunamayan, insanlara karşı saçmalattıran ruh hali.
devamını gör...

güney amerika yağmur ormanlarında yaşayan, farklı bir karınca türü. onları, diğer karıncalardan ayıran özellikleri ise, yaprak kesip toplamaları. ağacın gövdesinden aşağı doğru ağızlarında tuttukları yapraklarla bir geçit töreninde bayrak taşıyanlara benziyorlar. yaprakları yemek için değil, bu yapraklarda yiyebilecekleri mantarı üretmek için topluyorlar.
devamını gör...

evrendeki her şeyi oluşturan atomların çıkış noktası.

atom dediğimiz şey, proton ve nötron adlı parçacıkların çekirdek denen bir bölgede toplanması, bu çekirdeğin dışındaki bir hacimde de elektronların dolanmasından ibaret bir yapı. o halde bu parçacıkları bir araya getirip bir atom oluşturabiliriz diyebilirsiniz ama bu öyle normal koşullar altında yapılabilecek bir şey değil. zira çekirdekteki protonlar, pozitif yüklü parçacıklar ve birbirlerini itiyorlar. bunları bir arada tutmak için büyük bir enerji gerekiyor.

çekirdekteki proton ve nötronları bu şekilde bir arada tutmak için gereken sıcaklık, 100.000.000 kelvin civarında. doğal olarak biz bunu yeryüzündeki laboratuvarlarda oluşturamıyoruz. fakat bundan çok daha yüksek sıcaklık değerleri, evrenin oluşum anında, yani büyük patlama aşamasında mümkündü.

bahsi geçen dönemde ortada atomlardan ziyade, bağımsız atom altı parçacıklardan oluşan çok yoğun bir plazma vardı. büyük patlamanın hemen akabinde gerçekleşen kozmik enflasyon sonrasında ortam biraz "soğuduktan" sonra, bu parçacıkların bazıları, yani proton ve nötronlar, birbirlerine yapışmaya başladı. böylece ilk atom çekirdeklerinin temeli atılmış oldu. zaten pozitif yük olan protonların varlığı, negatif yüklü elektronların da zamanla ortama çekilmesi anlamına gelecekti.

bu şekilde hidrojen, helyum, lityum ve berilyum oluşmaya başladı çünkü bunlar en hafif ve basit atomlardı. bu sürece "büyük patlama nükleosentezi" diyoruz.

bu hafif elementlerin ortaya çıkışından yaklaşık 100.000.000 yıl sonra yavaş yavaş ağır elementler de oluşmaya başlayacaktı çünkü artık yıldızlar yavaş yavaş ortaya çıkıyordu. yıldız çekirdekleri, sıcaklığı çok yüksek olan ikinci ortamdı. böylece bu ortam, hafif elementleri birbiriyle kaynaştırıp daha büyük elementlerin oluşumunu, yani nükleer füzyonu gerçekleştirmeyi başardı. zaten yıldızların enerjisi de bu yolla üretilir.

ancak bunun da bir sınırı vardır. periyodik tabloda demir atomuna kadar olan elementler (ki yaklaşık 22 taneler) bu yolla oluşabilir. fakat demir atomlarını birbirine kaynaştıracak güç yıldızlarda bile bulunmaz.

peki bundan daha ağır elementler nereden çıktı?

bu kez devreye "nötron yakalama" adlı süreç girer. nötronlar yüksüz parçacıklar olduğundan, atom çekirdeğine girmeleri, protonların girişinden kolaydır. üstelik bozunarak proton, elektron ve elektron antinötrinosu oluşturabilirler. bunun anlamı, atomda daha fazla proton ve elektron oluşması ve daha ağır bir atomun ortaya çıkmasıdır. bu süreç çok yaşlı yıldızlarda oldukça yavaş şekilde işler. bu nedenle bu yıldızlarda çok fazla ağır element oluşamaz.

aslında evrende var olan bol miktardaki ağır elementin süpernovalarla ortaya çıktığı düşünüldü uzun süre. fakat astrofizikçilerin ağır element üretimi için son gözde adayı, nötron yıldızı çarpışmaları. aslında nötron yıldızları da süpernovaların sonucu olduğundan, ağır elementlerin süpernovalar sonrasında oluştuğu fikri çok da yanlış sayılmaz.

nötron yıldızı çarpışmalarında (birleşme de diyebiliriz) "hızlı nötron yakalama" sürecinin devreye girdiği tahmin ediliyor. gözlemler de bu tahmini destekliyor.

bir de son derece kararsız olup hemen radyoaktif bozunmaya uğrayan çok ağır atomlar var. bunların bir kısmını yapay olarak üretmek mümkün.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim