olsun
pilli bebek adlı müzik grubunun enfes şarkılarındandır. özellikle, "olsuuunnnn, demek de zor artııııkk, çocuk düşlerimizzz yok artııkkk." kısmı insanı bu dünyadan alır götürür.
devamını gör...
8 mart dünya emekçi kadınlar günü
hediyeymiş çiçekmiş ya da ucuz, içi boş kutlamaları görmek istemiyorum. kadınlardan uzak dursunlar, dövmesinler, öldürmesinler yeter.
devamını gör...
kot şort
kot şort alınmaz, eğer bi pantolon artık paçalardan kullanılmaz hale geldiyse terzide istenilen boyda kestirilip şort yapılır efenim. kısa olması tercihimiz çünkü yazın o sıcağında pantolon vs dayanılmaz oluyo. sonra bütün yaz totodan çıkmaz *
devamını gör...
memleketinin adını söylemeden anlat
öğrenci şehri
devamını gör...
köleliğin insan hakları sebebiyle kaldırılmadığı gerçeği
insan haklari sebebiyle koleligin kaldirildigini kim soyledi ki? boyut degistirerek yalnizca gorunmez kilindi. tipki medeniyetler arasi devam eden savaslar gibi. gunumuzde icinde bulundugumuz modern sistemin koleligine bakacak olursak eger, bazi eski medeniyetlerin kolelik anlayisinin, halihazirda var olan kapital sistemin koleliginden cok daha insancil oldugunu soyleyebiliriz... gecmis caglarda (antik yunan, misir, orta cag farketmeksizin) donemlerinin koleleri icin olusturulan yasalar vardi ve koleler bu yasalar dogrultusunda korunurdu. saglik sigortalarinin olmasi, kisisel giderlerinin efendilerine ait olmasi, evlenecekleri donemde ihtiyaclarinin yine devlet ve hukumdarlari tarafindan karsilanmasi gibi temel bir takim haklari mevcuttu. bu detaydan cok daha onemlisi efendileri kimdir, neye hizmet etmektedirler bilirlerdi. modern kolelikte peki, esit sekilde uygulanan yasalarimiz nelerdir, daha dogrusu var midir? hatta kimlerin kolesiyiz biliyor muyuz? hatta ve hatta ne derece koleyiz? bir sinirimiz var mi? yok sanki... tum bu sorularin cevabi bir yana, icerisinde bulundugumuz cagdan bir haberiz, bu denli esirlesmemizin en temel nedeni de bu sanki.
özgür olmadıkları halde, kendilerini özgür sananlar kadar hiç kimse tutsak değildir
goethe
özgür olmadıkları halde, kendilerini özgür sananlar kadar hiç kimse tutsak değildir
goethe
devamını gör...
sea of thieves

xbox'ın exclusive korsan temalı, pek tatlı grafiklere ve müthiş manzaralara sahip, çok oyunculu açık dünya oyunu. şu aralar müptelasıyım bu oyunun. ben ve 2 arkadaşım girip deliler gibi eğleniyoruz. dediğimiz gibi, bu oyun bir fantastik korsan oyunu. burada hazineler kazıp, hikayeler yapıp, iskeletlerle savaşıp, diğer oyuncularla kapışıp korsanlık yapıyorsunuz. özellikle diğer oyuncularla savaşıp, hazinelerini çalmak ve ondan kar etmek çok eğlencelidir. tabii ki bazıları çok toxic çıkıyor, çaldığınız için küfür yiyebiliyorsunuz. onun yaşı küçük olanlar için çok önermiyorum ama ben çok komik buluyorum şahsen. yok ben savaş değil barış seviyorum diyorsanız o da pek tabii mümkündür. oyunda her zaman kana susamış olmanıza gerek yok. bazen beraber içki içip, müzik de çalabilirsiniz. oyunda amerika'dan, rusya'ya, avrupa'ya kadar her türlü milletten insan var, bir nevi kültürler sofrası gibi. yabancı yerli herkesle kaynaşabilirsiniz yani. ya da kimseye bulaşmadan sakin sakin hazine kazıp, balık da tutabilirsiniz. oyun genel olarak böyle bir oynanış şekline sahip, belli bir amacı yok ve onu belirlemek size bırakılmış. oyunda küçükten büyüğe 3 çeşit gemi var, bunlar: sloop ( max 2 kişi), brigantine ( max 3 kişi) galleon (max 4 kişi). bu gemilerden uygun olanını seçip oynuyorsunuz.
ama bu oyunda en sevdiğim şey mutlak bir eşitlik olması. yani daha önceden oynayanlar silahlarını ve levellerini geliştirip, yeni başlayanlar üzerinde içinden çıkılamaz bir üstünlük sağlamıyor. leveller sadece hazine sattıkça artıyor ve kozmetik ürünleri alabilmek için işe yarıyor. yani birçok çeşit silah görünümü olsa da hepsinin özellikleri aynı, sadece kozmetik olarak fark ediyor.
devamını gör...
normal sözlük için öneriler
sözlüğe seyahat/gezi benzeri bir kategori eklense (bilgi kategorisinin alt kategorisi de olabilir) ne güzel olur diye düşündüm az önce. birçok tarihi yapı, turistik mekan, müze, ören yeri, doğal güzellik ile ilgili tanım ve başlık giriliyor fakat hepsini bir arada görebileceğimiz işlevde bir kategori yok. bu tür başlıklar bir arada olsa ilgilisine daha çok hitap eder ve daha ulaşılabilir olur diye düşünüyorum. hem de güzel bir gezi rehberi olur.
devamını gör...
uykusuzluk
insanı yavaş öldüren zehir gibidir.
devamını gör...
büyük sıfırlama
otomatik vitesli araba kullanan erkek yada türk kızlarının... olması kadar ilgi çeker mi bilemem ama, bu yıl mayıs ayında yapılacak olan davos zirvesinin çok dikkatle takip etmemiz gereken hepimizi ve geleceğimizi ilgilendiren ana teması : “ büyük sıfırlama - great reset “
katılımcı olarak her yıl dünyayı perişan eden büyük ülkelerin buluştuğu davos ekonomik forumu’na bu yıl garip bir şeyler oluyor. salgın nedeniyle forum, mayıs ayına alındı. üstelik ilk kez isviçre davos dışında bir yerde yapılacak: mayıs ayında singapur’da!
bundan sonrası sn banu avar’dan ;
“25 devlet başkanı dünyanın haracını kesmeye nasıl devam ederiz diye kafa yoruyorlar. 600 şirket ceo’su yani haraca kesenlerin memurları da katılımcı… tabii ki avrupa merkez bankası başkanı christine lagarde, tabii ki microsoft’un kurucusu bill gates de katılımcı… diğer büyük başlar arasında birleşmiş milletler genel sekreteri gueterres, dünya sağlık örgütü genel sekreteri ve ımf’den kristalina georgieva da var…
büyük başlar ve emirleri altındaki uzmanlar kapitalizmin tıkanıklığından şikayet edip durmaktalar. ekonomik forumun başkanı prof. klaus schwab, “büyük sıfırlama” gerekli lafını tekrarlıyor. aslında dünyayı haraca kesen ailelerin onlarca yıldır planladığı sondayız… yıllardır söyledikleri buydu işte: ulus devletler yok edilmeli!
hani david rockefeller “dünya hükümeti” demişti… george bush “yeni dünya düzeni” diyordu, hitler “yeni dünya nizamı”… işte tam o noktaya geldik! nedir o nokta?
orwell’in 1984’ü desek yeridir! yani üsttekiler baskıyı, denetimi, zorbalığı, yasakları küresel çapta devreye soktular… ve küresel prof. schwap, hani dünya ekonomik forum’un ev sahibi diyor ki: “bir tane gezegenimiz var ve iklim krizi bu gezegeni mahvedebilir… doğa ile uyumlu yaşamak için tüm gücümüzü harcama zamanı.”
ilginç olan, bu gibi söylemler en son 1939’da tam da ikinci dünya savaşı öncesinde ortada dolaşmaya başlamıştı. o savaşın sonunda dünya krallığı ingiltere bir kenara itilmiş, tahta amerika kurulmuştu. doların krallığı başlamış malum aileler rockefeller ve rothschild küresel hakimiyeti pekiştirmek için hareket etmişlerdi.
şimdi aynı aileler bir sonraki dönemin küresel hakimiyetine giden taşları döşüyor. bunun adına “büyük sıfırlama” diyorlar! büyük sıfırlama için tek dünya devleti gerek. büyük sıfırlama ya da reset’in halkla ilişkilerini dünya ekonomik forum başkanı prof. klaus schwab yapıyor. schwab, rockefeller’ın adamı ve henry kissinger’ın 50 yıllık harvard arkadaşı…
biden da sürekli “yeniden yapılandırma” diyor.
araştırmacı william engdahl, hani ölüm tohumları, petrol, para ve iktidar kitaplarının yazarı, çok çarpıcı açıklamalar yaptı. bugün sizinle bunları paylaşmak istiyorum.
geçen yıl mayıs ayında salgın dünyayı evlere tıkarken ingiltere prensi charles ve prof. schwab birlikte dünyanın ‘büyük reset’ noktasına geldiğini açıkladılar ve bunu çok keyifle yaptılar.
o günden beri birden dünya liderleri ya da iş çevrelerinin ağzından bu tabir düşmüyor ya da “4. endüstri devrimi” ya da biden’dan duyduğumuz gibi “yeniden yapılanma” sık sık tekrarlanıyor.
‘amerikan ve avrupa yeşil anlaşması’ yeni dünya düzeninin yeni adı…
bu dünyayı bu hale getiren, kaynakları sömüren, yok eden, zehire boğan, ölüm tohumları eken süper zengin aileler yine iş başında bu kez iyilik meleği doğa koruyucusu iklim hamisi pozunda…
bunun için şizofren bakışlı küçük kızları kullanmakla kalmıyorlar tüm toplumların üzerine kendi suçlarını yıkıyorlar.
4. endüstri devriminden anladıkları da tüm teknolojik değişimlerle sarılı insanın her aldığı nefesin izleneceği ve denetleneceği…
prof. schwab google, facebook,twitter gibi yeni kuşak teknolojilerin hükümetlere toplum denetimi konusunda yeterli aracı sağladığını söylüyor. artık hepimizin ne düşündüğünü, ne yapacağını biliyor, izliyorlar!
schwab ayrıca diyor ki, 4. endüstri devrimi, bizi fizik, biyolojik ve dijital bir karışıma sürükleyecek. ve bunlar arasında çok konuşulan insan vücuduna yerleştirilecek mikroçiplerden de söz ediyor.
prof. schwab şöyle diyor…
“insan vücuduna yerleştirilmiş çipler sayesinde iletişimimizi sadece sözcüklerle değil deri altına yerleştirilmiş telefonlarla da yapabileceğiz. dile getirmediğimiz duygu ve düşüncelerimiz okunabilir olacak!”
korkunç değil mi?
birleşmiş milletler, 2030 ajandasından söz ediyor. william engdahl, gıdalarımızın geleceğini anlatıyor. 1950’lerde rockefeller küresel tarım zehiriyle toplumları tanıştırmıştı. şimdi “sürdürülebilir tarım” palavrasıyla karşımızdalar. bu ne mi? laboratuvar yapımı yiyecekler, sentetik etler, zehir dolu sebzeler vesaire!
rockefeller‘ın has adamı klaus schwab, aynı zamanda bir gıda forumu‘nun da ortağı. bunun adı ‘eat forum’ ingilizce ‘ye’ anlamına gelen ‘eat’. bu forum yine isviçre’de 2016’da kuruldu. destek ingiltere’deki ‘wellcome vakfı’ diye bir şirketten geldi… bu vakıf ‘glaxosmithkline’ adlı ilaç şirketinin ve ‘german potsdam enstitüsünün’ verdiği fonlarla kuruldu.
laboratuarda üretilen yiyeceklerin, destekçileri arasında şu meşhur bill gates de var.
sözünü ettiğimiz bu ‘eat forumu’ bazı başka şirketlerle de çalışıyor. mesela google, jeff bezos ve bill gates ortaklığında kurulan bir şirket var. adı “ımpossible foods” yani “imkansız yiyecekler”…
son laboratuar sonuçları gösterdi ki bu şirketin ürettiği sahte et yüksek miktarda zehir yani glyphosate içeriyor.
2017’de bu yapı yani eat forum sürdürülebilir tarım ve sağlık için gıda reform paketini açıkladı. bunun adına “fresh” dediler. bu sağlıklı gıda reform paketinin destekçisi kimler, bilin bakalım! bayer şirketi, cargill, dupont gibi dünyanın en zehirli böcek ilacını üreten şirketler.
işte size yeşil dünya! işte tarımın geleceği… işte sizin için düşündükleri sürdürülebilirlik! o ne demekse! 2020’de yayınlanan kitabında dünya ekonomik forum başkanı schwab dünya nüfusunun genetiği değiştirilmiş sahte gıdaya alıştırılmasının şart olduğu ve bunun yollarının bulunması gerektiği üzerinde yazıyor. en büyük destekçisi de bill gates!
engdahl şöyle diyor:
bu adamlar geleceğin sağlıklı beslenme formülü adı altında korkunç bir plana imza atıyorlar. brüksel üniversitesinden profesör frederic leroy “hedefledikleri diette gerçek et ve süt yüzde 90 oranında kesilmiş… bunların yerine sahte laboratuar ürünleri konulmuş!” bize dayatacakları gıda sentetik ve ölümcül olacak veya yiyip öleceğiz ya açlıktan öleceğiz! bütün bunlar salgın bahanesi altında hazırlanmaktadır. bunları açıklayanları komplocu olarak suçlamayıp ne yapsınlar, bu açıklamalar hiç işlerine gelmez!
ama 2021 bu insan karşıtı hazırlıkların netleştiği yıl olacaktır. insanlar evden çalışma durumuna getirildi bunun yasaları çıktı. milyonlarca iş yerinin kapanması söz konusu…
size gerçeküstü gelebilir. ama işte, şu anda kissinger’in talebesi schwab ve diğer büyükbaşlar davos forumu’nda bunları tartışıyor. ımf de orada, avrupa komisyonu da dünya sağlık örgütü de birleşmiş milletlerin başındaki zat da!
onlar konuşadursun, geçen gün mehmet ali güller de cumhuriyet’teki köşesinde yazdı: oxfam raporu dünyadaki süper güçlerin salgın döneminde daha da zenginleştiğini, yoksulların ise iyice yoksullaştığını rakamlarla açıkladı. rapora göre dünyanın en zengin 10 kişisinin serveti, son 1 yılda 4 trilyon dolar artarak 12 trilyon dolara ulaşmış. rapora göre zenginler salgının etkilerini 9 ayda atlatmış ancak yoksulların toparlanması onlarca yıl alacak!
ve dünya en büyük istihdam krizi içine girdi. yüz milyonlar işini, gelirini kaybetti! oxfam raporuna göre dünyadaki yoksulların sayısı 500 milyon daha arttı.
banu avar
28.01.2021“
şimdi kısır gündemimize kaldığımız yerden devam edebiliriz, giden sevgilinin geri gelmesi vs vs ...
meraklısı için : fast food firmaları ve market zincirleri “beyond burger” yada “plant based ”başlığı ile menülerine ve raflarına çoktan makalede bahsedilen suni gıdaları ekleyip satmaya başladılar bile.
web.aw.ca/en/our-menu/burge...
www.kfc.ca/menu/overview/sa...
www.beyondmeat.com/products...
katılımcı olarak her yıl dünyayı perişan eden büyük ülkelerin buluştuğu davos ekonomik forumu’na bu yıl garip bir şeyler oluyor. salgın nedeniyle forum, mayıs ayına alındı. üstelik ilk kez isviçre davos dışında bir yerde yapılacak: mayıs ayında singapur’da!
bundan sonrası sn banu avar’dan ;
“25 devlet başkanı dünyanın haracını kesmeye nasıl devam ederiz diye kafa yoruyorlar. 600 şirket ceo’su yani haraca kesenlerin memurları da katılımcı… tabii ki avrupa merkez bankası başkanı christine lagarde, tabii ki microsoft’un kurucusu bill gates de katılımcı… diğer büyük başlar arasında birleşmiş milletler genel sekreteri gueterres, dünya sağlık örgütü genel sekreteri ve ımf’den kristalina georgieva da var…
büyük başlar ve emirleri altındaki uzmanlar kapitalizmin tıkanıklığından şikayet edip durmaktalar. ekonomik forumun başkanı prof. klaus schwab, “büyük sıfırlama” gerekli lafını tekrarlıyor. aslında dünyayı haraca kesen ailelerin onlarca yıldır planladığı sondayız… yıllardır söyledikleri buydu işte: ulus devletler yok edilmeli!
hani david rockefeller “dünya hükümeti” demişti… george bush “yeni dünya düzeni” diyordu, hitler “yeni dünya nizamı”… işte tam o noktaya geldik! nedir o nokta?
orwell’in 1984’ü desek yeridir! yani üsttekiler baskıyı, denetimi, zorbalığı, yasakları küresel çapta devreye soktular… ve küresel prof. schwap, hani dünya ekonomik forum’un ev sahibi diyor ki: “bir tane gezegenimiz var ve iklim krizi bu gezegeni mahvedebilir… doğa ile uyumlu yaşamak için tüm gücümüzü harcama zamanı.”
ilginç olan, bu gibi söylemler en son 1939’da tam da ikinci dünya savaşı öncesinde ortada dolaşmaya başlamıştı. o savaşın sonunda dünya krallığı ingiltere bir kenara itilmiş, tahta amerika kurulmuştu. doların krallığı başlamış malum aileler rockefeller ve rothschild küresel hakimiyeti pekiştirmek için hareket etmişlerdi.
şimdi aynı aileler bir sonraki dönemin küresel hakimiyetine giden taşları döşüyor. bunun adına “büyük sıfırlama” diyorlar! büyük sıfırlama için tek dünya devleti gerek. büyük sıfırlama ya da reset’in halkla ilişkilerini dünya ekonomik forum başkanı prof. klaus schwab yapıyor. schwab, rockefeller’ın adamı ve henry kissinger’ın 50 yıllık harvard arkadaşı…
biden da sürekli “yeniden yapılandırma” diyor.
araştırmacı william engdahl, hani ölüm tohumları, petrol, para ve iktidar kitaplarının yazarı, çok çarpıcı açıklamalar yaptı. bugün sizinle bunları paylaşmak istiyorum.
geçen yıl mayıs ayında salgın dünyayı evlere tıkarken ingiltere prensi charles ve prof. schwab birlikte dünyanın ‘büyük reset’ noktasına geldiğini açıkladılar ve bunu çok keyifle yaptılar.
o günden beri birden dünya liderleri ya da iş çevrelerinin ağzından bu tabir düşmüyor ya da “4. endüstri devrimi” ya da biden’dan duyduğumuz gibi “yeniden yapılanma” sık sık tekrarlanıyor.
‘amerikan ve avrupa yeşil anlaşması’ yeni dünya düzeninin yeni adı…
bu dünyayı bu hale getiren, kaynakları sömüren, yok eden, zehire boğan, ölüm tohumları eken süper zengin aileler yine iş başında bu kez iyilik meleği doğa koruyucusu iklim hamisi pozunda…
bunun için şizofren bakışlı küçük kızları kullanmakla kalmıyorlar tüm toplumların üzerine kendi suçlarını yıkıyorlar.
4. endüstri devriminden anladıkları da tüm teknolojik değişimlerle sarılı insanın her aldığı nefesin izleneceği ve denetleneceği…
prof. schwab google, facebook,twitter gibi yeni kuşak teknolojilerin hükümetlere toplum denetimi konusunda yeterli aracı sağladığını söylüyor. artık hepimizin ne düşündüğünü, ne yapacağını biliyor, izliyorlar!
schwab ayrıca diyor ki, 4. endüstri devrimi, bizi fizik, biyolojik ve dijital bir karışıma sürükleyecek. ve bunlar arasında çok konuşulan insan vücuduna yerleştirilecek mikroçiplerden de söz ediyor.
prof. schwab şöyle diyor…
“insan vücuduna yerleştirilmiş çipler sayesinde iletişimimizi sadece sözcüklerle değil deri altına yerleştirilmiş telefonlarla da yapabileceğiz. dile getirmediğimiz duygu ve düşüncelerimiz okunabilir olacak!”
korkunç değil mi?
birleşmiş milletler, 2030 ajandasından söz ediyor. william engdahl, gıdalarımızın geleceğini anlatıyor. 1950’lerde rockefeller küresel tarım zehiriyle toplumları tanıştırmıştı. şimdi “sürdürülebilir tarım” palavrasıyla karşımızdalar. bu ne mi? laboratuvar yapımı yiyecekler, sentetik etler, zehir dolu sebzeler vesaire!
rockefeller‘ın has adamı klaus schwab, aynı zamanda bir gıda forumu‘nun da ortağı. bunun adı ‘eat forum’ ingilizce ‘ye’ anlamına gelen ‘eat’. bu forum yine isviçre’de 2016’da kuruldu. destek ingiltere’deki ‘wellcome vakfı’ diye bir şirketten geldi… bu vakıf ‘glaxosmithkline’ adlı ilaç şirketinin ve ‘german potsdam enstitüsünün’ verdiği fonlarla kuruldu.
laboratuarda üretilen yiyeceklerin, destekçileri arasında şu meşhur bill gates de var.
sözünü ettiğimiz bu ‘eat forumu’ bazı başka şirketlerle de çalışıyor. mesela google, jeff bezos ve bill gates ortaklığında kurulan bir şirket var. adı “ımpossible foods” yani “imkansız yiyecekler”…
son laboratuar sonuçları gösterdi ki bu şirketin ürettiği sahte et yüksek miktarda zehir yani glyphosate içeriyor.
2017’de bu yapı yani eat forum sürdürülebilir tarım ve sağlık için gıda reform paketini açıkladı. bunun adına “fresh” dediler. bu sağlıklı gıda reform paketinin destekçisi kimler, bilin bakalım! bayer şirketi, cargill, dupont gibi dünyanın en zehirli böcek ilacını üreten şirketler.
işte size yeşil dünya! işte tarımın geleceği… işte sizin için düşündükleri sürdürülebilirlik! o ne demekse! 2020’de yayınlanan kitabında dünya ekonomik forum başkanı schwab dünya nüfusunun genetiği değiştirilmiş sahte gıdaya alıştırılmasının şart olduğu ve bunun yollarının bulunması gerektiği üzerinde yazıyor. en büyük destekçisi de bill gates!
engdahl şöyle diyor:
bu adamlar geleceğin sağlıklı beslenme formülü adı altında korkunç bir plana imza atıyorlar. brüksel üniversitesinden profesör frederic leroy “hedefledikleri diette gerçek et ve süt yüzde 90 oranında kesilmiş… bunların yerine sahte laboratuar ürünleri konulmuş!” bize dayatacakları gıda sentetik ve ölümcül olacak veya yiyip öleceğiz ya açlıktan öleceğiz! bütün bunlar salgın bahanesi altında hazırlanmaktadır. bunları açıklayanları komplocu olarak suçlamayıp ne yapsınlar, bu açıklamalar hiç işlerine gelmez!
ama 2021 bu insan karşıtı hazırlıkların netleştiği yıl olacaktır. insanlar evden çalışma durumuna getirildi bunun yasaları çıktı. milyonlarca iş yerinin kapanması söz konusu…
size gerçeküstü gelebilir. ama işte, şu anda kissinger’in talebesi schwab ve diğer büyükbaşlar davos forumu’nda bunları tartışıyor. ımf de orada, avrupa komisyonu da dünya sağlık örgütü de birleşmiş milletlerin başındaki zat da!
onlar konuşadursun, geçen gün mehmet ali güller de cumhuriyet’teki köşesinde yazdı: oxfam raporu dünyadaki süper güçlerin salgın döneminde daha da zenginleştiğini, yoksulların ise iyice yoksullaştığını rakamlarla açıkladı. rapora göre dünyanın en zengin 10 kişisinin serveti, son 1 yılda 4 trilyon dolar artarak 12 trilyon dolara ulaşmış. rapora göre zenginler salgının etkilerini 9 ayda atlatmış ancak yoksulların toparlanması onlarca yıl alacak!
ve dünya en büyük istihdam krizi içine girdi. yüz milyonlar işini, gelirini kaybetti! oxfam raporuna göre dünyadaki yoksulların sayısı 500 milyon daha arttı.
banu avar
28.01.2021“
şimdi kısır gündemimize kaldığımız yerden devam edebiliriz, giden sevgilinin geri gelmesi vs vs ...
meraklısı için : fast food firmaları ve market zincirleri “beyond burger” yada “plant based ”başlığı ile menülerine ve raflarına çoktan makalede bahsedilen suni gıdaları ekleyip satmaya başladılar bile.
web.aw.ca/en/our-menu/burge...
www.kfc.ca/menu/overview/sa...
www.beyondmeat.com/products...
devamını gör...
rahat yaşamak için gereken maaş
devamını gör...
dean schneider
nam-ı diğer, aslanlara fısıldayan adam. çoğu insanın sahip olmak isteyeceği geliri ona sunan işinden vazgeçip hayallerinin peşinden koşan isviçreli cesur hayvansever.
radikal bir karar alarak güney afrika'ya taşınıyor ve orada doğal ortamından uzaklaştırılmış, istismar edilmiş, yardıma ihtiyacı olan vahşi hayvanlar için hakuna mipaka adlı kulübü kuruyor. onlara uygun bir yaşam alanı sunuyor. toplumun ideal yaşam dayatmalarına karşı gelip konfor alanından çıkarak ruhunu özgürleştirebilmeyi başarması, kendini gerçekleştirebilmesi ilham verici. hayvan dostlarıyla güzel anlarından iç ısıtan kareler:
hizliresim.com/8q3Lt8
hizliresim.com/f7S1PR
hizliresim.com/tUAYHH
hizliresim.com/zcypEg
daha fazlası için instagram hesabı:
www.instagram.com/dean.schn...
radikal bir karar alarak güney afrika'ya taşınıyor ve orada doğal ortamından uzaklaştırılmış, istismar edilmiş, yardıma ihtiyacı olan vahşi hayvanlar için hakuna mipaka adlı kulübü kuruyor. onlara uygun bir yaşam alanı sunuyor. toplumun ideal yaşam dayatmalarına karşı gelip konfor alanından çıkarak ruhunu özgürleştirebilmeyi başarması, kendini gerçekleştirebilmesi ilham verici. hayvan dostlarıyla güzel anlarından iç ısıtan kareler:
hizliresim.com/8q3Lt8
hizliresim.com/f7S1PR
hizliresim.com/tUAYHH
hizliresim.com/zcypEg
daha fazlası için instagram hesabı:
www.instagram.com/dean.schn...
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şarkıları
keyifle dinlenebilecek bir şarkı yeni keşfettim buyrun;
devamını gör...
ankara gar katliamı
konya'da milli maç sırasında hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu yapılırken tribünlerdeki binlerce yobaz hep bir ağızdan ıslıklamış ve tekbir getirmişlerdi. hayatım boyunca unutmayacağım.
devamını gör...
aryart
mükemmel tanımlarını okuyup derhal takibe aldığım yazar.
nice güzel tanımlara.
nice güzel tanımlara.
devamını gör...
yalnızlığın en çok dokunduğu an
yalnızlık, camdan aşağı baktığında bir arada olanları görünce,
telefonun çalması için gözünü ayıramayınca,
en çok da sarılacak, sığınacak, gönlü paylaşacak biri olmayınca dokunur.
telefonun çalması için gözünü ayıramayınca,
en çok da sarılacak, sığınacak, gönlü paylaşacak biri olmayınca dokunur.
devamını gör...
özgürüz deyip küfretmeyi yasaklamak
küfür etmeden özgür olamayacağımı öğrendiğim başlık
devamını gör...
arkadaş zekai özger
sevdadır adlı kitabı ile akıllarda kalan.
''ben az konuşan çok yorulan biriyim
şarabı helvayla içmeyi severim
hiç namaz kılmadım şimdiye kadar
annemi ve allahı da çok severim
annem de allahı çok sever
biz bütün aile zaten biraz
allahı da kedileri çok severiz
hayat trajik bir homoseksüeldir
bence bütün homoseksüeller adonistir biraz
çünki bütün sarhoşluklar biraz
freüdün alkolsüz sayıklamalarıdır
siz inanmayın bir gün değişir elbet
güneşe ve penise tapan rüzgarın yönü
çünki ben okumuştum muydu neydi
biryerlerde tanrılara kadın satıldığını
ah canım aristophanes
barışı ve eşek arılarını hiç unutmuyorum
ölümü de bir giz gibi içimde
ölümü tanrıya saklıyorum
ve bir gün hiç anlamıyacaksınız
güneşe ve erkekliğe büyüyen vücudum
düşüvericek ellerinizden ve
bir gün elbette
zeki müreni seveceksiniz
zeki müreni seviniz''
''ben az konuşan çok yorulan biriyim
şarabı helvayla içmeyi severim
hiç namaz kılmadım şimdiye kadar
annemi ve allahı da çok severim
annem de allahı çok sever
biz bütün aile zaten biraz
allahı da kedileri çok severiz
hayat trajik bir homoseksüeldir
bence bütün homoseksüeller adonistir biraz
çünki bütün sarhoşluklar biraz
freüdün alkolsüz sayıklamalarıdır
siz inanmayın bir gün değişir elbet
güneşe ve penise tapan rüzgarın yönü
çünki ben okumuştum muydu neydi
biryerlerde tanrılara kadın satıldığını
ah canım aristophanes
barışı ve eşek arılarını hiç unutmuyorum
ölümü de bir giz gibi içimde
ölümü tanrıya saklıyorum
ve bir gün hiç anlamıyacaksınız
güneşe ve erkekliğe büyüyen vücudum
düşüvericek ellerinizden ve
bir gün elbette
zeki müreni seveceksiniz
zeki müreni seviniz''
devamını gör...


