manzara fotoğrafçılığı
sözlüğümüzün bilgi kütlesini artırmak için açtığım başlıklardan bir tanesi.
manzara fotoğrafçılığı demek,önüne gelen doğallığı,güzelliği,bazen bir yapıyı çekmek demektir bana göre.fotoğrafçılığın temel kuralları dışında pek bir kurala uymaksızın çekilebilir.ürün fotoğrafçılığı başlığında bahsettiğim etik değerler pek göz önünde bulundurulmaz.çünkü bu alanda ticari kaygı güdülmez.
fotoğraçılığın temel kuralları dedik,başka başlıklara sizi göndermeden,burada temelden anlatalım.
a)ışık:ışık bir nesneyi olması gerektiği gibi de gösterir,olmaması gerektiği gibi de.ışık kaynağını doğru ayarlamak,gölgeyi etkiler.dolaylı olarak fotoğrafın kalitesini de.
b)kompozisyon:kompozisyon dediğimiz şey aslında kadraja aldığımız görüntüdür.kadrajda istenmeyecek görüntüler olmadığı takdirde o kompozisyon,iyi kompozisyondur.
c)planlama:hayatımızın temel ögesi olması gereken bu kavram burada da karşımıza çıkıyor.ürün fotoğrafçılığı başlığında bahsettiğim sorular gibi sorularla yol haritanızı çıkarabilirsiniz.misal;'ne çekeceğim,ne arıyorum,nerede çekeceğim,ne zaman çekeceğim?' gibi sorular temeldir.size yol haritası verir ve de fotoğrafta mükemmeli ararken size yardımcı olur.
500px,shutterstock,vsco gibi büyük adreslerde birçok örnek bulabilirsiniz.buralardaki örnekleri analiz ederek,hangi ortamda nasıl çekim yapılır,sorusuna yanıt arayabilirsiniz.tabi ki kendinizi bir kalıba sokamazsınız.çünkü binlerce açı,binlerce kompozisyon yaratmak mümkündür.
(google bile bu konuda bir derya.)
bir başka bilgilendirici entaride görüşmek üzere.
(bkz: ürün fotoğrafçılığı)
(bkz: düğün kameramanlığı)
(bkz: fotoğraf renklendirme)
örnek verecek olursak da,legal torbacı adlı yazarın fotoğraflarını verebiliriz.
#172694
ayrıca çeşitli örnekler için (bkz: kafa sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar) başlığını ziyaret edebilirsiniz.
manzara fotoğrafçılığı demek,önüne gelen doğallığı,güzelliği,bazen bir yapıyı çekmek demektir bana göre.fotoğrafçılığın temel kuralları dışında pek bir kurala uymaksızın çekilebilir.ürün fotoğrafçılığı başlığında bahsettiğim etik değerler pek göz önünde bulundurulmaz.çünkü bu alanda ticari kaygı güdülmez.
fotoğraçılığın temel kuralları dedik,başka başlıklara sizi göndermeden,burada temelden anlatalım.
a)ışık:ışık bir nesneyi olması gerektiği gibi de gösterir,olmaması gerektiği gibi de.ışık kaynağını doğru ayarlamak,gölgeyi etkiler.dolaylı olarak fotoğrafın kalitesini de.
b)kompozisyon:kompozisyon dediğimiz şey aslında kadraja aldığımız görüntüdür.kadrajda istenmeyecek görüntüler olmadığı takdirde o kompozisyon,iyi kompozisyondur.
c)planlama:hayatımızın temel ögesi olması gereken bu kavram burada da karşımıza çıkıyor.ürün fotoğrafçılığı başlığında bahsettiğim sorular gibi sorularla yol haritanızı çıkarabilirsiniz.misal;'ne çekeceğim,ne arıyorum,nerede çekeceğim,ne zaman çekeceğim?' gibi sorular temeldir.size yol haritası verir ve de fotoğrafta mükemmeli ararken size yardımcı olur.
500px,shutterstock,vsco gibi büyük adreslerde birçok örnek bulabilirsiniz.buralardaki örnekleri analiz ederek,hangi ortamda nasıl çekim yapılır,sorusuna yanıt arayabilirsiniz.tabi ki kendinizi bir kalıba sokamazsınız.çünkü binlerce açı,binlerce kompozisyon yaratmak mümkündür.
(google bile bu konuda bir derya.)
bir başka bilgilendirici entaride görüşmek üzere.
(bkz: ürün fotoğrafçılığı)
(bkz: düğün kameramanlığı)
(bkz: fotoğraf renklendirme)
örnek verecek olursak da,legal torbacı adlı yazarın fotoğraflarını verebiliriz.
#172694
ayrıca çeşitli örnekler için (bkz: kafa sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar) başlığını ziyaret edebilirsiniz.
devamını gör...
yazar uçar entry kalır
sen uçuşu hatırla.
devamını gör...
geceye tatsız bir hayat kuralı bırak
yoruluyorsunuz. ve çoğu zaman değmiyor.
uğruna yorulduğunuz insanlar, sizi zor görünce kaçıyor.
uğruna yorulduğunuz insanlar, sizi zor görünce kaçıyor.
devamını gör...
bir günde dört vatandaşın geçim sıkıntısından intihar etmesi
az gelişmiş memleketin at yarışı tabelasına dönen ölüm rakamları.
pandemi ölümlerinde oran 373 ölüm/ 28800 vaka, pençe operasyonunda 4 şehit/8 gün, mart ayı kadın cinayeti oranı 28 kadın/31 gün vs. vs.
sayılar, sayılar, sayılar her biri sadece rakamlardan oluşan sayılar. halbuki canımız ne kadar tatlı. ve o sayıların her biri bir can, eş, sevgili, anne, baba, kardeş.
tüm bunlar yaşanırken bağımsız merkez bankamızın atamalı köşe yazarı başkanı işiymiş gibi "hiç kimsenin burnu kanamadan 2020 pandemi krizi atlatılmıştır" diyebilmiştir. kim demişse doğru demiş galiba "halklar layık olduğu gibi yönetilir.".
pandemi ölümlerinde oran 373 ölüm/ 28800 vaka, pençe operasyonunda 4 şehit/8 gün, mart ayı kadın cinayeti oranı 28 kadın/31 gün vs. vs.
sayılar, sayılar, sayılar her biri sadece rakamlardan oluşan sayılar. halbuki canımız ne kadar tatlı. ve o sayıların her biri bir can, eş, sevgili, anne, baba, kardeş.
tüm bunlar yaşanırken bağımsız merkez bankamızın atamalı köşe yazarı başkanı işiymiş gibi "hiç kimsenin burnu kanamadan 2020 pandemi krizi atlatılmıştır" diyebilmiştir. kim demişse doğru demiş galiba "halklar layık olduğu gibi yönetilir.".
devamını gör...
yöneticilerin özel mesajlarımızı okuyabiliyor olmaları
yönetici napsın sizin b.klu mesajlarınızı.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
oldum olası, yaşadigim evde hüzün eksik olmadı sözlük. bir hüzün döngüsü içinde dönüp durduk sürekli. mutlu olduğumuz günler de oluyor ama arkasından muhakkak hemen bir sıkıntılı gün takip ediyor. böyle bir aile içinde annem ve babamın kahkaha attığını çok gormemisimdir. sohbet olur muhabbet olur ama sen şakrak kahkahalı espirili ortamlik bir aile değildik genelde. halbuki ben böyle olmak istesem de bu döngünün içinde buna yer olmuyor sanki. bazen kuzenime gidip kalıyorum. aile ortamına girdiğimde muhakkak gülecek bir şey buluyorlar. sohbetlerinden kahkaha eksik olmuyor. oradan hiç ayrılmak istemiyorum görünce. fakat sonra tekrar kendi evime dondugumde bu eksiklik içimi kaplıyor. her ne kadar ailem bir arada olsa da ben de eğlenceli, gülmeyi bilen bir aile ortami isterdim. belki de bu yüzden arkadaş ortamında en çok güldürmeye çalışan ben oluyorum etrafimi. buna ihtiyacım olduğunu hissediyorum sözlük. muhabbet etmekten keyif aldığım ortak şeylere gulebildigim bir ortamım olsun istiyorum daha çok. ama anne ve babanın sürekli gergin ilişkisi içinde neye gülüp ne ile eglenebilirsin ki? kendi içinde nasıl mutlu olmayı basarabilirsin?
senin secmedigin ama sevmek durumunda birakildigin kişilerin hayatını bu kadar etkilemesi bazen yoruyor.
senin secmedigin ama sevmek durumunda birakildigin kişilerin hayatını bu kadar etkilemesi bazen yoruyor.
devamını gör...
evdekilere küsüp kızınca yapılanlar
selam vermem. bu konuda hassasım.
devamını gör...
the motorcycle diaries
çok bilinen bir film olmasına rağmen, az tanım girilmiş. tekrar hatırlamak adına ve gündeme düşürmek için tanım yapalım.
türkçeye “motosiklet günlükleri” olarak çevrilen film 2004 yapımıdır.

henüz 23 yaşında tıp fakültesi öğrencisi olan ernesto che guevara ve okul arkadaşı alberto granada’nın 1951 yılında yaptıkları seyahati konu alan filmdir. iki arkadaşın anılarını yazdıkları günlüklerden derlenen film, müzikleri ile de etkileyicidir.
“bir yolculuk, bir ulusun kaderini değiştirdi.”
film, politik olarak che’nin henüz devrimci mücadelede olmadığı dönemi anlatır. iki arkadaşın motosiklet ile tüm latin amerikayı gezmesi, burada halkın acılarını, yaşanan adaletsizliklere tanık olmaları sonucunda, fikren bir değişimin başlamasını konu eder. bu yolculuk sonrası artık che, hayata başka bir açıdan bakmaya başlayacaktır.
yaklaşık 7 ay süren bu seyahatte, kahramanlarımızın başına gelmeyen kalmaz. macerası bol olan filmde anlatılan, iki gencin sosyal ve siyasi anlamda değişimidir.
eski bir film, çok izlendi ancak henüz izlememiş olanlara öneriyorum.
che karakterini ünlü oyuncu gael garcia bernal çok iyi canlandırmıştır. alberto granada rolünü ise, bugünlerde izlenen la casa de papel dizisinde “palermo” karakterini oynayan rodrigo de la serna canlandırmıştır.
iki defa izlediğim ender filmlerdendir.
fragmanı ekliyorum. görüntüler kadar müziklerine de odaklanın derim.
iyi seyirler.
türkçeye “motosiklet günlükleri” olarak çevrilen film 2004 yapımıdır.

henüz 23 yaşında tıp fakültesi öğrencisi olan ernesto che guevara ve okul arkadaşı alberto granada’nın 1951 yılında yaptıkları seyahati konu alan filmdir. iki arkadaşın anılarını yazdıkları günlüklerden derlenen film, müzikleri ile de etkileyicidir.
“bir yolculuk, bir ulusun kaderini değiştirdi.”
film, politik olarak che’nin henüz devrimci mücadelede olmadığı dönemi anlatır. iki arkadaşın motosiklet ile tüm latin amerikayı gezmesi, burada halkın acılarını, yaşanan adaletsizliklere tanık olmaları sonucunda, fikren bir değişimin başlamasını konu eder. bu yolculuk sonrası artık che, hayata başka bir açıdan bakmaya başlayacaktır.
yaklaşık 7 ay süren bu seyahatte, kahramanlarımızın başına gelmeyen kalmaz. macerası bol olan filmde anlatılan, iki gencin sosyal ve siyasi anlamda değişimidir.
eski bir film, çok izlendi ancak henüz izlememiş olanlara öneriyorum.
che karakterini ünlü oyuncu gael garcia bernal çok iyi canlandırmıştır. alberto granada rolünü ise, bugünlerde izlenen la casa de papel dizisinde “palermo” karakterini oynayan rodrigo de la serna canlandırmıştır.
iki defa izlediğim ender filmlerdendir.
fragmanı ekliyorum. görüntüler kadar müziklerine de odaklanın derim.
iyi seyirler.
devamını gör...
fransız ihtilali
aslında fransa monarşisi birkaç yıl önce, düşmanları büyük britanya'ya karşı amerikan kolonilerini destekleyerek bu ihtilalin yolunu açmışlar.
bugünkü kanada fransız sömürgesi iken 1763'de ingilizler tarafından ele geçirilir. amerikalı koloniler ingilizlere karşı savaşmaya başlayınca, fransa bunu intikam fırsatı görüp kolonilere yardım eder ve sonunda koloniler kazanır. o günün dünyasında monarşi olmadan bir devletin yaşayacağı düşünülmüyordu. ama amerikalılar monarşi olmadanda bir ülke yönetileceğini gösterince fransa halkı için örnek oldular.
bugünkü kanada fransız sömürgesi iken 1763'de ingilizler tarafından ele geçirilir. amerikalı koloniler ingilizlere karşı savaşmaya başlayınca, fransa bunu intikam fırsatı görüp kolonilere yardım eder ve sonunda koloniler kazanır. o günün dünyasında monarşi olmadan bir devletin yaşayacağı düşünülmüyordu. ama amerikalılar monarşi olmadanda bir ülke yönetileceğini gösterince fransa halkı için örnek oldular.
devamını gör...
canı sıkılanlara tavsiyeler
şu devirde internet gibi bir kaynağımız varken can sıkıntısı yaşamak gerçekten imkansız. can sıkıntısından çok vakit sıkıntısı var. ama can sıkıntısından kasıt ruh sıkıntısı ise işte ona lafım yok.
devamını gör...
gereğinden fazla abartılan kitaplar
bana göre sherlock holmes kitapları.
insanlar nasıl bayılıyor anlamıyorum, pek sarmadı beni.
insanlar nasıl bayılıyor anlamıyorum, pek sarmadı beni.
devamını gör...
ateist kaplumbağa
hey teenage mutant ninja turtle! biraz fazla sürmedi mi nereye gittin dediğim yazardır. sözlük dedikoduları, haberleri ondan sorulurdu. tanımları da çok değerliydi. kuvvetli kalemini de al gel kaplumbağa!
devamını gör...
ada_reva3
hayatı kötüye giden yazar arkadaşımız. başarılar dileriz. tek güzel olan : konuşaaaanlarrrr.
devamını gör...
şalom aleyke
arapça selamun aleyküm'ün aslı olup ibranicedir.
şalom m.ö. 1000’li yıllarda yaşamış ilk yahudi-israil kent devleti kralının adıdır.
aleyke de üzerine, tabi gibi anlamlara gelmektedir.
türkçeye çevirirsek; şalom'un milletindenim demektir.
ülkemizde dinle son derece aşırı ilgilenenlerin, sizden olmayanlarla dostluk kurmayın, onlara benzeyen onlardandır anlayışına sahip olmasına rağmen gidip de adamların (israillilerin) krala bağlılık sözünü, yeminini ya da selamını alıp, buna allah'ın selamı demek ve bu şekilde kullanmaya çalışmak gerçekten çok güzel bir kafaya sahip olduklarını gösteriyor. fakat niyeyse bu söz konusu durum hiç şaşırtıcı gelmiyor. çünkü zihniyetlerini ve inanç anlayışını a'dan z'ye çözdük ve biliyoruz, yaptıkları hiçbir şey artık hiç şaşırtıcı gelmiyor.
sözün özü; (bkz: eğitim şart.)
bir tane de video ekleyelim;
şalom m.ö. 1000’li yıllarda yaşamış ilk yahudi-israil kent devleti kralının adıdır.
aleyke de üzerine, tabi gibi anlamlara gelmektedir.
türkçeye çevirirsek; şalom'un milletindenim demektir.
ülkemizde dinle son derece aşırı ilgilenenlerin, sizden olmayanlarla dostluk kurmayın, onlara benzeyen onlardandır anlayışına sahip olmasına rağmen gidip de adamların (israillilerin) krala bağlılık sözünü, yeminini ya da selamını alıp, buna allah'ın selamı demek ve bu şekilde kullanmaya çalışmak gerçekten çok güzel bir kafaya sahip olduklarını gösteriyor. fakat niyeyse bu söz konusu durum hiç şaşırtıcı gelmiyor. çünkü zihniyetlerini ve inanç anlayışını a'dan z'ye çözdük ve biliyoruz, yaptıkları hiçbir şey artık hiç şaşırtıcı gelmiyor.
sözün özü; (bkz: eğitim şart.)
bir tane de video ekleyelim;
devamını gör...
aşk ve kül
mehmet coşkundeniz kitabı.
“dışarıdan diledikce içeriden yoksullasıyorsun!"
“dışarıdan diledikce içeriden yoksullasıyorsun!"
devamını gör...
devlet memurları bu ülkenin kanayan yarası kamburu kanseridir
kanser sebebinin birkaç ayda bir değiştiğini gösteren beyan. en son emekliler kanserdi, ne oldu o iş?
durup durup insanları bir şeyler için kambur ya da kanser ilan etmek, hedef saptırmaktan başka bir şey değil. iyi niyetli olabilirsiniz belki böyle iddialarda bulunurken ama esas bakılması gereken yere bakılmasını önleyici beyanlara da imza atmış olursunuz istemeden. bu ülkede insanlardan toplanan vergiler planlı programlı ve olması gereken yerlere harcansa kimse kambur falan olmaz. birkaç ülkeyi evlatlık alır, onlara bile paşalar gibi bakarız. o derece...
eskiden devlet memuruna kız bile verilmeyen bir dönem vardı, yaşı yetenler hatırlar. yani hiç de öyle boş boş yatar, alır paramı gül gibi geçinip giderim diye düşünebileceğiniz bir makam değildi memurluk. eğer şimdi durum ona dönüştüyse sorun memuriyette değil, işleri bu hale getirenlerde aranmalı.
ha ama derseniz ki siyasetçiler de birer devlet memurudur, o zaman onu konuşuruz işte.
durup durup insanları bir şeyler için kambur ya da kanser ilan etmek, hedef saptırmaktan başka bir şey değil. iyi niyetli olabilirsiniz belki böyle iddialarda bulunurken ama esas bakılması gereken yere bakılmasını önleyici beyanlara da imza atmış olursunuz istemeden. bu ülkede insanlardan toplanan vergiler planlı programlı ve olması gereken yerlere harcansa kimse kambur falan olmaz. birkaç ülkeyi evlatlık alır, onlara bile paşalar gibi bakarız. o derece...
eskiden devlet memuruna kız bile verilmeyen bir dönem vardı, yaşı yetenler hatırlar. yani hiç de öyle boş boş yatar, alır paramı gül gibi geçinip giderim diye düşünebileceğiniz bir makam değildi memurluk. eğer şimdi durum ona dönüştüyse sorun memuriyette değil, işleri bu hale getirenlerde aranmalı.
ha ama derseniz ki siyasetçiler de birer devlet memurudur, o zaman onu konuşuruz işte.
devamını gör...
kilo alamamak
okuldan mezun olurken 67 kg ,
9 sene sonra evlenirken 76 kg,
iki sene öncesinde 108 kg'a çıkıp,
şuanda 102 kg civarında seyreden biri için geçerli olmayan tanım. boyum 196 cm olduğu için 67 kg iken iskeletor diye anılırken, kilo aldıkça senin boyun var abi kilo sana yakışıyora evrildim.
67 kg ile maksimumum olan 108 kg arasında % 60 fark var. kilo alamıyorum diyenin ağzına kürekle mi vursam acaba*. o zamanda aynı şeyi yerdim, şimdi de....
9 sene sonra evlenirken 76 kg,
iki sene öncesinde 108 kg'a çıkıp,
şuanda 102 kg civarında seyreden biri için geçerli olmayan tanım. boyum 196 cm olduğu için 67 kg iken iskeletor diye anılırken, kilo aldıkça senin boyun var abi kilo sana yakışıyora evrildim.
67 kg ile maksimumum olan 108 kg arasında % 60 fark var. kilo alamıyorum diyenin ağzına kürekle mi vursam acaba*. o zamanda aynı şeyi yerdim, şimdi de....
devamını gör...
konuşurken en çok kullanılan kelime
"aslinda" yada "esasen" olabilir. gerci ben evde tıkılı kalmaktan kokten konusmayi unuttum, sahi o nasil bir seydi?
devamını gör...
hele bir soluklan yeğenim'in ingilizcesi
here, take a seat yeğenim.
devamını gör...