gençliğe hitabenin sansürlenmesi
beklenilmeyen bir durum değildir. hatta bugüne kadar yapılmamış olmasına şaşırmak gerekir.
çünkü;
martin luther king “ ı have a dream” diyerek kölelik karşıtı bir aydınlanmayı fitillediğinde kelimelerin gücü karşısında az da olsa boyun eğmek zorunda kalmıştı muktedirler.

marx ve engels “ avrupa’da bir hayalet dolaşıyor” dediklerinde ise dünyayı sarsım sarsım sarsan devrim depremine yol verdiler. evet sonuç istenilen gibi olmadı belki ama muktedirlerin koltuğu da sarsıldı duydukları korku ile.

gandhi “ yanlışı savunup kalabalıkları arkama almaktansa, doğrumu savunup yalnız kalmayı tercih ederim” diyerek emperyalistlere sessizce direnmeye başlayınca muktedirler önemli bir oranda kan kaybetmiştir.

efendiler, sözcükler mühimdir. korku salar insanı içine, hele de bir yarasına dokunuyorsa.
nazım demişti ya “ hiçbir şeye benzemez halkını satanın korkusu”. sansürlenen bölüm de böyle benzersiz bir korku yaratmış belli ki.

o zaman bir kez de biz yazalım:
"iktidarı elinde bulunduranlar, gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerinin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler"
çünkü;
martin luther king “ ı have a dream” diyerek kölelik karşıtı bir aydınlanmayı fitillediğinde kelimelerin gücü karşısında az da olsa boyun eğmek zorunda kalmıştı muktedirler.

marx ve engels “ avrupa’da bir hayalet dolaşıyor” dediklerinde ise dünyayı sarsım sarsım sarsan devrim depremine yol verdiler. evet sonuç istenilen gibi olmadı belki ama muktedirlerin koltuğu da sarsıldı duydukları korku ile.

gandhi “ yanlışı savunup kalabalıkları arkama almaktansa, doğrumu savunup yalnız kalmayı tercih ederim” diyerek emperyalistlere sessizce direnmeye başlayınca muktedirler önemli bir oranda kan kaybetmiştir.

efendiler, sözcükler mühimdir. korku salar insanı içine, hele de bir yarasına dokunuyorsa.
nazım demişti ya “ hiçbir şeye benzemez halkını satanın korkusu”. sansürlenen bölüm de böyle benzersiz bir korku yaratmış belli ki.

o zaman bir kez de biz yazalım:
"iktidarı elinde bulunduranlar, gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerinin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler"
devamını gör...
bir şeyler yaz
yaz düşünde çok sarardık
yaza varmadan..
yaza varmadan..
devamını gör...
salt maruz kalma etkisi
salt maruz kalma etkisi, farkında olmadan tercihlerimizi etkileyen bir süreçtir. şimdi içinde bulunduğumuz süreçte nefret ettiğimiz herhangi bir şeyi, zaman içerisinde sevebileceğimizi, fikirlerimizin maruz kalma ile değişebileceğini ifade eder. insanlar alışık oldukları şeylere daha çabuk bağ kurar ve kabullenirler. işte maruz kalma durumu ortaya çıktığında beğenmediğimiz bir şeyi bağ kurduğumuz için daha sonraları beğenmemize neden olduğunu açıklar.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük! zor ama neşeniz bol olsun sebepsiz yere. sizlere saadettin teksoy ve adana yöresi kekolarının denizde turist avına çıktığında yaşanan bir diyalog ile günaydın demek istiyorum!
-napıyorsunız? çimiyor musunuz? hee? çimiyor musunuuuz?
-eeeveeeeet!
-napıyorsunız? çimiyor musunuz? hee? çimiyor musunuuuz?
-eeeveeeeet!
devamını gör...
kafa açan kesitler kadınlar günü özel
ıçinde oldukça dogru ve anlamlı mesajlar yatan kesit .helal olsun ve ellerine sağlık diyorum.
devamını gör...
washington
abd' de washington adıyla pek çok şehir, kasaba vs... vardır. bunlardan en fazla bilineni eyalet olanı ve başkent olanıdır.
eyalet olanı washington eyaleti olarak geçer ve amerika birleşik devletleri'nin büyük okyanus kıyısındaki en kuzeyde, kanada sınırında olanıdır. en büyük kenti seattle' dır.
başkent olanın ise tam adı washington d.c. dir. buradaki d.c. kısaltması district of columbia demek olup columbia bölgesi anlamına gelir, bilinenin aksine abd nin ilk ve tek başkenti değildir.
1778 yılında başkent iki yıl süre ile new york city olmuş, daha sonra 1790-1800 yılları arasında başkent philadelphia yapılmıştır, bu sırada washington d.c. yeni başkent olarak inşa ediliyordu .başkent daha sonra washington'a taşınmıştır .
adamların her şeyi gibi washington d.c. de kurulurken siyasi açıdan belli bir düzene göre kurulmuştur, özel bir statüdedir. başkenti bir eyalete bağlarsak bu ona diğer eyaletler karşısında haksız yere avantaj sağlayacaktır diye hiç bir eyalete bağlı değildir. district of columbia denilen özel statüde bir bölge olarak kabul edilmiştir. amerikan kongresinde üyesi vardır ama oy hakkı yoktur. senatoda burayı temsil eden senatör yoktur.
eyalet olanı washington eyaleti olarak geçer ve amerika birleşik devletleri'nin büyük okyanus kıyısındaki en kuzeyde, kanada sınırında olanıdır. en büyük kenti seattle' dır.
başkent olanın ise tam adı washington d.c. dir. buradaki d.c. kısaltması district of columbia demek olup columbia bölgesi anlamına gelir, bilinenin aksine abd nin ilk ve tek başkenti değildir.
1778 yılında başkent iki yıl süre ile new york city olmuş, daha sonra 1790-1800 yılları arasında başkent philadelphia yapılmıştır, bu sırada washington d.c. yeni başkent olarak inşa ediliyordu .başkent daha sonra washington'a taşınmıştır .
adamların her şeyi gibi washington d.c. de kurulurken siyasi açıdan belli bir düzene göre kurulmuştur, özel bir statüdedir. başkenti bir eyalete bağlarsak bu ona diğer eyaletler karşısında haksız yere avantaj sağlayacaktır diye hiç bir eyalete bağlı değildir. district of columbia denilen özel statüde bir bölge olarak kabul edilmiştir. amerikan kongresinde üyesi vardır ama oy hakkı yoktur. senatoda burayı temsil eden senatör yoktur.
devamını gör...
huzur veren şeyler
kedi gırlaması. kucağa oturur, başlar "gırr gırr gırr" diye... hatta az daha zaman geçip iyice mest olunca "toor torrr" diye yükselir o ses. sanırsın içinde minik bir motor var. eşek sıpaları, çok rahatlatıyorlar beni o halleriyle!
devamını gör...
kolostrum
insanlarda plasental bağışıklık mümkündür, yani doğduğunda anne sayesinde bağışıklık kazanabilir. ancak evcil bir çok hayvanda bu mümkün değil, hastalıklara bağışıklığı doğumdan sonraki, kritik saatlerde alması gereken kolostruma bağlıdır. bu yüzden insan ve diğer canlılarda çok önemli olan kolostrum, zamanında ve yeterince alınmalı.
devamını gör...
oidipus kompleksi
oidipus doğduğunda babası laios'u öldüreceğine ve annesiyle evleneceğine dair bir kehanet verilir, babası kehanetin gerçekleşmemesi için oğlunu öldürtmeye karar verir. çocuğu öldürmek üzere görevlendirilen kişi çocuğu öldürmez ve dağa bayıra salar. bir çoban çocuğu bulur ve büyütür. (bazı rivayetlerde çocuğu corinth kralının büyüttüğü söylenir) aradan yıllar geçer. oidipus'un yolu laios'un krallığına düşer. kral oğlunu tanımaz oğlu kralı ve oidipus laios'u öldürür sonra da laios'un karısıyla yani annesiyle evlenir. (bkz: kahramanın doğuş miti)
sevgili freud'umuz bu durumu (her durumu bağladığı gibi) cinselliğe bağlar ve bu durum oidipus sendromu olarak literatüre geçer.
aynı durumun kadın versiyonu ise (bkz: elektra kompleksi)'dir.
sevgili freud'umuz bu durumu (her durumu bağladığı gibi) cinselliğe bağlar ve bu durum oidipus sendromu olarak literatüre geçer.
aynı durumun kadın versiyonu ise (bkz: elektra kompleksi)'dir.
devamını gör...
geç evlen az evli kal
böyle bir düşüncen varsa evlenipte milletin başını yakma.
devamını gör...
gomercan ile o gemi radyo programı
çoğu zaman türkü dinlemekten kaçıyorum. her birinde yaşanmış hikayelerin sihiri var. bünyeye ağır mı geliyor ne? bugün dinleyeyim dedim de ne iyi ettim. güzel sunumu ile bende girdim türkü dünyasına.
seher yeli nazlı yare'ye eşlik edenlerdenim.
seher yeli nazlı yare'ye eşlik edenlerdenim.
devamını gör...
apophasis
bir durumdan bahsetme niyetinde olmadığını tam da o durumu dile getirerek ifade etmek anlamına gelen retorik bir terimdir.
"şimdi size ali'nin ne kadar tembel bir çocuk olduğundan bahsetmeyeceğim elbette..." şeklindeki bir cümle bu duruma örnektir. veya "ismi lazım değil..." şeklinde kurulan cümleler de yine aynı amaca hizmet etmektedir.
ayrıca bu şekilde konuşan kişilere apopatik ya da apofezik denmektedir.
"şimdi size ali'nin ne kadar tembel bir çocuk olduğundan bahsetmeyeceğim elbette..." şeklindeki bir cümle bu duruma örnektir. veya "ismi lazım değil..." şeklinde kurulan cümleler de yine aynı amaca hizmet etmektedir.
ayrıca bu şekilde konuşan kişilere apopatik ya da apofezik denmektedir.
devamını gör...
kırmızı dudaklı yarasa balığı
benim de ilk defa gördüğüm ve oldukça ürkütücü bulduğum balıktır.
bana yengeçi anımsatmıştır.
bana yengeçi anımsatmıştır.
devamını gör...
hate (yazar)
benjaminin yüreği yemediği için kurban seçtiği kişi. hate tehlikedeysen 3 kere hebele hübele de biz anlarız.
devamını gör...
sinirden ağlamak
en sinir olduğum insani özelliğim. ağlamasam, öyle güzel konuşup, kendimi savunucam ki, ama ağlayınca sinirlendiğim kişi bir de teselliye felan başlıyorya, kendimi imha edesim geliyor o an.
devamını gör...
modern insanın en büyük problemi
kendisini soylu diğer insanları köle gibi görüyorsa en büyük problemi bu olan insan. her an çok sağlam bi balans ayarı yemesi çok olası bir durum.
devamını gör...
dahavakitvar
sohbeti de tanımları kadar güzel olan ayrıca müzik zevklerimizin de çok çok uyuştuğunu düşündüğüm gerçekten tatlı bi yazar. çok sıcakkanlı, iyi kalpli birisi ve sözlüğe ciddi anlamda güzel katkılar sağladığını düşünüyorum.
umarım uzunca bi süre burada yazmaya devam eder. severek takip ediyorum kendilerini.
umarım uzunca bi süre burada yazmaya devam eder. severek takip ediyorum kendilerini.
devamını gör...


