queer kelimesinin anlamı normalden farklı demektir. cis gender ve heteroseksüel olmayanları iğnelemek, aşağılamak için kullanılmaya başlanmış terimdir. 1980'lere gelindiğinde queer nation bu aşağılama sözünü almış ve gururla mevcut sisteme, normal olarak adlandırılana, ayrımcı heteroseksüel politikalara karşı başkaldırışın ve özgürlüğün simgesi ve politik duruş anlamında kullanmaya başlamışlardır.
queer lgbtq topluluğunda q kelimesine işaret eden ve şemsiye niteliği taşıyan bir tanımlamadır. kendini binary cinsiyet gruplarına ait hissetmeyen, non binary bireyler, hepsi ya da hiçbiri seçeneklerini tercih eden kişileri tanımlamakta kullanılır.
queer kelimesi geçmişte aşağılama amacıyla kullanıldığı için bugün lgbt toplumunda queer tanımlamasından hoşlanmayan pek çok kişi vardır. bu nedenle hassas bir konudur ve kişi kendini queer olarak tanımlamadığı ve size kendisini queer olarak tanımlamak için izin vermediği sürece kullanılmaz.
bu queerin genel kullanımı olmakla birlikte başlıktaki ilk tanımda belirtildiği gibi queer aslında bundan çok daha fazlasıdır. queer teori sosyal olarak inşa edilmiş bir cinsiyet ve cinsellik konseptinin ve klasik kimlik politikasının reddidir.
90'larda film yapımcıları queerlerin sürekli heteroseksüel sinemanın bakışıyla gündeme gelmesine karşı renkli underground queer sinemanın temellerini atmışlardır. lgbt topluma olumlu yaklaşımıyla tanınana kanada queer sinemanın oluşmasında önemli rol oynamıştır. gregg araki, alexis arquette, todd haynes gibi yönetmenlerin filmleriyle queer topluluk seslerini duyurma imkanına kavuşmuştur. ilerleyen yıllarda lgbt toplumun , queer bireylerin eşit haklarla toplumda temsili ve açık bir şekilde kendi kimliklerini yansıtma şansını yakalamalarıyla queer sinemaya gerek kalmamıştır.
queer bireylerin toplumdaki görünürlüğünün ve kabul edilebilirliğinin artmasında andy warhol gibi sanatçıların etkisi büyüktür.
devamını gör...

başakşehir belediyesi sosyal yardım işleri müdürlüğü’nde görev yapan bir personelin, 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı’nda arkadaşları ile çektiği videodur.
kendi meşrebince komiklik yaptığını sanan videodaki o vicdansız genç kız 24 yaşını görmüş müdür acaba?
bak bir fidan intihar etmiş duymuş mudur acaba? zerre vicdanı sızlayıp düşünmüş müdür acaba niye böyle ? komik değilsiniz, sadece insanlarda tiksinme uyandırıyorsunuz..

antalya'da 24 yaşında bir genç, instagram hesabından, "diğer tarafta iki elim yakanızda akp hükümeti ve rte" diyerek intihar etti.

bana çürümüşlüğün videosunu çekebilir misin abidin?
buradan
devamını gör...

burç ve fal muhabbetleri. benim için zekâ turnusolü görevi görür.
burçlara körü körüne inanan ve seçimlerini burç yorumlarına göre yapan insanları ciddiye alamıyorum üzgünüm.
devamını gör...

zamanında efsanevî milan kadrosu gibi kadro kurmuştu. yeni gelen seriler eskileri aratmıyordu ama sonra kayış bir noktadan koptu. yad edelim.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gayet samimi bir ortam var. herkes göremez ama görenler mutlaka farkındadır ortamın samimiyetinin, şükür ben gören taraftayım. *
devamını gör...

youtube ve twitch gibi platformlardaki dilencilik de bu duruma dahildir.

beğeni ve takip dilenciliği gibi bir durumdur.
devamını gör...

başta quadriceps kası olmak üzere bütün kasları olduğunuz yerde olabildiğince kasarak çözebileceğiniz durumdur. olay tamamen fizyolojik olarak kanın tek bir bölgeye hücum etmesi durumu olup, sizin diğer bölgelerde de kana ihtiyaç duyduğunuza dair beyninizi ikna etmenizle gerçekleşir. yeterli kasılma ile 5-6 saniye içerisinde çözülür, sosyal ortamlarda kriz yönetimi sağlamak için en hızlı yöntemdir.
devamını gör...

gitmek isteyen, gidebilen arkadaşlara şimdiden şans diliyorum.
gittikten sonra 6 ay kendinizi idame edebilecek parayı ayırmadan sakın haa.
tecrübeyle sabittir.
devamını gör...

dinlerken başka bir iş yapmamaya ve göz temasına gayret ediyorum ancak her zaman değil. yıllarca bize okullarda çocuklarla konuşurken amerikan sit-com dizilerde olduğu gibi el ele göz göze oturup etkin bir dinleme yapmamızı öğrettiler. bu bir yere kadar doğru. göz teması ve uygun bedensel temas çocuğun rahatlaması kendine ve bana güven duyması kendini rahat ifade etmesi için çok anlamlı gerçekten ama arkadaş ben de o sırada gerçekten yetiştirmek zorunda olduğum bir işle uğraşıyorum. sınıfta isem bir başka cocuga yardım ediyor ya da bir sonraki etkinlik için malzeme hazırlıyorum. evde isem birazdan aç kurtlar gibi üstüme saldirmasinlar diye yemek hazırlıyorum falan. bu yüzden konusmaya başladığında dürüstçe söylüyorum. "eğer anlatacağım şey çok önemli ve uzun bir konu ise biraz sabret önce işimi bitireyim. ya da sen konuş ben hem işimi yapıp hem seni dinlemeye calisayim." burada karar ona ait. ancak her istediğinde karşısında onu dinleyecek birisi olmayabileceğini de bilmek zorunda. arkadaşları onu hep göz teması ve etkin şekilde dinlemeyecek çünkü.

dinlerken yorum yapmak yerine "hmm"
"anladım"
"..... oldu demek."
"sen bu konuda ne hissettin?"
"sence nasıl olmalıydı?"
"sonra ne oldu?" gibi sorularla konuşmaya ve duygu düşüncelerini anlatmaya teşvik etmek benim altın kuralım. ben genelde konuşma bitince "benimle paylaştığın icin teşekkür ederim. ne kadar güzel anlattın. çok iyi anladım."
diyor ve bekliyorum. genelde " sen ne diyorsun bu konuda ?" minvalinde bir soru gelene kadar yorum yapmıyorum. çunku çocuk benden yardım istemiyor sadece paylaşmak istiyor böylece çocuk başka zaman tekrar gelip benimle konuşmak için güven duyuyor. konu ciddi ve önemli ise o zaman elbette "bu konuda ben de kendi düşüncemi söyleyeyim ama karar sana ait" diyerek fikrimi ya da kuralını belirtiyorum.

çocukları dinlemek kolay değil. konudan sapmadan, kekelemeden, dürüst ve adil şekilde bir şey anlatmaları gerçekten zor, çok zor. hatta anlamlı ve gerekli bir şey anlatma olasılıkları da düşük. yalnız bazen o ciddiye almadığınız absurd hikayelerin içinden bilinçaltının kosesinde kıvrılıp kalmış bir canavar da çıkabiliyor.
insanı anlamanin en basit ve iyi yolu onu dinlemek. yüz hatlarını, ses tonunu, el kol hareketlerini, kelimelerini seçerken koyduğu tavrı dinlemek belki de anlattıklarından bile değerli.
devamını gör...

bir hastanın ne çektiğini, hekim değil hasta bilir anlamındaki atasözü.
sebep olarak ateş düştüğü yeri yakar sözünden bir nebze esinlenilmiş olduğunu düşünüyorum
bunun gibi bir derde düşenin,sıkıntılar içinde kıvrananın çektiği çileyi, ancak kendisi bilir denmektedir. ancak;
arkadaşlar tabiki böyle yapmıyoruz doktora danışıyoruz.
çünkü hastalık yoktur, hasta vardır. herkes de her durum aynı olacak diye bir şey söylenemez,bu yüzden hasta odaklı tedavi esastır.
devamını gör...

değeri bilinmeyen, kibarlar kibarı bir yazar. sözlüğün ücra köşelerinde solup gitmesine izin vermeyelim. az çok demeyelim. kalemine kuvvet sevgili the matrix isn't real.
devamını gör...

yayına katıldığında, tutankamonun laneti'ne şu soruları sorabilir misiniz?

mahlasını ''tutankamonun karması'' yapacağı konusundaki dedikodular gerçek mi?

bir de, pek çok sözlük yazarı bir tane rozet alabilmek için kırk takla atarken, kendisi üç rozeti birden heybesine indirmeyi nasıl başardı? karma puanlarını bu kadar hunharca harcarken vicdanı hiç mi sızlamıyor?

cevaplar için şimdiden teşekkür ederiz.
devamını gör...

kelimelerle arası gayet iyi yazarımız, mürekkebin bitmesin porsuk.
devamını gör...

merhaba! *.
devamını gör...

okuduğum, deist arkadaşımızın serzenişlerini haklı bulduğum dua. paylaşmak istedim.

bir deist'in kandil duası
sayın allah'ım, af kapılarının sonuna kadar açıldığı, mağfiretin adeta pike yaptığı, (hangi takvimin ayına göre olduğuna ilişkin kafamız azıcık karışık olsa da) günahların affedildiği bu mübarek gecede beni affetmesen de olur.

ciddiyim...

zira biliyorum ki bu gece çok yoğun olacaksın, kapında kuyruk oluşacak. yılın diğer ayları ve/veya günlerinde/gecelerinde istisnasız her boku yiyen ve yediklerinden aslında pek de pişman olmayan, ellerinde imkan olduğu sürece yine yine yine yiyecek olan kulların kapına gelip af dileyecekler senden.

onları affet sayın allah'ım.

onları affetmezsen eğer, işleri çok yaş; senin affın, rahmetin devreye girmez de nizam teraziye kalırsa yani işleri, sıçtılar valla.

sayın allah'ım;
şikayet ediyormuşum gibi düşünmeni istemem ama neler yapmadılar ki?

mesela;
15 yaşındaki çocuğu vurup öldürdüler; çocuk toprağa gömüldükten iki gün sonra on binlercesi bir olup çocuğun annesine yuh çektiler. valla...

soma'da 301 madenciyi katlettiler; sonra gidip yüreği yangın yerine dönmüş madenci yakınlarını dövdüler, sillelediler, tekmelediler, tehdit ettiler...

ermenek'te 18 madenciyi katlettiler; "sorumlu biziz" diyemediler, tek bir düğmelerinden bile vazgeçmediler.

sülalece uğraştıklarında bile sabahtan geceye dek sıfırlayamadıkları kadar çok para çaldılar; "gemi değil, gemicik" deyip milletle dalga geçtiler.

"insanca yaşamak istiyoruz" diyen taşeron işçiyi "nankörlük yapma!" diye azarladılar; tüyü bitmemiş yetimden dişi kalmamış nineye varana kadar, milyonlarca insanın hakkını "milletin a..na koyacağız" (küfür bana ait değil sayın allah'ım) diyen iş adamına peşkeş çektiler.

sabahtan akşama kadar imanı gevreye gevreye çalışan asgari ücretli işçinin bir aylık ücretinin açlıktan biraz fazla olmasının iş vereni zorlayacağını, bunun vatana ihanet sayılacağını söylediler; bahsettikleri iş verenlere ikinci katın balkonundan havuzun görünmeyeceği villalar sipariş ettiler.

her cuma twitter'dan bir ayet çakıp sana inananları keklediler; özel görüşmelerinde ise bakara-makara diye kitabınla dalga geçtiler.

can derdiyle kaçıp camiye, senin evine sığınan insanlara "camide bira içtiler" diye iftira attılar; o caminin, "ben bir din görevlisiyim, yalan konuşamam, bira içtiklerini görmedim" diyen müezzinini sürgün ettiler.

kendi kitlelerinden bir kadının linç edildiğini, bebeğinin tekmelendiğini, kadının üstüne çiş yapıldığını söylediler, toplumu birbirine düşman etmeye çalıştılar; yalan konuştukları ayan beyan ortaya çıktığında ise bir "yalan konuştuk, kusurumuza bakmayın" bile demediler, pişkinliğe devam ettiler.

milyar dolarlık sarayda yaşamayı itibar saydılar; bunu yaparken de kendilerine "maneviyatçı", bizlere ise "materyalist" dediler ve bundan daha fenası, o kadar ısrar etmemize rağmen, bunu diyebilmek için ne içtiklerini bize söylemediler.

kendi çocuklarını askere yollamayıp, garibanların çocuklarını cepheye sürüp şehit ettirdiler, bunu da matah bir şey gibi o şehitlerin alilerine arsızca yutturmaya kalktılar.

seçim yapıldı, milletin iradesini, hukuku, adaleti, ahlakı, vicdanı iğfal ettiler.

her iftar sofrasını iftira sofrasına çevirdiler, insanlara hakaret ettiler, kullarının arasına nifak soktular.

insanlar bu korona denilen hastalıktan kırılırken, herkese maske mesafe dediler, uymayana ceza kestiler ama kendileri kalabalık salonlarda maske mesafe olmadan lebaleb toplantılar yaptılar, göbek attılar, hastalığı yaydılar.

evet, bu gece kapına gelecek olanlar, bütün bu saydıklarımı ve çok daha fazlasını yaptılar ve/veya bütün bunları yapanları alkışladılar, el üstünde tuttular sayın allah'ım.

ihbar etmiş gibi olmayayım, şüphesiz sen bunların hepsini biliyorsun sayın allah'ım ama daha neler, hangi günahlarını sayayım...

lütfen affet onları, yoksa çok yanacaklar. affet, ama bir de ıslah et onları, lütfen, n'olur...

ıslah et ki bir daha yapmasınlar. lütfen sayın allah'ım...

bana gelince...
benimkiler ekseri şahsi meseleler sayın allah'ım; tütünün dumanı, kadının dudağı, üzümün suyu gibi şeyler yani...

affetmesen de olur; gelir, takdir ettiğin kadar paşa paşa yanar, cezamızı çekeriz evelallah...

kendim için yormak, uğraştırmak istemem seni. sözlerime burada son verirken berat gecenizi en kalbi duygularımla tebrik ediyor, saygılarımı sunuyorum sayın allah'ım...

-gariban kulun osman-
devamını gör...

dili olsa artık gelmeyin diye bağıracak şehir
devamını gör...

kırlangıç: küçük ve tatlı, bana nedense özgürlüğü hissettiren bir kuş türü.

kırlangıçlar;
gökyüzünün süsleri.
ne de güzel uçuşuyorlar,
sanki özgürlük timsali.
dedim onlara:
oradan nasıl gözüküyor insanoğlu ?
hep bir ağızdan: kibir dolu, nefret dolu.
dedim: yok mu bunu bir hâl çaresi ?
hep bir ağızdan: sevgi, sevgi ...
devamını gör...

vay be, demek ki ülkede artık şaka da yapmamalıyız. her şeye inanan insanlar var.
devamını gör...

hiç bir zaman yapmadığım eylemdir. her oyladığımı mutlaka okuduğum için beğenmişimdir. öbür türlüsüne ben de karşıyım.
devamını gör...

afyonkarahisar deyince aklıma cumhuriyet sucukları geliyor. her otobüs illaki mola verir orada, bütün yolcular sıraya girer sucuk dönerin önünde.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim