babaların garip huyları
odama geliyor
-"ne yapıyorsun?" diye soruyor
+"hiç oturuyorum" öyle diyorum
odayı 10 saniye süzüp gidiyor. hala sebebini anlamış değilim.
-"ne yapıyorsun?" diye soruyor
+"hiç oturuyorum" öyle diyorum
odayı 10 saniye süzüp gidiyor. hala sebebini anlamış değilim.
devamını gör...
misafir
bu aralar özlediğim çay içilesi, pasta börek yenilesi, bereketiyle gelen insan.
devamını gör...
okuyana kahkaha attıracak komik espriler
celebrant - #54857
celebrant - (bkz: işkembe-i kübradan sallamak)
fşa - (bkz: kurabiye tazminatı)
ıvanmılınskı - #49526
bir bilen - #24904
yoldaş benjamin franklin - #41104 (bkz: portakalı soydum yoldaş benjamin'e koydum)
şıpıdık şıpıdık yüzen adam - #53487
nickimicalmislar - (bkz: allah hepimize cuma günü ölmeyi nasip etsin tabi bu cuma değil)
hame - (bkz: hızlı konuşanın rapçi olduğu dünyada yavaş konuşup harem kurmak)
taytlı kamyon şöförü - #1940
yere düşen dondurma - #12014
ilkokuldamasaaltındaunutulanresimcantasi - #4861
celebrant - #27969
eyluling - #71778
celebrant - #73621
celebrant - #108771
edit: burayı güncellemeye devam edeceğim. ayrıca önerilerinizi portakal taşıyan tır şoförleri vasıtasıyla iletebilirsiniz swh.
celebrant - (bkz: işkembe-i kübradan sallamak)
fşa - (bkz: kurabiye tazminatı)
ıvanmılınskı - #49526
bir bilen - #24904
yoldaş benjamin franklin - #41104 (bkz: portakalı soydum yoldaş benjamin'e koydum)
şıpıdık şıpıdık yüzen adam - #53487
nickimicalmislar - (bkz: allah hepimize cuma günü ölmeyi nasip etsin tabi bu cuma değil)
hame - (bkz: hızlı konuşanın rapçi olduğu dünyada yavaş konuşup harem kurmak)
taytlı kamyon şöförü - #1940
yere düşen dondurma - #12014
ilkokuldamasaaltındaunutulanresimcantasi - #4861
celebrant - #27969
eyluling - #71778
celebrant - #73621
celebrant - #108771
edit: burayı güncellemeye devam edeceğim. ayrıca önerilerinizi portakal taşıyan tır şoförleri vasıtasıyla iletebilirsiniz swh.
devamını gör...
müslüm gürses
1992'den beri dinlediğim müthiş sestir.
ama ben arabesk şarkılarından zevk alıyorum.
2000 sonrası seslendirdiği şarkılar, müslümcüler için olmadı mesela.
ama ben arabesk şarkılarından zevk alıyorum.
2000 sonrası seslendirdiği şarkılar, müslümcüler için olmadı mesela.
devamını gör...
sanat toplum içindir
münazara esnasında bir arkadaşım söylemişti.sanat toplum içindir anlayışıyla sanat yaparsanız sanatı toplumun seviyesine indirmiş olursunuz ama eğer sanat sanat içindir anlayışıyla sanat yaparsanız toplumu sanata yükseltmiş olursunuz gibi bir şeydi.
tartışılır yıllardır bir şekilde işin içinden çıkılamaz ya, onlardan biridir bu da. ama bu sözü etkilemişti beni. bence de doğru.
tartışılır yıllardır bir şekilde işin içinden çıkılamaz ya, onlardan biridir bu da. ama bu sözü etkilemişti beni. bence de doğru.
devamını gör...
can bonomo
kendine has tarzıyla mükemmel bir sese sahip olan sanatçı, besteci ve söz yazarıdır.
devamını gör...
bay kamber
kemal sunal'ın 90'lı yıllarda bir dedektifi canlandırdığı televizyon dizisi.
devamını gör...
yazarların aile evindeki adı
işe yaramaz.
şımarık.
civciv.
şımarık.
civciv.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının takipçi sayıları
28 takipçim ve ben şuraya biyere kıvrılırız.
size hiç rahatsızlık vermeyiz.
keyfinize bakın siz.
size yetişmek için 40 fırın ekmek gerek.
size hiç rahatsızlık vermeyiz.
keyfinize bakın siz.
size yetişmek için 40 fırın ekmek gerek.
devamını gör...
sözlük radyosu toplantısı
çok güzeldi.
ilk etapta radyo hakkında bilgi verildi.
şu an ikinci etaptalar. yani bedavadan radyo yayını dersi verilecek.
sertifika vermiyorlarmış ama.
bu arada yoldaş bize geceleri sovyet şarkıları çalacakmış. belki kendi söyler.
ilk etapta radyo hakkında bilgi verildi.
şu an ikinci etaptalar. yani bedavadan radyo yayını dersi verilecek.
sertifika vermiyorlarmış ama.
bu arada yoldaş bize geceleri sovyet şarkıları çalacakmış. belki kendi söyler.
devamını gör...
kadın olmak bu kadar zor olmalı mı sorunsalı
suçunuzun olmadığı konular neden önünüze gelir?? insan yaralarınızı kaşımak için sıra girmek zorunda mı? oysa tek yaptığımız varolmak. nefes almak. özgür olmak. bizi bu kadar korkutucu yapan nedir? neden başkalarının rezillikleri bizim üstümüze bulaşıyor? inanmak destek olmak çok zor birşey mi?
devamını gör...
insanı neşelendiren şarkılar
tarkan
gül döktüm yollarına
gel gündüzle gece olalım
gel gökyüzünde yıldız olalım
seninle mutlu yarınlara koşalım
gel beraber mesut olalım.
gül döktüm yollarına
gel gündüzle gece olalım
gel gökyüzünde yıldız olalım
seninle mutlu yarınlara koşalım
gel beraber mesut olalım.
devamını gör...
sokak lezzetleri
efsane tadıyla kokoreç, bardakta ya da közde mısır, yemesi çok sevap olan kestane kebap, lavaş ya da maruluyla çiğ köfte, içinde dondurması da olan kağıt helva, tarihten gelen turşu suyu, sokağın gerçek evladı halka tatlı.
devamını gör...
yorum yapmamakta bir tercihtir
(bkz: bağlaç olan de) ayrı yazılır.
evet yorum yapmamak da bir tercihti ama ben yapmayı tercih ettim. bir başka tanıma inşallah.
evet yorum yapmamak da bir tercihti ama ben yapmayı tercih ettim. bir başka tanıma inşallah.
devamını gör...
evlenmek istemeyen insanlara acınması
daha bu akşam annemin bir arkadaşı (komşu) güya uzun yola çıkacağı için vedalaşmaya gelmiş, açık açık söylemedi ama "bütün çocuklarımıza dua ediyorum en çok da sana dua ediyorum, inşallah gönlüne göre birisi çıkar karşına" derken, en çok da sana acıyorum demek istedi heralde, kaşlarını küçük emrah gibi yapmasından onu anladım çünkü, şimdi yaşlı başlı kadın bir şey de diyemiyorsun, ben seviyorum diye çuvalla domates kurutup köyünden getiren bir insana ben ne diyebilirim ki,
koskoca kadına "de bakayım sen bana, ne diliyosun benim için, sen benim ne istediğimi biliyormusun" diye sorsan, "benim gönlümde kendi şirketim, kendi atölyem var, sana evinde otururken çalışıp, üretip para kazandırmak var" desem anlarmı,
tasarım yapmayı, ihracat yapmayı çocuk yapmaktan daha çok istiyorum desem anlarmı...
kendi istediklerine sahip olmayanları mutsuz zannediyorlar garip bir şekilde, ve ısrarla yalnız bir insan hep mutsuz sanıyorlar, bir yandan eşlerinden şikayet edip, eşleri olmadan daha kötü olacağı için istemeyerek katlandıklarını da belirterek, sanki "onlara göre" iki kötü halden birini (başka alternatif yokmuş gibi) seçmek özenilecek bir şeymiş gibi, kendi kendilerine ölçüyorlar, biçiyorlar, karar veriyorlar ve acıyorlar ya inanılır gibi değil...
halbuki ben kulaklığımı takıp, istediğim zaman istediğim kadar çalışmaktan, okumaktan, öğrenmekten, yazmaktan, öğrenmek istediğim işlerle uğraşmaktan gayet memnunum ve mutluyum, bir şeyin eksikliğini de hissetmiyorum...
ben onlara acıyorum ama bir sebebi var, onlara öğretilen sınırları öyle bir öğrenmişlerki, mümkün değil o eşiği geçemezler, ne gösterilmişse, ne için doğru denmişse, onu kabul etmişler, hiçbiri de dememişki neden ya? neden arkadaş, ben sizin gösterdiğiniz gibi yaşamak istemiyorum.. kendi hallerine bırakılmamışlar ki, ne istediklerini de ya da neleri isteyebileceklerini bile bilmiyorlar.. yazık bu insanlara gerçekten, kendi özelliklerini bile keşfedemeden, birbirlerinin fotokopisi gibi yaşayıp ölüp giden insanlar bunlar, belki çok acımasız diyeceksiniz benim için ama, evlerindeki eşyalar bile aynı, hiçbirinin özgün bir mobilyası yok, hiçbirinin evinde duvarda asılı bir resim yok, gerçek malzemeden bir eşyası yoktur, ben mimariye ve sosyolojiye meraklı olduğum için hep bakarım insanların evlerine, ekonomiyle alakalı değil bu dediğim, karakterli evleri olmayanların kendilerininde pek karakterli olduğunu görmedim daha... bakın iyi yada kötü demiyorum, karakterli...
koskoca kadına "de bakayım sen bana, ne diliyosun benim için, sen benim ne istediğimi biliyormusun" diye sorsan, "benim gönlümde kendi şirketim, kendi atölyem var, sana evinde otururken çalışıp, üretip para kazandırmak var" desem anlarmı,
tasarım yapmayı, ihracat yapmayı çocuk yapmaktan daha çok istiyorum desem anlarmı...
kendi istediklerine sahip olmayanları mutsuz zannediyorlar garip bir şekilde, ve ısrarla yalnız bir insan hep mutsuz sanıyorlar, bir yandan eşlerinden şikayet edip, eşleri olmadan daha kötü olacağı için istemeyerek katlandıklarını da belirterek, sanki "onlara göre" iki kötü halden birini (başka alternatif yokmuş gibi) seçmek özenilecek bir şeymiş gibi, kendi kendilerine ölçüyorlar, biçiyorlar, karar veriyorlar ve acıyorlar ya inanılır gibi değil...
halbuki ben kulaklığımı takıp, istediğim zaman istediğim kadar çalışmaktan, okumaktan, öğrenmekten, yazmaktan, öğrenmek istediğim işlerle uğraşmaktan gayet memnunum ve mutluyum, bir şeyin eksikliğini de hissetmiyorum...
ben onlara acıyorum ama bir sebebi var, onlara öğretilen sınırları öyle bir öğrenmişlerki, mümkün değil o eşiği geçemezler, ne gösterilmişse, ne için doğru denmişse, onu kabul etmişler, hiçbiri de dememişki neden ya? neden arkadaş, ben sizin gösterdiğiniz gibi yaşamak istemiyorum.. kendi hallerine bırakılmamışlar ki, ne istediklerini de ya da neleri isteyebileceklerini bile bilmiyorlar.. yazık bu insanlara gerçekten, kendi özelliklerini bile keşfedemeden, birbirlerinin fotokopisi gibi yaşayıp ölüp giden insanlar bunlar, belki çok acımasız diyeceksiniz benim için ama, evlerindeki eşyalar bile aynı, hiçbirinin özgün bir mobilyası yok, hiçbirinin evinde duvarda asılı bir resim yok, gerçek malzemeden bir eşyası yoktur, ben mimariye ve sosyolojiye meraklı olduğum için hep bakarım insanların evlerine, ekonomiyle alakalı değil bu dediğim, karakterli evleri olmayanların kendilerininde pek karakterli olduğunu görmedim daha... bakın iyi yada kötü demiyorum, karakterli...
devamını gör...
brothers düğüm salonu radyo yayını
"herkese böyle yürüyor musun? "
hiç yakıştıramıyorum...
ama tam "valla billa hayır" dicem bi gülme tutuyor o ayrı.*
sormayın, yalana hiç gerek yok, aramızda hallederiz.*
ayrıca;
(bkz: ironiyi anlamayan nesle aşina değilim)
hıh!
hiç yakıştıramıyorum...
ama tam "valla billa hayır" dicem bi gülme tutuyor o ayrı.*
sormayın, yalana hiç gerek yok, aramızda hallederiz.*
ayrıca;
(bkz: ironiyi anlamayan nesle aşina değilim)
hıh!
devamını gör...
çocukken sahip olmak isteyip sahip olamadığınız şeyler
ağaç ev.
hep o hollywood filmlerinin etkisi işte. olmadı. biz de paletlerden apartmanın kenarına derme çatma bir kulübe yapıp içinde oynamak zorunda kaldık. hem de hasan amcaya rağmen. insafsız bütün gün sağdan soldan topladığımız o paletleri, küçük bedenlerimize kocaman gelen sopaları taşımak için kan ter içinde kaldık, o her akşam yıkmaktan vazgeçmedi.
büyüdüm, kocaman evim oldu da bir ağacın tepesindeki minicik bir alanın özlemi dolmadı be sözlük.
hep o hollywood filmlerinin etkisi işte. olmadı. biz de paletlerden apartmanın kenarına derme çatma bir kulübe yapıp içinde oynamak zorunda kaldık. hem de hasan amcaya rağmen. insafsız bütün gün sağdan soldan topladığımız o paletleri, küçük bedenlerimize kocaman gelen sopaları taşımak için kan ter içinde kaldık, o her akşam yıkmaktan vazgeçmedi.
büyüdüm, kocaman evim oldu da bir ağacın tepesindeki minicik bir alanın özlemi dolmadı be sözlük.
devamını gör...
duvar yazıları
devamını gör...


