türklerin katledilerek müslüman olması
doğrudur.
araplar uzun süreli kargaşa sonrası öyle bir savaş vermiştir ki, türgeşler, ezeli düşmanları çinlilerden yardım istemek zorunda kalmıştır.
araplar türkleri her zaman korkulu rüyaları olarak görmüş, onları halkına kafir ve düşman olarak empoze edebilmek için, beyinleri şairleri tarafından yıkanmıştır.
türkler eninde sonunda müslüman olmak ve araplara ayak uydurmak zorunda kaldıklarında, bu şairler özür dilemiş ve bir anda türkleri övmeye başlamışlardır.
arap milleti böyledir, bu şekilde işler ve ilelebet böyle kalacaktır.
doğrulamak isterseniz, 'ilk müslüman türk devletleri' olarak araştırma yapabilirsiniz. ilahiyatçılar bile yalanlamayacaktır (zira zaten böyle emredilir).
fakat bazı ilahiyatçılar, "müslüman olmayan türk milletleri, benliğini kaybetmiştir" gibi atıflarda bulunurlar. ben bunu doğru bulmuyorum çünkü islam'a geçiş bile inanılmaz bir kültür kaybına neden olmuştur.
araplar uzun süreli kargaşa sonrası öyle bir savaş vermiştir ki, türgeşler, ezeli düşmanları çinlilerden yardım istemek zorunda kalmıştır.
araplar türkleri her zaman korkulu rüyaları olarak görmüş, onları halkına kafir ve düşman olarak empoze edebilmek için, beyinleri şairleri tarafından yıkanmıştır.
türkler eninde sonunda müslüman olmak ve araplara ayak uydurmak zorunda kaldıklarında, bu şairler özür dilemiş ve bir anda türkleri övmeye başlamışlardır.
arap milleti böyledir, bu şekilde işler ve ilelebet böyle kalacaktır.
doğrulamak isterseniz, 'ilk müslüman türk devletleri' olarak araştırma yapabilirsiniz. ilahiyatçılar bile yalanlamayacaktır (zira zaten böyle emredilir).
fakat bazı ilahiyatçılar, "müslüman olmayan türk milletleri, benliğini kaybetmiştir" gibi atıflarda bulunurlar. ben bunu doğru bulmuyorum çünkü islam'a geçiş bile inanılmaz bir kültür kaybına neden olmuştur.
devamını gör...
bir kedinin öğrenmesi gereken şeyler
eve fare sokmasin yeter. elalemin kedisi evdeki fareyi avlar, benim ki disaridan avlandigi fareyi oyun oynama niyetiyle eve getiriyor. disaridan gelince hanimefendinin agzini kontrol ediyorum agzinda fare var mi diye. sadist midir, serseri midir nedir?..
devamını gör...
herkes 07 kullanırken 05 kullanan kişi
bencil kişidir. kimse kendisinden uç istemesin diye bilerek 0.5 kullanmaktadır. hem bencildir hem de bencilliği bilinsin istemez. adeta cin olmadan adam çarpmaya çalışmaktadır.
devamını gör...
kimse kitap okumayı sevmek zorunda değil
kesinlikle değil. ama düşünmeden konuşuyorlar. yoruyorlar. ağlatıyorlar. sığırlar.
devamını gör...
sunroof
hayatımda hiç arabam olmadı, hiç araba satın almayla falan uğraşmadım dolayısıyla ama ben de eğer araba alacak olursam kesinlikle sunroofu olup olmadığına bakarım.
sunroof olmadan olmaz bir arabada.
o rüzgar püfür püfür gelecek, sıcak havalarda kurtarıcımız olacak ki rahat edelim bir ton para bayıldığımız arabamızda.
sunroof olmadan olmaz bir arabada.
o rüzgar püfür püfür gelecek, sıcak havalarda kurtarıcımız olacak ki rahat edelim bir ton para bayıldığımız arabamızda.
devamını gör...
cumhurbaşkanının kafa yakan fotoğrafı
yeni nesil bilmez böyle şeyler, mesela eskiden liderler trt’ye çıkar, gayet seviyeli bir şekilde görüşlerini tartışabilirlerdi de.
devamını gör...
attila ilhan
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir.
böyle bir sevmek şiirinden
yalnızlıklarımda elimden tuttular.
böyle bir sevmek görülmemiştir.
böyle bir sevmek şiirinden
yalnızlıklarımda elimden tuttular.
devamını gör...
gazi osman paşa
93 harbi esnasında plevne müdafaasındaki önderliği sebebiyle padişah 2. abdülhamit tarafından gazi unvanı verilen türk asker. 145 gün plevne'yi savunmayı başarmıştır. tam adı osman nuri'dir. savaş sırasında yaptığı hücumda yaralanarak ruslara esir düşmüştür. rus çarı 2. aleksandr kendisiyle bizzat ilgilenmiştir, bir esir gibi davranmamıştır. hatta kahramanlığından ötürü nişan bile vermiştir.
istanbul'a döndüğünde padişah 2. abdülhamit rütbesini müşirliğe yükseltmiş ve seraskerlik göreviyle onurlandırmıştır. 2. abdülhamit gazi osman paşa'ya plevne müdafaasından dolayı "sen benim yüzümü ağarttın. iki cihanda da yüzün ak olsun." sözlerini de söylemiştir. mustafa kemal atatürk ve nice osmanlı subayı için rol model olmuş, önemli bir askerdir.
istanbul'a döndüğünde padişah 2. abdülhamit rütbesini müşirliğe yükseltmiş ve seraskerlik göreviyle onurlandırmıştır. 2. abdülhamit gazi osman paşa'ya plevne müdafaasından dolayı "sen benim yüzümü ağarttın. iki cihanda da yüzün ak olsun." sözlerini de söylemiştir. mustafa kemal atatürk ve nice osmanlı subayı için rol model olmuş, önemli bir askerdir.
devamını gör...
bir öğrencinin gece 12'de öğretmenine soru sorması
iki tarafın da haksız ve saygısız olduğu bir iletişim.
öncelikle öğrenci geç bir saatte, zaten böyle şeylere kızacağını bildiği öğretmenine soru attığı için ve onun dinlenme, uyuma süresine saygı göstermediği için haksız. bazı hocalar vardır ki bilirsiniz, istediğiniz saat soru sorabilirsiniz der ve çekinmeden sorarsınız fakat bu olay başka. whatsapp olmasa ve mail atsa sorun olmazdı fakat lise'de böyle bir imkân olmuyor tabii.
ikincisi, hoca çok kaba. öğrencisinin yaptığı düşüncesizce hareketi bu şekil dile getirmemeli. bir insanı kırmak ne kadar basit. güzel bir dille söyleyemiyor mu rahatsızlığını? zaten lisedeki çoğu hocanın tavrı hep böyle. yanlış yapmasanız bile bir şekilde kendilerini sinirlenmiş bulabiliyorsunuz. kusura bakmayın ama kimse sizin saygısız, kaba ve sinirli üslubunuzu çekmek zorunda değil.
son olarak, öğrenci kalp falan atmış bunlar gereksiz hareketler. iki taraf da haksız, saygısız ve öfkeli. aklıma hızlı ve öfkeli geldi ama konumuz bu değildi sanırım*.
öncelikle öğrenci geç bir saatte, zaten böyle şeylere kızacağını bildiği öğretmenine soru attığı için ve onun dinlenme, uyuma süresine saygı göstermediği için haksız. bazı hocalar vardır ki bilirsiniz, istediğiniz saat soru sorabilirsiniz der ve çekinmeden sorarsınız fakat bu olay başka. whatsapp olmasa ve mail atsa sorun olmazdı fakat lise'de böyle bir imkân olmuyor tabii.
ikincisi, hoca çok kaba. öğrencisinin yaptığı düşüncesizce hareketi bu şekil dile getirmemeli. bir insanı kırmak ne kadar basit. güzel bir dille söyleyemiyor mu rahatsızlığını? zaten lisedeki çoğu hocanın tavrı hep böyle. yanlış yapmasanız bile bir şekilde kendilerini sinirlenmiş bulabiliyorsunuz. kusura bakmayın ama kimse sizin saygısız, kaba ve sinirli üslubunuzu çekmek zorunda değil.
son olarak, öğrenci kalp falan atmış bunlar gereksiz hareketler. iki taraf da haksız, saygısız ve öfkeli. aklıma hızlı ve öfkeli geldi ama konumuz bu değildi sanırım*.
devamını gör...
spawn
devamını gör...
peter singer
avustralyalı bioetik ve etik felsefesi profesörü, hayvan hakları savunucusu ve yazar. yaşayan en etkili 50 filozoftan biri, yaşayan en etkili etikçi olarak biliniyor.
1975te yazdığı, hala en ünlü olan kitabı (bkz: animal liberation (kitap)) bir dönem "hayvan hakları hareketinin kutsal kitabı" olarak nitelendirilmiş, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin kısıtlanması, vb. aksiyonlarda önemli rol oynamış.
üzerinde yoğunlaştığı diğer konular ise ekstrem yoksulluk (ing: extreme poverty) ve "effective altruism*". singer bu konularda temelde her insanın ekstrem yoksulluk yaşayan insanların hayatını iyileştirmek için "en etkili" şekilde çalışmak sorumluluğunda olduğunu savunuyor.
açıkçası benim de kendimi daha yakın ve ilgili hissettiğim konular bu son bahsettiklerim. ben de henüz kendisinin sadece (bkz: the life you can save (kitap)) kitabını ve project syndicate'taki birkaç yazısını okudum ama okumaya devam etmeyi planlıyorum.
*effective altruism'in doğru türkçe karşılığını bilen bir yazar benimle paylaşırsa çok sevinirim.
edit: her ne kadar tam karşılık olmasa d "etkili diğerkamcılık" olarak çevrilebilirmiş - teşekkürler nikiforenko
1975te yazdığı, hala en ünlü olan kitabı (bkz: animal liberation (kitap)) bir dönem "hayvan hakları hareketinin kutsal kitabı" olarak nitelendirilmiş, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin kısıtlanması, vb. aksiyonlarda önemli rol oynamış.
üzerinde yoğunlaştığı diğer konular ise ekstrem yoksulluk (ing: extreme poverty) ve "effective altruism*". singer bu konularda temelde her insanın ekstrem yoksulluk yaşayan insanların hayatını iyileştirmek için "en etkili" şekilde çalışmak sorumluluğunda olduğunu savunuyor.
açıkçası benim de kendimi daha yakın ve ilgili hissettiğim konular bu son bahsettiklerim. ben de henüz kendisinin sadece (bkz: the life you can save (kitap)) kitabını ve project syndicate'taki birkaç yazısını okudum ama okumaya devam etmeyi planlıyorum.
*effective altruism'in doğru türkçe karşılığını bilen bir yazar benimle paylaşırsa çok sevinirim.
edit: her ne kadar tam karşılık olmasa d "etkili diğerkamcılık" olarak çevrilebilirmiş - teşekkürler nikiforenko
devamını gör...
moose indian
ünlü yazar, büyük münzevi, doğa aşığı, pasif direnişin simgelerinden biri, yürümeyi çok seven henry david thoreau’nun ölmeden hemen önce söylediği son sözleridir.
bazı tahminler vardır bu sözleri neden söylediği ile ilgili ama kesin bir yargıya varmak asla mümkün olmamıştır. thoreau çok büyük bir yazardı, bir dahiydi ve söylediklerinin bir anlamı olmalı. ama sanırım bunların bir anlamı yoktu.
belki aklındaki bir şiirden parçalardı bu sözler. yazmayı planladığı ama zamana direnemediği için sadece o ışıltılı beyninde kalan parçalanmış bir dize. belki de ölüm anında gözlerinin önünden geçen hayatının bizim anlam veremediğimiz bir anı kırığı. belki rosebud gibi bir efsane idi.
sanırım gerçekten kelimeler bazı anlamlara gelmiyor. bazen birden çok anlama geliyor, bazense anlamları kişiden kişiye değişiyor. sözcüklerin gücüne her zaman inanmış ve ölene kadar da inanacak biri olarak gönül rahatlığıyla söylüyorum ki bu güce inanan insanlar birbirini nerede görseler tanırlar.
bazen sözcüklerin refakatinde huzur bulduğunuzda bir insanda anlattıklarınız ve dinledikleriniz omuza kondurulmuş rotasız bir öpücük olur. kullandığınız her sözcük için yazdığınız dipnotlar inatla bağımsızlık savaşı veren bir tel saçla yazılır.
henry david thoreau ne demek istedi hiçbir zaman bilemeyeceğim ama şunu içimin en derinlerinden hissederek söylüyorum ki sözcüklere tutkun insanlar her ne olursa olsun, mesafe tanımadan birbirini anlar.
bazı tahminler vardır bu sözleri neden söylediği ile ilgili ama kesin bir yargıya varmak asla mümkün olmamıştır. thoreau çok büyük bir yazardı, bir dahiydi ve söylediklerinin bir anlamı olmalı. ama sanırım bunların bir anlamı yoktu.
belki aklındaki bir şiirden parçalardı bu sözler. yazmayı planladığı ama zamana direnemediği için sadece o ışıltılı beyninde kalan parçalanmış bir dize. belki de ölüm anında gözlerinin önünden geçen hayatının bizim anlam veremediğimiz bir anı kırığı. belki rosebud gibi bir efsane idi.
sanırım gerçekten kelimeler bazı anlamlara gelmiyor. bazen birden çok anlama geliyor, bazense anlamları kişiden kişiye değişiyor. sözcüklerin gücüne her zaman inanmış ve ölene kadar da inanacak biri olarak gönül rahatlığıyla söylüyorum ki bu güce inanan insanlar birbirini nerede görseler tanırlar.
bazen sözcüklerin refakatinde huzur bulduğunuzda bir insanda anlattıklarınız ve dinledikleriniz omuza kondurulmuş rotasız bir öpücük olur. kullandığınız her sözcük için yazdığınız dipnotlar inatla bağımsızlık savaşı veren bir tel saçla yazılır.
henry david thoreau ne demek istedi hiçbir zaman bilemeyeceğim ama şunu içimin en derinlerinden hissederek söylüyorum ki sözcüklere tutkun insanlar her ne olursa olsun, mesafe tanımadan birbirini anlar.
devamını gör...
güne bir söz bırak
seni düşünmeyen, anlamak istemeyen, anlamamazlıktan gelen insanlara yön değil, yol vermelisin.
dostoyevski
dostoyevski
devamını gör...
gereksiz yere yapılan şeyler
özür dilemek kimi insan bunu hak etmiyor.
devamını gör...
herkes neden bu kadar ciddi sorunsalı
hayat ciddi, yazarlar ciddi olmuş çok mu? ha sizin dünya şeyinizde değilse onu bilemiyorum işte. insan yeri geldiği zaman geyik yapacak yeri geldiği zamanda da ciddi olacak. görüşüm bu şekildedir.
orta yolu bulanlara selam olsun ne diyeyim ki başka?
orta yolu bulanlara selam olsun ne diyeyim ki başka?
devamını gör...
porte
notaların bel kemiği olan,4 eşit aralık ve 5 paralel çizgiden oluşan şekildir.
devamını gör...
şiir yazmak
okuyan veya dinleyenden ziyade, yazanın yazarken duyguların doruğuna çıktığı anlatım biçimi.
devamını gör...