fşa
münzevisatır (bkz: neşesizm) sizler çok yaşayın. güldürmek ağlatmaktan evladır.*
devamını gör...

80'lerin o devasa synthesizer ve ses sistemleriyle ilkleri başaran, jean michel jarre ile elektronik müziğin bugünkü temellerini atan güzide grup. o dönemde yine ismini duyurmuş olan çok sevdiğimiz giorgio moroder ve cerrone'un aksine disko tarzına yönelmemişlerdir. birinin sonu diğerinin başı olan iki ünlü parçasıyla tanımımıza son verelim:

(bkz: sirius)
aynı zamanda chicago bulls'un majestelerinin olduğu dönemi de kapsayan sahaya çıkış müziğidir.

(bkz: eye in the sky)
devamını gör...

spierig biraderlerin yönettiği, sarah snook ve ethan hawke'ın her şeyin önüne geçen bir hikayeden uyarlanmış rahatsız edici bir senaryodaki çok iyi harmanlanmış ve bir nevi gizlenmiş oyunculukları ile taçlanan 2014 yapımı bir film. hikaye robert anson heinlein'ın 1958 de yazdığı all you zombies isimli kısa hikayesinden alınmış. konu grandfather paradox * olarak bilinen zaman yolculuğu ve nedensellik problemi. aslında filmde ve hikayede oldukça yoğun bir şekilde felsefik ögeler karşımıza çıkıyor, bütünüyle güzel bir ouroboros alegorisi denebilir. en sonunda anladığınız araya yerleştirilmiş güzel espriler var.

öyle çok aşırı bir görsellik, efekt, aksiyona dayalı sürükleyici sahneler beklemek doğru olmaz. gelecekte karşımıza çıkacak ütopik teknolojik buluşlar filan da yok. bütün olay hikayenin kendisinde gizli, aslolan jane'in kendisi. son olarak bitişteki hipnotik parçayı da verelim, loop'a alınıp dinlenesi, filmin sonuna çok yakışmış.

predestination soundtrack - ending credits
devamını gör...

sadece gerçekten üzerimde bozuk para olmadığında utana sıkıla yaptığım saçma ötesi eylem.

hatta babacığım olayı daha da ileri boyuta taşıdı: adam kasiyere kavanozla bozuk para götürüyor arada.
devamını gör...

evinin balkonunda rakı balık keyfi yapmak bunların en başında gelir .
devamını gör...

gücünün yeteceğinden daha yüksek yerlere kafa tutan kişinin, yalnızca kendisine zarar vereceğini ifade eden atasözü.
devamını gör...

iyi ki varsın. *
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kyiv/kaharlyk
devamını gör...

peygamberimizin "ilim çin'de olsa, gidip alınız" (uzaklık kastediliyor) hadisini bilmeyen yazarın ironisi.
devamını gör...

sanıldığı ya da ilk düşünüldüğü gibi kaşar bir kadın değildir. her işi düştüğünde forrest'a koşmamıştır. ki ben jeny ile ilgili fikrini kime sorsam -kadın erkek farketmez- jenny'e benzer yakıştırmalar yapmıştır. eğer film sakin ve akil kafayla izlenirse anlaşılacaktır ki jenny; kadının henüz daha yeni yeni varoluşunu kabul ettirme mücadelesine girdiği 60-80 arası batı toplumunda var olmuş ve dönemin şartları gereği kendi varoluşunun, haklarının, zevklerinin, arzularının ve insan olduğunun farkına varmış, kendi istediğinin peşine düşmüş bir kadındır.

(bkz: mad men) izleyenler bilir, kadınların o dönemden önce ve o dönem bir şey istediğinde ne yaşadığını. (bkz: peggy olson)

jenny; kendi değerinin farkına varmış, ne istediğini bilen, kendine güvenen bir kadındı kanımca. forrest'ın çabası, sevgisi ne kadar güzel ve masumsa jenny'ninki de o kadar kutsal ve özeldi bence. -ki böyle olmadığını düşünen kişilerin düştüğü hataya ben de çok düştüm.-

dönemin şartlarında kendine yakıştırdığını istedi, onu kovaladı; -doğru yada yanlış, tartışılır. -. forrest zihinsel engelli ve bu kadar mükemmel bir karakter olmasaydı; o film bu kadar duygusal ve yüreğe dokunan bir hal almayacaktı. (bkz: forrest gump) filminin bu kadar güzel olmasının bir sebebi de bu bence. bu kadar masum, iyi ve kalbini kırmaaktan imtina edeceğiniz bir karakter ile; kendinin ve haklarının yeni yeni farkına varmış bir karakteri çarpıştırması. (filmin geçtiği dönemler için diyorum)

jenny başı sıkıştığında forrest'ı bulmadı. jenny film boyunca; kendince ne iyi ne doğru özgürce onu deneyimledi. cefasını da kendi çekti. kendi başına şarkı söylemeyi denediğinde de, ırkçı grupta da; balkonun kenarında çıkıp atlamayı düşündüğü 80'ler dünyasında da. sansı ise; forrest gibi saf ve şanslı bir karakterin onu bir şekilde bulması oldu. forrest jenny ne zaman yardıma ihtiyacı olsa orada var oldu bir şekilde. jenny'de bu akımlar geçtiğinde ve yolun sonuna geldiğinde; annesi olduğu, canından parçasını güvenerek emanet ederek yaptığı hataların bedelini canıyla ödedi, ve gitti.
devamını gör...

un, yağ, nişasta, pudra şekerinin yoğun olarak hissedildiği, ağızda dağılan kurabiye türüdür.
tatlıya bayılan biri olarak neden bilmiyorum ama çok sevemediğim, tercih etmediğim bir tür benim için.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kitap okumak için vakit yaratılır.
devamını gör...

tamam ağbi

yaşını başını almış bir yazarın haklı serzenişi, üstteki goygoyumu göz ardı edersek, bu sadece sözlükte değil tüm hayatımızda uygulamamız gereken bir davranış şekli.

(bkz: samimiyet zamana muhtaçtır)
devamını gör...

eşine ve kendisine geçmiş olsun dediğim yazar.

salça yeniden yapılır, cam yeniden yerine takılır, yeni bir playlist hazırlanır, bariyerlere sol taraf daha dikkatli verilir, tekrar yola çıkılır.

da; hani bize pasta?*
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ilk kadın muhtarımız
devamını gör...

yeme-içme gibi normal bir durum olan sevişmenin, erkeğin karşı cinsi; kadın tarafından istenme durumu.
devamını gör...

dünyada iki tane dil konuşuluyo zannediyodum : türkçe ve ingilizce

türkçe kelimeleri tersten okuyunca da ingilizce olduğunu sanıyodum. hatta çocukken bunu ilk düşündüğümde ingilizce bildiğimi de farkettiğim an çok acayip hissetmiştim. ulan dedim daha bu yaşta bütün dilleri biliyosun kim tutar seni*
hayatta yaşadığım ilk aydınlanmalardandı.
devamını gör...

bir eğriye yaklaşan ama asla ona dokunmayan çizgi. fonksiyonların limitleri konusunda önemli bir özelliktir.
devamını gör...

nezdimde yapıla gelmiş en etkileyici sevgi ve aşk hikayesine sahip yapımdır aynı zamanda. bu yüzden 97 yapım anime son bölümünde boğazıniza yumruk yemiş hissi oluşur.
ağaca asılarak öldürülmüş bir kadının cesedinden doğan guts ve öksüz yetim tecavüze uğramak üzereyken çocuk yaşta griffith tarafından kurtarılan casca.
hayatı boyunca sadece dövüşmek ve can almak öğretilmiş guts. bir yandan şahin birliğinde bir savaşçı olarak bir erkek gibi hayatını sürdüren casca. hayatı boyunca griffith i kurtarıcı ve tanrı olarak bellemisken bir anda hayatına ve şahin birliğine dovusurken ofkeden kendini kaybeden yabani ve deli saldırgan bir köpeğe benzeyen guts girer.
casca gibi erkek mizaçlı bir kadın bile guts gibi bir alfanin büyüsüne zamanla kapılır. bir yandan ondan nefret eder bir yandan zamanla guts ı köpek gibi sever ve deli köpek guts da her şeyini casca yi korumak için harcar.
normalde romantizm her zaman ters mizaçlı iki karakter arasında olur lakin berserkteki karakter tasarımı kusursuzdur. iki birbirine benzeyen birbirlerine manyak gibi sinir olan bir yandan da etle tırnağa dönen iki karakter.
devamını gör...

beyni uyusuk olmayinca dunyayi cekemeyen ve uyku problemi yasayan insanlarin ortak davranisi.

hayattan bir beklenti kalmayinca zaman kavraminin yitirilmesi ile orantili olarak artar, ne olacaksa olsun artik dedirtir.

bulundugun yerde sizma avantaji sayesinde yatakta kendi kendine düşünürken lafın lafı açması sebebini ortadan kaldirir.

sozun ozu, cheers mate!
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim