kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

öğretmenin ismi durali.
lakabı da stop ali.
devamını gör...

her yıl düzenli olarak şarkıyı dinleyip manga'ya yapılan haksızlığa sinirlenenler kulübü.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

en son trend.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

artık yazın bitip kışa doğru yol almaya başladığımızın habercisi olan aydır. sıcakların yerini yavaş yavaş soğuklara bırakacağının takvimdeki karşılığı.
eylül ya da sonbahar güzellemesi yapamayacağım hiç. yazdan da sıcaklardan da aşırı nefret eden biri olarak benim için tek anlamı yaz aylarından kurtulmak. onun dışında diğer sonbahar ilkbahar ve kış aylarından hiçbir farkı yoktur gözümde. düşmeye başlayan sıcaklıklar, bulutlu yağmurlu havalar, takvimlerin eylülü göstermesi şimdiden iyi hissettiriyor. thx god...
devamını gör...

çocukluğa dair iç burkan detaylardan... mahalle bakkalına götürülür ve şişirilip patlak olup olmadığı kontrol ettirilir. şişiyorsa keyfinize diyecek yoktur.

ne diyorduk idik? heh hoş gelmiş yeni yazar.
devamını gör...

oğuz atay, 3 gece üst üste rüyasında hoşlandığı kadını görmüş.
ertesi gün ayıp olmasın diye takım elbiseyle uyumuş ve o gece rüyasında, sevdiği kadının nikah şahidi olarak görmüş kendisini.
ne denir ki...
devamını gör...

dur beraber atlayalım.
devamını gör...

çaylar banuca'dan buyrun efem.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
sözlüğe tanım girerken canım anam başımda belirdi 'hadi kalk kahvaltıyı sahilde yapalım' dedi. hah dedim içimden tamda evden çıkma modundayım. uyumuşum o ara yarım saat sonra yine geldi 'hadi gitmiyor muyuz? ablanlarıda aradım, abinde uyandı, kalkta gidelim' off bir tuşum olsa da görünmez kadın moduna geçsem. olmadı kalktık geldik.

yıllar sonra yeniden aileyle yaşama fikri ilk başta iyi bir fikir gibi gelmişti aslında. aile derken bir annem var hoş. o da 2 senedir güya benle kalıyor ama toplasan 4 ay bende kalmıştır. neyse işte o kadar alışmışım ki insansızlığa ilk bir haftadan sonra zor gelmeye başlıyor.

şimdi çay içiyorum görüldüğü üzere onlardan biraz uzağa oturdum. umarım yanlış anlıyorlardır hahah.
devamını gör...

insanın ruhunu en çok insanlar yoruyor..
devamını gör...

neye gore, kime gore belli olmayan bir ustunluk cesididir. aslinda bu sozde ustunluk ideolojisi bir tur irkciliktir. (beyaz irkcilik diye de bilinmektedir). ortaya cikis donemi de, bati ulkelerinin afrika'yi somurgelestirdigi doneme yani 15. yuzyil donemine dogru oldugu bilinmektedir.

peki cikis nedeni neydi? cevap aslinda basit, medeni avrupa ulkeleri somurgecilik anlayislariyla, sadece altin ve diger madenler yada baharatlari somurmedi. "köle ticareti" en cok islerine gelendi. (ufak bir wikipedia alintisi yapayim)

avrupa'nın en büyük banka ve sigorta kuruluşlarından bazıları ilk sermayelerini köle ticaretiyle elde etmişlerdir. kuzey amerika, zenginliğini ve gelişmişliğini büyük ölçüde köle emeğine borçludur. ingiltere'yi sanayi devrimine götüren süreçte, köle ticaretinin rolü o kadar büyüktü ki, liverpool, bristol ve glasgow gibi kentler tüm zenginliğini köle ve sömürge malları ticaretine borçluydu. köle taşıyan gemilerin önemli bir kısmı, liverpool limanı'na kayıtlıydı.

kisacasi diyebiliriz ki, kolelestirilmek istenilen siyah irka "asagilik hissi" yuklenilerek, olusturduklari emperyalist sistemin bir nevi kabul gormesi saglandi. beyazin ustunlugu safsatasi o donemlerden gelmekte yani. ama bu safsata ne yazik ki hala devam etmektedir. gunumuz de ozellikle en cok amerika'da gorulmektedir. oyle ki, su an amerika'da ic savasa neden olacak kadar ciddi bir sorun haline gelmis bulunmaktadir. bilhassa trump doneminde top noktaya cikan asiri sagcilik, ulke icerisin de ciddi kargasalara donem donem neden olmaktadir. (bkz: black lives matter). ısin en acinasi tarafini yazmadan gecemeyecegim, beyaz irkin siyah irktan ustun oldugunu daha cok "siyah tene sahip insanlar" kabul eder. bilincaltlarina bu nasil islendiyse artik siz dusunun...ekledigim uc dakikalik videoyu izlemenizi ozellikle tavsiye ederim, cocuklarin bile yaptiklari bebek seciminden durumun vehametini cok net idrak edebilirsiniz...

devamını gör...

çocukları bile koruyamayan bir sözde adalet sistemi yerin dibine batsın ki zaten batmış halde.
devamını gör...

sempatik görüntüsü vermeye çalışan samimiyetsiz kişilik olduğumu öğrendiğim başlık..
kız size ne yaşattılar da bu kadar tatlı bir sözcüğe kafa göz dalasınız geliyo böyle?

konuşurken değil ama yazarken cancağızım kelimesi çok tatlı gelir bana. sevdiklerime de sıkça kullanırım. balım, bebeğim, loçkam dedigim de olur.. velhasıl sevgi sözcüğüdür benim için. ve her kelime gibi, sözcüğün manasından çok, söyleyen kişiyle ilgili değeri kat be kat artar.
devamını gör...

#705122 barış akarsu bir şarkısında çok güzel anlatmış bu durumu.
'aklını kullan, adını çıkar deliye
her gün bayram, eğlenmek kalır geriye.'
devamını gör...

politikaya, spora ya da insanların kendini kaybettikleri diğer şeylere önem vermeyen canlılar.
devamını gör...

günaydın sözlükçüm.
bedenim spora tepki veriyor sanırım iki gündür zor uyanıp yataktan çok daha zor kalkıyorum.
halbuki yani öyle zorladığım falan yok 1 saat kadar kardiyo yapıyorum. yürü, hızlı yürü, koş, eliptik (evlere şenlik) he arada bir iki ağırlıksız hareket sonra bisiklet bitiş.
salonu yüzme havuzuna çevirmeye az kaldı gibi. yahu bu insanlar neden hiç terlemiyor? yani hiç demeyelim tamam ama ben niye oluk oluk terlerken onların sadece alıncağızlarında bir iki pıt oluyor?
bu konu beni ziyadesiyle sinir ediyor.

püff kahvemi yudumlarken bunları düşünmekte ne bileyim.

ev bugün bir tık kalabalık p. tesi itibariyle kendi normal yaşantıma geçeceğim. misafir gibi görünüp eve tebelleş olmuş insanlar dağılıyor sonunda. hahah ne kadar insan seviyorum ben ya canım kendim.

neysem ben gidem size iyi sözlükler canlar.
hoşça galın!
devamını gör...

çocuk, çocukluğunu yapmış. azrail, azrailliğini yapmış. bir tek baba, babalığını yapmamış.
devamını gör...

"kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu odur"
devamını gör...

ing: peripheral route to persuasion

ikna için çevresel ipuçlarını kullanan bir ikna yöntemidir. sorunlar sistematik düşünmeyi gerektirmediğinde ve insanlar anlık karar vermek için tesadüfi (çevresel) ipuçlarından etkilendiklerinde ortaya çıkar.

çevresel ikna yolu, merkezi ikna yolunun aksine yüzeyseldir ve geçici tutum değişikliği sağlar. çevresel rota, merkezi rotanın aksine ürünün kalitesine odaklanmak yerine, olumlu duygulara ve ünlülerin onaylanması gibi olumlu özelliklerle karşısındakini ikna etmeye dayanır. fazla çaba gerektirmez ancak mesaja veya ürüne karşı pozitif hisler beslememize bizi teşvik eder.

popüler bir sporcunun spor ayakkabı reklamında oynaması ve insanların sırf bu kişiyi tanıdıkları için ayakkabının özellikleri hakkında hiç düşünmeden yüzeysel karar verip ayakkabıyı satın alması çevresel ikna yolunun basit bir örneğidir. genelde genç kitle için uygulanır. elbette bu örnekte şu stereotip de devreye girer: ''ünlü sporcu kullanıyorsa veya reklamda oynamayı tercih ettiyse ürün kalitelidir!''

psikologlar, günlük kararlarımız verirken pek çok kısa yola başvurduğumuzu bulmuşlardır (chaiken ve trope, 1999). yani çoğumuz için pahalı= iyi, otorite önerdiyse= kaliteli' dir.
devamını gör...

kameramanlıklık;
a) işgüzar düğün sahipleri:tek vasfı 13 megapiksellik telefonundan fotoğraf böcek çekmek olan insanlar, yıllarını bu işe vermiş olanlara plan, program öğretmeye çalışıyor.

b) ikiyüzlü düğün sahipleri ve akrabaları:sabahtan akşama kadar çalgıcısına, sazcısına bilimum elemanına ücreti kadar bahşiş yedirmiş insanlar, gecenin sonunda, 'abi kamera bozuldu, bi bakıversene. ', diyerek bi çorba parası yani 20 lira isteyen kameramana boğaz tıklatıyor.

c) kötü şartlarda muamale görmek:pek tabii biz gittiğimiz düğünlerde elemanız.çalışmak asli görevimiz. fakat nihayetinde insanız ulan. iki kaşık yemek yiyemeyebiliriz*, konvoy çekimi için kurbanlık hayvan bırakıp gelmiş araca bindirilebilirsin, kalmalı köy düğünlerinde 20 yıldır kapısı açılmamış ve halıları çürümüş okulda yatırılabilirsin.
*bazı düğün sahipleri vardır ki, güneşin altında fazla kalınca bile bahşiş verirler. onları tenzih ederim.

d) çıkarcı patronlarbulunduğum ilçede yevmiye 50 lira, seans ücreti 350 liradır. el insaf diyorum. düşünün,ulan senin vergin yok 1,kiran yok 2,masrafın yok 3.
ver 70 - 80 lira. kalan para zaten totalde her türlü gideri karşılıyor.
aslında bu da hep geçerli değil. 30 lira verenler bile var.

e) çocuğuna sahip olmayan vatandaş:bir düğünde gelin ve damadın girişini çekerken, geri geri gitmem gerekti. etrafta da 30 tane falan çocuk var. biri bana takıldı. ben de çocuğu ezmemek için kenara çekildim. geri gittiğim için de arkamı göremiyorum. bi anda ekranda parlama oldu. meğer ben volkan denen alevlerin üstüne çıkmışım. burdan hesap edin.eğer çocuklu yazar varsa biraz daha dikkatli olsunlar lütfen. çocukları da anlamak tabi mümkün. farklı bir ortam ve bolca arkadaş.

f) garip gelin ve damat:bizim iş ilkelerimiz gereği çektiğimiz düğünler 1 yıl içerisinde silinir. çünkü, bir süre sonra bu düğünlerin boyutu astronomik sayılara erişiyor. buna çözüm olarak bunu bulduk. adım adım:
-düğün olur.
-aksilik olmazsa en geç 3 içinde montajlanır;eğer verilmişse verilen aygıta depo edilir.
-gelin damat veya düğün sahibi aranır.
gel gelelim bu arkadaşlar çıkıp gelmezler. ama yıllar sonra bir arkadaşlarının, hısım akrabanın düğününde takacakları altını öğrenmek için görüntülere ihtiyaç duyarlar. bize gelirler. o da nesi, biz çoktan silmişizdir. çünkü anlaşma öyledir.

peşinen not :artık sözleşme yapıyoruz. silme süresi de 90 gün.

tabi daha düşünsem çok çıkar ama aklıma bunlar geldi.
her şey para ekseninde gibi gözükse bile, asıl şikayetim insafsızca ve haksızca muamele edilişimizdir. müzisyenlerde kazansın, ancak biz taş mı yiyelim?
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim