online listesindeki kırmızılı yazarlar
bir kafa sözlük politikası olaraktan hizmetçiler kırmızı giyerler. kırmızılı yazarları köleleriniz gibi düşünebilirsiniz arkadaşlar, kafa sözlük ne kadar aydın gibi görünse de eski fantezilere sahip rp düşkünü yöneticilere sahiptir. kırmızılı yazarları aşağılamayı, her işinizi yaptırıp azarlamayı deneyin, hemen hizaya geçerler ayağınıza kapanırlar. bu bir sözlük sürpriz yumurtasıdır. deneyin, ne dediğimi anlayacaksınız.
devamını gör...
sözlük radyosu yönetimi
yoldaş ve uykusuzkahve'nin "lan başlıcam şimdi radyosuna da, yayınına daaaa" diyerek okuduğu aynı konudan müzdarip 10'larca başlıktan biri daha.
arkadaş ne radyo sevdanız varmış, ya sanki oturup çalacakları tüm şarkıları kendileri yaratıyor, konuşacakları konuları senelerce araştırıyor, yayın yapacakları alet edevatı nikola tesla eşliğinde kendileri icat ediyor gibi bir havalar, bir muhabbetler, yayın olur "vay ölmüş anaaaam, benim hakkımı yediler uy uy uuuuy" diye ağıtlar.
kimi "ama onunki bold yazıldı, benimki italik bile diiildi" diye manas destanı yazar, offf!
ya yaptığınız herkesin net sayesinde elinin altında olan şarkı ve muhabbetleri, bilgileri yine herkes tarafından ulaşılabilecek bir platformdan sunmak işte? olan biten bu, başka bişi yok!
valla iyi sabır var bu radyo işiyle uğraşan insanlarda yemin ederim ya.
arkadaş ne radyo sevdanız varmış, ya sanki oturup çalacakları tüm şarkıları kendileri yaratıyor, konuşacakları konuları senelerce araştırıyor, yayın yapacakları alet edevatı nikola tesla eşliğinde kendileri icat ediyor gibi bir havalar, bir muhabbetler, yayın olur "vay ölmüş anaaaam, benim hakkımı yediler uy uy uuuuy" diye ağıtlar.
kimi "ama onunki bold yazıldı, benimki italik bile diiildi" diye manas destanı yazar, offf!
ya yaptığınız herkesin net sayesinde elinin altında olan şarkı ve muhabbetleri, bilgileri yine herkes tarafından ulaşılabilecek bir platformdan sunmak işte? olan biten bu, başka bişi yok!
valla iyi sabır var bu radyo işiyle uğraşan insanlarda yemin ederim ya.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
iyi bir insan olacağımıza dair söz verdiklerimiz gidince ne yapıyorduk? ben hiç çalışmadım buraya.
tam kırk gün oluyor bugün. seni görmeyeli, sesini duymayalı, mesajını almayalı. varlığıyla anlam bulduğun insanın varlığından bihaber olmak nedir, bunu bilir misin? bir zamanlar veya belki halen belki yüzyıl sonra da eline batan dikeni dünyanın en tehlikeli nesnesi sayan ben için elini kırk gün göremeyişimin derin sancısı nedir, ya bunu?
giden gitmiştir diye başlayan afili ve vurdumduymaz cümlelerle büyüdüm. gidenin benden de bin parça alıp götüreceğini bana söylememişlerdi. dönüp hangi parçamı nerde bıraktın acaba diye düşünüyorum. bin yolda bin parça bulsam ve yine şen kahkahalar atsam diye.
tam kırk gün oluyor bugün. ben artık asla ben olmayan biriyle yaşamaya alıştım sanıyorum artık. yalnız ve sadece bir nebze de olsa yokluğuna alışmak dilerdim. cehennemin öbür adı, dipsiz bir uçurum, bir gayya kuyusu. ne kadar kötü ne kadar korkunç ne kadar berbat şey varsa o şair gibi tuttum yokluğuna tamamladım.
tam kırk gün oluyor bugün. kırk gün geçince güzel şeyler yazacağım ve şen kahkahalarımı yeniden atacağım diye söz verdim kendime. ancak artık güzel şeylere ve şen kahkahalara kırk yıl daha erişemeyecek sanıyorum kendimi. giderken beni tüm güzel duygulardan uzakta bir köşede bırakacağını da söylemedin, buna da aşk olsun. tüm güzel şeylerle beraber yollardan bin parçamı alıp da aynı köşeye dönersen beni bulamayacaksın. o köşede artık bir boşluk var. günleri sayan bir boşluk. bugün kırkı bitirdi, birden farkı yok.
tam kırk gün oluyor bugün. seni görmeyeli, sesini duymayalı, mesajını almayalı. varlığıyla anlam bulduğun insanın varlığından bihaber olmak nedir, bunu bilir misin? bir zamanlar veya belki halen belki yüzyıl sonra da eline batan dikeni dünyanın en tehlikeli nesnesi sayan ben için elini kırk gün göremeyişimin derin sancısı nedir, ya bunu?
giden gitmiştir diye başlayan afili ve vurdumduymaz cümlelerle büyüdüm. gidenin benden de bin parça alıp götüreceğini bana söylememişlerdi. dönüp hangi parçamı nerde bıraktın acaba diye düşünüyorum. bin yolda bin parça bulsam ve yine şen kahkahalar atsam diye.
tam kırk gün oluyor bugün. ben artık asla ben olmayan biriyle yaşamaya alıştım sanıyorum artık. yalnız ve sadece bir nebze de olsa yokluğuna alışmak dilerdim. cehennemin öbür adı, dipsiz bir uçurum, bir gayya kuyusu. ne kadar kötü ne kadar korkunç ne kadar berbat şey varsa o şair gibi tuttum yokluğuna tamamladım.
tam kırk gün oluyor bugün. kırk gün geçince güzel şeyler yazacağım ve şen kahkahalarımı yeniden atacağım diye söz verdim kendime. ancak artık güzel şeylere ve şen kahkahalara kırk yıl daha erişemeyecek sanıyorum kendimi. giderken beni tüm güzel duygulardan uzakta bir köşede bırakacağını da söylemedin, buna da aşk olsun. tüm güzel şeylerle beraber yollardan bin parçamı alıp da aynı köşeye dönersen beni bulamayacaksın. o köşede artık bir boşluk var. günleri sayan bir boşluk. bugün kırkı bitirdi, birden farkı yok.
devamını gör...
bonnie and clyde
tam olarak romantize edildikleri an; 12 nisan günü bonni ve clayd'ında olduğu 5 suçlunun eller yukarı dışarı çıkın demesiyle başlıyor. müthiş bir çatışma çıkıyor. o sırada bonnie ve clayde kaçıyorlar. arkalarında ise banyo edilmemiş film ruloları ve aşk şiirleri bırakıyorlar. o andan itibaren gazete manşetlerini süslüyorlar.
''
''
130 kurşun atılarak, delik deşik olmuş çaldıkları araba, sahibi tarafında küçük bir servete satılmıştır. şu an nevada'da bir kumarhanede sergilenmektedir. ''
''
adli tabip, clyde'da 17 ve bonnie'de 26 giriş yarası olduğunu söyledi.
öldükleri araba şehir merkezine çekilince insanlar etrafını sararar cesetlerde hatıra almaya çalıştılar. kimisi kanlı elbiselerini, kimisi saçlarını yağmalıyordu. inanmayacaksınız belki ama barrow'un tetik parmağını kopartmaya çalışanlar bile vardı.
olaylardan sonra polis memuru prentiss oakley kanun kaçaklarına teslim olma imkanı verilmediği için pişmanlık duyduğunu ifade etmiştir.
şimdi bu aşıklar özellikle gemiyi azıya aldıktan sonra özellikle eyalet sınırlarında konaklıyor
neden?
çünkü; eyalet sınırı yasası var.
bu yasaya göre polisler görevli oldukları eyaletten, diğer eyalete geçemiyorlar. bu sebeple bizim aşıklar hep sınırlarda suç işliyorlar.
tabi sadece bonnie ve clyde değil...tüm suçlular aynı taktiği kullanıyor.
hal böyle olunca; banka soygunu, adam kaçırma gibi suçlar için ,eyalet sınırlarını geçerek yakalanabilmesine olanak sağlayan fbi kurulmuş oluyor.
''

130 kurşun atılarak, delik deşik olmuş çaldıkları araba, sahibi tarafında küçük bir servete satılmıştır. şu an nevada'da bir kumarhanede sergilenmektedir. ''

adli tabip, clyde'da 17 ve bonnie'de 26 giriş yarası olduğunu söyledi.
öldükleri araba şehir merkezine çekilince insanlar etrafını sararar cesetlerde hatıra almaya çalıştılar. kimisi kanlı elbiselerini, kimisi saçlarını yağmalıyordu. inanmayacaksınız belki ama barrow'un tetik parmağını kopartmaya çalışanlar bile vardı.
olaylardan sonra polis memuru prentiss oakley kanun kaçaklarına teslim olma imkanı verilmediği için pişmanlık duyduğunu ifade etmiştir.
şimdi bu aşıklar özellikle gemiyi azıya aldıktan sonra özellikle eyalet sınırlarında konaklıyor
neden?
çünkü; eyalet sınırı yasası var.
bu yasaya göre polisler görevli oldukları eyaletten, diğer eyalete geçemiyorlar. bu sebeple bizim aşıklar hep sınırlarda suç işliyorlar.
tabi sadece bonnie ve clyde değil...tüm suçlular aynı taktiği kullanıyor.
hal böyle olunca; banka soygunu, adam kaçırma gibi suçlar için ,eyalet sınırlarını geçerek yakalanabilmesine olanak sağlayan fbi kurulmuş oluyor.
devamını gör...
ezekiel 25:17
quentin tarantino' nun pulp fiction filminde samuel l. jackson'un repliği .
jackson' un müthiş aksanı ile dinlemesi bana büyük keyif veren şey.
"the path of the righteous man is beset on all sides by the inequities of the selfish and the tyranny of evil men. blessed is he who, in the name of charity and good will, shepherds the weak through the valley of the darkness. for he is truly his brother's keeper and the finder of lost children. and ı will strike down upon thee with great vengeance and furious anger those who attempt to poison and destroy my brothers. and you will know ı am the lord when ı lay my vengeance upon you."
furious anger kısmında furious kısmını uzatarak ağdalı bir şekilde fiuuuuuriyusss şeklinde söyleşini çok severim. ezekiel 25:17, eski ahitin bir pasajıdır, ancak quentin tarantino onu pulp fiction için yeniden yazmıştır. filmde üç ayrı yerde geçer. jules winnfield öldürmek üzere olduğu her insana bu dizeyi anlatır, çünkü kurbanlarına söylemenin soğukkanlı bir şey olacağını düşünmüştür.bunu da filmde bir yerde şöyle söyleyerek açıklar:
"...i been sayin' that shit for years. and if you ever heard it, it meant your ass. i never really questioned what it meant. i thought it was just a cold-blooded thing to say to a motherfucker 'fore you popped a cap in his ass..."
jackson' un müthiş aksanı ile dinlemesi bana büyük keyif veren şey.
"the path of the righteous man is beset on all sides by the inequities of the selfish and the tyranny of evil men. blessed is he who, in the name of charity and good will, shepherds the weak through the valley of the darkness. for he is truly his brother's keeper and the finder of lost children. and ı will strike down upon thee with great vengeance and furious anger those who attempt to poison and destroy my brothers. and you will know ı am the lord when ı lay my vengeance upon you."
furious anger kısmında furious kısmını uzatarak ağdalı bir şekilde fiuuuuuriyusss şeklinde söyleşini çok severim. ezekiel 25:17, eski ahitin bir pasajıdır, ancak quentin tarantino onu pulp fiction için yeniden yazmıştır. filmde üç ayrı yerde geçer. jules winnfield öldürmek üzere olduğu her insana bu dizeyi anlatır, çünkü kurbanlarına söylemenin soğukkanlı bir şey olacağını düşünmüştür.bunu da filmde bir yerde şöyle söyleyerek açıklar:
"...i been sayin' that shit for years. and if you ever heard it, it meant your ass. i never really questioned what it meant. i thought it was just a cold-blooded thing to say to a motherfucker 'fore you popped a cap in his ass..."
devamını gör...
ev ile iş arasının 3 dakika olması
hayat kalitesini artırır kesinlikle. günde en az 2 saat kazanır yoldan. onun dışında erken kalkmak zorunda kalmadığı için daha sağlıklı bi uyku çeker. kıskandım azıcık.
devamını gör...
gaz kaçağını çakmakla kontrol etmek
adrenalin yükseltmenin en ucuz ve kestirme yoludur.çok gereksizdir.
devamını gör...
babaya söylemek istenip de söylenemeyenler
görmek isteyebileceğin, gurur duyabileceğin bir adam oldum.
göremedin.
göremedin.
devamını gör...
tensör
hakkında onlarca tanım olan ama hepsi bir şekilde eksik kalan matematiksel nesne. yine de "n boyutlu sayı dizileri" şeklinde son derece eksik bir tanımla giriş yapabiliriz.
aslında tensörün tanımı, vektörlerin genelleştirilmiş hali gibi düşünülebilir. ancak her vektör bir tensörken, her tensör bir vektör değildir.
özellikle einstein denklemleri gibi konularda, yani modern fizikte karşımıza çıkabilecek olan tensör terimini, konuya ilgisi olan ama işin matematiği hakkında fazla bilgisi olmayan arkadaşlar için anlatmaya çalışalım. biraz ders niteliğinde ve çok uzun bir tanım olacak.
***
önce vektörün ne olduğunu bilmeyenler için bir şeyler yazalım. bilenler ama tensörün ne işe yaradığını, neden kullanıldığını bilmeyenler doğrudan son bölüme atlayabilirler.
vektörler, belirli büyüklükleri ve yönleri olan fiziksel niceliklerdir. bir ok ile sembolize edilirler. aşağıda a ve b vektörlerini görüyorsunuz:

görselin kaynağı
gördüğünüz gibi a ve b harflerinin üzerinde küçük birer ok var. bunlar, a ve b'nin birer vektör olduğunu göstermek için çizilir.
fizikte hız, kuvvet gibi bazı büyüklüklerin aynı zamanda yönleri de vardır. bu nedenle bunlar vektörlerle ifade edilir ve vektörel büyüklük olarak adlandırılırlar. örneğin sıcaklık kavramının herhangi bir yönü yoktur. "hava 29 derece" dersiniz ve olay biter. ancak bir arabanın saatte 100 km hız ile batı yönünde gittiğini yahut bir mıknatısın manyetik alanının bir kutuptan diğerine doğru olduğunu söyleyebilirsiniz. özetle vektörler, yönü olan nicelikler için kullanılırlar.
vektörleri, koordinat sistemi dediğimiz düzlemde gösteririz:

görselin kaynağı
gördüğünüz gibi bu, içinde yaşadığımız evren gibi 3 (ve hatta zamanla beraber 4) boyutlu değil. sadece 2 boyutlu bir gösterim: x ve y düzlemlerinden oluşuyor.
işte kartezyen koordinat sisteminde gösterilmiş olan bir k vektörü:

görselin kaynağı
***
şimdi gelelim bir vektörün izdüşümünün ne olduğuna. aşağıdaki resme bakalım:

görselin kaynağı
vektörlerin izdüşümleri, x ve y eksenlerine vektörün uç kısmından inilen dik çizgilerle bulunur. burada gördüğünüz a vektörünün x ekseni üzerindeki izdüşümü 2 birim. y ekseni üzerindeyse 5 birimlik bir izdüşümü var. bunu (2,5) şeklinde gösteririz matematikte. b için ise bu durum (5,3). görüleceği üzere parantez içine her zaman önce x, sonra y değeri yazılır.
***
şimdi işi biraz büyütelim ve x-y yerine x-y-z şeklinde 3 boyutlu bir düzlem düşünelim. artık manzara şuna dönüştü:

görselin kaynağı
bunun 2 boyuttan tek farkı z ekseninin varlığı. yine aynı şekilde, herhangi bir vektörün eksenler üzerindeki izdüşüm değerlerini x, y, z sıralaması ile (2,7,6) şeklinde 3 harf ile gösterebiliriz. vektörlerin eksenler üzerindeki izdüşümlerine, o vektörün bileşenleri denildiğini de burada belirtelim.
tam burada devreye başka bir bilgi sokalım. bilgiyi şimdi ekliyorum ama aslında bu 2 boyut da dahil olmak üzere tüm boyutlar için geçerli. vektörlerin x, y, z ve varsa diğer boyutlardaki bileşenlerini vektörü temsil eden harfin sağ alt kısmına ufak şekilde, eksenin ismini yazarak gösterebiliyoruz ki buna alt indis de deniyor. şöyle:

görselin kaynağı
yukarıdaki görselde ax = 4 dediğimiz şey "a vektörünün x ekseni üzerindeki izdüşümü (ya da x bileşeni) 4'e eşittir" anlamına gelir.
şimdi yine yeni bir bilgi geliyor; bu a vektörünün, tüm eksenler üzerindeki izdüşümlerinin sadece 1'er birim olduğunu hayal edin. yani:
ax = 1
ay = 1
az = 1
bunlara birim vektör denir. özel bir gösterimleri vardır:

görselin kaynağı
gördüğünüz şapkalı i, j ve k harfleri birim vektörleri temsil eder.
***
buraya kadar anlattığım olaylarda koordinat sisteminin uzaydaki yönelimi tamamen bizim seçimimize bağlı olarak değişebilir. hatta birim vektörlerin uzunluğunu bile 1 birimden farklı olarak seçip yepyeni bir koordinat sistemi tanımlayabiliriz.
şöyle düşünelim; koordinat sistemiyle ilgili koyduğum ilk resimde x ekseni yatay, y ekseni dikeydi. bunun tam tersini kabul edebilirim. yahut eksenleri, karşıdan bakıldığında tam yatay ve dikey değil, biraz döndürerek açılı olarak seçebilirim. örneğin aşağıdaki sistemleri incelerseniz, eksenlerin her sistemde farklı yöne doğru yöneldiğini görebilirsiniz. kimisinde z aşağıya doğru örneğin, kimisinde yukarıya doğru vs...

görselin kaynağı
böylece aynı vektörü bambaşka şekillerde tanımlayabiliriz.
bu durumda karşımıza bir sorun çıkıyor: bir vektörle sembolize ettiğimiz herhangi bir nicelik sabit olsa da, seçilen sisteme bağlı olarak koordinatlar ve vektörel bileşimler herkese göre değişebilir. bu durum hesaplamalarda sorun çıkarabilir. işte tensörün işe yaradığı yer burasıdır: vektörlerin ve bileşenlerinin, tüm referans sistemlerindeki gözlemciler için aynı şekilde anlaşılmasının yolunu açar. vektör - vektör ilişkilerini, skaler (yönsüz büyüklük) - skaler ilişkilerini ve hatta diğer tensörlerle olan ilişkileri ifade etmekte kullanılır. genel göreliliğin matematiğini ve evreni anlamak için tensörleri anlamak şarttır.
skaler dediğimiz düz sayılar, 0. mertebeden tensörlerdir. vektörler 1. mertebeden, matrisler 2. mertebeden tensörlerken, daha büyük boyutlu sayı dizileri 3. mertebeden tensörler olarak kabul edilirler.

görselin kaynağı
not: konu bütünlüğü olması açısından tanımın ilgili kısmını vektör başlığına girmek yerine buraya yazmayı tercih ettim.
aslında tensörün tanımı, vektörlerin genelleştirilmiş hali gibi düşünülebilir. ancak her vektör bir tensörken, her tensör bir vektör değildir.
özellikle einstein denklemleri gibi konularda, yani modern fizikte karşımıza çıkabilecek olan tensör terimini, konuya ilgisi olan ama işin matematiği hakkında fazla bilgisi olmayan arkadaşlar için anlatmaya çalışalım. biraz ders niteliğinde ve çok uzun bir tanım olacak.
***
önce vektörün ne olduğunu bilmeyenler için bir şeyler yazalım. bilenler ama tensörün ne işe yaradığını, neden kullanıldığını bilmeyenler doğrudan son bölüme atlayabilirler.
vektörler, belirli büyüklükleri ve yönleri olan fiziksel niceliklerdir. bir ok ile sembolize edilirler. aşağıda a ve b vektörlerini görüyorsunuz:

görselin kaynağı
gördüğünüz gibi a ve b harflerinin üzerinde küçük birer ok var. bunlar, a ve b'nin birer vektör olduğunu göstermek için çizilir.
fizikte hız, kuvvet gibi bazı büyüklüklerin aynı zamanda yönleri de vardır. bu nedenle bunlar vektörlerle ifade edilir ve vektörel büyüklük olarak adlandırılırlar. örneğin sıcaklık kavramının herhangi bir yönü yoktur. "hava 29 derece" dersiniz ve olay biter. ancak bir arabanın saatte 100 km hız ile batı yönünde gittiğini yahut bir mıknatısın manyetik alanının bir kutuptan diğerine doğru olduğunu söyleyebilirsiniz. özetle vektörler, yönü olan nicelikler için kullanılırlar.
vektörleri, koordinat sistemi dediğimiz düzlemde gösteririz:

görselin kaynağı
gördüğünüz gibi bu, içinde yaşadığımız evren gibi 3 (ve hatta zamanla beraber 4) boyutlu değil. sadece 2 boyutlu bir gösterim: x ve y düzlemlerinden oluşuyor.
işte kartezyen koordinat sisteminde gösterilmiş olan bir k vektörü:

görselin kaynağı
***
şimdi gelelim bir vektörün izdüşümünün ne olduğuna. aşağıdaki resme bakalım:

görselin kaynağı
vektörlerin izdüşümleri, x ve y eksenlerine vektörün uç kısmından inilen dik çizgilerle bulunur. burada gördüğünüz a vektörünün x ekseni üzerindeki izdüşümü 2 birim. y ekseni üzerindeyse 5 birimlik bir izdüşümü var. bunu (2,5) şeklinde gösteririz matematikte. b için ise bu durum (5,3). görüleceği üzere parantez içine her zaman önce x, sonra y değeri yazılır.
***
şimdi işi biraz büyütelim ve x-y yerine x-y-z şeklinde 3 boyutlu bir düzlem düşünelim. artık manzara şuna dönüştü:

görselin kaynağı
bunun 2 boyuttan tek farkı z ekseninin varlığı. yine aynı şekilde, herhangi bir vektörün eksenler üzerindeki izdüşüm değerlerini x, y, z sıralaması ile (2,7,6) şeklinde 3 harf ile gösterebiliriz. vektörlerin eksenler üzerindeki izdüşümlerine, o vektörün bileşenleri denildiğini de burada belirtelim.
tam burada devreye başka bir bilgi sokalım. bilgiyi şimdi ekliyorum ama aslında bu 2 boyut da dahil olmak üzere tüm boyutlar için geçerli. vektörlerin x, y, z ve varsa diğer boyutlardaki bileşenlerini vektörü temsil eden harfin sağ alt kısmına ufak şekilde, eksenin ismini yazarak gösterebiliyoruz ki buna alt indis de deniyor. şöyle:

görselin kaynağı
yukarıdaki görselde ax = 4 dediğimiz şey "a vektörünün x ekseni üzerindeki izdüşümü (ya da x bileşeni) 4'e eşittir" anlamına gelir.
şimdi yine yeni bir bilgi geliyor; bu a vektörünün, tüm eksenler üzerindeki izdüşümlerinin sadece 1'er birim olduğunu hayal edin. yani:
ax = 1
ay = 1
az = 1
bunlara birim vektör denir. özel bir gösterimleri vardır:

görselin kaynağı
gördüğünüz şapkalı i, j ve k harfleri birim vektörleri temsil eder.
***
buraya kadar anlattığım olaylarda koordinat sisteminin uzaydaki yönelimi tamamen bizim seçimimize bağlı olarak değişebilir. hatta birim vektörlerin uzunluğunu bile 1 birimden farklı olarak seçip yepyeni bir koordinat sistemi tanımlayabiliriz.
şöyle düşünelim; koordinat sistemiyle ilgili koyduğum ilk resimde x ekseni yatay, y ekseni dikeydi. bunun tam tersini kabul edebilirim. yahut eksenleri, karşıdan bakıldığında tam yatay ve dikey değil, biraz döndürerek açılı olarak seçebilirim. örneğin aşağıdaki sistemleri incelerseniz, eksenlerin her sistemde farklı yöne doğru yöneldiğini görebilirsiniz. kimisinde z aşağıya doğru örneğin, kimisinde yukarıya doğru vs...

görselin kaynağı
böylece aynı vektörü bambaşka şekillerde tanımlayabiliriz.
bu durumda karşımıza bir sorun çıkıyor: bir vektörle sembolize ettiğimiz herhangi bir nicelik sabit olsa da, seçilen sisteme bağlı olarak koordinatlar ve vektörel bileşimler herkese göre değişebilir. bu durum hesaplamalarda sorun çıkarabilir. işte tensörün işe yaradığı yer burasıdır: vektörlerin ve bileşenlerinin, tüm referans sistemlerindeki gözlemciler için aynı şekilde anlaşılmasının yolunu açar. vektör - vektör ilişkilerini, skaler (yönsüz büyüklük) - skaler ilişkilerini ve hatta diğer tensörlerle olan ilişkileri ifade etmekte kullanılır. genel göreliliğin matematiğini ve evreni anlamak için tensörleri anlamak şarttır.
skaler dediğimiz düz sayılar, 0. mertebeden tensörlerdir. vektörler 1. mertebeden, matrisler 2. mertebeden tensörlerken, daha büyük boyutlu sayı dizileri 3. mertebeden tensörler olarak kabul edilirler.

görselin kaynağı
not: konu bütünlüğü olması açısından tanımın ilgili kısmını vektör başlığına girmek yerine buraya yazmayı tercih ettim.
devamını gör...
death clock
19 ocak 2057'de öleceğimi öğrendiğim moral veren site.son 36 yılımı en iyi şekilde değerlendirmeliyim.
www.deathclock.com/
www.deathclock.com/
devamını gör...
gecesi gündüzüne karışan yazarlar
an itibariyle olandır. birazdan hava aydınlanacak ve durumu çözecek.
devamını gör...
celal şengör
nobel alsa rahatlayacak bilim insanı.
ben kendisini az çok anlayabiliyorum. neden böyle kibirli olduğunu... siz bu adam gibi olsanız sanırım çoktan intihar ederdiniz belki de.
öyle bir adam düşünün ki daha öğrenciyken kendisine ofis tahsis ediliyor, hayvani sayıda yayın yaptığı için. hatta okulun öğrencileri isyan ediyor kıskançlıktan. sonra da bu öğrencilere "siz de bu kadar yayın size de ofis tahsis edelim" diyorlar, konu orada kapanıyor.
şimdi böyle elit bir adam ne ister? çok kişi tarafından bilinmek, el üstünde tutulmak ister. "ben bilim için yapıyorum bunları hacı, el üstünde tutulmaya ihtiyacım yok" diyen adam yalan söylüyordur. insanız hepimiz, melek gibi duygulardan arındırılmış değiliz. elbette ki devreye ego girecek. örneğin çok başarılı gitaristler kendilerini tanrı olarak görür hepsi de "biz müziği seviyoruz, şan şöhret umurumuzda değil" dese de alttan alttan aslında kendilerini tanrı olarak gördüklerini de davranışlarıyla yansıtırlar. ritchie blackmore'u bilen dediklerimi anlamıştır zaten.
peki dünyadaki en elit ödül nedir? nobel.
itiraz edenler, "ama bilimdeki tek ödül o değil" diyenler olacaktır. ama bir düşünün nobel ödüllü bir fizikçi mi daha bir havalıdır yoksa adı sanı duyulmamış (halk tarafından elbette, yoksa bilimle uğraşanlar bilir bu ödüllerin anlamını) bir ödülü alan insan mı?
kısıtlı bir psikoloji bilgimle bu adamın içten içe nobel alan türk bilim insanlarını da kıskandığını düşünüyorum. "neden bir aziz sancar olamadım" diye içten içe üzülüyordur eminim.
neyse celalcim, kendine çok iyi bakıyorsun; öpüyorsun. hayvani bir kafan var, çok da takma her şeyi.
ben kendisini az çok anlayabiliyorum. neden böyle kibirli olduğunu... siz bu adam gibi olsanız sanırım çoktan intihar ederdiniz belki de.
öyle bir adam düşünün ki daha öğrenciyken kendisine ofis tahsis ediliyor, hayvani sayıda yayın yaptığı için. hatta okulun öğrencileri isyan ediyor kıskançlıktan. sonra da bu öğrencilere "siz de bu kadar yayın size de ofis tahsis edelim" diyorlar, konu orada kapanıyor.
şimdi böyle elit bir adam ne ister? çok kişi tarafından bilinmek, el üstünde tutulmak ister. "ben bilim için yapıyorum bunları hacı, el üstünde tutulmaya ihtiyacım yok" diyen adam yalan söylüyordur. insanız hepimiz, melek gibi duygulardan arındırılmış değiliz. elbette ki devreye ego girecek. örneğin çok başarılı gitaristler kendilerini tanrı olarak görür hepsi de "biz müziği seviyoruz, şan şöhret umurumuzda değil" dese de alttan alttan aslında kendilerini tanrı olarak gördüklerini de davranışlarıyla yansıtırlar. ritchie blackmore'u bilen dediklerimi anlamıştır zaten.
peki dünyadaki en elit ödül nedir? nobel.
itiraz edenler, "ama bilimdeki tek ödül o değil" diyenler olacaktır. ama bir düşünün nobel ödüllü bir fizikçi mi daha bir havalıdır yoksa adı sanı duyulmamış (halk tarafından elbette, yoksa bilimle uğraşanlar bilir bu ödüllerin anlamını) bir ödülü alan insan mı?
kısıtlı bir psikoloji bilgimle bu adamın içten içe nobel alan türk bilim insanlarını da kıskandığını düşünüyorum. "neden bir aziz sancar olamadım" diye içten içe üzülüyordur eminim.
neyse celalcim, kendine çok iyi bakıyorsun; öpüyorsun. hayvani bir kafan var, çok da takma her şeyi.
devamını gör...
okuduğu kitaptaki cümlelerin altını çizen tip
şebnem ferah dinleyenlerin cinsel açıdan deneyimsiz olabileceğini düşünmeyecek kadar okuduğundan verim alanlardır.
kitap okurken elimde bir kurşunkalem olur muhakkak. çizerim, notlar alırım çünkü kitap benim.
kütüphaneden ödünç alıp okuyorsanız çizmeyin tabii.
kitap okurken elimde bir kurşunkalem olur muhakkak. çizerim, notlar alırım çünkü kitap benim.
kütüphaneden ödünç alıp okuyorsanız çizmeyin tabii.
devamını gör...
iğrenç espriler
ığdır'ın ilk harfi ığdır.
devamını gör...
kadında olması gereken kalça altın oranı
(bkz: derdini seveyim)
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
çocukların büyüme yaşları küçüldü mü yoksa benim kardeşim mi yetişkin insan gibi konuşuyor bilmiyorum ama 10 yaşındaki kardeşimle hep hayatın gerçekleri üzerine muhabbet ediyoruz. en son dolar kuru neye göre belirleniyor diye sormuştu.
devamını gör...
flutter
(flatter) inspirasyon ve ekspirasyon esnasında mediasten adlı göğüs boşluğunun sağa ve sola hareketidir. buna 'mediastinal flutter' denilir. açık pnömotoraks ve yelken göğüste karşılaşılır.
devamını gör...
zemin sıvılaşması
devamını gör...