14 şubat için antik öyküler
(bkz: heyecanlıyız)
devamını gör...
şamar oğlanı
1. monarşilerde şehzadeler bir hata işlediklerinde onların yerine dayak yiyen erkek çocuğu.
2. herkesin azarladığı ve hıncını aldığı, sürekli suçlu bulunan ve tüm bunlar karşısında 'gıkının çıkmadığı' kimse.
2. herkesin azarladığı ve hıncını aldığı, sürekli suçlu bulunan ve tüm bunlar karşısında 'gıkının çıkmadığı' kimse.
devamını gör...
normal sözlük'te herkesin fakir olması
neden benim oğlumun flütü yok. kaç para ulan bir flüt? diye isyan ettiğim durum. gerçi benim oğlum da yok ama olsun.
edit: 'da' ayrı uyarısı yapan (bkz: ugursuzbirsey)e teşekkürler.
edit: 'da' ayrı uyarısı yapan (bkz: ugursuzbirsey)e teşekkürler.
devamını gör...
ayaz erdoğan
17 şubat 1994 istanbul doğumlu, aslen mardinli şarkıcı, söz yazarı, besteci ve prodüktördür.
müziğe 14 yaşında gitar ve ardından piyano öğrenmeyle başladı. bu yeteneklerini geliştirdikten sonra beste yapması kaçınılmaz olmuştur. digitalaudio, workstation programları ile tanıştıktan sonra aranjmanlar yapmaya başlamıştır. 2016 yılında bir arkadaşıyla beraber werewolf music adı altında müzik yapım şirketini kurmuş ve bir çok sanatçının yapımcılığını üstlenmiştir. yaptığı işlerde ki hassasiyeti ve özenli çalışması müzisyenler tarafından hissedilmiş olacak ki bir çok sanatçı tarafından desteklenmektedir.
ederin olsun parçası gerçek anlamda dillere pelesenk olmuştur.
müziğe 14 yaşında gitar ve ardından piyano öğrenmeyle başladı. bu yeteneklerini geliştirdikten sonra beste yapması kaçınılmaz olmuştur. digitalaudio, workstation programları ile tanıştıktan sonra aranjmanlar yapmaya başlamıştır. 2016 yılında bir arkadaşıyla beraber werewolf music adı altında müzik yapım şirketini kurmuş ve bir çok sanatçının yapımcılığını üstlenmiştir. yaptığı işlerde ki hassasiyeti ve özenli çalışması müzisyenler tarafından hissedilmiş olacak ki bir çok sanatçı tarafından desteklenmektedir.
ederin olsun parçası gerçek anlamda dillere pelesenk olmuştur.
devamını gör...
resm-i mücerred
osmanlı döneminde bekar vatandaşlardan alınan vergi. bir zamanlar bekar olmak da suçmuş diye düşünmemek elde değil doğrusu.
devamını gör...
ilk başta sevilmeyip zamanla alışılan şeyler
brokoli ve küfür.
devamını gör...
sonsuzluğun mesajı
bir önceki kitabı ''bir çift yürek'' ile bizleri bambaşka bir serüvene çıkarmış, farklı bir konuya değinmiş ve adlarını daha önce hiç duymadığımız aborijinlerle tanıştırmıştı marlo morgan. kitapları her zaman başka bir bakış açısı yaratır yazarımızın. bu ikinci kitabı olan ve bir aborijin bilgeliği yazısıyla yayınlanan ''sonsuzluğun mesajı'' adlı kitabından bahsetmek istiyorum. (bkz: bir çift yürek)
sonsuzluğun mesajı yine bizi bambaşka bir evrene götürüp,derinlik kazandıran bir kitap oldu.
kitaptaki karakterimizin adı beatrice ve bir ikiz kardeşi var.ikiz kardeşi erkek. annesi doğum yaptıktan sonra ikisini de beyaz insanlar alıp bambaşka yerlere götürürler.
avustralya'nın gizli sakinleri olarak da adlandırılan aborijinler kendi tabirleriyle beyaz insanlar tarafından toprakları keşfedilince birçok zorluğa maruz kalmışlardır.
kitaptaki ikizlerimizin biri amerika'ya gönderilir bir diğeri de yetimhanede kalır. beatrice köklerini bulmaya girişir ve yolculuk da orada başlar çünkü ruhunda hissettiği kendi köklerine ulaşma ihtiyacından alıkoyamaz kendini ve aborijinlere kendi insanına ulaşmayı başarır. bilge aborijinlerle kurduğu diyaloglar,onların öğrettikleri hem beatrice'in hem de biz okuyucuların ruhunda sonsuzluğun mesajına doğru bir yolculuğa çıkartır.
yani bir aborijin bilgeliği romanı denmesinin hakkını sonuna kadar vermiş bir kitap. kitaptaki aborijin bilgelerinin söyledikleri adeta kendi ruhumuzda sanki hiç keşfetmemişiz gibi bir yolculuğa çıkarıyor. hislerimize dokundukça ruhumuzu arındırıp içimizdeki güzelliğin farkındalığını yaratarak kendimizi insanlığımıza iyi gelecek bir değişime uğramış olarak buluyoruz.o yüzden bana kattıkları özel olan bir kitap.
okumaktan keyif alacağınız ,okudukça huzur bulacağınız bir kitap.
şimdi size kitaptan birkaç kesit paylaşacağım.
''kafanın konuşması toplumun bir ürünüdür, kalbin konuşması sonsuzluktan gelir.''der kitapta. en sevdiğim cümlelerden biri oldu.
altını çizdiğim yerlerden biri de ölümle ilgili çok farklı bir bakış açısı kazandıran aşağıdaki paragraf oldu.sen kimseyi öldüremezsin aslında ya da kimse ölmez. ölen sadece bedendir ve ruh sonsuzdur yine sonsuzluğa gider der.
''değişime uğramış olanların,mutantların dünyasında dini bir ilke vardır.bu 'öldürme'dir. bu yeterince açıktır ama yine de onlar savaşlarda,ulaşımda,yapılan tıbbi deneylerde kendi mallarını ya da yaşamlarını korurken,kızgınken hatta yalnızca ödeşmek için bile birbirlerini öldürürler.basit 'öldürme' ilkesinin yorumu kişinin farklı koşullar altındaki düşüncelerini haklı çıkarmak için değiştirilir.eğer toplum bu biçimde düşünmeyi seçerse bu kabul edilir ama gerçek 'öldürme' değil 'öldüremezsin!'dir.bunun koşullarla ,izinle ya da yapılmış olan edimlerin incelenmesiyle hiçbir ilgisi yoktur.sözler gayet açıktır.öldürmek olanaksızdır.o ruhu sen yaratmadın,onu sen öldüremezsin.insan biçimine son verebilirsin ama bu yalnızca ruhu sonsuzluğa geri gönderir.ruhlar durup başlamazlar,onlar süreklidir.ölüm bir sonuç değildir.ölüm sonsuzluk dünyasında değişik bir biçimde var olmaktır.bir yaşama son vermek kişiye kesinlikle sorumluluk getirir;yaşam çok değerli bir deneyimdir.''
bir diğeri de koşulsuz sevgiden bahsettiği kısımdır.
''bizim seçme şansımız vardır. bizim özgür irademiz vardır ve bizler bunun farkındayız. ne kadar disiplinli olacağımıza yalnızca biz karar veririz ve bundan dolayı sorumluyuz. bizler yaratıcı varlıklarız. sınırsız yaratıcılığa ulaşabiliriz. biz burada bir diğerimiz için, yardım etmek, geliştirmek, eğlendirmek, karşılıklı ilişkide bulunmak için bulunuyoruz. bizler burada bu gezegene bakmak için bulunuyoruz. enerjinin bilgisi ve bu bilginin idare edilmesi bilincimizle birlikte gelir. birçok duygumuz vardır ve bizler sonunda anahtarın çok basit olduğunu anlayacağız. bu anahtar yargısız, koşulsuz sevgidir. eğer bir şey karmaşık gibi görünüyorsa, bu, sevgi değildir; başka bir şeydir. sevgi, duruma göre hangi rol daha fazla yardımcı oluyorsa, yardım edici, verici ya da alıcı olabilir. insanlar bilgeliğe ulaşabilirler, ama diğer canlılara bu fırsat verilmemiştir. duygusal bilgeliğe ulaşmak bizim yeryüzündeki görevlerimizden biridir.''
(bkz: marlo morgan)
sonsuzluğun mesajı yine bizi bambaşka bir evrene götürüp,derinlik kazandıran bir kitap oldu.
kitaptaki karakterimizin adı beatrice ve bir ikiz kardeşi var.ikiz kardeşi erkek. annesi doğum yaptıktan sonra ikisini de beyaz insanlar alıp bambaşka yerlere götürürler.
avustralya'nın gizli sakinleri olarak da adlandırılan aborijinler kendi tabirleriyle beyaz insanlar tarafından toprakları keşfedilince birçok zorluğa maruz kalmışlardır.
kitaptaki ikizlerimizin biri amerika'ya gönderilir bir diğeri de yetimhanede kalır. beatrice köklerini bulmaya girişir ve yolculuk da orada başlar çünkü ruhunda hissettiği kendi köklerine ulaşma ihtiyacından alıkoyamaz kendini ve aborijinlere kendi insanına ulaşmayı başarır. bilge aborijinlerle kurduğu diyaloglar,onların öğrettikleri hem beatrice'in hem de biz okuyucuların ruhunda sonsuzluğun mesajına doğru bir yolculuğa çıkartır.
yani bir aborijin bilgeliği romanı denmesinin hakkını sonuna kadar vermiş bir kitap. kitaptaki aborijin bilgelerinin söyledikleri adeta kendi ruhumuzda sanki hiç keşfetmemişiz gibi bir yolculuğa çıkarıyor. hislerimize dokundukça ruhumuzu arındırıp içimizdeki güzelliğin farkındalığını yaratarak kendimizi insanlığımıza iyi gelecek bir değişime uğramış olarak buluyoruz.o yüzden bana kattıkları özel olan bir kitap.
okumaktan keyif alacağınız ,okudukça huzur bulacağınız bir kitap.
şimdi size kitaptan birkaç kesit paylaşacağım.
''kafanın konuşması toplumun bir ürünüdür, kalbin konuşması sonsuzluktan gelir.''der kitapta. en sevdiğim cümlelerden biri oldu.
altını çizdiğim yerlerden biri de ölümle ilgili çok farklı bir bakış açısı kazandıran aşağıdaki paragraf oldu.sen kimseyi öldüremezsin aslında ya da kimse ölmez. ölen sadece bedendir ve ruh sonsuzdur yine sonsuzluğa gider der.
''değişime uğramış olanların,mutantların dünyasında dini bir ilke vardır.bu 'öldürme'dir. bu yeterince açıktır ama yine de onlar savaşlarda,ulaşımda,yapılan tıbbi deneylerde kendi mallarını ya da yaşamlarını korurken,kızgınken hatta yalnızca ödeşmek için bile birbirlerini öldürürler.basit 'öldürme' ilkesinin yorumu kişinin farklı koşullar altındaki düşüncelerini haklı çıkarmak için değiştirilir.eğer toplum bu biçimde düşünmeyi seçerse bu kabul edilir ama gerçek 'öldürme' değil 'öldüremezsin!'dir.bunun koşullarla ,izinle ya da yapılmış olan edimlerin incelenmesiyle hiçbir ilgisi yoktur.sözler gayet açıktır.öldürmek olanaksızdır.o ruhu sen yaratmadın,onu sen öldüremezsin.insan biçimine son verebilirsin ama bu yalnızca ruhu sonsuzluğa geri gönderir.ruhlar durup başlamazlar,onlar süreklidir.ölüm bir sonuç değildir.ölüm sonsuzluk dünyasında değişik bir biçimde var olmaktır.bir yaşama son vermek kişiye kesinlikle sorumluluk getirir;yaşam çok değerli bir deneyimdir.''
bir diğeri de koşulsuz sevgiden bahsettiği kısımdır.
''bizim seçme şansımız vardır. bizim özgür irademiz vardır ve bizler bunun farkındayız. ne kadar disiplinli olacağımıza yalnızca biz karar veririz ve bundan dolayı sorumluyuz. bizler yaratıcı varlıklarız. sınırsız yaratıcılığa ulaşabiliriz. biz burada bir diğerimiz için, yardım etmek, geliştirmek, eğlendirmek, karşılıklı ilişkide bulunmak için bulunuyoruz. bizler burada bu gezegene bakmak için bulunuyoruz. enerjinin bilgisi ve bu bilginin idare edilmesi bilincimizle birlikte gelir. birçok duygumuz vardır ve bizler sonunda anahtarın çok basit olduğunu anlayacağız. bu anahtar yargısız, koşulsuz sevgidir. eğer bir şey karmaşık gibi görünüyorsa, bu, sevgi değildir; başka bir şeydir. sevgi, duruma göre hangi rol daha fazla yardımcı oluyorsa, yardım edici, verici ya da alıcı olabilir. insanlar bilgeliğe ulaşabilirler, ama diğer canlılara bu fırsat verilmemiştir. duygusal bilgeliğe ulaşmak bizim yeryüzündeki görevlerimizden biridir.''
(bkz: marlo morgan)
devamını gör...
sezgin kaymaz
türkiye'nin underground kalmış kalemi kuvvetli yazarlarındandır. herkesin okuması gerekir. yalnız okumaya karar verirseniz, kitabın bir seriden olup olmadığına bakarak okumaya başlayın.
devamını gör...
tumblr
bir ara oldukça popüler olan hatta ''tublr girl, tumblr boy'' gibi tiplerinde türediği bir sosyal medya platformudur. hiç kullanmadım, kullanmam da.
devamını gör...
yazarların günlük cilt bakım rutini
sabah
güzelce sade suyla yıkama
nemlendirici krem/güneş kremi sürme
gece
makyaj temizleyici jel ile yıkama
micellar su ile temizleme
gece kremi+göz kremi sürme
her duşta
lif
vücut nemlendirici krem
ayak bakım kremi
ayda bir
pedikür
hamam-kese
yüz maskesi
cildim kuru, gün içinde elimi her yıkadığımda el kremi de sürüyorum*.
lisede bir kaç yıl dove kullandım ama bence cildin ışıltısını alıp matlaştırıyor.
güzelce sade suyla yıkama
nemlendirici krem/güneş kremi sürme
gece
makyaj temizleyici jel ile yıkama
micellar su ile temizleme
gece kremi+göz kremi sürme
her duşta
lif
vücut nemlendirici krem
ayak bakım kremi
ayda bir
pedikür
hamam-kese
yüz maskesi
cildim kuru, gün içinde elimi her yıkadığımda el kremi de sürüyorum*.
lisede bir kaç yıl dove kullandım ama bence cildin ışıltısını alıp matlaştırıyor.
devamını gör...
gece kuşları
gece kuşları orijinal ismiyle nighthawks edward hopperın gece saatlerinde bir restaurantta oturan insanları betimlediği bir tablodur. tablo edward hooperın en önemli eseridir. ayrıca amerika sanatının en tanınan en şöhretli eserlerinden biridir. bu muhteşem tablo şu an şikago sanat enstitüsünde bulunmaktadır. öncelikle bu tanımı okuyorsanız hemen yeni bir sekme açıp tabloya göz atın inceleyin. benim bu tabloyla tanışmam bir ödev vesilesiyle oldu. hocamız 4 farklı ünlü tablo verip bunlar hakkında hikayeler yazmamızı istedi benim en çok ilgimi çeken tablo bu tablo oldu. gelelim bu tablo bize neler anlatıyor . gelin beraber tablonun çıkış zamanını analiz edelim 1942 . ressam pearl harbor saldırısından hemen sonra bu tabloyu yapmaya başlıyor . tabloda gördüğünüz barın oradaki beyaz kıyafetli adamın şapkası pearl harbor baskınına bir gönderme. bu savaş sonrası ülkede oluşan buhran , kasvet, ve yalnızlık duygusunu bize anlatmak isteyen ressam aynı zamanda restaurantı değil kocaman bir şehrin yalnızlığını tablosuna aktarmayı başarmış. hemde bunu sadece tek bir plan üzerinden yapıyor . tabloda sadece restaurant ve bazı karanlık sokakları görürüz. işte tam da burayı iyice düşünmek irdelemek gerekir. ressam renkleri o kadar iyi kullanmış ki dışarının karanlığı pencerelerin ıssızlığı tam bir kasvet yalnızlık olgusunu bize yansıtır. hemen okumayı bırakın tekrar tabloyu açın insanların yüzünü inceleyin oturma düzenlerine bakın birbirlerine çok yakın görünüyorlar ama çok uzaklar aynı zamanda . insanların yüzündeki duygusuzluğu inceleyin . savaş denen kavramın ne kadar kötü bir şey olduğunu sadece bir tabloya bakarak anlayabiliyorsunuz. resimde insan yaşamına dair bir belirti yoktur. hatta bulundukları restaurantın kapısı da yoktur. arkası dönük bize doğru oturan adama dikkatle bakın ne kadar yalnız gözüküyor değil mi . tablonun anlatmak istediği mesajı bize tek başına anlatıyor gibi. ben de hikayemi yazarken o adam üstünden bir yol izledim . açıkçası bu tabloyu bu zamana kadar görmediğim için üzüldüm. ve bana tablo çok inanılmaz göründü . buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. umarım bu tanımı okuyan gözleriniz tabloyu beğenmiştir. ve ben gibi hissetmenize sebep olmuştur.
devamını gör...
lhermitte bulgusu
multipl skleroz hastalığında görülen baş fleksiyonda iken(çenemizi göğsümüze değdirdigimiz hareket) vertebrada aşağıya inen elektrik çarpma hissi bulgusuna verilen isimdir.
devamını gör...
izmir bombası
5 yediğim oldu dinlene dinlene kordonda.
edit: beyaz cikolata ve normal severim.
edit: beyaz cikolata ve normal severim.
devamını gör...
algı yönetimi
nato yazılı kaynaklarına göre algı yönetimi insanların tarafsız düşünme yeteneklerini etkilemek için girişilen her türlü eylemi kapsar ve kamu diplomasisi, psikolojik operasyonlar, kamu bilgilendirme, aldatma ve gizli eylem faaliyetlerinden oluşur.
pentagon kaynaklarına göre algı yönetimi duygu, güdü ve muhakemelerini etkilemek amacıyla izleyicilere itinayla seçilmiş bilgiyi, belirli bir fikri ve mesajı taşıyan ya da inkar eden operasyonel faaliyettir.
algı yönetimi gücünü gizliliğinden alır. bu nedenle en savunmasız kitle çocuklar, teknoloji okur yazarı olmayan insanlar, belirli bir bilişsel mantığa ulaşamamış eğitimsiz veya yarı eğitimli insanlar en savunmasızları oluşturur.
algı mimarlığı alanında dünya'da belli başlı şirketler faaliyet gösterir. bunlardan bazıları benenson strategy group, taylor nelson sofres global - tns global piyasa araştırma danışmanlık, agb nielsen
bu şirketler dijital medyanın ve televizyonların hakimidir. seyircinin davranışlarını ve algısını yönetmek için anketler, deneyler, modellemeler yaparlar. türkiye televizyonlarında reyting ölçümünü yapan şirket tns global'dir ve ingiltere merkezlidir.
benenson strategy group, abd eski başkanı barrack obama’nın seçim propagandasını yapan şirkettir. internet sitesinde obama'nın videosu vardır. link
yakın zamanda isviçre federal teknoloji enstitüsü (epfl) bir rapor yayınladı: "türkiye'deki yerel gündemlerin yüzde 47'sinin, küresel gündemlerin de yüzde 20'sinin sahte olduğunu tespit ettik."
- twitter’daki savunmasız kullanıcılar algı operasyonuna maruz kalıyorlar. türk gençliğinin kafasını gereksiz şeylerle ve yüreğini sahte umutlarla dolduruyorlar.
- twitter şirketine, isviçre federal teknoloji enstitüsü öneriler sundu. twitter’dan henüz yanıt gelmedi.
kaynak: trthaber
fark ettiğiniz üzere türkiye'de erken seçim beklentisi var. akparti hükümetinin yani recep tayyip erdoğan'ın demokratik yollarla gitmesi gerektiğini joe biden daha önce söylemişti. şimdi de her pazar sedat peker videoları yayınlanıyor. 20 yıldır muhalif partilerin yapamadığını bir mafya örgütü lideri yaptı. sedat peker'in her videosu bir gün içinde en az 5 milyon kere izleniyor. yani gündemi artık recep tayyip erdoğan değil sedat peker belirliyor.
bunlara inanmayın. sedat peker de o sofradaydı. ama görülen o ki sedat peker haftaya siyasi parti kursa ona oy verecek en az 2 milyon aptal vardır bu ülkede.
facebook bir ara açıklama yapmıştı: sosyal medya platformlarını rahatça kullanabildikleri için çocuklarınızla övünmeyin. biz bu platformları en gerizekalı insana göre tasarlıyoruz.
bir hareket başlatalım! kafa sözlükte algı operasyonu yapan, belirli bir ideolojiyi desteksiz savunan, siyasi partileri türkiye cumhuriyeti'nin kazanımlarından ve laik değerlerinden daha üstün görenleri, kişileri-kurumları-siyasi partileri böyle göstermeye çalışan her kullanıcıyı moderasyon ekibine şikayet edin.
arkadaşlar bu işin sağı-solu yok. çocuklarınız ve siz sistematik bir şekilde aptallaştırılıyorsunuz. bu bir halk sağlığı sorunudur.
pentagon kaynaklarına göre algı yönetimi duygu, güdü ve muhakemelerini etkilemek amacıyla izleyicilere itinayla seçilmiş bilgiyi, belirli bir fikri ve mesajı taşıyan ya da inkar eden operasyonel faaliyettir.
algı yönetimi gücünü gizliliğinden alır. bu nedenle en savunmasız kitle çocuklar, teknoloji okur yazarı olmayan insanlar, belirli bir bilişsel mantığa ulaşamamış eğitimsiz veya yarı eğitimli insanlar en savunmasızları oluşturur.
algı mimarlığı alanında dünya'da belli başlı şirketler faaliyet gösterir. bunlardan bazıları benenson strategy group, taylor nelson sofres global - tns global piyasa araştırma danışmanlık, agb nielsen
bu şirketler dijital medyanın ve televizyonların hakimidir. seyircinin davranışlarını ve algısını yönetmek için anketler, deneyler, modellemeler yaparlar. türkiye televizyonlarında reyting ölçümünü yapan şirket tns global'dir ve ingiltere merkezlidir.
benenson strategy group, abd eski başkanı barrack obama’nın seçim propagandasını yapan şirkettir. internet sitesinde obama'nın videosu vardır. link
yakın zamanda isviçre federal teknoloji enstitüsü (epfl) bir rapor yayınladı: "türkiye'deki yerel gündemlerin yüzde 47'sinin, küresel gündemlerin de yüzde 20'sinin sahte olduğunu tespit ettik."
- twitter’daki savunmasız kullanıcılar algı operasyonuna maruz kalıyorlar. türk gençliğinin kafasını gereksiz şeylerle ve yüreğini sahte umutlarla dolduruyorlar.
- twitter şirketine, isviçre federal teknoloji enstitüsü öneriler sundu. twitter’dan henüz yanıt gelmedi.
kaynak: trthaber
fark ettiğiniz üzere türkiye'de erken seçim beklentisi var. akparti hükümetinin yani recep tayyip erdoğan'ın demokratik yollarla gitmesi gerektiğini joe biden daha önce söylemişti. şimdi de her pazar sedat peker videoları yayınlanıyor. 20 yıldır muhalif partilerin yapamadığını bir mafya örgütü lideri yaptı. sedat peker'in her videosu bir gün içinde en az 5 milyon kere izleniyor. yani gündemi artık recep tayyip erdoğan değil sedat peker belirliyor.
bunlara inanmayın. sedat peker de o sofradaydı. ama görülen o ki sedat peker haftaya siyasi parti kursa ona oy verecek en az 2 milyon aptal vardır bu ülkede.
facebook bir ara açıklama yapmıştı: sosyal medya platformlarını rahatça kullanabildikleri için çocuklarınızla övünmeyin. biz bu platformları en gerizekalı insana göre tasarlıyoruz.
bir hareket başlatalım! kafa sözlükte algı operasyonu yapan, belirli bir ideolojiyi desteksiz savunan, siyasi partileri türkiye cumhuriyeti'nin kazanımlarından ve laik değerlerinden daha üstün görenleri, kişileri-kurumları-siyasi partileri böyle göstermeye çalışan her kullanıcıyı moderasyon ekibine şikayet edin.
arkadaşlar bu işin sağı-solu yok. çocuklarınız ve siz sistematik bir şekilde aptallaştırılıyorsunuz. bu bir halk sağlığı sorunudur.
devamını gör...
mary magdalene
garth davis’in yönetmenliğini yaptığı ve başrollerinde joaquin phoenix, rooney mara gibi isimlerin olduğu 2018 yapımı film.
filmi diğer isa filmlerinden ayıran en önemli şey şüphesiz olayların magdalalı meryem üzerinden anlatılıyor olması. bir diğer önemli nokta ise şu: 591 yılında papa ı. gregorius tarafından fahişe olarak tanımlanan meryem, 2016 yılında vatikan tarafından “resmi olarak” havarilerin havarisi ve isa’nın dirilişine tanık olan ilk kişi olarak tanımlandı. filmin sonunda bu bilgelere yer verilmiş. bu film, gerçekleşen bu olaydan sonra çekildi.
meryem, henüz daha isa ile karşılaşmadan önce bile içinde tanrı inancını ve sevgisini barındıran biri. hatta öyle ki sofralarda erkeklerden daha fazla konuşuyor bunları ama tabi ki susturuluyor. aynı zamanda ailesi tarafından biriyle evlendirilmek isteniyor ama direniyor. anlıyoruz ki daha önce de birkaç kez yaşanmış bu. meryem aslında ilerlediği yolun doğru olduğunu bilse de toplum ve çevre baskısı öyle fazla ki kendini “anormal” biriymiş gibi hissediyor, bu açık. ataerkil koşullar yüzünden karşılaştığı düşünce hep ailesini utandırdığı. ama o yine de her şeye arkasını dönüp isa’nın yolundan gitmeyi tercih ediyor. bu bakımdan filmin bir anlamda feminist bir bakışı olduğunu söyleyebiliriz. aynı zamanda bik bik edip “neden tarihte kadın düşünür yok?” sorularını soranlara da bir cevap bu.
film hakkındaki kişisel düşüncelerime gelirsek aslında temel hristiyan düşüncesinden çok ayrılmadığını söyleyebilirim. ama yine de sanki bazı noktalarda yönetmen özellikle kaşımış bazı şeyleri. örneğin isa’nın ölen bir kişiyi dirilttiği sahneye sanki özellikle çalışılmış. dirilen kişinin isa’ya benzerliği de hemen fark ediliyor. yine meryem’in petrus ile arasında geçen konuşmada “bu senin mesajın, onun değil” cümlesi çarpıcı. birçok filmde isa’nın çarmıha gerildiği esnada yaşadığı şaşkınlık ve yanılgıya değinilir. bu filmde de havarilerin yaşadığı şoku görebiliyoruz. çünkü daha o anda, isa ile beraber yürürken onun bahsettiği güzel dünyaya, krallığa ulaşabileceklerini düşünüyorlar ama isa ölüyor. meryem ise daha çok islam düşüncesinde de hakim olan ölümden sonraki güzelliğin peşinde.
film bence görsel olarak keyifli. bu tarz temalardaki filmleri sevenlerin beğeneceğini düşünüyorum. aynı zamanda filmin görüntü yönetmeni bright star (2006) ve dune (2021) gibi filmlerden hatırladığımız greig fraser. bu adama hakkını teslim etmek lazım, gerçekten başarılı.
ayrıca oyuncu kadrosu da epey kaliteli. yunan yeni dalga filmlerinde bolca gördüğümüz ariane labed; yeraltı peygamberi (2006) filminde oyunculuğu ile bizi mest eden tahar rahim ve incendies filmiyle gönüllere taht kuran lubna azabal.
filmi diğer isa filmlerinden ayıran en önemli şey şüphesiz olayların magdalalı meryem üzerinden anlatılıyor olması. bir diğer önemli nokta ise şu: 591 yılında papa ı. gregorius tarafından fahişe olarak tanımlanan meryem, 2016 yılında vatikan tarafından “resmi olarak” havarilerin havarisi ve isa’nın dirilişine tanık olan ilk kişi olarak tanımlandı. filmin sonunda bu bilgelere yer verilmiş. bu film, gerçekleşen bu olaydan sonra çekildi.
meryem, henüz daha isa ile karşılaşmadan önce bile içinde tanrı inancını ve sevgisini barındıran biri. hatta öyle ki sofralarda erkeklerden daha fazla konuşuyor bunları ama tabi ki susturuluyor. aynı zamanda ailesi tarafından biriyle evlendirilmek isteniyor ama direniyor. anlıyoruz ki daha önce de birkaç kez yaşanmış bu. meryem aslında ilerlediği yolun doğru olduğunu bilse de toplum ve çevre baskısı öyle fazla ki kendini “anormal” biriymiş gibi hissediyor, bu açık. ataerkil koşullar yüzünden karşılaştığı düşünce hep ailesini utandırdığı. ama o yine de her şeye arkasını dönüp isa’nın yolundan gitmeyi tercih ediyor. bu bakımdan filmin bir anlamda feminist bir bakışı olduğunu söyleyebiliriz. aynı zamanda bik bik edip “neden tarihte kadın düşünür yok?” sorularını soranlara da bir cevap bu.
film hakkındaki kişisel düşüncelerime gelirsek aslında temel hristiyan düşüncesinden çok ayrılmadığını söyleyebilirim. ama yine de sanki bazı noktalarda yönetmen özellikle kaşımış bazı şeyleri. örneğin isa’nın ölen bir kişiyi dirilttiği sahneye sanki özellikle çalışılmış. dirilen kişinin isa’ya benzerliği de hemen fark ediliyor. yine meryem’in petrus ile arasında geçen konuşmada “bu senin mesajın, onun değil” cümlesi çarpıcı. birçok filmde isa’nın çarmıha gerildiği esnada yaşadığı şaşkınlık ve yanılgıya değinilir. bu filmde de havarilerin yaşadığı şoku görebiliyoruz. çünkü daha o anda, isa ile beraber yürürken onun bahsettiği güzel dünyaya, krallığa ulaşabileceklerini düşünüyorlar ama isa ölüyor. meryem ise daha çok islam düşüncesinde de hakim olan ölümden sonraki güzelliğin peşinde.
film bence görsel olarak keyifli. bu tarz temalardaki filmleri sevenlerin beğeneceğini düşünüyorum. aynı zamanda filmin görüntü yönetmeni bright star (2006) ve dune (2021) gibi filmlerden hatırladığımız greig fraser. bu adama hakkını teslim etmek lazım, gerçekten başarılı.
ayrıca oyuncu kadrosu da epey kaliteli. yunan yeni dalga filmlerinde bolca gördüğümüz ariane labed; yeraltı peygamberi (2006) filminde oyunculuğu ile bizi mest eden tahar rahim ve incendies filmiyle gönüllere taht kuran lubna azabal.
devamını gör...




