deli vahit
mozart'ın en büyük şansı üstadla aynı döneme denk gelmemiş olmasıdır.
devamını gör...
nörotransmitter madde
sinir hucreleri arasında ve sinir hücreleri ile tepki organı arasında iletişimi düzenleyen maddeler.
bu maddeleri düzenli olarak üretip salgiliyoruz, bir kısmınıni işi bitince parcaliyoruz bir kısmını tekrar kullanıyoruz. serotonin, dopamin, histamin, noradrenalin gibi.
vücudumuza aldığımız legal veya illegal bazı maddeler (nikotin, kafein, crack, lsd, ot) bu maddeleri taklit edebilir (izomeri olabilir) ya da nörotransmitterin iki sinir hücresi arası boşlukta uzun süre kalmasina, hücreye geri dönmemesine neden olur.
kokoda olduğu gibi.
crack halini yakıp dumanını çekersen 8 saniye içinde bir süreligine yollar hep otoban oluyor.
upload download hızı süper oluyor.
bu durum tatli geliyor kuvvetli bağımlılık yapıyor.
sonra bağlantı 16kb/s düşünce sinirleniyorsun, ekrani yumruklayasin geliyor vs.
ayrıca neurotransmitter bir carbon based lifeforms şarkısı.
2003 yılında çıkmış.
albüm: hydroponic garden
downtempo, psybient, ambient sevenlere.
bu maddeleri düzenli olarak üretip salgiliyoruz, bir kısmınıni işi bitince parcaliyoruz bir kısmını tekrar kullanıyoruz. serotonin, dopamin, histamin, noradrenalin gibi.
vücudumuza aldığımız legal veya illegal bazı maddeler (nikotin, kafein, crack, lsd, ot) bu maddeleri taklit edebilir (izomeri olabilir) ya da nörotransmitterin iki sinir hücresi arası boşlukta uzun süre kalmasina, hücreye geri dönmemesine neden olur.
kokoda olduğu gibi.
crack halini yakıp dumanını çekersen 8 saniye içinde bir süreligine yollar hep otoban oluyor.
upload download hızı süper oluyor.
bu durum tatli geliyor kuvvetli bağımlılık yapıyor.
sonra bağlantı 16kb/s düşünce sinirleniyorsun, ekrani yumruklayasin geliyor vs.
ayrıca neurotransmitter bir carbon based lifeforms şarkısı.
2003 yılında çıkmış.
albüm: hydroponic garden
downtempo, psybient, ambient sevenlere.
devamını gör...
bitmeyen kavga
steinbeck'in karakterlere ruh üflediği bir eseri daha. ne yazık ki geri planda kalmış ve olması gereken yere ulaşamamıştır. iyi gözlemler, gerçekçi karakterler meydana getirir ve bir karakter ne kadar gerçekçi olursa okuyucuya o kadar ulaşabilir. işte, steinbeck bunu bir adım öteye taşıyarak karakterleri canlandırmış ve okuyucunun, kendisini romanda yer alan bir karakter gibi hissetmesini sağlamıştır. karmaşadan ve kelime oyunlarından uzak, tamamen gerçek bir zeminde ilerliyor ana hikaye. okuyucuyu düşündürmek üzerine yazıldığına inanıyorum çünkü okurken iç dünyanızda bir tartışma çıkmaması mümkün olmuyor.
"hakikatte bütün kitaplar sayfaları doldurmak için yazılır."
işte steinbeck tam olarak bu düşünceye sert bir darbe indiriyor. mevcut şartlar altında bir mücadele bu kadar güzel anlatılabilir diyerek size bir kaç alıntı bırakıyorum. ek olarak, orijinal dilde okunması taraftarı olsam bile tuncay gökmen çevirisi oldukça başarılı.
--- alıntı ---
ıt seems to me that man has engaged in a blind and fearful struggle out of a past he can't remember, into a future he can't foresee nor understand. and man has met and defeated every obstacle, every enemy except one. he cannot win over himself. how mankind hates himself.
--- alıntı ---
"hakikatte bütün kitaplar sayfaları doldurmak için yazılır."
işte steinbeck tam olarak bu düşünceye sert bir darbe indiriyor. mevcut şartlar altında bir mücadele bu kadar güzel anlatılabilir diyerek size bir kaç alıntı bırakıyorum. ek olarak, orijinal dilde okunması taraftarı olsam bile tuncay gökmen çevirisi oldukça başarılı.
--- alıntı ---
ıt seems to me that man has engaged in a blind and fearful struggle out of a past he can't remember, into a future he can't foresee nor understand. and man has met and defeated every obstacle, every enemy except one. he cannot win over himself. how mankind hates himself.
--- alıntı ---
devamını gör...
insanoğlunun doyumsuz olması
her anlamda doyumsuz olma durumudur. ilişkiler, eşyalar hep daha fazlasını istemek daha iyisini, daha güzelini. aldığı eşyalar ile koluna taktığı erkek/kadın farketmeksizin kendine yeni bir kimlik aldığını ve diğer insanlar tarafından daha cok saygı göreceğini düşünen kişilerdir. eşlerini aldatanlar, sevgililerini aldatıp flörtlerinin sayısını bilemeyecek insanlardır gözümde. doyumsuz olmanın verdiği bu rahatsızlığı yapay ve anlamsız şeylerle ilişkilendirip o şekilde kendini mutlu etmeye çalışırlar.
devamını gör...
kötü ilişki vs yalnızlık
benim için her zaman yalnızlık kötü bi ilişkiden daha iyi ve tercih edilesi bi şeydir çünkü size fiziksel ya da psikolojik olarak zarar veren bi ilişki içerisindeyseniz durum ne olursa olsun ilk başta düzeltmeye çalışmanız ama olmuyorsa da iki tarafı da yıpratmamak adına ayrılmanız daha doğru bi karar olur. ayrıca sevgiliniz olmadığında hayatınızda yalnız olduğunu düşünmeniz de yanlış bi durum bence. sonuçta sevgiliniz olmasa bile aileniz ve arkadaşlarınız yine de varlar ve hep olacaklar. yani bana göre ilişki içindeki iki insanın da iyiliği ve mutluluğu için size kötü gelen, sizi yıpratan ya da üzen bi ilişkiyi bitirmek en doğru karar olur.
devamını gör...
2021'de kaos günleri kapıda
gumbur gumbur gelen krizin ta kendisidir. sadece 2021'i kapsayacak bir krizde degil bu arada, her sene bir oncekinden daha da kuvvetli bir sekilde aciga cikacak olan bir krizdir. malesef onlenebilecek boyutu coktan gecmis durumda. bu is sanilandan cok tehlikeli sorunlara yol acabilir. dunya genelinde sadece su sikintisi yasanmasinin otesinde, bir de gida kitligi da yasanabiir. suan itibariyle alinabilecek tedbirlere deginecek olursak eger; bireysel su tasarruflari, nufus kontrolu, temiz enerji uretimine gecis, tarim ve sulama alaninda yeni teknolojilerin kullanimi, su aritma, dezenfekte etme ve alt yapi kurma gibi tedbirlerle suyun tuketimi konusunda ileri duzeyde farklilik yaratilabilir...
devamını gör...
united colors of benetton
trabzon'un en lüks caddesinde kocaman bir mağazası vardı. yanında da tifany&tomato vardı. benetton'a bakar bakar, tifany&tomato'dan kombin yapar çıkardık. çok pahalı idi. sene 90ların ortası. şimdi hiç ilgimi çekmiyor. o kadar çok marka var ki.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük.
günaydın istanbul,
ılık havanı, denizini özlemişim valla.
beni özle ankara
sabah soğuğunla canımı yakamayacaksın
gönlünüze göre bir gün olsun.
mis gibi olanından.
tatili değerlendirin
her tatil değerlendirilmeyi hak eder.
günaydın istanbul,
ılık havanı, denizini özlemişim valla.
beni özle ankara
sabah soğuğunla canımı yakamayacaksın
gönlünüze göre bir gün olsun.
mis gibi olanından.
tatili değerlendirin
her tatil değerlendirilmeyi hak eder.
devamını gör...
ekmek 10 lira olsa olacaklar
a haber: ekmeğin obeziteye neden olduğu ortaya çıktı. ekmek yemeyin. (ardından da mehter marşı çalınır.)
devamını gör...
kedi fobisi
arkadaşlarımın hepsi korkuyor. oturduğumuz kafede kedi gelince hepsi masanın üstüne çıkıyor. utanıyorum artık bunlardan. ben de kediyi kucağıma alıp onları seyrediyorum.
devamını gör...
1 haziran 2021 doğalgaz zammı
zam değil de kullandığımız doğalgaz daha da değerlendi diyelim.
devamını gör...
yoldaş benjamin franklin'in açtığı başlık
gayet normaldir. fatih terim'in bile maaşlı eleman olarak adlandırılıdığı yerde ki haklıdır böyle adlandırılması gayet normaldir. o maaşlı elemandır. sen de sözlüğün gönüllü elemanısın. ayrıca ne amaçla yazdığını bilemem ama art niyetli olduğu kanısında da değilim.
cumhurbaşkanı örneği verilmiş ama sap ile saman karışmış orada biraz. cumhurbaşkanı bana kendi vatandaşım diyemez zira ben türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım ve ben ya da benim gibi türkiye cumhuriyeti vatandaşları seçerek onu oraya getirdi.
ama patronum bana pek tabii işçim diyebilir. zira onun işletmesinde para karşılığı çalışıyorum. hiçbir zorunluluğum yok orada çalışmakla ilgili ve onun da beni çalıştırmakla ilgili.
ekleme: örnek verince kendimizi işçi gördüğümüzü düşünen tipler verdikleri örnekle yoldaş'ı da cumhurbaşkanı diye hayal edip diğer insanları yermek için kullandıkları kraldan çok kralcı olmuyorlar ellaam. * kimsenin işçisi de değilim savunucusu da. yoldaş'a da "şey" edecek bir durumum yok. ama sizdeki bu alınganlık hayret ettiriyor insana. takılmayın bu kadar ya hu.
cumhurbaşkanı örneği verilmiş ama sap ile saman karışmış orada biraz. cumhurbaşkanı bana kendi vatandaşım diyemez zira ben türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım ve ben ya da benim gibi türkiye cumhuriyeti vatandaşları seçerek onu oraya getirdi.
ama patronum bana pek tabii işçim diyebilir. zira onun işletmesinde para karşılığı çalışıyorum. hiçbir zorunluluğum yok orada çalışmakla ilgili ve onun da beni çalıştırmakla ilgili.
ekleme: örnek verince kendimizi işçi gördüğümüzü düşünen tipler verdikleri örnekle yoldaş'ı da cumhurbaşkanı diye hayal edip diğer insanları yermek için kullandıkları kraldan çok kralcı olmuyorlar ellaam. * kimsenin işçisi de değilim savunucusu da. yoldaş'a da "şey" edecek bir durumum yok. ama sizdeki bu alınganlık hayret ettiriyor insana. takılmayın bu kadar ya hu.
devamını gör...
meriçlerin tüm erkek yazarları engelleme ihtimali
(bkz: samanlıkta iğne aramak)
(bkz: saman altından su yürütmek)
(bkz: sakla samanı gelir zamanı)
meriçler ve samanlık...
(bkz: saman altından su yürütmek)
(bkz: sakla samanı gelir zamanı)
meriçler ve samanlık...
devamını gör...
denize düşen yılana sarılır
evdeki yabancı diye bir dizi vardı,çok severdim,jenerik müziğinde var olan atasözü.
devamını gör...
normal sözlük web view
gerekir. twitter'dan giriyorum hoş değil
devamını gör...
kitap sayfalarını ayraç niyetine katlayan insan
benimdir. kitap okumayı çok seven ve kitaplara değer veren biriyim ancak yukarıda yapılan edebiyatı anlayamadım pek. neymiş efendim kitaba saygım yokmuş; kitap katiliymişim, hapse atılmam gerekiyormuş. etkilendim. siz kitabın ciltlerini öperek, aman çizilmesin aman kırışmasın diyerek kitaba değer veriyor olabilirsiniz ama benim etkilendiğim şey maalesef bu değil, kitabın bana ne kattığıyla daha çok alakadar olmayı tercih ediyorum. hem yıpransın, tozlansın, ucu da biraz bükülüversin ne olacak? çok takılmayın böyle şeylere. bu yaptığınızın insanları kıyafetlerine göre yargılamaktan bir farkı yok.
devamını gör...
androklus
çok delikanlı bir abimizdir. tek derdi hak, hukuk adalet kovalamak olmuş. afrika'da kölesi olduğu validen kaçıp, roma imparatorluğunun başkentine doğru yol almış. peki amacı neymiş? sezar'la görüşmek. umuyormuş ki, sezar'la görüşürse bu işleri düzeltecek, zorba valinin yediği herzeleri burnundan getirecek. firarı başarılı olmuş ama sezar'la görüşme işi biraz çetrefilli bir hal almış. valinin adamlarından dere, tepe, çöl, bayır kaçacağım derken tabiri caizse imanı gevremiş. sonrada yakalanıp, başkentte isyankarlık suçlaması ile damnatio ad
bestias yani aslanların önüne atılarak öldürülme cezasına çarptırılmış. garibim hak hukuk adalet derken, kendisini arenanın ortasında buluvermiş. kendisine ulaşabilmek için 3846 takla attığı sezar'da arenadaymış bu esnada. işin daha ironik kısmı ise aslanların kaldığı bölmenin kapısı sezar'ın emri ile açılmış. bahtsız eskimo'yu kutupta aslan yakalar misali bir durum işte.
neyse efendim androklus dehlizden çıkan aslanı görünce titreyerek üç kulhü bir elham okumaya başlamış. yalnız aslan'da aslan ha! arena'da bulunan aslanların takriben iki katı. zebellah gibi bir şey. yeleleri ahenkle dans ediyor, gözleri delici bir şekilde parlıyormuş. aslan, androklus'a doğru ilerlemeye başlayınca, seyirciler feryat figan bağrışlarla birazdan dökülecek olan kanı ve sergilenecek olan vahşeti kutlamaya başlamış bile. yalnız aslanda bir enteresanlık varmış. bizim hacı androklus'a doğru ağır ağır ilerliyormuş. en nihayetinde adamın yanına vardığında, adamı sadece kafası ile dürttükten sonra, ellerini, yüzünü yalamaya başlamış. seyirciler şaşkınlık içerisinde. sezar şokta. var bu işte bir çapanoğlu demiş ve köleyi yanına çağırtmış; ''anlat hele bakalım nedir bu mevzunun aslı astarı, bu aslan kankasını görmüş gibi niye sarıldı sana ? nedir bu ponçikliğin sırrı? yoksa nickaltı yalakalığı mı yapıyorsunuz?'' demiş.
zaten bütün amacı sezar'a derdini anlatmak olan hacı androklus'u durdurabilene aşk olsun! validen, haksızlıklardan, kaçışından her şeyden bahsetmiş sezara. kaçış esnasında soluklanmak için bir mağaraya sığındığını, kendisinden sonra o mağaraya bir aslanın geldiğini, üç kulhü bir elham okuyup, kendini yere bırakacağı sırada, aslanın önüne düşüp, yığılıp kaldığından bahsetmiş. meğer aslan yaralıymış. pençesi'ne delici ve kesici alet girmiş. bizim hacı da, aslanı tedavi edip iyileştirmiş. sezar hacının anlattığı öyküden çok etkilenmiş. başkentin sokaklarında anlattırmış hikâyeyi, tüm halk duysun istemiş. bizim hacıyı da azat etmiş. halk ''yaşasın özgür androklus!'' diye inletmiş sokakları. bu hikâyede burada bitmiş...
ha spartaküs kadar sansasyonel bir hikâyesi olmasa da, hacının özgürlük hikâyesi de fena değildir. tabi vali'ye ne olmuş o kısım muamma. ama aslanını yanına almış diyorlar. iyi de yapmış. boşuna dememişler iyilik yap denize at diye. aslan'da olsa kıymetini biliyor. yalnız insan konusunda çekincelerim var. tabi o bambaşka bir mevzu. hayvanlara karşı lütufkar olunuz. insan konusu sizin bileceğiniz iş...
bestias yani aslanların önüne atılarak öldürülme cezasına çarptırılmış. garibim hak hukuk adalet derken, kendisini arenanın ortasında buluvermiş. kendisine ulaşabilmek için 3846 takla attığı sezar'da arenadaymış bu esnada. işin daha ironik kısmı ise aslanların kaldığı bölmenin kapısı sezar'ın emri ile açılmış. bahtsız eskimo'yu kutupta aslan yakalar misali bir durum işte.
neyse efendim androklus dehlizden çıkan aslanı görünce titreyerek üç kulhü bir elham okumaya başlamış. yalnız aslan'da aslan ha! arena'da bulunan aslanların takriben iki katı. zebellah gibi bir şey. yeleleri ahenkle dans ediyor, gözleri delici bir şekilde parlıyormuş. aslan, androklus'a doğru ilerlemeye başlayınca, seyirciler feryat figan bağrışlarla birazdan dökülecek olan kanı ve sergilenecek olan vahşeti kutlamaya başlamış bile. yalnız aslanda bir enteresanlık varmış. bizim hacı androklus'a doğru ağır ağır ilerliyormuş. en nihayetinde adamın yanına vardığında, adamı sadece kafası ile dürttükten sonra, ellerini, yüzünü yalamaya başlamış. seyirciler şaşkınlık içerisinde. sezar şokta. var bu işte bir çapanoğlu demiş ve köleyi yanına çağırtmış; ''anlat hele bakalım nedir bu mevzunun aslı astarı, bu aslan kankasını görmüş gibi niye sarıldı sana ? nedir bu ponçikliğin sırrı? yoksa nickaltı yalakalığı mı yapıyorsunuz?'' demiş.
zaten bütün amacı sezar'a derdini anlatmak olan hacı androklus'u durdurabilene aşk olsun! validen, haksızlıklardan, kaçışından her şeyden bahsetmiş sezara. kaçış esnasında soluklanmak için bir mağaraya sığındığını, kendisinden sonra o mağaraya bir aslanın geldiğini, üç kulhü bir elham okuyup, kendini yere bırakacağı sırada, aslanın önüne düşüp, yığılıp kaldığından bahsetmiş. meğer aslan yaralıymış. pençesi'ne delici ve kesici alet girmiş. bizim hacı da, aslanı tedavi edip iyileştirmiş. sezar hacının anlattığı öyküden çok etkilenmiş. başkentin sokaklarında anlattırmış hikâyeyi, tüm halk duysun istemiş. bizim hacıyı da azat etmiş. halk ''yaşasın özgür androklus!'' diye inletmiş sokakları. bu hikâyede burada bitmiş...
ha spartaküs kadar sansasyonel bir hikâyesi olmasa da, hacının özgürlük hikâyesi de fena değildir. tabi vali'ye ne olmuş o kısım muamma. ama aslanını yanına almış diyorlar. iyi de yapmış. boşuna dememişler iyilik yap denize at diye. aslan'da olsa kıymetini biliyor. yalnız insan konusunda çekincelerim var. tabi o bambaşka bir mevzu. hayvanlara karşı lütufkar olunuz. insan konusu sizin bileceğiniz iş...
devamını gör...
bir insanın kendisine yapabileceği en büyük kötülük
çoğu zaman gerçekten ne istediğimizi önemsemiyoruz; kendimize yaptığımız en büyük kötülük bu olsa gerek.
devamını gör...
zeytinyağı
ailemin bir zeytin üreticisi olduğunu göz önünde bulundurarak söylemeliyim ki; ayçiçek yağı kullanmayın, kullandırtmayın.
ayrıca her zeytinyağ diye satılan sıvıyı da satın almayın.
bir ayçiçek yağı fabrikasının sahibi bizim aile dostumuz(reklam olmasın diye isim vermemek) diyor ki; en büyük müşterilerimiz, zeytinyağ fabrikaları
ayrıca her zeytinyağ diye satılan sıvıyı da satın almayın.
bir ayçiçek yağı fabrikasının sahibi bizim aile dostumuz(reklam olmasın diye isim vermemek) diyor ki; en büyük müşterilerimiz, zeytinyağ fabrikaları
devamını gör...