karma puanlara faiz verilsin kampanyası
mukemmel bir fikir. sicak bakiyorum vallahi. usenmezsem neden olmasin. yoldasa bas kaldiran kapitalist iko olarak tarihe gecicem. kapitalizm kazanir.
devamını gör...
normal sözlük satranç kulübü
bu sözlük benim sosyal yönümü tavan yaptırdı arkadaş. etkinlik, dicord, radyo madyo alayında varım.
tabiki katılacağım. bana buralarda alexander alekhine derler anam.
tabiki katılacağım. bana buralarda alexander alekhine derler anam.
devamını gör...
sulu şakalar
1-şimdi elimize bir su tabancası alıyoruz ve su dolduruyoruz. şaka yapmak istediğimiz kişiye espri yapmak suretiyle yüzüne yüzüne ateş ediyoruz.
2- ağzımıza şu alıyoruz ve espriyi o şekilde yapıyoruz.*
3-kişiyi denize atmak suretiyle yapılır.*
tolgame ukdesi
2- ağzımıza şu alıyoruz ve espriyi o şekilde yapıyoruz.*
3-kişiyi denize atmak suretiyle yapılır.*
tolgame ukdesi
devamını gör...
kuzguncuktaki vişne
felsefe deseniz felsefe, yemek deseniz yemek, mizah deseniz mizah, kalite deseniz kalite hepsini bir bünyede barındıran bir yazar olur kendileri. arkadaşım olduğundan demiyorum gerçekten keyifle yazılarını okuduğum bir isim. felsefeye ilgim çoktur mesela ama böyle yazılar yazamam çünkü benim aklım yemekten fazlasını çok alamıyor. 5 yazımın 6 sı yemek. şaka bir yana detay yazılar yazarken ben fenalaşıyorum. ilgimi çeken her konu da da yazıyorum ama kuzguncuktaki vişne gibi güzel yazıları yazamadım sözlük.
devamını gör...
404 not found'daki 404'ün anlamı
sayılarla birbirinden ayrılan http durum kodlarında rastgele olan sayı.
http durum kodları 1xx ile 5xx arasında numaralandırmıştır. bunlar:
1xx-bilgi
2xx-başarı
3xx-yönlendirme
4xx-tarayıcı hatası
5xx-sunucu hatası
4xx client eror (tarayıcı hatası) listesinden birkaç örnek:
403-forbidden (yasaklanmış)
404-not found (bulunmayan)
423-locked (kilitli)
451-unavailable for legal reasons (yasal sebeplerden dolayı erişilmeyen)
http durum kodları 1xx ile 5xx arasında numaralandırmıştır. bunlar:
1xx-bilgi
2xx-başarı
3xx-yönlendirme
4xx-tarayıcı hatası
5xx-sunucu hatası
4xx client eror (tarayıcı hatası) listesinden birkaç örnek:
403-forbidden (yasaklanmış)
404-not found (bulunmayan)
423-locked (kilitli)
451-unavailable for legal reasons (yasal sebeplerden dolayı erişilmeyen)
devamını gör...
ekzositoz
hücrelerin koful içindeki büyük molekülleri hücre dışına vermesi olayına denir.
- bu olayda hücre zarı büyür ve atp harcanır.
- salgı yapan bütün ökaryotik hücrelerde ekzositoz gerçekleşir.
- çeşitli canlılarda ekzositozla dışarıya enzim, hormon, reçine, süt, eterik yağ, sindirim atıkları gibi maddeler verilir.
not: prokaryot hücreli olan bakteriler ve arkeler, zarlı organellere sahip olamadığı için ekzositoz ve endositoz yapamaz.
kaynak: biyoloji dersi notlarımdır.
- bu olayda hücre zarı büyür ve atp harcanır.
- salgı yapan bütün ökaryotik hücrelerde ekzositoz gerçekleşir.
- çeşitli canlılarda ekzositozla dışarıya enzim, hormon, reçine, süt, eterik yağ, sindirim atıkları gibi maddeler verilir.
not: prokaryot hücreli olan bakteriler ve arkeler, zarlı organellere sahip olamadığı için ekzositoz ve endositoz yapamaz.
kaynak: biyoloji dersi notlarımdır.
devamını gör...
idealinizdeki evde olmasını istediğiniz yaşam alanı
alaska'daki evler gibi bir göl manzarası ve arkada ormanın boylu boyunca uzanacağı şekilde her iki duvarı da boydan boya cam ile kaplı bir evim olsun isterdim. özellikle ahşap detayların yoğunlukta olduğu bir ev olmalı. ahşap terasta bir sera alanı yaratabilmeliyim.
devamını gör...
anabritannica
fasiküller halinde biriktirip sonra ciltlettirmiştik.bu işlem yıllara yayıldığından bazı ödevler arkadaşların evlerindeki larousse’lardan yapılmıştı.
ana britannica evin başköşesindeydi, o zamanlar google işlevi görmekte merak edilen bilgiye kısaca da olsa ulaşılabilmekteydi.(bilgi sınırlı olunca merak da sınırlı oluyor,tabii).
internetin gelişiyle onlar ve onun gibiler de evimizden gitti.
kardeşimin ansiklopedilerin sırtlarını ezberleyip papağan gibi tekrarlaması hala beni güldürür.
ana britannica evin başköşesindeydi, o zamanlar google işlevi görmekte merak edilen bilgiye kısaca da olsa ulaşılabilmekteydi.(bilgi sınırlı olunca merak da sınırlı oluyor,tabii).
internetin gelişiyle onlar ve onun gibiler de evimizden gitti.
kardeşimin ansiklopedilerin sırtlarını ezberleyip papağan gibi tekrarlaması hala beni güldürür.
devamını gör...
duyulunca mutlu eden sözler
iyi ki varsın. *
devamını gör...
yazarların yapmak istediği çılgınlıklar
yanıma cinsiyet farketmeksizin kafa dengi, eğlenceli ve denizcilikten az çok anlayan birini daha alıp yelkenliyle dünya turu yapmak.
devamını gör...
hale
ay'ın etrafında buz kristalleri ile oluşan çember.
devamını gör...
yazarların bu gece olmasını istedikleri şey
deliksiz uyku. gece gece istenecek makul isteklerden biri olmalı.
devamını gör...
kurban kesemeyen erkek
o erkek soğanı da tek yumrukla ortadan ikiye ayıramıyordur şimdi.
devamını gör...
kız çocuğu babalarına tavsiyeler
ne olursa olsun, başına ne gelirse gelsin, ne yaptıysa yapsın yardıma ihtiyacı olduğunda ilk size gelmesini sağlayın. nasıl olur? koşulsuz sevgi göstererek.
devamını gör...
gece sözlükte oluşan elit ortam
moderatörün hazall olmasıyla kesinlikle alakası olan bir durumdur.
devamını gör...
herr holz
üzülüyorum kendisine. sadece sözlükte ciddiye alındığı için bütün içini buraya dökmeye çalışıyor ayrıca öyle bir berbat laf cambazı ki, anti ırkçı birisini bile ırkçı yapabilir. medya tarafından beyni yıkandığı için gördükleri tek realitesi haline gelmiş oysa dışarı çıkıp bi hava alsa düşündüğü şeylerin gerçek olmadığını görecek. gerçek hayatta kimsenin umrunda bile değilsin.
devamını gör...
viyana
avusturya'nın başkenti ve dünyanın en yaşanılır şehri. aynı zamanda en güzel kışa sahiplik yapan tarihi şehir.
marketlerde benim gibi içme suyu aramayın, rezil olursunuz. sonra da sodanın asidini kaçırarak içmek zorunda kalırsınız bir süre.
viyana'da musluklardan akan su oldukça temizdir ve içilebilir. alpler'den gelen bu su, içtiğim en güzel su olabilir.
şehir içi ulaşım, haftalık 15€ olan sınırsız biletlerle metro ve tramvay aracılığıyla sağlanabilir. hatta bilet almasanız bile metro ve tramvaya binebilirsiniz ama tavsiye etmem, çünkü görevliler fark ederse yüksek cezalar yemeniz mümkün. onun dışında şehrin bisiklet ağı oldukça gelişmiş, birçok kişi ulaşımını bisikletle sağlıyor. neredeyse her yerde bisiklet yolları var ve bu yollar size tuna nehri'nin manzarası eşliğinde seyahat etme fırsatı sunuyor. cüzi bir miktara bisiklet kiralayıp rahatça istediğiniz yerlere gidebilirsiniz.
oldukça fazla türk var, onun için kendinizi yabancı hissetmiyorsunuz pek.
gidip schnitzel yiyin gibi klişe bir yeme içme tavsiyesi vermeyeceğim. herhangi bir restorana oturun ve menüyü isteyin, çoğu yöreseldir zaten. en kötü ihtimalle garsondan destek alırsınız.
insanları beklenilenin aksine sıcakkanlıdır, herhangi bir basketbol sahasına girip çevre kasabilir ve kafa dağıtabilirsiniz benim gibi.
bir kere giderseniz bağımlılık yapar, gece gündüz rüyalarınıza girer.
son olarak; prater'in oradaki köprünün altında keman çalan bir amca var, ona da allah rızası için 3-5€ atın.
ha bir de öpüşen bir çift görürseniz öküzün trene baktığı gibi bakmayın size zahmet.
marketlerde benim gibi içme suyu aramayın, rezil olursunuz. sonra da sodanın asidini kaçırarak içmek zorunda kalırsınız bir süre.
viyana'da musluklardan akan su oldukça temizdir ve içilebilir. alpler'den gelen bu su, içtiğim en güzel su olabilir.
şehir içi ulaşım, haftalık 15€ olan sınırsız biletlerle metro ve tramvay aracılığıyla sağlanabilir. hatta bilet almasanız bile metro ve tramvaya binebilirsiniz ama tavsiye etmem, çünkü görevliler fark ederse yüksek cezalar yemeniz mümkün. onun dışında şehrin bisiklet ağı oldukça gelişmiş, birçok kişi ulaşımını bisikletle sağlıyor. neredeyse her yerde bisiklet yolları var ve bu yollar size tuna nehri'nin manzarası eşliğinde seyahat etme fırsatı sunuyor. cüzi bir miktara bisiklet kiralayıp rahatça istediğiniz yerlere gidebilirsiniz.
oldukça fazla türk var, onun için kendinizi yabancı hissetmiyorsunuz pek.
gidip schnitzel yiyin gibi klişe bir yeme içme tavsiyesi vermeyeceğim. herhangi bir restorana oturun ve menüyü isteyin, çoğu yöreseldir zaten. en kötü ihtimalle garsondan destek alırsınız.
insanları beklenilenin aksine sıcakkanlıdır, herhangi bir basketbol sahasına girip çevre kasabilir ve kafa dağıtabilirsiniz benim gibi.
bir kere giderseniz bağımlılık yapar, gece gündüz rüyalarınıza girer.
son olarak; prater'in oradaki köprünün altında keman çalan bir amca var, ona da allah rızası için 3-5€ atın.
ha bir de öpüşen bir çift görürseniz öküzün trene baktığı gibi bakmayın size zahmet.
devamını gör...
me11isho (yazar)
servet başlığına yazdığı tanımıyla gece gece gülmeme vesile olmuş yazarımız. okudukça güldüm, güldükçe okudum, kalemine sağlık sevgili yazar, hoş geldin. *
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının favori yara izleri
sanırım 4-5 yaşlarında iken çok kuzeyde yaşadığımız zamanlardan sağ yanağımda kalan artık belli belirsiz belli olan yusyuvarlak izdir.
singer dikiş makinesinden hatıra kalan bu yara izini kaybolana kadar hep çok sevdim. kar altında geçen çocukluk zamanlarımı hatırlattığı için belki de.
bu dikiş makinesi benim için uzay gemisi gibi bir şeydi o zamanlar. alt tarafta bulunan kısmı tahterevalli olarak kullanmaktan tutun da yine alt tarafta olan tekerleği araba direksiyonu olarak kullanmaya kadar onlarca şekilde kullanabilirdim onu. o benim kişisel tardis’im idi hatta.
yine zekama haksızlık etmek için saçmasapan hareketler yaptığım bir gün dikiş makinesini neye benzeteceğimi şaşırmış deli deli koşarken sandalyeye çıkıp makinenin üzerinden atlamak geldi içimden. o zamanlar da şimdi olduğum kadar zekiydim çünkü.
benim yaşımdaki her çocuğun yapabileceği salaklıklar her seferinde bana bir ceza olarak dönmüştür zaten. o gün de öyle oldu. sandalyenin üzerine çıkıp atlamaya hazırlanırken sandalye altımdan kaydı ve makinenin üzerindeki silindirik şey - artık o neyse- yüzüme battı.
çok kan akmasa da yanağımda nur topu gibi bir yara izi uzun süre kaldı. hala az da olsa bellidir iz ve ben bu izi hala çok severim. ve o günden beri yoknaz ile tanıştım yoknaz ile çalıştım.
singer dikiş makinesinden hatıra kalan bu yara izini kaybolana kadar hep çok sevdim. kar altında geçen çocukluk zamanlarımı hatırlattığı için belki de.
bu dikiş makinesi benim için uzay gemisi gibi bir şeydi o zamanlar. alt tarafta bulunan kısmı tahterevalli olarak kullanmaktan tutun da yine alt tarafta olan tekerleği araba direksiyonu olarak kullanmaya kadar onlarca şekilde kullanabilirdim onu. o benim kişisel tardis’im idi hatta.
yine zekama haksızlık etmek için saçmasapan hareketler yaptığım bir gün dikiş makinesini neye benzeteceğimi şaşırmış deli deli koşarken sandalyeye çıkıp makinenin üzerinden atlamak geldi içimden. o zamanlar da şimdi olduğum kadar zekiydim çünkü.
benim yaşımdaki her çocuğun yapabileceği salaklıklar her seferinde bana bir ceza olarak dönmüştür zaten. o gün de öyle oldu. sandalyenin üzerine çıkıp atlamaya hazırlanırken sandalye altımdan kaydı ve makinenin üzerindeki silindirik şey - artık o neyse- yüzüme battı.
çok kan akmasa da yanağımda nur topu gibi bir yara izi uzun süre kaldı. hala az da olsa bellidir iz ve ben bu izi hala çok severim. ve o günden beri yoknaz ile tanıştım yoknaz ile çalıştım.
devamını gör...